iltasyazilim
Yeni Üye
Son yıllarda kök hücrelerin tedavide kullanımı ile ilgili son derece kayda değer gelişmeler sağlanmıştır Günümüzde çoğu kötü huylu olan ve olmayan kan hastalıklarında, bazı kanserlerde, bir takım metabolizma hastalıklarında ve kalıtsal bağışıklık yetersizliklerinin tedavilerinde kök hücre nakli başarı ile uygulanmaktadır Kök hücrelerin yeni özellikleri (bilhassa başka hücrelere dönüşebilme)nin bulunmasıyla bu hücreler şeker hastalığı, kalp krizi, omurilik yaralanmaları gibi tıbbın hemencecik her dalında bir tedavi umudu haline gelmiştir
Kök hücreler kendini onarım yeteneği olan ve farklılaşarak başka hücreleri oluşturabilen başlıca hücrelerdir Kök hücreler 2 çeşittir: 1 embriyonik kök hücresel, 2 erişkinlerde organlarda yer alan kök hücreler
Embriyonik kök hücreli erkek ve kadınsı cinsiyet hücrelerin birleşmesinden sonra dördüncü günde ortaya meydana çıkan yeni canlının bütün organ sistemlerini oluşturan hücrelerdir Bu hücreler tüp bebek yapımında kullanılan döllenmiş ve gereklilik fazlası embriyolardan elde edileceği gibi sonlandırılan gebeliklerde de elde edilebilir Yetişkin kök hücreler kemik iliği, karaciğer, kalp, beyin deri gibi organlarda yer alan ve bu organlarda bir hasar olduğunda onarım işini üstlenen hücrelilerdir Bunların içinde en fazla bilinen ve tedavide çok yaygın kullanılan kemik iliği kök hücreleridir
Bir Zamanlar kök gözenekli olan nakli dendiği zamanda çoğunlukla kemik iliği kaynaklı kök hücrelerle yapılan nakiller anlaşılırdı Bu işleme ‘kemik iliği nakli adı verilirken bugün bunun yerine “kök hücre nakli daha fazla kullanılmaktadır Geçmişte kök hücreli kaynağı olarak sadece kemik ilgi kullanılırken, son yıllarda yapılan incelemeler doğrultusunda bu hücreler toplardamarlardan hatta göbek kordonundan da elde edilebilmektedir
Kök hücresel nakli kardeşten ya da akraba olmayan sağlıklı bir vericiden hastaya yapıldığında “allojeneik nakil, hastanın kendisinden alınıp baştan kendisine verilerek yapıldığında “otolog nakil adı verilir Allojeneik nakillerde doku grubu uygunluğu aranması mutlaka gereklidir Allojeneik nakilden maksat, hastanın hastalıklı ilk dokusunu yüksek doz kemoterapi ile ortadan uyandırmak, yerine sağlıklı kişiden alınan kök hücreleri koymaktır Dünyada ilk kardeşten nakiller donnel Thomas kadar 1970 li yıllarda yapılmış olup böylece kendisi 1990 ’da Nobel Tıp ödülü ’nü kazanmıştır Allojeneik nakil bugün bundan böyle akut ve kronik kan kanserlerinde, kemik iliği imal bozukluklarında kullanılan kayda değer bir tedavi alternatifidir
Otolog nakil isi olağan çare dozunda tedavi edilemeyen kan, lenf ve öteki bazı kanserlerin tedavisinde kullanılır Bu hastalardan, kök hücreler yüksek çare öncesi özel cihazlarla toplanıp saklanır Peşinde bahşedilen yüksek doz tedavi ile hastanın kötü hücreleri yok edilir ve saklanan kök hücrelerin yeniden hastaya verilmesiyle de hastanın kök hücrelerinden kemik ilginin her tarafta oluşması sağlanır
Kök hücrelerin farklı dokulardaki (mesela adale, beyin, karaciğer vs) özelleşmiş hücrelere dönüşebilmesinin (kök hücreli plastisitesi) son birkaç yılda gösterilmesiyle tıpta yeni bir çığır açılmıştır Bu şekilde kök hücreler diyabet, multiple skleroz, omurilik yaralanmaları, myokard enfarktüsü, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların tedavisinde bir umut olarak ortaya çıkmıştır Bu gelişmenin sonucu olarak modern tıbbın yeni uzmanlık dalları “rejener atif tıp onarıcı yenileyici tıp ve “kök hücreli mühendisliği belirmiştir Onarım işleminde kök hücrelerin her ikisi de (embriyonik ya da kemik iliği ) kullanılabilir Bu çare şekli standart, oturmuş bir çare olmayıp demin araştırma safhasındadır ve isteyen her hastaya uygulanmaktarır Bu konuda araştırmalar devam etmektedir Rdiğer taraftan kemik iliği kaynaklı kök hücrelerin organ tamirinde kullanılmaları ile ilgili olarak tıbbi ahlak ahlak açısından bir sınırlama bulunmazken embriyonik kök hücrelerin bu çeşitlilik kullanımları çoğu ülkede yasaklanmıştır Sağlık Durumu bakanlığı da embriyonik kök hücrelerle yapılacak olan çalışmaları Türkiye ’de ambargo kararı almıştır
Gelecek dünya pazarında en düşük 10 milyar doların kök hücresel araştırmalarında kullanılacağı hesap edilmektedir Bunun en düşük 5 milyar doları kıkırdak, y kemik başta yenileme amaçlı çalışmalar için harcanacaktır
Pazarda ise kök hücrelerle ilgili 100 dünya şirketi harıl harıl çalışmaktadır
Ülkemizde ise kök gözenekli olan nakil merkezi 1984 yılında TÜBİTAK tan alınan proje teşvik programı ile kurulmuştur Türkiye ’de ilk otolog kök hücre nakli 09 Eylül 1984 ’te titroit kanserli bir hastaya, birincil allojeneik nakil 30 Ekim 1985 ’te akut lösemili bir hastaya, ilk pedeatrik allojenik nakil 25 Ocak 1988 de Akdeniz anemili bir çocuğa yapılmıştır *** Bunlara ilave olarak doku grubu uygunsuz nakiller ve lk CD34(+) seleksiyon (kök hücreleri ur hücrelerinden özel temizleme işlemi) 03 Mart 1998 de yapılmıştır Yılda ortalama 60–70 hastaya nakil yapılan merkezin yıllık ölüm oranı Türkiye ’deki diğer merkezlerin içinde en düşün olanıdır (otologda %0–3, allojenelikte % 11–16) Ülkemizde kök hücre nakli konusunda ve diğer başka hastalıkları onarımda kullanma çalışmaları özenli ve düzenli olarak çalışması diğer ülkelerle müşterek devam etmektedir
Herkese bir ömür boyu dinç hayat dilerim…
Kök hücreler kendini onarım yeteneği olan ve farklılaşarak başka hücreleri oluşturabilen başlıca hücrelerdir Kök hücreler 2 çeşittir: 1 embriyonik kök hücresel, 2 erişkinlerde organlarda yer alan kök hücreler
Embriyonik kök hücreli erkek ve kadınsı cinsiyet hücrelerin birleşmesinden sonra dördüncü günde ortaya meydana çıkan yeni canlının bütün organ sistemlerini oluşturan hücrelerdir Bu hücreler tüp bebek yapımında kullanılan döllenmiş ve gereklilik fazlası embriyolardan elde edileceği gibi sonlandırılan gebeliklerde de elde edilebilir Yetişkin kök hücreler kemik iliği, karaciğer, kalp, beyin deri gibi organlarda yer alan ve bu organlarda bir hasar olduğunda onarım işini üstlenen hücrelilerdir Bunların içinde en fazla bilinen ve tedavide çok yaygın kullanılan kemik iliği kök hücreleridir
Bir Zamanlar kök gözenekli olan nakli dendiği zamanda çoğunlukla kemik iliği kaynaklı kök hücrelerle yapılan nakiller anlaşılırdı Bu işleme ‘kemik iliği nakli adı verilirken bugün bunun yerine “kök hücre nakli daha fazla kullanılmaktadır Geçmişte kök hücreli kaynağı olarak sadece kemik ilgi kullanılırken, son yıllarda yapılan incelemeler doğrultusunda bu hücreler toplardamarlardan hatta göbek kordonundan da elde edilebilmektedir
Kök hücresel nakli kardeşten ya da akraba olmayan sağlıklı bir vericiden hastaya yapıldığında “allojeneik nakil, hastanın kendisinden alınıp baştan kendisine verilerek yapıldığında “otolog nakil adı verilir Allojeneik nakillerde doku grubu uygunluğu aranması mutlaka gereklidir Allojeneik nakilden maksat, hastanın hastalıklı ilk dokusunu yüksek doz kemoterapi ile ortadan uyandırmak, yerine sağlıklı kişiden alınan kök hücreleri koymaktır Dünyada ilk kardeşten nakiller donnel Thomas kadar 1970 li yıllarda yapılmış olup böylece kendisi 1990 ’da Nobel Tıp ödülü ’nü kazanmıştır Allojeneik nakil bugün bundan böyle akut ve kronik kan kanserlerinde, kemik iliği imal bozukluklarında kullanılan kayda değer bir tedavi alternatifidir
Otolog nakil isi olağan çare dozunda tedavi edilemeyen kan, lenf ve öteki bazı kanserlerin tedavisinde kullanılır Bu hastalardan, kök hücreler yüksek çare öncesi özel cihazlarla toplanıp saklanır Peşinde bahşedilen yüksek doz tedavi ile hastanın kötü hücreleri yok edilir ve saklanan kök hücrelerin yeniden hastaya verilmesiyle de hastanın kök hücrelerinden kemik ilginin her tarafta oluşması sağlanır
Kök hücrelerin farklı dokulardaki (mesela adale, beyin, karaciğer vs) özelleşmiş hücrelere dönüşebilmesinin (kök hücreli plastisitesi) son birkaç yılda gösterilmesiyle tıpta yeni bir çığır açılmıştır Bu şekilde kök hücreler diyabet, multiple skleroz, omurilik yaralanmaları, myokard enfarktüsü, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların tedavisinde bir umut olarak ortaya çıkmıştır Bu gelişmenin sonucu olarak modern tıbbın yeni uzmanlık dalları “rejener atif tıp onarıcı yenileyici tıp ve “kök hücreli mühendisliği belirmiştir Onarım işleminde kök hücrelerin her ikisi de (embriyonik ya da kemik iliği ) kullanılabilir Bu çare şekli standart, oturmuş bir çare olmayıp demin araştırma safhasındadır ve isteyen her hastaya uygulanmaktarır Bu konuda araştırmalar devam etmektedir Rdiğer taraftan kemik iliği kaynaklı kök hücrelerin organ tamirinde kullanılmaları ile ilgili olarak tıbbi ahlak ahlak açısından bir sınırlama bulunmazken embriyonik kök hücrelerin bu çeşitlilik kullanımları çoğu ülkede yasaklanmıştır Sağlık Durumu bakanlığı da embriyonik kök hücrelerle yapılacak olan çalışmaları Türkiye ’de ambargo kararı almıştır
Gelecek dünya pazarında en düşük 10 milyar doların kök hücresel araştırmalarında kullanılacağı hesap edilmektedir Bunun en düşük 5 milyar doları kıkırdak, y kemik başta yenileme amaçlı çalışmalar için harcanacaktır
Pazarda ise kök hücrelerle ilgili 100 dünya şirketi harıl harıl çalışmaktadır
Ülkemizde ise kök gözenekli olan nakil merkezi 1984 yılında TÜBİTAK tan alınan proje teşvik programı ile kurulmuştur Türkiye ’de ilk otolog kök hücre nakli 09 Eylül 1984 ’te titroit kanserli bir hastaya, birincil allojeneik nakil 30 Ekim 1985 ’te akut lösemili bir hastaya, ilk pedeatrik allojenik nakil 25 Ocak 1988 de Akdeniz anemili bir çocuğa yapılmıştır *** Bunlara ilave olarak doku grubu uygunsuz nakiller ve lk CD34(+) seleksiyon (kök hücreleri ur hücrelerinden özel temizleme işlemi) 03 Mart 1998 de yapılmıştır Yılda ortalama 60–70 hastaya nakil yapılan merkezin yıllık ölüm oranı Türkiye ’deki diğer merkezlerin içinde en düşün olanıdır (otologda %0–3, allojenelikte % 11–16) Ülkemizde kök hücre nakli konusunda ve diğer başka hastalıkları onarımda kullanma çalışmaları özenli ve düzenli olarak çalışması diğer ülkelerle müşterek devam etmektedir
Herkese bir ömür boyu dinç hayat dilerim…