Son Konu

Kozmoloji Nedir,Evrenbilimi Hakkında Bilgi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Evren bilimi veya Kozmoloji bir butun olarak evreni konu alan bilim dalının ismidir Kozmoloji sozcuğu turkceye Yunanca κοσμολογία (cosmologia, κόσμος kozmos duzen + λογια logia soylev) sozcuğunden turemiştir Her ne kadar kozmoloji sozcuğu nispeten yakın zamanlı bir sozcuk olsa da, evren tarih boyunca bilim, felsefe, ezoterizm ve din gibi farklı disiplinler tarafından araştırma konusu olmuştur Kozmoloji ise bir sozcuk olarak ilk kez 1730 yılında Christian Wolff'un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanılmıştır

Kozmoloji ile uğraşan bilim adamlarına kozmolog veya evrenbilimci denir Cağdaş yazında kozmoloji veya evrenbilim ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir Bu bağlamda, kozmologlar kozmoloji calışmaların icerisinde astronominin yanı sıra bircok bilim dalını da kullanırlar: biyolojiden matematiğe kadar Kozmoloji evrenin yapısını, tarihini ve geleceğini inceler Fiziksel evrenin bir butun olarak kavranıp anlaşılmasını sağlamak amacıyla, doğa bilimlerini, ozellikle gokbilim ve fiziği bir araya getirir

Farklı dallarda kozmoloji

Yakın zamanda, fiziksel kozmoloji olarak adlandırılan ve evrenin bilimsel gozlem ve deney yoluyla anlaşılmasını konu edinen bağlamda fizik ve astrofizik bilimleri merkezi bir konumdadırlar Fiziksel kozmoloji, evrenin buyuk patlama (big bang) sonrası yaklaşık olarak 137 ± 02 milyar (109) yıl once ortaya cıktığını ve evrenin tarihinin başlangıcından sonuna kadar tamamen fizik kanunları tarafından idare edilen duzenli bir surec olduğunu ortaya koyar

Felsefi bir acıdan evreni inceleyen metafiziksel kozmoloji ise cok eski bir disiplin olup evrenin, insanın, tanrının veveya onların ilişkilerinin doğasını akli ve ruhani deneyimler veveya gozlemler sonucu acıklamaya, sezgisel cıkarımlar bulmaya calışır

Dini kozmoloji ise fiziksel kozmolojiden ziyade metafiziksel kozmolojiye yakın olan ve evrenin tarihi ve doğasının belirli bir dini bağlamda incelenmesinden ibarettir Farklı dinlerin inanc yapıları oldukca farklı olduğu gibi evrene bakış acıları da oldukca farklıdır Bu sebeple her dinin bir veya daha fazla farklı dini kozmolojik goruşleri bulunmaktadır Ayrıca kozmoloji sıklıkla dinlerin ve mitolojilerin var oluş ve gerceğin doğasına dair goruşlerinde de onemli bir yer edinir Bazı durumlarda, evrenin yaratılışı (kozmogoni) ve yok edilişi, son buluşu (eskatoloji), dini bağlamda, insanın evrendeki konumu ve kimliği acısından onemli bir yer işgal etmektedir

Daha ziyade cağdaş bir ayrışık disiplin de ezoterik kozmolojidir ki bu dini ve felsefi bağlamdaki kozmoloji anlayışlarına yakın olsa da geleneklerden daha ayrık ve belirli bir dogmatik itikaddan bağımsız, sıklıkla inanctan ziyade ozellikle cağdaş entelektuel anlayışa dayanan, ve ruhaniliği sadece bicimlendirici bir kavram olarak goren bir kozmoloji anlayışını tanımlamaktadır


Tarih boyunca farklı kozmoloji fikirleri

Tarih boyunca kozmoloji dunyanın bircok farklı bolgesinde farklı şekillerde farklı medeniyetlerce keşfedilmiş, ceşitli kozmogoniler, evrenin ortaya cıkışına dair hikayeler ortaya atılmıştır Bir antropoloji araştırmasında, kozmoloji incelenen 60'dan fazla farklı kulturde bulunan ortak elementlerden biri olarak gecmiştir Kozmoloji anlayışı sıklıkla din ile icice olmuş, kutsal sayılan dini metinlerde kendine yer bulmuştur Bunun sonucu olarak kozmoloji ve kozmogoni topluluk ve hatta birey bağlamında farklı değerlendirmelere yol acmıştır Farklı dinler arasındaki dini farklılıklar bu dinlerin ortaya attığı kozmoloji ve kozmogonilerde de gorulebilir

Mezopotamya kozmolojisi

Mezopotamya halklarının kozmolojik goruşleri cağdaş fiziksel kozmolojinin ilk orneklerinden biri, hatta bazı bilim adamlarınca ilk orneği olarak kabul edilir; zira bu kozmoloji anlayışında matematik ve deneysel gozlem onemli bir yer edinmiştir Ozellikle Babilliler matematiksel hesaplamalar ve deneysel gozlemlerle gok cisimlerinin hareketleri konusunda buyuk ilerleme katetmişlerdi ve evreni bu şekilde, donemin ve daha sonraki donemlerin daha ziyade dini kozmoloji anlayışlarına oranla, bugunku standartlara gore daha fiziksel olarak ele almışlardır Bununla birlikte bu medeniyetlerce geliştirilen kozmoloji teorik bir alt yapı barındırmamaktadır ve bu bazı bilim adamlarının fiziksel kozmolojinin kokenini Antik Yunan olarak gormesine yol acmıştır

Hindu kozmolojisi

Hindu kozmolojisi tarihte bilinen ilk evren modelini barındırır ve Hinduizmin kutsal Vedik metinlerinden RigVeda'da acıklanmıştır Buna gore evre genişleme ve tamamen yıkıma uğrama arasında gidip gelir Cok daha yoğun bir formdan (ki bu noktaya Bindu denir) genişlemiştir Evren canlı bir ozdur ve surekli olarak devam eden bir doğum, olum ve yeniden doğum dongusu icerir

Vedik metinlerin en eskileri olan Samhitalar oldukca basit bir kozmolojiye yer verir ve bu kozmoloji genelde iki veya uc parcalı bir yapıya sahiptir: (ikili olduğu durumda) gokarz veya (uclu olduğu durumda) gokatmosferarz Bu noktada kozmogoni belirsizdir ve yaratımcılık fikri cok vurgulanmamıştır Hatta RigVeda'da bulunan ve kozmogoniye ilişkin olan bazı ilahilerde evrenden once hicbir şeyin, tanrılar dahil, var olmadığından veya var olup olmadığının belirsizliğinden bahsedilir; tanrıların var oluşları ile evrenin var oluşu arasındaki ilişki genel olarak belirsizdir ve birkac ceşitli kozmogoniler RigVeda'da yer alır: 10 kitaptaki 90 ilahi gibi Ayrıca RigVeda'daki kozmoloji ile ilgili şarkılarda rita yani evrensel duzen kavramı bulunur Bu metinlerden yaklaşık bin yıl sonra yazılmış olan (yaklaşık olarak MO birinci bin yılda) Upanişadlarda ise bu temel ve basit kozmoloji anlayışı gelişir ve ozellikle felsefi olarak da derinleşir Upanişadik kozmik yumurtatemeli bundan sonraki donemde Hindu kozmolojisinin temelini arz eder Evrensel dongu vurgusu bu kozmolojide buyuk bir rol oynar ve sonuc olarak daha onceki metinlerde er alan rita kavramından ziyade mokşa (yani reenkarnasyon dongusunden kurtuluş) vurgulanır, onem kazanır Bu kozmolojide bulunan Brahman ve Atman kavramları ve ritanın yanı sıra kişilerin bireysel hayatları bağlamında ele alınan dharma kavramı da kozmolojinin temel taşlarını oluşturur Ayrıca Upanişadlardaki evren ayrımları da genişler; orneğin yedi parcalı evren anlayışı mevcuttur Hinduizmdeki kozmoloji Upanişadlardaki gelişiminden sonra da gelişmeye devam etmişse de bu gelişim Upanişadlardakindeki gibi Vedik temelleri terk etmez

Hindu kozmolojisi aynı zamanda bir kozmografi ve evren tarihi (kozmik tarihce) de barındırır Hindu evren tarihinde evren, dongusel kozmolojiyle uyumlu bir şekilde, altın cağla başlayan ve giderek kotuleşen, bayağılaşan 4 cağdan gecer ve sonunda yok edilir ve tekrar yaratılarak aynı 4 cağı yaşar; bu şekilde bir dongu icerisinde evrenin doğuşu, olumu ve yeniden doğuşu devam eder Hindu kozmografisi ise şaraptan denizler, farklı yerleri ayıran geometrik şekildeki sıradağlar gibi oğeler barındıran zengin bir kozmografidir

Cin kozmolojisi

Cin kozmolojisi duzen vurgusu yapan ve ahenk icindeki bir evren modelini kullanan, evren anlayışını yinyang, 64 hekzagram ve 5 element (Wu Xing: ateş, su, toprak, hava ve metal) uzerinde temellendiren bir kozmolojidir Cin kozmolojisinin ilk ornekleri MO birinci binyılda Shang Hanedanlığı sırasında ortaya cıkmıştır ve oldukca sadedir Evren cennet ve dunyaya ayrılmış, en baş Tanrı tarafından denetlenirken, evrenin butunu ile parcaları arasında tam bir ahenk ve ilişki bulunmaktadır Evrendeki duzenin kucuk olcekte evrenin parcalarında ve insan hayatında bulunması fikri ve cennetarz ikiciliği daha sonraki gelişimlerde iyice vurgulanır Cin kozmolojisi ozellikle Zhou Hanedanlığı sırasında cok gelişir ve daha sonra kozmolojinin temellerinden olacak yinyang ikiciliği gibi kavramlar bu donemde kozmolojiye yerleşirler Yinyang ikiciliği farklı formlarda evrenin her yanında ve bir butun olarak evrende ortaya cıkan onemli bir ozelliktir ve birbiriyle celişen, birbirine zıt olan bir ciftten oluşan bu anlayış zıtlıkların ve zıt olanların temelde birbiriyle yakından ilişkili olduğu ve birbirleriyle var olabildikleri anlayışına dayanır Cin kozmolojisinin diğer temelleri olan 64 hekzagram ve 5 element de gene bu donemde Cin kozmolojisindeki yerlerini alırlar Daha onceki donemlerde kehanet icin kullanılan 64 hekzagram bu donemde evrendeki değişiklik turleriyle ilişkilendirilerek kozmolojik bir anlam kazanmıştır Son olarak 5 element evrenin doğası gereği, evrendeki farklı şeylerin birbirlerine doğru değişimi, değişerek farklı şeyler olmalarını simgeleyen bir şekilde kozmolojideki yerini alır Ayrıca bu donemde kral da kozmolojideki yerini alır Cennetin oğluolarak evrensel bir statu ve meşruiyet kazanan kral aynı zamanda bu payesiyle cennet ile arz arasındaki kopru haline gelmiştir Aynı zamanda kral dunyadaki işlerin evrenin işleyişi ve evrensel ahlaki unsurlarla uyum icinde olmasından sorumlu olan kişidir Daha sonraki Han Hanedanlığı doneminde bu kozmoloji anlayışı buyuk oranda aynı kalmış fakat butunleştirilmiş, ve sistematize edilmiştir ve bu acıdan da bu donem onem taşır Ozellikle Budizm Cin'e gelişi ve yayılışı sebebiyle olumsuz etkilenen Cin kozmolojisi Song Hanedanlığı doneminde tekrar yukselişe gecse de daha sonraları tekrar gozden duşmuş, ozellikle Batı'dan gelen yeni bilim ve cağdaş kozmoloji anlayışından olumsuz etkilenmiştir

Cin kozmolojisi aynı zamanda zengin bir kozmografiye sahiptir Buyuk oranda geometrik vurgular barındıran bu kozmolojiye gore dunya kare, cennet (gok) ise kubbe şeklinde yani daireseldir İlk kozmolojilerde de bulunan bu kozmografi daha sonraki donemlerde de devam etmiştir Kare şeklindeki dunyanın tam ortasında Cin'in bulunduğuna, her koşede dağ ve krallıkların bulunduğuna inanılır Zhou Hanedanlığı doneminde bu kozmografi anlayışı devam etmiş bununla birlikte dunya karesi dokuz parcaya ayrılarak acıklanmıştır Dokuz sayısı bu donemde kozmografide vurgulanmış, kozmografinin bircok parcası dokuza bolunmuştur


Yunan kozmolojisi, Batlamyus ve Orta Cağ

Klasik donem Yunan filozoflarından Aristo ve Eflatun'un kozmolojileri Yunan kozmolojisi acısından onemli oldukları gibi fiziksel kozmoloji tarihi acısından da onemlidirler zira bunlar daha onceki kozmolojilerin geneline nispeten cağdaş fiziksel kozmolojiye daha yakındırlar Platon, geometrik bir kozmoloji anlayışı ortaya atmış ve gorunuş ile gercek arasında farklı bağlamlarda da ortaya attığı goruşlerine kozmoloji icerisinde de yer vermiştir Ona gore 'gorunurdeki' evren duzensizken 'gorunmeyen, gercek' evren ise duzenliydi Buna gore astronomlar gok cisimlerine dairesel hareketler izafe ederek sadece goruntuyu kurtarmaya, korumaya cabalamaktaydırlar Her ne kadar Platon'un kozmoloji anlayışı kendi felsefesi bağlamında uygun olsa da, pek tutanamamıştır Platon'un oğrencisi ve bir diğer onemli Yunan filozofu Aristo ise gok cisimlerini taşıyan ve donen kureler olduğunu one surmuştur Bu kozmoloji anlayışı genel Yunan kozmoloji anlayışı icinde Orta Cağ boyunca korunmuştur Aristo bu kurelerin hareketinin kurelerin doğasında olduğunu one surmuş ve buradan ceşitli metafiziksel bağıntılar kurmuştur Orta Cağ'da Aristo'nun eserlerinin diğer klasik Yunan filozoflarınınkilerle birlikte İslam felsefesi aracılığıyla tekrar Batı'ya donmesi Batı'da bu eserlere olan ilgiyi arttırsa da Aristo'nun evren anlayışının, ozellikle de evrenin kadimliği fikrinin, o donemde Batı'da hakim olan Hıristiyan anlayışla celişmesi sonucu felsefi tartışmaların yanı sıra kozmolojik tartışmalar da ortaya cıkmıştır

Yunan kozmolojisini sistematize edense Batlamyus olmuştur MS ikinci yuzyılda yazmış olduğu başlıca eseri Almagest genel kabul gormuş, yuzyıllarca boyunca kullanılmış, kendisinden once yazılan coğu eserin nushaları, artık kullanılmadıkları icin, uretilmemiştir6 Batlamyus'un evren anlayışı geometriktir, sayısal ve hesap bazlı değil daha ziyade geometriye vurgu yapan bir kozmolojidir ve kurelerden oluşan bir kozmolojidir Antroposentrik yani insan merkezli olan ve dunyayı evrenin merkezinde on goren bu kozmoloji anlayışı uzun bir sure kabul gormuştur

Copernicus, Galileo ve Newton'un keşifleri

16 yuzyılda Leh bilim adamı Mikolaj Kopernik heliosentrik yani Guneş merkezli bir kuram ortaya atmıştır Copernicus'un bu teorisi İtalyan astronom Galileo'nun yeni keşfedilen teleskop ile yaptığı gozlemlerce doğrulanmıştır Bu gelişmeler kozmoloji acısından buyuk adımlar olduğu kadar genel olarak tarih ve duşunce tarihi acısından da onemli olmuşturlar; daha once ortaya atılan 'duzenli' evren anlayışı yerine oldukca 'duzensiz' ve 'kusurlu' gozuken bir evren anlayışına bırakmış bu da ozellikle dini bağlamda ceşitli sorunlar yaratmıştır Daha sonraları Danimarkalı bilim adamı Tycho Brahe'nin yaptığı ceşitli gozlemler sonucu, Alman matematikci ve astronom Kepler gok cisimlerinin mutlak ve mukemmel dairelerde değil elips benzeri (yani eliptik) orbitlere sahip olduğu ortaya koymuştur Kepler, gezegenlerin hareketlerine dair ortaya koyduğu yasalarla bazen cağdaş astronomi biliminin babası olarak kabul edilir

Bununla birlikte donemin en onemli sorunlarından birisi olan ve gok cisimlerinin hareketlerinin (ve hareketlerinin eliptik şeklinin) sebebini konu alan sorun Newton tarafından cozulmuştur Newton yer cekimi kuvvetine dair ceşitli sonuclara varmış, ayrıca matematiksel olarak bu cekim kuvvetinin nasıl gok cisimlerinin eliptik orbitlerde hareket etmesini sağladığını kanıtlamıştır

Kozmoloji ile ilgili bircok onemli kavram ve terim bu donemde buyuk gelişme ve değişim gostermiş Dunya merkezli kozmoloji anlayışı sebebiyle o zamana kadar Dunya'nın etrafında donen gok cisimlerini tanımlayan gezegen terimi, Guneş merkezli kozmoloji anlayışının guc kazanmasıyla artık Guneş etrafında donen gok cisimlerini tanımlamakta kullanılmaya başlanır Bu anlayış dolayısıyla Dunya'nın da aslında bir gezegen olduğu sonucunu cıkartmıştır Guneş Sistemi dışı gezegenlerin varlığı ise, bu donemin sonunda farklı yazarlar tarafından olası bulunsa ve dile getirilse de, 20 yuzyıla kadar doğrulanamamıştır


Cağdaş kozmoloji anlayışı ve gelişmeler

Cağdaş kozmoloji ile kastedilen buyuk oranda fiziksel kozmolojidir Matematik ve fizik bilimleri yardımıyla teorilerin ispatı yapılır ve astronomik keşiflerle desteklenir Evrenin icinde yer alan butun gok cisimleri, gokadalar, yıldızlar, karadelikler, gezegenler, uydular, bunların oluşumları, birbirleriyle olan ilişkilerinin kuramsal olarak incelenmesi bu bilim dalı icine girer

Teknolojinin ilerlemesi ve farklı dallardaki bilimsel keşifler ve buluşlar, orneğin Einstein'in gorecelik teorisi, son biriki yuzyıl icinde fiziksel kozmoloji anlayışının da buyuk oranda gelişmesine yol acmıştır Fiziksel kozmoloji dışında ceşitli ezoterik hareketlerin ortaya attığı ezoterik kozmolojiler de yine bu donemde ortaya cıkmış ve gelişme kaydetmiştir

Cağdaş fiziksel kozmoloji teknolojik olanakların sağladığı gelişmiş gozlemlerle bircok keşfe konu olmuştur Orneğin Harlow Shapley gozlemleri sonucu guneş sisteminin de icinde bulunduğu Samanyolu gokadasının duşunulenden (yaklaşık 10 bin ışık yılı) cok daha buyuk (yaklaşık 100 binlerce ışık yılı) bir capa sahip olduğunu kanıtlamıştır Ayrıca yine Shapley o zamana kadar yaygın bir goruş olan ve guneş sistemini gokadanın merkezine yakın konumlandıran goruşun yanlış olduğunu ortaya cıkarmış ve guneş sisteminin gokadanın merkezinden oldukca uzakta olduğunu kanıtlamıştır

Buyuk Patlama ve kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonu

Edwin Hubble'ın gozlemleri gokadalar hakkında daha fazla bilgi ortaya cıkarmış ve evrenin genişlediğini kanıtlamıştır Hubble'nin keşfi, (evren genişledikce) galaksilerin hızının uzaklıklarıyla birlikte artmasını keşfetmiş olmasına dayanıyordu Georges Lemaitre ise evrenin kozmik yumurtadan (nasıl) genişlediğini acıklayan teorik fikirler ortaya atmıştır Bu teori evrenin kokenini acıklamak icin bugun sıklıkla kullanılan buyuk patlama teorisinin ilk ortaya cıkışıdır; buyuk patlamaismi ise ilk kez İngiliz astrofizikci Fred Hoyle tarafından kullanılmıştır ki kendisi, evrenin kokenine dair buyuk patlamadan oldukca farklı (başlangıc noktası olmayan sonsuz) bir evren modeli iceren sabit durum kozmolojisi) savını savunduğu icin, bu tabiri biraz da alayla ortaya atmıştır Hoyle aynı zamanda yıldızların icinde meydana gelen nukleosentezi de tanımlamış olan kişidir Daha sonraları, evrenin ve evrenle bağıntılı olarak zaman ve uc boyutlu uzayın, buyuk bir patlama sonucu ortaya cıktığını ongoren, buyuk patlama kuramı lehine, kozmik arkaplan radyasyonun gozlenmesi ve kuasarların keşfi gibi, ceşitli gozlemsel kanıtların bulunması sonucu bilim dunyası tarafından bu teori genel kabul gormuştur Aynı zamanda bu keşifler sabit durum kozmolojisinin de buyuk patlama karşısındaki cokuşunu hazırlamıştır Bu kozmolojide evren uzay ve zamanda değişim gostermiyordu, nitekim isminin sabit durum kozmolojisiolması da bu temele dayanmaktadır Sabit durum kozmolojisi ozellikle 20 yuzyılda populerleşmiş olsa da daha sonra, belirtildiği gibi, yeni keşifler sayesinde buyuk patlama kuramı karşısındaki konumunu kaybetmiştir ve buyuk patlama genel kabul gormuştur Bununla birlikte son yıllarda yapılan ceşitli gozlemler ve elde edilen bulgular Buyuk Patlama kuramı acısından ceşitli soru ve sorunlara yol acmıştır ki bu soru ve sorunların hepsine 2007 yılı itibariyle bir yanıt getirilememiştir16; meselelerin coğunluğu halen yoğun tartışma konusudur Nitekim fiziksel evrenbilim bircok bilinmeyen alan ve sorun iceren bir daldır; genel olarak kabul goren evrenbilim modelinin (İngilizce ozgun adıyla LambdaCold Dark Matter veya kısaca ACDM) sahip olduğu 18 parametrenin 17'si bağımsızken bunlardan sadece 13 tanesi gozlemsel bilgi ile uyum arz etmektedir

Buyuk patlama kuramı lehine kabul edilen en onemli gozlemsel kanıtlardan biri 1965 yılında Arno Penzias ve Robert Wilson tarafından keşfedilmiş5 olan kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonudur Aslında kozmik mikrodalga arkaplanı cok daha onceleri, 1948'de, George Gamow ve Ralph Alpher tarafından ongorulmuştur Sıklıkla CMB (İngilizce ismi olan cosmic microwave background radiationa binaen) olarak kısaltılan kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonu tum evreni dolduran bir elektromanyetik radyasyon formudur Kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonu buyuk patlama kuramı icin cok onemlidir zira bu kuram yapısı gereği bu tip bir fenomeni ongormektedir Bu sebeple kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonunun keşfi buyuk patlama kuramı lehine cok buyuk bir adım oluşturmuştur Bu radyasyonu incelemek icin NASA tarafından yapılan Kozmik Arkaplan Kaşifi, İngilizce ozgun adıyla Cosmic Background Explorer veya COBE, bu alanda onemli başarılara imza atmış ve COBE projesinin baş araştırmacıları olan George Smoot ve John Mather 2006 yılında başarılarından oturu Nobel Fizik Odulunu kazanmışlardır Kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonudaki kucuk salınımların incelenmesi evrenin doğası, yaşı ve yapısı hakkında onemli bilgiler sağlamaktadır NASA tarafından 2001 yılında uzaya gonderilen Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Sondası, İngilizce ozgun ismiyle Wilkinson Microwave Anisotropy Probe veya kısaca WMAP, tarafından sağlanan guncel bilgiler doğrultusunda Buyuk Patlama'dan bugune kadar ki zaman, evrenin yaşı, yaklaşık olarak 137 milyar yıldır Bu sayının hata payı yaklaşık olarak %1'dir ki bu da yaklaşık olara, 137 milyar ± 200 milyon yıl sonucunu doğurur Farklı metodlar sonucu ulaşılan diğer yaş tahminleri ise 11 milyar ile 20 milyar arasında değişse de, bircok tahmin 1315 milyar yıl aralığında bulunmaktadır

Ceşitli gelişmeler, savlar, karanlık madde ve karanlık enerji

Bugun evrenin sadece %4'unun yaydığı elektromanyetik radyasyon tarafından doğrudan gozlemlenebilir olduğu, kalan kısmın %73'unun karanlık enerji, %23'ununse karanlık maddeden oluştuğu duşunulmektedir Karanlık madde ve karanlık enerjinin doğası ve ozellikle hala tam olarak bilinmemektedir Karanlık enerji tum uzaya yayıldığı ve evrenin genişleme hızını arttırdığı duşunulen, hipotetik (yani savsal) bir enerji formudur Karanlık madde ise gozlemlenebilmesini olanaklı kılacak kadar elektromanyetik radyasyon yaymayan veya yansıtmayan, fakat gozlemlenebilir cisimlerde oluşturduğu yer cekimsel etkiler yuzunden varlığı savlanan, yapısı bilinmeyen maddedir

20 yuzyılda ortaya atılmış bir kavram olan karanlık enerjinin ilk benzerleri, terimin ortaya atılmasından oldukca once ortaya cıkmıştır Dinamik evren yapısı kanıtlanmadan once Einstein evrenbilim sabiti (kozmolojik sabit) fikrini yer cekimini karanlık enerji ile dengeleyecek bicimde, statik bir evren modeline ulaşabilmek icin onermiştir Daha sonra dinamik evren modeli kanıtlanınca bu fikirlerden vazgecilmiştir 1970'lerde Alan Guth, kavramsal acıdan karanlık enerjiye benzer olarak, negatif bir basınc alanının, evrenin erken devrelerinde kozmik şişmeyi surdurebileceğini onermiştir Karanlık enerji terimi ise 1998 yılında Michael Turner tarafından ortaya atılmıştır Karanlık enerjiyi destekleyen ilk doğrudan kanıt supernova gozlemlerinden, Riess et al tarafından ortaya cıkarılmış, daha sonra Perlmutter et al tarafından doğrulanmıştır

Karanlık madde olarak anılan fenomene ve varlığına dair ilk kanıt İsvicreli astrofizikci Fritz Zwicky tarafından 1933'de tespit edilmiştirKaranlık maddeye ilişkin kanıtların bircoğu gokadaların incelenmesi sonucu elde edilmiştir Galaktik rotasyon eğrileri (gokada donuş eğrileri), eliptik gokadaların hız dağılımları, gokada kumelerindeki kayıp madde gibi bircok konu karanlık maddenin varlığını destekleyecek kanıtlar sunmuştur


1997'de bazı bilim adamları evrenin olası farklı sureclerini ozetleyen, dort sureclik bir plan ortaya atmışlardır Buna gore evren yaklaşık olarak bir katrilyon ((1000000000000000 1015)) yıl sonra yıldızların sonmuş ve sadece beyaz, kırmızı veya kahverengi cuceler ile notron yıldızları şeklinde var olacağı bir surece girecektir Bu surec sonrası, buyuk yıldızların kara deliklere donuşmesiyle, bir kara delik sureci (veya donemi) başlayacaktır ki bu surecte evrendeki cisimleri yutmuş olacak, zamanla kendileri de yok olacaklardır İlgili araştırmaya gore bu surecin şu ana oranla yaklaşık olarak yuz trilyon trilyon trilyon yıl sonra ortaya cıkması beklenmektedir Son surec ise evrende hicbir maddenin bulunmadığı bir surectir ve Kara(nlık) Donem olarak anılmıştır

Dini kozmoloji acısından, İbrahimi Dinlerin ceşitli mensupları evrenin başlangıcı icin buyuk patlama teorisinin dini kozmoloji anlayışı ile catışmadığına dair acıklamalarda bulunmuşlardır


Vikipedi
 
Üst Alt