Cümlenin manalı en minik birimlerine ya da kimsesiz anlamı olmadığı hâlde tümce içinde manâ şampiyon anlatım birimlerine kelime denir Kelime, halk müziği aralarında anlaşmayı sağlayan dilin manalı en minik parçasıdır Kelimelerin belirtilmiş bir uyum içerisinde bir araya getirilmesiyle anlaşma sağlanır
KELİMEDE AMAÇ
Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır Sahip oldukları anlamların açık havada zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir Burada kelimelerin amaç özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki kasıt ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede ya da söz içinde kullanılışlarına kadar yeni anlamlar da kazanabilirler, arasında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler
Manâ bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki amaç ilişkileri şunlardır:
Kelimelerin taşıdıkları birincil ve genel anlama reel anlam denir Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe tanıdık yaygın anlamıdır Buna temel anlamda denir
Meselâ, “ağız dendiğinde akla birincil gelen, organ adıdır “göz kelimesi de o kadar
Esas anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik anlamlara ast kasıt denir Sözcüğün reel anlamının açık havada, ancak reel anlamıyla az çok yakınlık taşıyan yeni anlamlar kazanması bağli anlamı oluşturur Bir sözcüğün bağli manâ kazanmasında genelde yakıştırma ve benzerlik ilgisi etkili olmaktadır
Meselâ “göz dendiğinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır Lakin “iğnenin gözü, “çantanın gözü, masanın gözü tamlamalarındaki anlamlar benzetme aracılığıyla kazandırılmış yeni anlamlardır Bunlara da yan kasıt denir
Meselâ, “düşmek kelimesi “Meyveler bir bir yere düştü cümlesinde temel anlamda; “Çocuğun pantolonu düşüyordu, “Bu yılın birincil karı düştü ve “Kavakların gölgesi yola düştü cümlelerinde alt anlamdadır
Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar (arka taraf)
Gülün tomurcukları sabah patlamış
Uçağın kanadı havada parçalanmış
Başı kırık bir çiviyi sökmeye uğraşıyor
Bu dalda başarılı olabileceğimi sanıyorum
Köprünün ayağına bomba koymuşlar
Şişeyi boğazına değin doldurdu
Kapının kolunu kırınca babamdan azar işittim
Benim yetiştirdiğim öğrenciler daha başarılı
Yokuşun başına değin koştuk
Simge ve soyutlaşma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz Yani bir sözcük birden fazla yerde ve çok bambaşka anlamlarda kullanılabilir Onun için somut örnek ve soyutlaşma, dilimizdeki kelimeler için defalarca mümkündür Maddi anlamıyla “geçilen yer aramak olan “yol kelimesi “yöntem, metot anlamına gelerek soyutlaşmıştır
Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduğu hâlde bilinmeyen varlıklar değişik özellikleri sebebiyle yerinde olan kelimelerle adlandırılır Buna yakıştırmaca denir Uçağın kanadı, masanın gözü, ayakkabının burnu vb
3 MECAZ AMAÇ
Bir sözcüğün reel anlamından tam olarak uzaklaşarak kazandığı yeni anlayış mecaz kasıt denir Diğer bir deyişle bir kelimenin, hakiki anlamı açık havada, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır Bu kullanımda anlatımı renklendirmek ve güçlendirmek esastır Mecaz anlamda iki sözcük bir yönüyle benzerlik ilgisi kurularak birbirine benzetilmiştir
Bu konuyu bir daha açmayacağım
Derdim çoktur, hangisine yanayım
Doktora abes gözlerle bakıyordu
Bu şarkıya bayılıyorum
Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı
Yakında savaş patlayacak
Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır Benzetme yoluyla yapılanlardan biri istiaredir İstiare açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır Edebiyat dersinde laf sanatları aralarında incelenir Eğretileme ve deyim aktarması da denir
“Kurban olam, kurban olam
Beşikte yatan kuzuya (açık istiare)
“Tekerlekler yollara bir şeyle anlatıyor (kapalı istiare)
Alaka yoluyla yapılanlara isim aktarması denir Isim aktarmasında benzetme amacı olmaz İçdış, parçabütün, niçinnetice, artistyapıt, yerinsan, yerolay gibi ilgiler vardır Aşağıdaki cümleler ad aktarmasına örnektir (ad aktarması ayrıca mecazı mürsel adıyla söz sanatlarında da işlenir)