Son Konu

Kiyamet suresİ

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
KIYAMET SURESİ


Ulemanın icmaı ile Mekkîdir 40 ayettir Kıyamet gününden bahseder ve onun mutlaka vuku bulacağına ilişkin deliller ileri sürer Onun korkulu manzaralarını gözler önüne sererek tasvirini yapar Sonra da ruhun bedenden çıkışını ve halkın İlk yaratılışını anlatır,
Kıyamet Günü Ve Onda Meydana Gelecek Haller
Rahman ve Rahim olan Allah adıyla
12 Kıyamet gününe yemin ederim ve nedamet çeken nefse yemin ederim (ki, insanlar öldükten sonra dirilüleceklerdir)
3 İnsan, kemiklerini bir araya toplayacağımızı mı sanıyor?
4 Evet, Biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yemden yapmaya kadiriz,
56 Ama, insanoğlu gelecekte de suç işlemek ister de: Kıyamet günü ne zamanmış!der
710 Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: Kaçacak yer nerede;der,
11 Hayır; hayır; bir sığmak yoktur,
12 Ey insan! O gün, sen, Rabbinin huzuruna varıp durursun
13 O gün, İnsanoğluna önde ve sonda yaptığı ne varsa bildirilir,
1415 Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir
16 Ey Muhammedi Cebrail sana Kur'an okurken, unutmamak İçin acele edip onunla beraber söyleme, yalnız dinle
17 Doğrusu o vahyolunam kalbine yerleştirmek ve onu sana okutturmak Bize düşer
18 Biz onu Cebrail'e okuttuğumuz zaman onun okumasını dinle
19 Sonra onu sana açıklamak Bize düşer
20 Hayır, hayır; ey İnsanlar! Sizler, çabuk elde edeceğiniz dünya nimetlerini seversiniz
21 Ahireti bırakırsınız
2223 O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır
24 O gün bir takım yüzler de asıktır
25 Kendisinin belkemiğinin kırılacağını sanar
Bazı Kelimeler:
Kendini veya başkalarım çok kınayan însan sanıyor mu? 'Parmak uçlarını yapıp düzeltiriz
Fuhuş, günahda devam etmektir Burada emamdan kasıt geri kalan hayatı demektir Dehşetin şiddetinden ötürü göz kaydı ve hayrete düştü Ayın aydınlığı gidip karardı, Kaçış yeri Sığınılacak yer İstikrar ve sükun Delil ve tanık Özürleri ve mazeretleri Okuyuş Dünya ve ondaki şeyler Bırakıyor, terk ediyorsunuz Güzel ve ışıl ışıl parlayan Gören ve bakıp bekleyen Asık yüzler Bel kemiğini kıran şiddetli ve belalı bir iş
Açıklama:
Cenabı Allah bu sureye ölüm sonlası dirilişi isbatlamak için yeminle başladı
Bilesiniz ki burada ve süresindeki kasem, nefisı ile ile başlatılmıştır Alimler bunun manalandırılması hususunda hayrete düşmüşlerdir Bazıları demişler ki: Bu ifadenin aslı Muhakkak ki ben kıyamet gününe yemin ederimşeklindedir Bazıları da demişler ki, yeminin başında geçen nefiysı, o inkarcıların fasid inançlarını reddetmiştir Sonra da ölüm sonrası dirilişe yemin etmekle söze başlanmıştır
Denildi ki: Apaçık bir şekilde ortada bulunduğu ve inkarcıların inkârlarına yer bırakmadığı için Allah ölüm sonrası dirilişin vukuunun olduğuna bu ifadelerle yemin etmiştir
Âlusînin kitabında bunu daha dakîk ve daha münasip bir şekilde ortaya koyan bir yorum vardır Kitabındaki kelamının sırlarını elbetteki en iyi bilen Cenabı Allah'tır —Mezkur yorumun Özeti şöyledir: Bİr şeye yemin etmek, onu tazim etmeyi içerir Sanki Cenabı Allah şöyle demektedir: Ben kıyamet gününe yemin ederim Kinayıcı nefse de yemin ederim
Bu şu manaya gelir: Aslında kıyamet günü ile Nefsİ Levvame dediğimiz kınayıcı nefis, yemin ifadesi ile tazim edilecek şeyler değildirler Çünkü bunlar üzerlerine yemin edilse de edilmese de büyük ve azametli şeylerdirler Bu da üzerine yemin edilen şeylerin büyüklük ve azametini ifade eden bir üsluptur Üzerine yemin edilen şey burada ölüm sonrası diriliştir
Kutlu ve yüce olan Hak Teâlâ kıyamet gününe yemin ederek buyurdu ki, insanlar hesaba çekilmeksizin kendi başlarına bırakılacak değildirler Bilakis onlar ölümlerinden sonra diriltilecek ve amellerinin karşılığını göreceklerdir
Aynı şekilde Cenabı Allah Nefsi Levvameye, yani kendini hayır işlemediği veyahut da kötülük işlediğinden ötürü çokça kınayan nefse de yemin etmiştir Bu kınama ve bu kötüleme kıyamet gününde olacaktır Bazıları dediler ki Nefsi Levvame, dünyada iken kusurlarından veya kötülüğe sapmasından ötürü kendini kınayan nefistir Fakat nefsin bu kötü amellerinden Ötürü cezasız bırakılacağını akıl kabul etmez
Kıyamet gününe ve Nefsi Levvameye yemin ederim ki ey insanlar sizler, ölümünüzden sonra diriltilecek ve kıyamet gününde de, dünyada işlemiş olduğunuz hayır veya şerrin karşılığını görmek üzere hesaba çekileceksiniz
İnsan, vahyi yalanladığı halde kendisini ölümünden ve kemiklerinin dağılıp toprakta kaybolmasından sonra onun cüzlerini biraraya getirmeye muktedir olamayacağımızı mı sanıyor?!
Bu cümlede geçen insan kelimesi ile hususî bir şahıs mı yoksa İnkarcı olan her insan mı kast edilmiştir? Rivayetlerde anlatıldığına göre bu ayetİ kerime Peygamber (SAV) Efendimizin iki kötü komşusu olan Adî bin Rebia ile Ahnes bin Şureyk hakkında bir reddiye olarak nazil olmuştur Adî bir gün Resulullahm yanma gelip oturmuş ve ondan kendisine kıyametten bahsetmesini istemişti Peygamber Efendimiz kıyametin ahvalini anlatmaya başlayınca Adî şöyle demişti: Vallahi ben o kıyamet gününü gözlerimle görsem bile seni doğrulamam; sana da, kıyamete de iman etmem! Allah'ın, öldükten sonra dağılmış kemikleri bir araya getirmesi mümkün müdür?!
İşte bu nedenle Kur'anı Kerim, Adî ile Ahneı'i özel olarak ve inkarcı herkesi de genel olarak yukarıdaki ayeti kerime ile reddederek şöyle demiştir: Evet biz, ölümden sonra insanın kemiklerini bi r araya getirip ona yeniden hayat vermeye, ilk defa yarattığımız gibi sonra ikinci kez de yaratmaya muktediriz Hatta onun parmak uçlarını bile eskisi gibi düzgün bîr halde meydana getirebiliriz
Burada parmak uçlarının düzeltilmesinden bahsedilmesi, insanın ölümünden sonra bütün azalarının eksiksiz olarak yerine getirilerek yeniden diriltİleceğine işaret etmek içindir Parmak uçları ve parmaklardaki eklemlerle kemikler son derece ince bir terkip ve konum içerendedirler Parmak uçlarındaki İzler, kişiden kişiye değişiktirler İşte bütün bunlar Allah'ın kudretinin eksiksizliğine delalet etmektedirler Dahası, O yüce zatın, ölümlerinden sonra İnsanların kemiklerini bir araya getirip onlara yeniden hayat vermeye muktedir olduğuna şüphesiz bir şekilde delalet etmektedirler
Fakat insan, devamlı suç işleyerek ilerisini de berbad etmek isterEvet burada İnsanın daha şiddetli bir fiilinden ve protestoya daha çok sebebiyet veren bir tutumundan Ölürü yeni bir üslupla kınanmasına dönülmektedir O, ölüm sonrası dirilişi inkâr ediyor Çünkü o, kötülüğü sürdürmek istiyor Günahı irtikâb etmeye devam etmek, hayatı boyunca günahtan kopmamak istiyor, o kendisim kötülükten alıkoyan ve serden men eden, aklı ve dini olmayan bir hayvan gibi yaşamak istiyor İşte facir, masiyet irtikâb eden, hakka karşı gözünü kör eden bu insana bir vaiz öğüt verdiğinde veya kendisine kıyamet günü hatırlatıldığında, alay edip inkâr ederek sorar: Şu kıyamet günü ne zaman gelecek? Bu gün uzak mıdır, yoksa yakın mıdır? Şu alçak insan, sapıklığında devam eder Şehvetlerine ve güdülerine kapılarak hayatını boşuna geçirir Gözün kamaştığı, ay karardığı, kâinatın nizamı bozulduğu, ay ile güneşin aynı mekân ve aynı zamanda bir araya geldiği zaman, bu insan dehşete kapılıp şaşırır, kaçış yeri neresidir, kurtuluş neresidir? diye sormaya başlar Hayır binlerce hayır! Bu gün kaçış yeri yoktur, sığınak yoktur Yardımcı ve destek yoktur Allah'ın azabına karşı sizi koruyacak olan şey, yine ancak onun affetmesidir O gün varıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur Sığınma sadece O'nun dergâhına yapılır Ancak O'nun huzurunda sükûnet bulursunuz
Peki bundan sonra ne olacak? İnsana, dünyada iken işlemiş olduğu ve ahiret İçin hazırlamış olduğu amellerinden haber verilecek, kendisinden istenildiği halde yapmadığı işler bildirilecektir Bu haber ve bildirimden maksat insanın ameline karşılık görmesidir Hayır işlemişse hayır, şer işlemişse şer görecektir!
Sonra kutlu ve yüce olan Hak Teala insanın amellerinin kendisine çok açık ve net bir şekilde bildirileceğini izah buyurmakta ve şöyle demektedir: Hayır bilakis, insan o gün kendi nefsi aleyhinde şahitlik yapacak, istekler ileri sürecek Buna göre kıyamet gününde insana kendi amelinin bildirilmesi sözüyle, ameline karşılık mucazat görmesi kast edilmiş oluyor Kaldiki o kendi nefsinin aleyhinde tanıklık yapacaktır Amellerinin kötülüğünü bildirecektir Dünyada iken yapmış olduğu şerli işleri anlatacaktır O zaman, kendisinden' başka bir şahide de ihtiyaç hissedilmeyecektir O gün dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecektir?' Bu gün nefsin sana hesapçı olarak yeter!İnsan bir takım özürler ortaya atsada kendi amelinin kötülüğüne şahitlik edecektir Kendi nefsinin kendi aleyhinde tanıklık etmesi, bu mazeretlere nisbetle daha hak bir sözdür
Rivayete göre Peygamber (SAV) Efendimiz Kur'anı Kerimi hıfzetmeye tutkundu Ama ayeti kerimeleri hıfzetmek O'na zor geliyordu Cebrail, Ayetleri O'na okuyordu O'da Ayetleri Cebrail'den dinlediği esnada bir tek kelimenin veya bir harfin zayi olmaması için hemen onunla birlikte dilini ve dudaklarını hareket ettirerek ayetleri telaffuz ediyordu Tahâ suresinde Peygamber (SAV) efendimiz böyle yapmaktan men olundu: Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan Kur'an'ı acele okumaya kalkma'
Bu surede de şu cümle ile Peygamber Efendimiz, Kur'an'ı Cebrail tamamlamadan okumaktan men edilmiştin Onu tekrarlamak için (henüz Cebrail sana vahyi bitirmeden) dilini depretmeYani ey Peygamber, Cebrail'in vahyi sana tamamlamasından önce dilini hareket ettirme Kur'an'ı hemen çabuk almak ve hıfzetmek amacıyla dilini acele oynatma Çünkü bu Kur'an'ı senin göğsünde toplamak bize aittir O'nu senin kalbine yerleştirecek olan biziz O'nu hıfzedesin ve hiç unutmayasın Cebrail vasıtasıyla O'nu sana okuduğumuzda sükûnetle dinle Cebrail tamamladıktan sonra peşi sıra oku Kendini O'nu hıfzeden ve anlayan bir nefse sahip bulacaksın O'nun manasını kavramak için kendini pek yorma Çünkü Allah sana O'nu açıklayıp müşkil olan taraflarım izah buyuracak, sırlarını keşfettirecektir
Bütün bunlar Kur'anı Kerim'in Allah katından gönderilen bir Kitap olduğuna delalet eden kuvvetli deliller değilnıidirler?!
Geride önemli bir mesele kaldı: Bu meselenin ölüm sonrası diriliş ile onu inkâr eden kimselerden bahseden ayetlerin ortasına konulmasındaki sır nedir? Bazı alimler bunu te'vil ederken demişler ki: Bu sözler önceki ayetlerle bağlantılıdır, çünkü her insanın, kıyamet gününde okuyacağı ve kendisine teslim edileceği bir amel defteri vardır Ölüm sonrası diriliş gününü yalanlayan facir kimseler ve hayatları boyunca günah işlemiş olanlar, kıyamet gününde geldiklerinde ve amel defterleri kendilerine teslim edildiğinde, dillerini süratle oynatıp hareket ettirirler ki, kitaptaki bazı bilgileri gizlesinler Onlar bunu gizlemekle bu aleyhlerindekİ ifadelerden kurtulacaklarını zannederler Dolayısıyla kendilerine ikazda bulunularak süratle dillerini oynatmamaları ve işlemiş oldukları kötü amelleri ikrar etmeleri emredilir Çünkü Cenabi Allah onlann bütün amellerini beyan buyuracaktır
Ama müfessirlerin çoğu birinci görüşü tercih etmekte ve bu ayetlerin, Kur'anı Kerim'i hıfzetmekte olduğu gibi,hayır işi hususunda olsa bile aceleciliği kınamayı te'kid eden bir nevi parantez cümlesi olarak buraya konulduğunu söylemektedirler Kur'an'ı hıfzetme gibi hayırlı bîr işte acelecilik kınandığına göre, dünya sevgisi gibi kötü bir işte a' '^ilik etmenin ne kadar kötü bir iş olduğunu varın siz düşünün Birinci görüşü tercih eden müfessirlerin fikirlerini, müteakip ayetler de te'kid etmektedirler
Şeyh Abdulkadir El Mağribî, tefsirinde bu âyetlerin, kendisine Cebrail tarafından Kıyame sûresi okunduğu zaman Peygamber Efendimize nazil olduğu görüşünü tercih etmektedir Peygamber Efendimiz, dilini süratle hareket ettirerek Kur'an'ı çabuk ezberlemek istiyordu, ama Cenabı Allah kendisine böyle yapmamasını emreden şu ayeti kerimeyi inzal buyurdu: Onu tekrarlamak için (henüz Cebrail, sana vahyi bitirmeden) dilini depretmeCebrail de kendisine bildirilen bu ayeti sıcağı sıcağına Peygambere telkin etti ki O da hemen bu emre uyup dilini çabuk hareket ettirmesin!
Ey insanlar! Üzerinde bulunduğunuz işlerinizde ve amellerinizde acelecilik tutkusundan vazgeçin
Bu, bütün insanlığı kapsayan umumî bir hastalıktır Her ne kadar bazı kimseler hayırda acelecilik etmekte iseler de çoğunluğu, yalanlamada ve serde acelecilik etmektedirler, ölüm sonrası dirilişi yalanlayan ey İnkarcılar! Sizler hakkı hak etmek için vahyi yalanlamadınız, bilakis sizler şu dünyayı sevmekte ve onu bakî olan ahirete tercih etmektesiniz Bunun yanisıra ahiret hayatını ve onun için yapılması gereken amelleri terk etmektesiniz Ama bilmiyorsunuz ki ahirette iki grup insan olacaktır Bunlardan biri Cennette diğeri İse çılgın alevli Cehennemde olacaktır Bİr grubun yüzleri Allah'ın bahşetmiş olduğu nimetler dolayısıyla ışıl ışıl parlayacak ve Rabbinin nimetlerine bakacak, O'nu görmeyi bekleyeceklerdir Diğer grup ise; yüzleri simsiyah, asık ve ekşi olacaktır Dünyadaki kötü fiilinden dolayı ona öyle bir musibet inecektir'ki o musibet ve bela onun bel kemiğini kıracaktır
Bir mesele daha var: Bu meselede alimler arasında Öteden beri büyük bir anlaşmazlık ve ihtilaf meydana gelmiştir Şöyle ki: Kıyamet gününde bizler Rabbimizi görecek miyiz, görmeyecek miyiz? Cumhuru ulema, tipi ayetİ kerimesine dayanarak kıyamet gününde mü'minlerin Rablerini görmelerinin mutlaka vuku bulacağı görüşündedirler Ayrıca bu hususta Peygamber efendimizin bazı hadislerini de delil olarak İleri sürmektedirler Bazı ulema fırkaları ise Cenabı Allah'ı gözle görmenin imkânsızlığı görüşündedirler Çünkü onlara göre gözler Allah'ı kuşatamaz, Allah'ı göre*mezler Halbuki Allah'ı gözle görmek demek, O'nu zaman ve zemine yerleş*tirmek, O'nun için yön tesbit etmek demektir ki, bunlar da Allah hakkında imkânsızdırlar Ancak bu ayeti kerimeyi burada şöyle te'vil etmek mümkün*dün Yüzler vardır ki Rablerİne bakar ayeti kerimesinden kast edilen mana şudur: Yüzler vardır ki Allah'ın nimetini, lütfunu ve hoşnutluğunu görüp beklerler
Mesele aslında çok basittir Ahiretle ilgili işler gaybîdirter Biz onları dünyevî durumlara kıyaslayanlayız Bilakis onlara oldukları gibi iman ederiz Mahiyetlerini ancak Allah bilir
Ölümü Ve Yaratılışının Başlıngıcı Esnasında Însan
29 Bacaklar birbirine dolaşır
30 O gün sevk Rabbin huzur unadır
3133 O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salma salma kendinden yana olanlara gitmişti
34 Sana yazıklar olsun, yazıklar!
35 Daha ne olsun, sana yazıklar olsun yazıklar!
36 İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?
37 O, akıtılan bir meni damlası değil miydi?
38 Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti,
39 Ondan, erkek, dişi iki cins yaratmıştı
40 Bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter
Bazı Kelimeler:Turkuvet kelimesinin çoğulu olup köprücük kemiği demektir Muska yapan, afsun yapan Bacak bacağa dolaştı Yani işler son derece güçleşti Çalım satar, kibirle yürür Azıcık su, spermaBaşı boşKan pıhtısıŞiddetle atılırSağlam bir ölçü ile takdir etti Onu düzeltti ve işini sağlamlaştırdı
Açıklama:
Bu bir çeşit muazzam ilaçtır Bu ilaç, Kur'anı Kerim'İn, insanların nazarlarını, canlarının çıkacağı ana ve o anda meydana gelecek olan korkulu hallere çevirmesidir Bundan sonra Kur'anı Kerim onlarla yaptığı konuşmanın tonunu yumuşatmakta ve ilk yaratılışlarını onlara hatırlatmaktadır ki, bunun sonucunda, surenin ana teması olan Ölüm sonrası dirilişi ispatlamaya gitsin Ey insanlar! Şu dünya sevgisinden vazgeçin Ahireti hatıriaym ve bütün gücünüzle onun için çalışın, hazırlık yapın Canınızın bedenden çıkacağı esnada üzerinize inecek olan zorlu halleri hatırlayın Ruhun köprücük kemiğine varacağı esnada karşılaşacağınız durumları düşünün O zaman aile efradınız ve arkadaşlarınız etrafınızda yığılacak ve şöyle diyeceklerdir: Yok mudur bir tabip, yok mudur bir afsuncu?! Hepsi senin çevrende oturup bekleşecek ve tabip çağırmaktan başka bir şeye muktedir olamayacaklardır Çünkü kader okları yaylarından çıktıktan sonra artık durdurulamazlar ve geri çevrilemezler Allah'ın zatından başka her şey helak olacaktır, Hüküm O'nundur Bütün işler O'na dönecektir İşte tam o esnada insan, ayrılığın mutlaka vuku bulacağına ve işin de zorlaşacağına, meselenin sarpa sarıp bacağın bacağa dolaşmakta olduğuna kesinlikle ve yakinen inanacaktır Artık onun işi bakî olan, bir ve tek Allah'a kalmıştır Herkes O'nun huzuruna sevk edilecektir
Yalanlayıcı ve sapık kimselere gelince vay onların hallerine! Çünkü onlar ne mallan ile sadaka vcrdiicr, ne görüşleriyle doğruyu gördüler Hiçbir iyilikle bulunmadılar Allah için namaz da kılmadılar Bilakis kendilerine geldiği zaman Hak'kı yalanladılar Kendilerini İslama davet ettiği zaman Resulullah'tan yüz çevirdiler Aldatıcı süsleriyle ve metaıyla dünya onları baştan çıkarıp aldattı Bundan sonra da onlar çalım satarak ve yaptıklarından ötürü üzüntü duymayarak çekip gittiler Ey yalanlamalar, size bela gerek bela! Sonra size yine bela gerek bela!
Bu sonuncu cümleyi Peygamber Efendimiz Ebu CehiFe hitaben söylemisti Ebu Cehİf bunun bir tehdit olduğunu anlamış ve Peygamber efendimize şöyle demişti: Ey Muhammed beni tehdit mi ediyorsun? Vallahi ne sen, ne de Rabbin bana hiçbir şey yapamazsınız! Vallahi ben bu Mekke'nin dağları arasında yürüyenlerin en üstünü ve en aziziyim
Böyle dedikten sonra aradan çok geçmedi Bedir Savaşında Ebu Cehil en kötü bir ölümle Öldürüldü Mağrur insan kendisinin başıboş bırakılacağını, yasasız, yönetimsiz, hükümsüz, hesapsız ve cezasız olarak terk edileceğini mi zannediyordu? O, rahimlere atılan bir damlacık sudan yaratılmadı mı? Sonra o su, kan pıhtısına, sonra bir çiğnem ete dönüştürülmedi mi? Daha sonra kendisine şekil verilipte sureti güzelleştirilmedİ mi? Allah onun bünyesini düzenli bir şekilde yaratıpta yaratılışını mükemmel kılmadı mı? Ondan dişi ve erkek olmak üzere insan nevinin bekası için bir çifti yaratmadı mı? Evet bütün bunları insana yapan Allah'ın, ölümlerinden sonra İnsanları kıyamet gününde diriltmeye muktedir olacağına inanmıyor musunuz?! Düşünün ve öğüt alın ey insanlar! Hem bilin ki sîzi ilk yaratılışınızda besleyip büyüten Rabbinizin sizleri başıboş bırakacağını düşünmeniz aklın kabul edeceği bir iş değildir O sizi başıboş bırakıp hesapsız olarak terk edecek ve günahkârı da cezalandırmayacak diye düşünmeyin!
 
Üst Alt