Son Konu

Kıssadan Hisse Hikayeleri

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
36
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kıssadan Hisse Hikayeleri
Kıssadan Hisse Hikayeler




Bir parmak ayrım
Günün birinde vezir padişah ile samimiyetine güvenerek; padişahın neşelendirici bir zamanında sorar:

Hünkarım, bildiğiniz üzere sürekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım Zekice dikkate almak ve sorunlara çözüm bulgu konusunda da sizden aşağıda kalır yanım değil! Lakin siz padişahsınız ben ise vezirinizim Aramızda ne fark var?
Bu soru üstüne padişah, dikkat çekici parmağını uzatmasını ister; kendi de dikkat çekici parmağını vezire uzatır Vezire Isır!der, kendisi de vezirin parmağını ısırmaya başlar Bir müddet cebelleşmeden sonradan vezir; dayanamayarak bağırır Bunun üzerine padişah vezire dönüp:
Eğer sen haykırış etmesen, ben de takatimin sonunda idim Lakin sen feryat ettiğine göre ben demek ama senden daha dayanıklıyım
Demiş ve eklemiş:
Bırak da aramızda bir parmak fark olsun!

Edep yaratılışa bağlıdır

Hükümdarlardan biri vezirine, oğlunun hocasıyla ilgili yakınıyordu:
Ben oğlum ilim öğrensin istiyorum Benim yerime iyi bir hükümdar olsun Fakat o aralıksız müzikle, sazla, sözle uğraşıyor Zannımca hocası onu, vasfına yakışır şekilde yetişmesi yönünde destekleyemiyor
Vezir:
Hükümdarım, hocanın elinde mucize değil! Çocuğun neye yeteneği varsa hocası oysa onda ilerlemesine yardım edebilir İnsanın doğası değiştirilemez Nezaket yaratılışa bağlıdır
Hükümdar düşüncesinin arkasındaydı Doğuştan Olan sahip olduğumuz yetilerin, edep ile değiştirilebileceğini savunuyordu Bunu sergilemek için de; bir akşam sarayda ağırlama düzen ettirdi Misafir Etme arasında eğitimli kedilerin bir gösterisi vardı Kediler, sırtlarına konan tabağı ve tabağın içindeki yanan mumları düşürmeden itinayla taşıyorlardı Hükümdar vezire, kedileri göstererek:
Görüyor musun? dedi Edep ile neler başarılabiliyor
Vezir karşılık vermedi, olumlu veya negatif Başka bir eğlence gecesini bekledi ve bu geceye gelirken de yanında birkaç tane fare getirdi gizlice Kedilerin gösterisi başladığında, fareleri kedilere dürüst salıverdi Fareleri görebilen kediler, sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine düştüler Mumlar bir yana, tabaklar bir yana yuvarlandı Yanan mumlardan, halılar tutuştu Ortalık aniden tarumar oldu Bu sırada vezir ise padişaha sokulup; iddiasını destekler kanıtı gururla seyrederek şöyle dedi:
Gördünüz mü padişahım, edep yaratılışa bağlıdır!

Dalkavuk arayan padişah

çok eskiden bir padişah can sıkıntısından kurtulmak için yalaka aramaya başlamış Lakin banal bir yalaka değil, ülkenin en iyi dalkavuğunu arıyormuş Dört bir yanlamasına haber salınmış Ülkenin değişik yerlerinden yüzlerce kişi padişahın dalkavuğu olmaya talip olmuş
Padişah adayları sırayla huzurunda kabul etmeye başlamış Birincil aday kendisini tanıtıp çalıştığı yerleri anlatmaya başlamış Padişah sabırla dinledikten sonra, demiş fakat:
Doğrusu sen o kadar dalkavuğa benzemiyorsun
Yalaka adayı:
Nasıl olur padişahım? Hizmetinde bulunduğum cümbür cemaat benden övgüyle bahsederdi Onlara da sorsanız benim ne değin iyi bir yalaka olduğumu anlatacaklardır, diyerek kendini savunmaya çalışırken
Padişih bu adayın istediği dalkavuk olmadığını söyleyip diğer adayı çağırtmış Benzer konuşmalar her zaman her yerde etmiş Gelen herkes kendisini ve çalıştığı yerleri anlatıyor, padişahın Sen böylece dalkavuğa benzemiyorsunsözüne karşılık, kendilerini savunmaya fırsat bulamadan sıra öteki adaya geçiyormuş
Nihayet bir aday da kendini tanıtınca padişah yeniden aynı sözle eleştirmiş:
Gerçekte sen öyle dalkavuğa benzemiyorsun
Aday:
Pek benzemem padişahım!
Padişah:
Dur bakayım benzeri azıcık benziyorsun?
Aday:
Birazcık benziyor olabilirim padişahım!
Bu sözler üzerine padişah, adamı sarayın dalkavukluğuna almış

Saray yolunda taş

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine iri bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş, geçenleri izlemek için
Ülkenin en zengin tüccarları, en dinç kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler, sabahtan öğlene değin Tümü kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler Böylece birçok kralı eleştirmiş: Halkından bu değin ücret alıyor fakat yolları temiz tutamıyordiyerek
Sonunda bir köylü çıkagelmiş Saraya meyve ve sebze getiriyormuş Sırtındaki küfeyi yere indirip iki eli ile kayaya sarılmış ve ıkına sıkına itmeye başlamış Sonunda kan ter içinde kalmış fakat kayayı da yolun kenarına çekmiş Bütün küfesini yeniden sırtına elde etmek üzereymiş ki, kayanın eski uygun bir kesenin durduğunu görmüş Açmış ama bundan başka ne görsün, kese altın doluymuş dahası kralın notu varmış içinde Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittirdiye yazıyormuş notta

Senin işin daha güç
Behlül Dânâ'nın menkıbelerinden kitaplar meydana getirilmiştir Bunların tümü insanları iyiliğe, doğruluğa, Allah rızasını kazanmaya özendirici bir özellik taşır Türk halkı arasında da bunlardan bir bölümü bilinmekte ve anlatılmaktadır

Bir hac ibadeti sırasında Harun Reşid ve Behlül yüksekçe bir yere oturup oradan ibadet ve dua eden ve giderken ağlayıp gözyaşı döken insan selini seyrediyorlardı Behlül Dana halifeyi ihtar etmek için yeni bir fırsat yakalamıştı Dedi ama:

Ey müslümanların halifesi, tüm bu ağlayıp sızlayan ahali kendi nefislerinin günahlarının hesabını verip veremeyeceklerini bilmedikleri için ağlaşıyorlar Halbuki sen kendi nefsinin hesabı yanında tüm bu insanların da hesabını vereceksin *
 
Üst Alt