Kronik ağrı; uzun yıllardır süregelen, kişinin birçok tedavi yaklaşımına rağmen hissetmeye devam ettiği ağrıdır. Ağrıları kişiler belirli zaman aralıkları ile hissedebilir, belirli dönemlerde hissedebilir ya da sürekli hissedebilir. Kronik ağrı tüm dünyada oldukça yaygın olup, insanları etkilemektedir. Kronik ağrı ile başa çıkmak için birçok farmakolojik (ilaç) yaklaşımları katlanarak artmaktadır. Bu yaklaşımların çoğu etkisizdir ve kullanılan ilaçlara karşı oluşan bağımlılık, ölüm gibi önemli riskleri içerir. Kronik ağrı yaşayan bireyler için birinci basamak tedavi seçeneği olarak ilaç tedavisi içermeyen yaklaşımlar önerilir.
Fizyoterapistler Manuel Tedavi ile kronik ağrı ve diğer kas-iskelet bozukluklarına sahip hastaları etkili bir şekilde tedavi edebilir; ancak bu uygulamaların doğru şekilde ve doğru kişilerce uygulanması gerekir. Manuel terapi; fizyoterapistler tarafından uygulanan, içerisinde omurga veya vücudun uzuvlarına yönelik, anatomi ve biyomekaniyi baz alan tekniklerin olduğu, ayrıca biyopsikososyal yaklaşımla hastayı bir bütün olarak ele alan bir tedavi parametresi, bütüncül bir konsept uygulamasıdır. Manuel terapiye geleneksel yaklaşım, doğru teknik seçimin ve hassas uygulamanın başarılı bir sonucun başlıca uygulayıcının olduğunu varsayar. Bu görüşe göre, elde edilen sonuçlar doğrudan uygulanan müdahale ile ilişkilendirilir.
Manuel terapi uygulayan fizyoterapistler, manuel fizik tedavi deneyiminin karmaşıklığını kabul eden ve lisans eğitimi sonrası alınan çeşitli uluslararası nitelikteki konsept eğitimlerin sonucunda, kronik ağrısı olan bireyler için ideal uygulayıcılar olarak kabul edilmektedir. Bu ağrıların gelişimi, korunması ve modülasyonunun algılanmasında sağlam bir değişime ihtiyaç duyulabilir. Ağrı, aktif duyu, bilinç düzeyi ve duygusal süreçlerle düzenlenen ve hastanın beklentileri, ruh hali, arzuları ve geçmiş deneyimlerinden büyük ölçüde etkilenen bir deneyimdir. Ağrı algısını bir bozulma ile sınırlamak güncelliğini yitirmiştir.
Çok geniş kapsamlı bir yaklaşım, kişisel ve mevcut duruma göre hasta özelliklerini değil aynı zamanda hastanın ve terapistin kültürel önyargılarını, inançlarını ve deneyimlerini de içeren hasta ve terapist faktörlerin etkisini kabul eder. Buna ek olarak, bu görüş doğrudan ya da dolaylı olarak (yani modifiye edilmiş beklentiler ya da ruh hali) direkt olarak (yani müdahale seçimi) önemli sonuç katkıları sağlayabilecek olan hasta ve manuel fizyoterapist arasındaki etkileşimi onaylamaktadır.
Son olarak, bu yaklaşım, psikososyal stratejiler ve ağrının etkisini azaltmaya yönelik manuel terapinin etkinliğini arttıran ve / veya olumlu davranışsal değişimi teşvik edip koruyacak egzersiz gibi hedefe yönelik ek müdahalelerin birleştirilmesini onaylamaktadır.
Manuel terapi sıklıkla kapsamlı bir tedavi bütününün bir bileşenidir ve klinik yanıtı etkilemek için birden fazla müdahale etkileşime girebilir. Hasta eğitimi manuel fizyoterapi etkileşiminin önemli bir bileşenidir ve eğitimin niteliği ve içeriği, özellikle ağrı ile ilgili olarak tedavi etkinliğini büyük ölçüde etkileyebilir.