"Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi görüyorum" diyen Çakıroğlu şöyle dedi: "Başta Avrupa olmak üzere çok büyük pazarların ortasında yer alıyoruz. Teşebbüsçü yapımız var, genç nüfusumuz var, kaliteli iş gücümüz var. Bunları bir ortaya getirdiğimizde yeni tedarik zinciri mimarisinde Türkiye çok kıymetli bir rol oynayabilir."
Dünyanın haberine göre Koç Holding’in kurumsal mecmuası Bizden Haberler’in yeni görüntü formatının birinci konuğu olan Levent Çakıroğlu, Koç Holding Dış Münasebetler ve Kurumsal İrtibat Yöneticisi Oya Ünlü Kızıl’ın sorularını yanıtladı. Çakıroğlu, Kızıl'ın Koç Holding'in Koronavirüs salgınına hangi ortamda yakalandığıyla ilgili sorusuna şu karşılığı verdi:
"Ocak ayının 20’sinden itibaren Davos’taydım. Davos’ta her yıl global risklerle ilgili raporlar yayınlanır. Tekrar bizim üzere farklı şirketleri yöneten şirketlerle bir ortaya geliriz. Akademisyenlerle, düşünürlerle bir ortaya gelip dünyanın geleceğine dair görüş alışverişinde bulunma fırsatı buluruz. Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı risk raporunda öncelikli riskler ortasında bu türlü bir pandemi yer almıyordu. O tarihlerde aslında Çin’den haberler gelmeye başlamıştı. Davos’tan geldik, hayatımıza devam ettik. Şubat ayının 11’inde Koç Holding İdare Konseyi toplantımız vardı. Hazırlıklar kapsamında da Çin’deki hareketlenmeyi dikkate alarak topluluğumuza tesirleri ne olur diye baktık. İtiraf etmeliyim ki, biz o periyottaki tesirleri tedarik zinciri ile hudutlu değerlendirdik. Birinci başta başta otomotiv, beyaz eşya olmak üzere Çin’e bağlı bir tedarik yapısı var. Tedarik zincirimiz nasıl etkilenecek diye şirketlerimize sorduk.
Çin’de fabrikalar durursa üretimimiz aksamadan ne kadar mühlet devam eder ona nazaran bir kıymetlendirme yaptık. Bu türlü bir kriz olursa ne kadar müddette yönetilir diye kendi risk değerlendirmemizi ortaya koyduk. Neden tedarik zinciriyle sonlu gördük dersek de daha evvelki SARS krizlerinde daha bölgesel, daha izole tesir ettiler. Hiçbir vakit dünyanın tamamını bu kadar süratli, bu kadar derinden etkileyen bir durum kelam konusu olmamıştı. Doğal Dünya Sıhhat Örgütü bilgileri de biraz bizi bu tarafta düşünmeye itti. Sonra gördük ki hiç o denli değil gerçek fotoğraf. Bir anda bütün dünyayı etkilemeye başlayan bir krizle karşı karşıya kaldık. Bu da o denli bir tesir ki; gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler ortasında bir farkın kalmadığı, en yüksek vefat oranlarının aslında gelişmiş ülkelerde görüldüğü çok çarpıcı bir kriz ortaya çıktı."
"Kriz merkezi oluşturduk"
Holding bünyesinde bir Kriz Merkezi oluşturduklarını anlatan Çakıroğlu şöyle devam etti:
"Tüm taraflarıyla bu kriz masasında bilim insanlarından gelen dataları, dünyanın her tarafından gelen hadise datalarını, Türkiye’de Sıhhat Bakanlığı'nın tavsiyelerini dikkate alarak uyulması gereken ana prensipleri belirledik, şirketlerimize bildirdik. Şirketlerimiz de kendi içlerinde kendi kriz masalarını oluşturdular. Bu biçimde çok yakından takip ederek, çok yakın bağlantı içinde olarak bu süreci yönetmeye karar verdik. Birinci başlarda liderlerimizle her gün toplandık. Bu toplantılar dijital ortamda oldu. Takip eden haftalarda evvel haftada üçe, sonra ikiye, nihayetinde de bu gelişen süreçte baktık ki daha yoluna girmeye başladı, olağanlaşmaya başladı bu görüşmelerimizi haftada teğe indirerek hiçbir vakit o hassasiyetimizi kaybetmeden süreci yönetmeye çalıştık."
Salgın periyodunda 39 bin çalışanın idari müsaadeyle meskenlerinde kaldığına işaret eden Çakıroğlu, "28 bin arkadaşımız uzaktan çalıştı. Çalışamayan arkadaşlarımız için kısa çalışma ödeneğinden faydalandık. Fakat buna ek olarak ödeneğin üstünü kendimiz şirketlerimizden tamamlamak suretiyle çalışma arkadaşlarımızın gelir kaybına uğramasına müsaade etmedik" dedi.
Çakıroğlu, nitekim Topluluk tarihinde altın harflerle yazılacak bir devri yaşadıklarını belirterek, "Prensip olarak toplumsal faydayı nasıl sağlarız diye baktık lakin projeler tek tek ilgili şirketlerimizde arkadaşlarımızın liderlikleriyle ortaya çıktı. Arçelik’in yaptığı ventilatör ki Ford Otosan da artık bir ventilatör geliştiriyor. Ford Otosan’ın, Tofaş’ın, Türk Traktör’ün geliştirdiği entübasyon kabinleri, örnek alma kabinleri, siperlikli maskeler, esirgeyici elbiseler bütün bunlar biraz evvel bahsettiğim çevik biçimde muhtaçlığa süratle yanıt verecek o adaptasyonu sağlayacak bir model. Bunu nasıl yaptık? Doğal olarak birçok kişinin meskenden çıkmaya korktuğu, tereddüt ettiği bir devirde fabrikalarda o üretimi gerçekleştirmek üzere istekli giden arkadaşlarımızın sayesinde yaptık" diye konuştu.
"Türkiye için fırsat var"
Salgından sonra tedarik mimarisinin değişeceğini düşündüğünü belirten Çakıroğlu şunları söyledi: "Dolayısıyla coğrafik yakınlık burada tesir edecek faktörlerden biri. Coğrafik çeşitlendirmeyi de bunu destekleyecek yaklaşımlardan biri olarak düşünüyorum. Bu manada Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi görüyorum. Başta Avrupa olmak üzere çok büyük pazarların ortasında yer alıyoruz. Teşebbüsçü yapımız var, genç nüfusumuz var, kaliteli iş gücümüz var. Bunları bir ortaya getirdiğimizde yeni tedarik zinciri mimarisinde Türkiye çok değerli bir rol oynayabilir. Türkiye bu krizi sıhhat tarafından bence çok başarılı bir formda yönetti. Bence diyorum fakat dünyada da birebir halde takdir ediliyor."