İmplantlar malûm bir uzunluğa ve muayyen bir kalınlığa sahip materyaller olduklarından, implant yerleştirilecek nahiyede yerinde kemik hacminin ve yoğunluğunun olması gerekmektedir. Diş kaybı olan yerlerde fizyolojik kemik erimesi olacağından, mümkün olan en kısa hengamda implant tatbikine gidilmelidir.Bahsedilen kemik erimesi bireyden insana değişen nispetlerde olacağından üst çene de sinüs boşlukları , alt çenede altçene damar ve had paketini içeren mandibular kanal üzere anatomik oluşumlara görünür uzaklıkları sağlayan kemik uzaklığına sahip olunması gerekmektedir.
İmplant pratiği için bir üst yaş sonu yoktur. Kişinin umum sıhhat durumunun düzgün olması ve ağız hijyeninin denetim altında olması kafidir . Ama çok uzun mühlet dişsiz beklemiş kişlerde ,kemik erimesi sebebiyle muayyen nahiyelere implant yerleştirmek mümkün olamayacağından ,yapılması istenen implant üstü sabit protez seçenekleri daralacaktır. İmplantın ömürlük bir tatbik olduğu düşünülürse ,özellikle görünür ortamlarda diş kaybı yaşandıktan sonra , hengam geçirmeden implant tedavisine başvurulması , kişinin ileri yaşlarda sabit protez kullanma ihtimalini çok büyük nispette arttırır. Gelgelelim bu kaybedilen her diş için bir implant gerektiği mealine katiyen gelmez. Büsbütün dişsiz bir bireyde her bir çenede 6- 8 adet implant yerleştirilmesi sabit protez için yerinde olmaktadır.
Genç bireylerde ise implant uygulanabilmesi için bireyin etkin kemik büyüme ve gelişim periyodunun sona ermiş olması gerekir. Bu da insandan bireye değişmekle birlikte 17-18 yaş civarıdır