Bir ulke varmış eskiden Ve bu ulkede hic ama hic kırmızı gul yokmuş, butun guller beyaz renkteymiş Bir de birbirini cok seven bir kız ve bir delikanlı varmış Birbirlerine cok yakışıyorlarmış Kız cok guzel delikanlı ise cok yakışıklıymış Delikanlı bu kız icin her şeyi yaparmış Kız ise bir şart koymuş ortaya:
Bana kırmızı renkte bir gul getirirsen seninle evlenirim Delikanlı cok uzulmuş bu şarta, cunku hic kırmızı gul yokmuş bu ulkede Beyaz gullerle dolu bir bahceye gitmiş, aramış ama yok Sonra oradaki bir bulbule derdini yanmış Bulbul dinlemiş genci Ve en sonunda;
Uzulme delikanlı, yarın buraya aynı saatte gel, kırmızı bir gul goreceksin Onu al kıza gotur, evlenin mutlu olun Sen onu cok seviyorsun mutluluk hakkındemiş Cocuk buruk halde ayrılmış oradan Ertesi gun bahceye gitmiş koskoca bahce beyaz gullerle dolu yalnızca en ortada kırmızı bir gul! Delikanlı biraz şaşkın, biraz heyecanlı, biraz mutlu koşup gitmiş gulun yanına Ama gorduğune gercekten cok uzulmuş Bulbul yerde, kendini, dikeniyle oldurmuş olduğu gulun hemen dibinde cansız yatıyormuş Delikanlı, kendisinin mutluluğu icin, bulbulun kanıyla boyadığı 'kırmızı gulu' alıp kızın yanına gitmiş
Kız, arzusu gercekleştiği icin cok sevinmiş ve kendisine kırmızı bir gul getiren delikanlıyla evlenmeyi kabul etmiş Ama delikanlı; 'Benimle evlenebilmen icin bulbulun olmesi mi gerekiyordu? diyerek oradan ayrılmış ve bir daha da hic donmemiş
Birilerinin Mutluluğu Asla Başkalarının Mutsuzluğu Olmamalı