Kalbin tertipli ve tesirli çalışabilmesi için, oksijen ve besleyici unsurlarla varlıklı kan ile beslenmesi gerekmektedir. Koroner dolaşım, kalbi besleyen damarlarda kanın dolaşımıdır. Kalbin kas dokusu (miyokard) o kadar kalındır ki, kalp kanla dolu olmasına karşın kanın kas dokusunun derinliklerine ulaşması için koroner damarlara gereksinim vardır.
Kalbin gevşemesi (diastol) sırasında kalp kas dokusuna oksijenli duru kanı taşıyan ve dağıtan damarlar koroner arter (koroner atardamar), oksijeni alınmış kirli kanı kalp kasından uzaklaştıran damarlar ise kardiyak ven (kardiyak toplardamar) olarak isimlendirilir.
Ana koroner arterler aort kapağının acilen üzerinden çıkan sağ ve sol koroner arter olmak üzere 2 tanedir. Sol koroner arter, sol ön inen arter ve sol sirkumfleks arter olmak üzere ikiye ayrılır. Sol ön inen arter kalbin ön yüzünü, sirkumfleks arter kalbin sol yanını ve ardını besler. Sağ koroner arter ise sağ kalbi, karıncıklar arası duvarın bir kısmını ve kalbin art yüzünü besleyen kollara ayrılır.
Koroner dolaşım şahıstan bireye fark ettiği için tam olarak kıymetlendirilmesi kardiyak kateterizasyon yahut bilgisayar tomografili koroner anjiyografi ile mümkündür. O denli ki, kişilerin %4’ünde üçüncü bir koroner arter bulunur, bu atardamar posterior koroner arter olarak isimlendirilir. Nadiren şahısta aort kökünün etrafında dolanan tek bir koroner arter bulunabilir.
Koroner arterler, sağlıklı iken, kalp kasının gereksinimini karşılayacak koroner dolaşımı sağlarlar. Lakin kısmen dar olan bu damarlar, sıklıkla aterosklerozdan etkilenerek tıkanabilirler. Bu durumda kalbin oksijen muhtaçlığını karşılamak için kan akışı hızlanır, buna karşın gereğince oksijen sağlanamazsa oksijen zayıflığı hali olan doku iskemisi meydana gelir. Anlık iskemi, anjina denilen şiddetli göğüs ağrısı yapar. Önemli iskemide ise kalp kası oksijen zayıflığından ölür, bu durum da miyokard enfarktüsü (kalp krizi) ile sonuçlanır.