Son Konu

Kısa Keloğlan Masalları

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kısa Keloğlan Masalı
Keloğlan Masalları Kısa Kısa
Cocuklara Keloğlan Masalları

Keloğlan yuzyıllardır anlatılan, nesillerden nesillere aktarılarak gunumuze kadar gelen bir masal kahramanımız

Tembelliği her seferinde başına iş acsa da o, cocuksu saflığı, pratik zekası, yapıcı karakteriyle sonunda mutlaka doğruya ulaşır

Kucuk seyirciler oyunda bir yandan bu sevimli masal kahramanını maceralarını izlerken diğer yandan artık unutulmaya yuz tutmuş Karagoz, Ortaoyunu gibi geleneksel tiyatromuzun turleri arasında keyifli bir yolculuğa cıkarılıyor

Tanınmış bir halk oykuleri kahramanı Anadolu insanının buyuk duşler kurabilen, ama en buyuk odulleri de elinin tersiyle itebilen, erdemli, sağduyulu, biraz saf, biraz romantik, fazlasıyla pratik zekalı temsilcisi

Ankara Birlik, Eti Cocuk Tiyatroları ve pek cok ozel topluluklarca defalarca sahnelenmiş, buyuk ilgi ve beğeni gormuş Tahsin Melan'ın yazmış olduğu Keloğlan'ın becerikli eşeği adında cocuklara yonelik muzikli danslı bir tiyatro eseri de mevcuttur

Ayrıca, Necdet Şen'in Hızlı Gazeteci cizgi romanının 1989 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış, 1991 yılında da Remzi kitabevi tarafından kitap olarak basılmış bir macerasının adıdır

Genc milletvekili Doğan Onder'in siyaset sahnesindeki hızlı yukselişini ve kısa surede bir başka yuzuyle tanıdığı siyaset carkına uyum sağlayamayıp, iktidar ile onur arasında bir tercih yapmak zorunda kalışını anlatır

Oyku, aynı zamanda ulkemizdeki rant boluşumu uzerine kurulu parti ici demokrasisinin de cizgi roman yoluyla yapılmış dikkate değer bir eleştirisidir

Keloğlan ve Sihirli Taş

Bir varmış, bir yokmuş Allah'ın kulu cokmuş Cok soylemesi gunahmış Evvel zaman icinde bir Keloğlan varmış İhtiyar ve yoksul annesi, bu biricik oğlunu Keloğlum, keleş oğlumdiye severmiş Gunlerden bir gun Keloğlan annesinden izin
alıp balık tutmaya gitmiş Belki bir kac balık yakalarım Anacığımla pişirir, yeriz Ac karnımızı doyururuzdiye duşunuyormuş Irmağın kenarına gelip oltasını salmış Oğleye doğru kocaman bir balık tutmuş Pulları gumuş gibi parlak, gozleri cam gibi aydınlık, guzel mi guzel bir balıkmış bu
Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek istemiş Bir de ne gorsun! Balığın karnı icinde kocaman bir tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın Hem balığı gotururum anama, hem tasıdemiş


Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş Birden inanılmayacak bir şey olmuş Tastan boşalttığı sular altın olarak akıyormuş yere Keloğlan cok şaşırmış Bir kac kere denemiş, hep altın akıyormuş tastan Bu, sihirli bir tas galiba Hemen anama haber vereyimdemiş Evlerine koşmuş Sihirli tasa kupler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış Suyu boşalan kuplere de altınları biriktirmiş Artık ulke hukumdarı bile onun yanında fakir sayılırmış
Keloğlan gunler sonra buyuk bir saray yaptırıp oraya taşınmış Kendisine hizmetciler tutmuş Sevdiği ve istediği her şeyi alıyor, en guzel yemekleri yiyormuş Sonunda altınlarının cokluğu onu şımartmaya başlamış Gereksiz masraflara, luzumsuz harcamalara girişmiş


Oğlum bu işin sonu kotu olabilirdiye oğut vermeye calışan annesini bile dinlememiş Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim diyormuş Keloğlan'ın boyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış Herkes Eski hali bundan daha iyiydi Gozunu hırs burudu Keloğlan'ındemeye başlamış

Keloğlan bir gun daha cok altın elde etmek icinsihirli tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş Suyu tukenecek değil ya, bir saray da buraya yaptırayım demiş Gurur ve kibirle tasını suya daldırmış Kıyıda biriken altınlar hırsını artırıyormuş Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası Artık altınlardan başka bir şey duşunmuyormuş Birden tas elinden kayıp suya duşmuş Keloğlan onu tutmak icin eğilince kendisi de ırmağa yuvarlanmış Yuzme bilmediği icin hızla akan ırmakta nerdeyse boğulacakmış Binbir guclukle kenara cıkmış Kendisi suda cırpınıp dururken,biriktirdiğ i altınları da hırsızlar calıp goturmuşler
Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya annesinin yanına donmuş Başına gelenleri anlatmış Yaşlı kadın:
Uzulme yavrum, demiş Hay'dan gelen HU'ya gider Zaten, sen o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın Ustelik zenginlik seni iyice şımartmıştı Boylesi daha iyi oldu Hic olmazsa kendini başkalarından ustun gorme hastalığından kurtulursunKeloğlan bu sozlerle teselli bulmuş Anasına hak vermiş O gunden sonra da Sihirli Tası bir daha hic anmamış

Keloğlan ve kuyudaki dev

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman icinde, kalbur zaman icinde develer tellalken, pireler berberken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken; ulkenin birinde bir kasaba varmış Bu kasabanın kenar mahallelerindeki bir kulubede, cok fakir bir keloğlan ile ihtiyar annesi yaşamakta imiş Keloğlan cok akıllı ve becerikli olmasına rağmen calışmaktan hoşlanmaz, tembel tembel evde oturmayı, ne buldu ise yiyip, icmeyi ve uyumayı severmiş Tembel mi tembel, sacsız kafası ile de cok cirkin olduğu icin herkes ona keloğlan dermiş Keloğlanın ihtiyar annesi ise el camaşırı yıkar, hem kendini, hem de tembel keloğlanı beslemeğe calışır, zorluklar icinde gecinirlermiş

Her nasılsa Keloğlanın canı carşıya cıkıp dolaşmak istemiş Bir de bakmış ki, uzakta bir kalabalık var Kalabalığın ortasında bir adam bağıra bağıra bir şeyler soyluyor Kalabalıktaki insanlarda onu dinlermiş Bizim Keloğlanda kalabalığa sokularak bu adamın dediklerini dinlemiş Adam meğer şehrin tellallarından biriymiş Keloğlanın dinlemekte olduğu tellal şoyle demekteydi

Ağır bir iş icin bir adama ihtiyac vardır Bu işi gorecek adama yuz altın verilecektir Talip olacak kimse varsa ortaya cıksın

Keloğlan etrafta toplanan kalabalıktan ses seda cıkmadığını gorunce ve bu işin sonunda yuz de altın verileceğini oğrenince tellala:

Bu işi ben yaparım, yalnız bu yapılacak işi hemen bana soyle, demiş



Keloğlan Ile Yaşlı Değirmenci Masalı
Keloğlan ve zavallı anacığı , cok şiddetli bir gecim sıkıntısı icinde hayat mucadelesi verirlermiş Bir kuru ekmek bir parca peynirle gunlerce idare ederlermiş Komşularına gore, tarlaları cok azmış hemde verimsizmiş ustelik senelerin birinde oyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahceleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur almış Kış zamanı da yaklaşıyormuş ayrıca anası keloğlanı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

Ah oğlum saf oğlum hem de başı keleş oğlum , gurgenlerin tepelerine baktım Bu yıl kış hem tez gelecek , hemde kapkara gececek hic vakit gecirmeden gerken hazırlıklarını yapmalıyız sen git iş ara demiş anası keloğlan once duşunmuş once nerde nasıl iş bulurum diye uzun uzun duşunmuş taşınmış sonunda dışarı cıkıp iş aramaya başlamış ilk mağazalara bakmış iş yok değirmeni kontrol ediyim demiş belki iş bulurum hevesiyle değirmene ilerlemiş sonra oradaki yaşlı amcayı gorunce uzulmuş amca sana birşey teklif ediyim ben hergun buraya geliyim calışıyım hemde parasız keloğlan bunu neden yaptı dersiniz yardım icin eve donunce annesine başlamış olanları anlamaya annesi bas bas bağırmış nedir senin şu saflığın bir kurtulamadık diye ağlamaya başlamış

Keloğlan her gun gitmiş değirmene gitmiş sonunda kara kış gelmiş ve keloğlan ve anası ac kalmış ve bir gun keloğlan kapıda bir paket bulmuş icinde baya para ve bolca icecek varmış

Bu paket değirmenciden geliyormuş ve keloğlan iyilinin karşılını almış
 
Üst Alt