Son Konu

Kuantum Mekaniği Birim 3; Dolanıklık

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Niels Bohr ’a tarafından Kuantum Teori ’si karşı şok olmayan kişi bu teoriyi anlamamıştır
Zamanın tersine simetrisi nasıl ama zaman kavramımızı yıkarsa dolanıklık da uzay kavramımızı öyle yıkar
Peki nedir bu uzay kavramımızı yıkan dolanıklık?
Birlikte yaratılan iki şey dolanık ’tır İki elektronu ele alalım Birini evrenin öteki tarafına gönderelim ve ona herhangi bir şey yapalım, öteki elektron ise yapılan bu şeye karşısında yanıt verir
Keza de hemencecik…
Bu cevabın verilmesi için ya iletişim sonsuz hızda gerçekleşiyor veya gerçekten halen bağlılar Yani dolanıklar Big Bang yani büyük patlama hemen her şeyin dolanık olduğu düşünülürse seslenmek oysa her şey birbiriyle bağlantı halinde
Kuantum Mekaniği diyor ama somut bir nesnenin seyahati tarif edilemez Yalnızca elektronların nerede konumlanabileceği hakkında konuşabiliriz Bunun garipliğini şöyle açıklayabiliriz; eğer bir bozuk parayı döndürürseniz, dönme her tarafında kararsız kalacaktır lakin eğer onu durdurursanız yazı ya da tura olmasına zorlamış olursunuz Durdurmadan önce ne yazıydı ne de tura, ikisinin karışımıydı Bohr ve destekçileri elektronun bu şekilde davrandığını bahis ettiler Bir anlamda, para dönüşü esnasında ayrıca yazı ayrıca turadır benzer ışık gibi
Bohr elektronun nerede olduğunu ölçene dek asla bilemeyeceğimizi iddia ediyordu ve bunu yalnızca elektronun nerede olduğunu bilmemiz değil garip bir şekilde elektronun benzer anda tekrar olmasıydı Elektronların gerçeğin en basit yapı taşlarından biri olduğunu unutmamak lüzumlu
Bohr diyor ki; yalnızca elektronlara bakarak sihirli bir şekilde pozisyonlarını var ediyoruz Bu da gerçekliğin olmadığını sadece potansiyel olarak var olduğu anlamına geliyor Hakikat sadece ona baktığımız süre var oluyordu İkna edici gibi olabilir oysa çoğu bilim insanı bu teoriyi keskin bir şekilde reddetti, bunların başında da Albert Einstein geliyordu
Bohr ve Einstein kuantum mekaniğinin gerçeklikten vazgeçmek ya da vazgeçmemek olduğu konusunda ateşli bir tartışmaya girdiler
Bohr ’un teorisine kadar biz ölçene değin her iki madeni para da döndükleri sürece ne yazıdır ne de turadır hatta yazı ve tura varolmuş bile değildirler İşi azıcık daha garipleştirelim öyleyse, birincil madeni parayı durdurduğumuzda tura gelmesiyle Dolanıklık prensibiyle birbirlerine alt olduklarından diğer para da eş zamanlı olarak yazı kazanç En garip kısım ise paranın ne geleceğini varsayım edememizdir Tek bildiğimiz şey tekrar tekrar birbirlerinin zıttı sonuç verecekler
Einstein ışıktan bile hızlı artan bu iletişime inanmayı reddetti Kendi kuramı görecelik hiçbir şeyin hatta bilginin bile ışıktan süratli hareket edemeyeceğini söylüyordu Peki bozuk para nasıl olurda diğerinin durduğunu bilebilirdi?
Einstein ’ın fikri ise daha açıktı Bunu daha kolay anlayabilmek için bozuk paraları yok de iki adet elen kullanalım, iki eleni bambaşka kutulara koyalım Eğer fakat bir kutuyu açtığımız da karşımıza meydana çıkan sol teki ise diğeri de haliyle sağ teki olur Yani bunun için birbirleriyle iletişime geçmeleri gerekmez Baştan beri sağ ve sol vardı, kısacası gözlemcinin değiştirdiği bir durum yoktu Değişen tek şeyse bizim buna dair olan bilgimiz
Peki gerçeğin hangi açıklaması doğru? Bohr ’un baktığımız anda gerçekliğe dönüşen ve büyülü bir şekilde iletişimde olan paraları mı yoksa Einstein ’ın başlangıçtan beri elbette sağ ve sol olarak bulunan elenleri mi?
İşler karışmaya başladı sanırım Hazırlanmış karışmaya başlamışken bu durumu gerçekliklerimizi sarsacak dek ileri götürelim
Japonya ’da yapılan bir araştırma da bilgi yüklenen birçok su damlası eksi 25 derecede donduruldu ve daha sonra eksi 5 derecede bir yere konularak mikroskobik fotoğrafları çekildi Sonuç çok ama fazla şaşırtıcıydı Kötü bilgiler yüklenen yani küfür ve hakaretler edilen su damlacıklarının şekli kötüyken, iyi bilgiler yani teşekkür ederim, seni seviyorum gibi şeyler söylenen suların şekli ise harikuladeydi
Bazı Princeton araştırmacıları rastgele makineler çalışırken de bu durum gerçekleşir mi sorusuyla yola çıkarak bir deney yaptılar Deney de ses bantları kullanıldı Bantta sol ve sağ kulakta tıklamalar vardı ve hiç kimse dinlemezken parça çalındı Sonrasındaysa katılımcıya bunu eve götürüp dinlemesi ve sol kulağa gelen tıklamaların sayısını yalnızca dinleyerek arttırması istendi Iştirakçi isteneni yaptı ve bandı araştırmacılara geri verdi Araştırmacılar bandı dinlediğindeyse hayretlerini gizleyemediler, bantta fiilen de sol kulağa gelen tıklamaların sayısı daha fazlaydı
Iştirakçi bandı dinlediğinde sadece o an etkisinde kalmamış zamanda geri giderek tescil hemen değişikliğe neden olmuştu
Dünya ’nın katı şeylerden yapılı olduğu öğretildi bizlere Maddeden, kütleden, atomdan…
Atomlar molekülü, moleküllerde maddeyi oluşturur ve her şey de bundan ibarettir Oysa atomlar büyük ölçüde boştur Örneğin bir basketbol atomun çekirdeği olsaydı çevresinde dönen atomlar kabaca 30 km uzaklıkta olurlardı
Daha küçüğe bakıldığında uzaysüre geometrisinin en temel düzeyine ulaşırız Evrenin kusursuz yüzeyine ineriz Burada data ve bir uyum vardır, buna Planck Ölçeği denir ve evrenin dokusunu oluşturur Bu seviyede büyük patlamadan bu yanlamasına olan veri bulunur Evrenin yani maddenin büyük çoğunluğu boşluktur
Fiziğin esas sanılan denklemleri vardır ve fiziğin esas denklemlerinde zamanın aksine simetri özelliği vardır Yani bir süreç bu yasalara uygunsa bunun tersi de bu yasalara uygundur Bu da şu aramak oluyor; Halk yaşlandığı kadar gençleşebilir, geçmişin bilgisine nasıl erişebiliyorsak, geleceğin bilgisine de erişebiliriz
Kuantum fikri uzun zamandır var fakat geleceğin şu hatıra etkileyebilmesi fikri insanlara hala uzak ve akıl almaz olarak görünüyor Geçmişin şimdiyle sebep netice ilişkisine inanıyoruz Topu tutarım, bırakırım ve yere düşer Ayrılmak niçin, düşmekte sonuçtur
Peki topu bırakmamın nedeni yer olabilir mi?
Zamanda ileri gidilebildiği fikri sadece bilinçli beynimizdedir Kuantum dünyasında zamanda geriye doğru de gidilebilir Beyinde bir takım şeylerin geriye doğru işlendiğine dair ip uçları mevcut Mesela 1970 ’lerin sonlarında California Üniversitesi ’nde fazla garip deneyler yapıldı Beyin ameliyatı yapılan hastaların kafa derilerine lokal anesteziyle kafa tasları açılır Bu sırada hastalar kurnaz ve beyin faaliyetleri çalışmaktadır Yapılan deney ise ufak parmakları uyarıp, duyusal kortekste ilgili bölgedeki tepkiye bakılıyor, bunu elektrikle kaydediyor ardından hastaya hissedip, hissetmediği soruluyor Keza korteksin bu bölümünü de uyarıyordu Şöyle düşünebilirsiniz minik parmağı uyardığımızda bunun korteksin diğer tarafına gitmesi bir süre alır, bu nedenle hasta uyarıdan kısa bir vakit daha sonra onu hissedecektir Korteksi eğer aracısız olarak uyarırsanız hasta bunu derhal bildirecektir Normalde olması beklenen budur oysa bunun tam tersi oluyor ve hastanın küçük parmağı uyarılınca hasta hemen hissediyor, korteksi uyarıldığındaysa gecikmeli bir şekilde hissediyor Deney defalarca yapıldıktan sonra araştırmacılar bilginin bir şekilde zamanda geriye yansıtıldığı sonucuna vardılar
Bir Takım araştırmalarda görüldü ancak insan elini oynatmaya ya da bir şey yapmaya başlarken daha ne yapmaya çalıştığının bilincine varmadan beyinde kesin sinir hücrelerinde bazı etkinlikler oluyor Yani, sanki önce yapıyor sonra karar veriyormuşuz gibi
1960 ’lı yıllardan günümüze yüzlerce kere yapılan başka bir deney daha var Rastgele 1 ve 0 ’lardan oluşan bir dizi yaratıcı makineye yalnızca düşünceyle 1 ya da 0 ’ı daha fazla getirtebilmek
Bütün deney sonuçları ve incelemeler, 1 ya da 0 istenmesinin sonuca net bir şekilde etkisinin olduğunu göstermiştir Makineden daha pozitif 1 isterseniz alet bir şekilde karşınıza 1 ’lerin çok olduğu bir dizi çıkartıyor
Akla anında şu soru geliyor yan fakat halk dünyanın gerçekliğini etkileyebiliyor mu? Bunun cevabı evet Her insan gördüğü gerçekliği etkiliyor
Bizi öteki türlerden ayıran şey Frontal Lobun beynin geri kalanına oranıdır Frontal Lob uyarı, planlama, güdü kontrolü, empati, organizasyon, muhakeme yeteneğivs gibi fonksiyonları vardır Beyin, nöron denilen küçük asap hücrelerinden oluşur, bunların diğerleriyle birleşip nöron ağları yaratıcı ufak dalları vardır Her bağlanma beyin için bir bilgiyi ifade eder
Beyin gördüğüyle, hatırladığı arasındaki farkı katiyen bilmez çünkü aynı asap ağları ateşlenir Zihinsel bir prova yapar ve bu yetimizi kullanırsak beyin devrelerinin geliştiği görülür
Hiçbir dini metinde us önemsizdir yazmaz Dua ve niyet dinlerin en büyük gerçeklikleridir Bunun nasıl işe yaradığını açıklamaksa Kuantum Mekaniği ve gözlemcinin işidir Düşünceyi eğer her şeyden daha reel yapabilirsek, oysa beyin bunu yapabilir Frontal Lob düşünceyi uzun vakit tutmamızı sağlar, vakit ve mekan algısı ortadan kalkar ve bu da Kuantum alanına girdiğimiz, düşünceyi her şeyden daha gerçek kıldığımız bir andır
Bu Dolanık Kâinat kavramını alıp, insan deneyimine uyarlarsanız bu kendini acaba nasıl gösterir?
Eğer diğer bir zihinle bağlantı oluşturulursa buna telepati, başka yerdeki bir nesneyle bağlantı varsa durugörü, zamanı aşan bir temas varsa buna kehanet, düşünce gücüyle cisimleri hareket ettirme olayını ise telekinezi olarak adlandırıyoruz Böyle sayabileceğimiz 1012 psişik deneyim türü daha var bildiğimiz Fakat bu sadece buz dağının görünen küçücük bir kısmı
“Kuantum Mekaniği Birim 1 için tıklayın
“Kuantum Mekaniği Birim 2 için tıklayın
Litaratür:
Joseph Dispenza DC – Doctor of Chiropractic Degree at Life University
Dr Masaru Emoto – Doctor of Alternative Medicine Pen İnternational University Japan Director, Messages From Water
Stuart Hameroll MD University of Arizona Toward a Science of Consciousness, Ultimate Computing
Andrew Newberg MD University of Pennsylvania
Drean Radin PhD University sonoma state
William Tiller PhD Stanford Universty Department of Materials Science
 
Üst Alt