Son Konu

Kısa Hikayeler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kısa Hikayeler ozetleri
Kısa ve anlamlı Hikayeler

MUM ONU KENDİ RENGİNE BOYADI

Bir gece pervaneler dernek olmuş, bir mumu nasıl bulabileceklerini tartışıyorlardı İclerinden biri onerdi:

'Hepimiz birden gidip niye yorulalım ki, birimiz gidip mum bulsun, sonra gelip bize haber versin'

Oyle yaptılar Sectikleri pervane hayli gittikten sonra uzakta bir koşk gordu, icinde de parlak yanan bir mum vardı Sevincle geri donup arkadaşlarına mumun ne olduğunu, nasıl oldığunu bire bin katarak anlatmaya başladı Yaşlı bir pervane vardı aralarında, tecrubeli gungormuş, mumun ne olduğunu bilen Habercinin bu sozlerinden sonra onu kınadı ve ' Senin mumdan haberin yok, yanılmışsın' dedi

İkinci pervaneyi gonderdiler O da bir mum buldu ve ona şoyle bir dokunup geldi Sonra da ona nasıl kavuştuğunu onceki arkadaşından daha beter, ballandıra ballandıra tasvire koyuldu Yaşlı pervane yine sozunu kesti:

' Azizim, bu senin anlattığın mum değil Sen de bilmediğin şeyleri anlatmaya calışıyorsun'
Son gonderilen pervane mumu gorunce sarhoş oldu, sevgiliyi kucaklar gibi kendini mumun ateşine attı Butun bedeni kıpkırmızı kesildi Geri donduğunde yaşlı pervane daha onu uzaktan gorur gormez: ' İşte' dedi, yalnızca o başardı mumun ne olduğunu oğrenmeyi, yalnızca o erdi hakikate

Cunku mum onu kendi rengine boyadı, onu onurlandırdı


MİNE CİCEĞİNİ SULAMAK


Hakim yetmişlerine meren dayadıkları halde boşanmak icin başvurmuş cifte sormuş:
Bunca yıldan sonra nicin ayrılmak istiyorsunuz?Yaşlı kadın cevaplamış:
Hakim bey bir ay oncesine kadar aklımda bole bir şey yoktuEşim bana mine ciceği getirdi ,ben de cicekleri cok severim cicek cok sulanması gereken bir cicekmiş ve kocam duzenli aralıklarla sulanmadığında oleceğini soylediBen kemik rahatsızlıkları olan bir insanımGeceleri uykumdan kalkıp ciceği sulamam gerektiği halde ,bir gun fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da ciceği sulamadıBunun uzerine ben de bu kadar duşuncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim
Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş:
Senin soyleyecek bir şeyin var mı?
Yaşlı adam cevaplamış:
Eşimin anlattığı her şey doğru ,tek bir şey dışındaMine ciceği cok sulandığında olurKarımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi icin duzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı icin ben bu yalanı buldum Ciceği olmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldıO her uyanığında ben de uyanık olurdum,işini bitirip uyuduğunda gidip ciceğin suyunu boşaltır,pecetelerle tprağını kuruturdumSonra da yatağa gelip ,bana hayatı bahşeden,canımdan cok sevdiğim eşimi doyasıya severdim



Derviş Kaşıkları

Sevginin yalnızca sozunu edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?diye sordular bir bilgeye Bilge, buyuk bir sofra hazırladı ve sevgiyi dillerinden eksik etmemelerine karşın, onu gunluk yaşamlarında hic kimseye gostermeyen kişileri yemeğe cağırdı Sofrada herkes yerini aldıktan sonra, onlerine birer tas sıcak corba, sonra da derviş kaşıkları denen, sapları bir metre uzunluğunda ozel kaşıklar getirildi
Ev sahibi konuklarına bu kaşıkları nasıl tutmaları gerektiğini soyledi Herkes kaşığının ucundan tutmak zorunda kaldı Konuklar, uclarından tuttukları bir metre uzunluktaki kaşıkları guclukle taslarına daldırıyorlar, fakat kaşıklarına corba doldurup, ağızlarına goturemiyorlardı Ağızlarına bir kaşık corba koyabilmeyi beceremeyen konuklar, yemekten sonra kalktıklarında, karınlarını doyuramamışlar, kaşıklarından dokulen corbalarla da sofranın ustunu kirletmişlerdi
Bilge, bir gun sonra ikinci bir yemek daveti verdi Bu kez, sevgiyi gercekten bilen ve her gun sevgiyle yaşayan kişileri cağırdı Yuzleri aydınlık, gozleri sevgiyle gulumseyen pırıl pırıl kişiler geldiler ve bu kez onlar yerlerini aldılar, sofrada Onlerine birer tas sıcak corba ve sapları bir metre uzunluktaki derviş kaşıkları getirildi Onlara da kaşıkları ancak saplarının uclarından tutabilecekleri kuralını soylendi
Ev sahibi bilgenin Buyurun, afiyet olsunsozunden sonra sofradaki herkes, onundeki kaşığı, sapının ucundan tuttu ve herkes kaşığını, karşısındaki kişinin tasına daldırıp, kaşığına aldığı corbayı, karşısındaki kişinin ağzına uzattı Bu yontemle herkes karnını doyurabildi Konuklar sofradan kalktıklarında ise, sofranın ustunde, dokulmuş tek damla corba yoktu
Sevginin yalnızca sozunu edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır ?sorusunu soranlara bu uygulamayla yanıt verdikten sonra bilge, bir de oğutte bulundu:
İşte, dediKim ki yaşam sofrasında yalnızca kendini gorur ve yalnızca kendini doyurmayı duşunurse, o kişi ac kalacağını da bilmelidir
Ve kim ki başkalarına da duşunur ve o da kesinlikle doyurulacaktır Cunku yaşam denen bu pazarda, alan değil, veren kazanclıdır her zaman
 
Üst Alt