Stillwater
Yeni Üye
1958’de Fresno Kaliforniya hızla büyüyordu. Güzel bir şehir merkezi yepyeni bir alışveriş merkezi ve büyüyen banliyöleri vardı. Kısaca çok sıradan bir Amerikan şehri ve bunun yanı sıra en cesur kapitalist deneylerinin yapılacağı mükemmel bir yerdi. O yılın Eylül ayında 60000 şehir sakini posta kutularında küçük dikdörtgen bir
Bir gün posta kutunuzu açtığınızı düşünün ve daha önce kredi kartınız olmamış ve bu p
Bugün sektörün değeri trilyonları ulaştı ve dünyanın her yerinde binlerce farklı kredi kartı ve cüzdan bulunuyor. Kredi kartları yıllar boyunca daha heyecanlı bir hayata geçiş olarak pazarlandı. Ama pek çok insan için vaat edilen rüya daha çok kabusa dönüştü. Her 10 kişiden dördünün kredi kartı borcu var ve bunların onda biri de sonsuza kadar ödeyemeyeceğini söylüyor. Peki kredi kartları bizi özgürleştirdi mi? Ve batağa düşmekten nasıl kaçınırız?
Kredi basit ama radikal bir fikirdir. Kenarda fazladan parası olup onu
Kimileri pek adil olmadığını, kimileri de gerçeği yansıtmadığını iddia edebilir. Açıkçası bankaların diğer herkesi değerlendirebildikleri gibi sizi de değerlendirebildikleri bir yoldur bu. Ülkemizde kredi notları çoğunlukla 800 ile 1500 arasında değişiyor. Notunuz 1300’ün üstünde ise bu iyi demektir. Güvenilirsiniz. Eğer 800’ün altında ise yüksek riskli olarak kabul edilirsiniz. Yani iyi bir kredi notuna sahip olmak size en iyi kredi türlerini alma şansı veriyor. Bir konut kiralamak istediğinizde de görünüyor. Mülk sahibiniz bunun için uygun olduğunuzdan emin olabilmek için kredi geçmişinizi görmek isteyecektir. Bu sayılar yalnızca rakamlardan ibaret değil. Kim olduğumuzu da gösteriyorlar.
Kredi geçmişine sahip olmanın en kolay yolu, kredi kartı almaktır. Tüm bu veriler daha fazla insanın kredi almasını sağladı. Kredi verenlerinde onlardan epey para kazanmasını sağladı. Kredi kartı şirketleri herkesten en fazla ne kadar para kazanabileceklerini bulabilmek için her yıl on binlerce çalışma yapıyor. Yani hepimiz kuralları biraz farklı olan bir oyun oynuyoruz.
Müşteriler iki ana gruba ayrılıyor; borcunu ödeyen müşteriler ve geciktirenler. Borcunu ödeyenler her ay borcunun tamamını ödeyenlerdir. Ödemeyenlerse geciktirenlerdir. Ülkemizdeki yetişkinlere baktığınızda yüzde kırkının geciktirenler, yüzde kırkının ödeyenler, kalan yüzde yirmisinin de hiç kredi kartı sahibi olmayanlar olduğunu göreceksiniz. Sizin istediğinizi ödeyen olmak. Söz konusu kredinizi yönetmek ise sıkıcı olan en iyisidir. Borcunuzu zamanında ödeyin ve bir sonraki döneme bırakmayın. Bu insanlar kredi kartları üzerinden fırsatlar sağlıyor. Örneğin ödüller, türlü avantajlar, dolandırıcılığa karşı koruma. Tüm bunlar kredi notları yükselirken oluyor. Bu insanlar kredi kartları ile mutlu olmaya meyillidir.
Kredi kartı şirketi sizin takım arkadaşınız değildir. Onlara karşı oynarsınız. Bu yüzden ödeyenler için başka bir isim kullanıyorlar “Bedavacılar”. Bu tam anlamıyla doğru değildir. Kredi kartınızla her çekim yaptığınızda, satıcıdan genelde %2 ila %4 arasında değişen miktarda bir işlem ücreti kesilir. Eğer ödeyenlerdenseniz kredi kartı şirketleri sizden para kazanmaz. Yaptığınız çekimlerden kazanır. 2014 yılında Çinli bir milyarder bir çay fincanını Amerikan Ekspres Black kartı ile 36 milyon dolara satın aldı. Satıcıdan kesilen ortalama %3’lük komisyonla Amerikan Ekspres sadece bu satıştan 1 milyon dolar kazandı. O tarafta çok fazla rekabet var. Bankalar o varlıklı insanlar için gerçekten birbirlerini yiyor. Bazıları bunu ödül savaşı olarak adlandırıyor.
Ancak sektöre para kaybettiren bir kart kullanıcısı türü var “korsan”. Sadece hep kredi kartları kullanırlar. Kayıtlı birden fazla kartları vardır. Böylelikle ona sağlanılan fırsatların hepsinden faydalanmış oluyorlar. Bazı kartlar daha çok ilgi istiyor. 1,5 ya da 2 milyon arası puanları oluyor. Nasıl bir dönemde olunduğuna ya da hangi kategoride harcama yapıldığına göre birçok farklı kart kullanılıyor. Doğrusu tüm bunların takibini yapmak epey çaba gerektiriyor. Tüm bu avantajlar kısmen satıcıdan kesilen komisyon ile ödenir.
Kredi kartları sadece satıcılardan değil, müşterilerden de para alır. Çünkü mağazalar kart ücretlerini karşılamak için fiyat yükseltir. O havalı kartlardan birine sahipseniz, ilave masrafı avantajlarla geri kazanırsınız. Fakat daha basit bir kartınız varsa, ya da banka kartı ya da nakitle ödeme yaparsanız, sadece daha fazla ödersiniz ve bir araştırmaya göre nakitle ödeme yapanlar kart kullanan her haneye bin dolardan fazla para veriyor. Burada olan şey düşük gelirli aileler den varlıklı ailelere doğru gerçekleşen büyük bir para transferi. Düşük gelirli aileler de geciktiren kategorisinden faiz denen küçük şey yüzünden kredi kartı şirketleri için en büyük para kaynakları. Diyelim ki, bir buzdolabına bin dolar harcayacaksınız. Kredi kartı ödemeniz geldiğinde, buzdolabının fiyatı tam olarak o miktarda olacak. O bin dolar aslında size verilen bir avanstı. Faizsiz bir borçtu ama diyelim ki buzdolabına paranız yetmiyor. Ertesi gün o ödeyemediğimiz bin dolara faiz eklenmeye başlar. Ne kadar mı? O sizin yıllık faiz oranınıza bağlı. Eğer çok iyi bir kredi notunuz varsa bu yüzde 12’dir. Fakat yüzde 23’e kadar çıkabilir. Bu oran Ortalama %16 civarındadır ve bu miktar günlük olarak artar. her gün bakiyeniz ufak ufak yükselir ve sonunda ekstra gelir bu ay borcunuza 13 dolar eklenir. Fakat sadece asıl borcunuz olan bin doların faizini değil, Faizin faizi neden ödersiniz bu yüzden her ay borcunuz biraz daha hızlı artar 1 ay sonra borcunuz yine artar. 1 yıl sonra borcunuz daha da artar ve o baştaki bin dolarlık borcunuz devam ederse sonunda, başta borç aldığınız paradan daha fazlasını faiz olarak ödemiş olursunuz.
Eski ahit ve Kur’an’ın yüksek faizi yani eski dilde tefeciliği yasaklanmasının bir sebebi var. Hatta Dante Cehen
Kredi kartı şirketlerinin kredi notu düşük müşteriler için kullandığı iş modeline bazen “düşükten yükseğe” denir. Sizi düşük bir limitle başlatıp, yavaşça arttırırlar. Çünkü araştırmalara göre çoğu insan o boşluğu dolduruyor. Neredeyse mükemmel bir uyum.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
nesne buldu. Üzerinde isimleri, adresleri, gizemli bir sayı, son kullanma tarihi ve “Bank Americard” yazısı vardı.Bir gün posta kutunuzu açtığınızı düşünün ve daha önce kredi kartınız olmamış ve bu p
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
şeyin içinde tam 500 dolar olduğunu söylüyorlar. Bugünün parasıyla 4500 dolar. İstediğiniz gibi harcayabilirdiniz. Kredi kartları daha önce yapmadıkları şekilde harcama yapabilmelerini sağlayarak tüketicileri özgürleştirdi. Lüksün ve kolaylığın bir araya getirildiği mükemmel bir paket olarak satıldı. Kısa sürede milyonlarca insanın Bank Americard’ı oldu ve onu çok sevdiler. Orta sınıf hayatına sunulan tuzaklara kanıp her şeyi aldılar ama pek çoğu Bank Americard’a geri ödeme yapmadı. İlk birkaç yılda banka 15 milyon dolar kadar zarar etti ve bunun bir daha yaşanmamasına karar verildi.Bugün sektörün değeri trilyonları ulaştı ve dünyanın her yerinde binlerce farklı kredi kartı ve cüzdan bulunuyor. Kredi kartları yıllar boyunca daha heyecanlı bir hayata geçiş olarak pazarlandı. Ama pek çok insan için vaat edilen rüya daha çok kabusa dönüştü. Her 10 kişiden dördünün kredi kartı borcu var ve bunların onda biri de sonsuza kadar ödeyemeyeceğini söylüyor. Peki kredi kartları bizi özgürleştirdi mi? Ve batağa düşmekten nasıl kaçınırız?
Kredi basit ama radikal bir fikirdir. Kenarda fazladan parası olup onu
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ç verebilecek biri vardır. Aynı zamanda fazladan para ihtiyacı olup onu daha sonra ödeyebilecek biri de vardır. Onları eşleştirmek daima ekonominin en büyük itici güçlerinden biri olmuştur. Ama bu durumda temel bir ikilemi çözmek gerekiyor. Risk. Kredi borç para demek ama Latince “Kredere” den geliyor yani “güven”. Kredi kartları yokken büyük bir şey almak istediğinizde bir Bankere gidip borç isterdiniz. Onlar da sizi 3K’ya göre değerlendirirdi. Borcu ödeyebilmek için yeterli kapasite olup olmadığı veya ödemezseniz sizden alınabilecek şeyler ve karakteriniz. Bu riski değerlendirmek için pek de bilimsel bir yol değildi. O yüzden krediyi alabilen kişiye söyle denirdi; “Sorumluluk sahibi kişi” yani orta sınıftan beyazlar ama sonra bilgisayarlar çıkageldi. Bir anda bu bankaların önüne kime borç vereceklerini anlamalarını sağlayan bir dizi veri geldi. Bankalar insanları söylentileri üzerinden değerlendirmeyi bırakıp kredi notları üzerinden değerlendirmeye başladı. Size borç vermenin ne kadar riskli olduğunu öngörebilmek için tasarlanmış modeller.Kimileri pek adil olmadığını, kimileri de gerçeği yansıtmadığını iddia edebilir. Açıkçası bankaların diğer herkesi değerlendirebildikleri gibi sizi de değerlendirebildikleri bir yoldur bu. Ülkemizde kredi notları çoğunlukla 800 ile 1500 arasında değişiyor. Notunuz 1300’ün üstünde ise bu iyi demektir. Güvenilirsiniz. Eğer 800’ün altında ise yüksek riskli olarak kabul edilirsiniz. Yani iyi bir kredi notuna sahip olmak size en iyi kredi türlerini alma şansı veriyor. Bir konut kiralamak istediğinizde de görünüyor. Mülk sahibiniz bunun için uygun olduğunuzdan emin olabilmek için kredi geçmişinizi görmek isteyecektir. Bu sayılar yalnızca rakamlardan ibaret değil. Kim olduğumuzu da gösteriyorlar.
Kredi geçmişine sahip olmanın en kolay yolu, kredi kartı almaktır. Tüm bu veriler daha fazla insanın kredi almasını sağladı. Kredi verenlerinde onlardan epey para kazanmasını sağladı. Kredi kartı şirketleri herkesten en fazla ne kadar para kazanabileceklerini bulabilmek için her yıl on binlerce çalışma yapıyor. Yani hepimiz kuralları biraz farklı olan bir oyun oynuyoruz.
Müşteriler iki ana gruba ayrılıyor; borcunu ödeyen müşteriler ve geciktirenler. Borcunu ödeyenler her ay borcunun tamamını ödeyenlerdir. Ödemeyenlerse geciktirenlerdir. Ülkemizdeki yetişkinlere baktığınızda yüzde kırkının geciktirenler, yüzde kırkının ödeyenler, kalan yüzde yirmisinin de hiç kredi kartı sahibi olmayanlar olduğunu göreceksiniz. Sizin istediğinizi ödeyen olmak. Söz konusu kredinizi yönetmek ise sıkıcı olan en iyisidir. Borcunuzu zamanında ödeyin ve bir sonraki döneme bırakmayın. Bu insanlar kredi kartları üzerinden fırsatlar sağlıyor. Örneğin ödüller, türlü avantajlar, dolandırıcılığa karşı koruma. Tüm bunlar kredi notları yükselirken oluyor. Bu insanlar kredi kartları ile mutlu olmaya meyillidir.
Kredi kartı şirketi sizin takım arkadaşınız değildir. Onlara karşı oynarsınız. Bu yüzden ödeyenler için başka bir isim kullanıyorlar “Bedavacılar”. Bu tam anlamıyla doğru değildir. Kredi kartınızla her çekim yaptığınızda, satıcıdan genelde %2 ila %4 arasında değişen miktarda bir işlem ücreti kesilir. Eğer ödeyenlerdenseniz kredi kartı şirketleri sizden para kazanmaz. Yaptığınız çekimlerden kazanır. 2014 yılında Çinli bir milyarder bir çay fincanını Amerikan Ekspres Black kartı ile 36 milyon dolara satın aldı. Satıcıdan kesilen ortalama %3’lük komisyonla Amerikan Ekspres sadece bu satıştan 1 milyon dolar kazandı. O tarafta çok fazla rekabet var. Bankalar o varlıklı insanlar için gerçekten birbirlerini yiyor. Bazıları bunu ödül savaşı olarak adlandırıyor.
Ancak sektöre para kaybettiren bir kart kullanıcısı türü var “korsan”. Sadece hep kredi kartları kullanırlar. Kayıtlı birden fazla kartları vardır. Böylelikle ona sağlanılan fırsatların hepsinden faydalanmış oluyorlar. Bazı kartlar daha çok ilgi istiyor. 1,5 ya da 2 milyon arası puanları oluyor. Nasıl bir dönemde olunduğuna ya da hangi kategoride harcama yapıldığına göre birçok farklı kart kullanılıyor. Doğrusu tüm bunların takibini yapmak epey çaba gerektiriyor. Tüm bu avantajlar kısmen satıcıdan kesilen komisyon ile ödenir.
Kredi kartları sadece satıcılardan değil, müşterilerden de para alır. Çünkü mağazalar kart ücretlerini karşılamak için fiyat yükseltir. O havalı kartlardan birine sahipseniz, ilave masrafı avantajlarla geri kazanırsınız. Fakat daha basit bir kartınız varsa, ya da banka kartı ya da nakitle ödeme yaparsanız, sadece daha fazla ödersiniz ve bir araştırmaya göre nakitle ödeme yapanlar kart kullanan her haneye bin dolardan fazla para veriyor. Burada olan şey düşük gelirli aileler den varlıklı ailelere doğru gerçekleşen büyük bir para transferi. Düşük gelirli aileler de geciktiren kategorisinden faiz denen küçük şey yüzünden kredi kartı şirketleri için en büyük para kaynakları. Diyelim ki, bir buzdolabına bin dolar harcayacaksınız. Kredi kartı ödemeniz geldiğinde, buzdolabının fiyatı tam olarak o miktarda olacak. O bin dolar aslında size verilen bir avanstı. Faizsiz bir borçtu ama diyelim ki buzdolabına paranız yetmiyor. Ertesi gün o ödeyemediğimiz bin dolara faiz eklenmeye başlar. Ne kadar mı? O sizin yıllık faiz oranınıza bağlı. Eğer çok iyi bir kredi notunuz varsa bu yüzde 12’dir. Fakat yüzde 23’e kadar çıkabilir. Bu oran Ortalama %16 civarındadır ve bu miktar günlük olarak artar. her gün bakiyeniz ufak ufak yükselir ve sonunda ekstra gelir bu ay borcunuza 13 dolar eklenir. Fakat sadece asıl borcunuz olan bin doların faizini değil, Faizin faizi neden ödersiniz bu yüzden her ay borcunuz biraz daha hızlı artar 1 ay sonra borcunuz yine artar. 1 yıl sonra borcunuz daha da artar ve o baştaki bin dolarlık borcunuz devam ederse sonunda, başta borç aldığınız paradan daha fazlasını faiz olarak ödemiş olursunuz.
Eski ahit ve Kur’an’ın yüksek faizi yani eski dilde tefeciliği yasaklanmasının bir sebebi var. Hatta Dante Cehen
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
de tefecilere özel bir yer bile ayırdı. Hem de 7. katında. Katillerin olduğu yerde faiz şeytani bir şey olabilir. Kredi kartı şirketleri kendilerine paranın tamamını her ay ödeyen ya da hiç ödeme yapmayan insanları istemezler. Ama bu iki aşırı ucun ortasında güzel bir nokta vardır bankalar o noktadaki müşterilerin borçlarından çok para kazanıyor ve bunu gerçekleştirmek için bazı numaraları var. Öncelikle onların kartlarını seçmenize ihtiyaçları var. Masum insanlara kullanıma hazır kart göndermek artık yasadışı. Bunun yerine şirketler her yıl milyarlarca kredi kartı teklifi göndererek sizin de aralarında olduğunuzu düşündükleri türden müşterilere hitap eden cazip fırsatlar sunarlar. Borçlarını ödeyenler o harika avantajlı kartlar için teklifler alır. Ama eğer geciktirenlerden biri olduğunuzu düşünürlerse güzel bir başlangıç teklifi sunarlar.Kredi kartı şirketlerinin kredi notu düşük müşteriler için kullandığı iş modeline bazen “düşükten yükseğe” denir. Sizi düşük bir limitle başlatıp, yavaşça arttırırlar. Çünkü araştırmalara göre çoğu insan o boşluğu dolduruyor. Neredeyse mükemmel bir uyum.