Kök hücreler vücudumuzda bütün doku ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Vücudumuzdaki kemik, kas, kıkırdak, karaciğer, sinir ve cilt hücreleri gibi hücrelerin hedefleri bellidir ve bu hücreler bölündükleri zaman kendileri gibi hücreler oluştururlar. Oysa kök hücrelerin bu hücrelerden farklı olarak belirlenmiş bir fonksiyonları yoktur. Bu yüzden aldıkları sinyale göre farklı hücre tiplerine dönüşebilirler.
Erişkin kök hücreler farklılaşmış dokularda bulunan ancak farklılaşmamış hücrelerdir ve her yaştaki insanda bulunurlar. İhtiyaç duyulduğunda bulundukları dokudaki değişik hücre tiplerine dönüşürler. Erişkin kök hücreler, organizma yaşadığı sürece kendi kopyalarını üreterek çoğalırlar. Bu hücreler bulundukları dokularda eskiyen, hastalanan veya ölen hücrelerin yerine yenilerini üreten yedek parça kaynakları olarak görev yaparlar.
Erişkin kök hücreler erişkinde kemik iliği, yağ dokusu, periferik kan, kalp, böbrek, beyin, deri, göz, sindirim sistemi, karaciğer, pankreas, akciğer, meme, over, testis, prostat ve dişte tesbit edilmiştir. Erişkin kök hücrelerinin embiryolojik hücrelere göre daha kısıtlı farklılaşma potansiyeleri vardır ve daha sınırlı sayıda progenitör hücre oluşturabilirler. Bazı fizyolojik ve patalojik durumlarda diğer uzak dokulara yayılabilirler. Kök hücrelerin bu özelliklerinden faydalanarak kemik, kas iskelet sistemi hastalıklarında kök hücre tedavileri uygulanabilir.
Otolog kök hücre tedavilerinin başlıca kullanım alanları: