Son Konu

Kuranı Kerimde kaç ayet vardır

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kur'lahzaı Kerim'de kaç tane ayet vardır?

Kur lahza ı Kerim de 114 sure vardır

Kurân ’ın kaç ayet olduğu hususunda âlimler aralarında ihtilaf vardır Ama bu ihtilaf sadece numaralandırma hususundadır Kurân ’ın hepsi için her hangi bir ihtilaf muhtemel değildir

Kuran ayetlerinin sayısı hakkında tam bir mutabakat yoktur Bunun bazı sebepleri vardır:

1 Ayetlerin tamamında veya kur'anın umumunda herhangi bir bıkkınlık yoktur Yani Kur'anın tamamı bellidir Fakat alimler aralarında ayet sayısında bir görüş ayrılığı mevcuttur Şöyleki, Kur'anı açtığınızda ayetlerin yerini tahsis eden dairesel işaretler vardır İşte bazı alimlere kadar, bu iki yuvarlak arasındaki ifadeler ayettir Lakin bir takım alimlere tarafından, bu iki yuvarlakların aralarındaki ifadelerin bazısı bir ayet yok, iki veya daha fazla ayettir Bu gösterme ayrılığından dolayı, ayet sayısında çeşitlilik olabilir Yahut Kur'anın tamamında ya da ayetlerin kendilerinde herhangi bir anlaşmazlık veya aksaklık laf konusu değildir

2 Şafiî âlimleri besmelei şerifi, başında zikredilen sure ile bir bütünüyle saydıkları halde Hanefi âlimleri besmeleyi öbür bir ayet olarak saymışlardır Sure başlarındaki “yasin, ha mim gibi hurufu mukattaa için de aynı koşul geçerlidir

3 Ayrıca, Kuranda yer alan “durmayınız anlamına gelen “LA işaretinin olduğu yerlerin de birer ayet sayılıp sayılmayacağı da bu farklılığın diğer bir nedeni olabilir

Bu ve yarı nedenlerle Kur ’lahza ’ın bir harfinde bile değiştirme olmadığı halde, ne kadar ayet olduğu konusu bütün netlik kazanmamıştır Elinizde bir kitap olsa kaç parağraf ya da cümleden meydana geldiği sorulsa öbür anlayışlara tarafından ayrı rakamlar çıkacaktır Bu kavrayış farklılığı kitabın azalacağı veya fazlalaşacağı anlamına gelmez İşte Kuran da olarak içindeki her şey ile meydandadır Fakat değerleme farklılığından rakamlar da ayrı çıkmaktadır

Bu farklı sayımın bir sonucu olarak; İbni Abbas 6616, Nafi, 6217, Şeybe, 6214, Mısır âlimleri 6226, Zemahşeri, İbni Huzeyme, Şeyhulislam İbni Kemal ve Bediüzzaman Said Nursi ise 6666 ayet olduğunu söyler

Bu gün elimizde olan ve dünyanın boyunca bulunan Mushafların nizamı, Küfî ekolü alimlerinin Hz Ali ’den rivayetle peygamberimiz(asm) ’e dayandırdıkları bir tertiptir Bu Kur ’an ’daki mevcut ayet sayısı, 6236 ’dır Bu, bizim de bizzat ayetleri sayarak elde ettiğimiz bir sayıdır

Ayetlerin sayısı muhakkak öyle fazla hikmete bakıyor Ama bu hikmetler, sadece yekun olarak 6236 sayısına değil, aynı zamanda Kur ’an ’da kullanılan kelimelerin tekrarı, bu tekrarların yapıldığı ayetlerin sayısı, bir suredeki ayetlerin belirlenmiş kriterlere kadar ayarlanması, Allah ’ın ad ve sıfatlarının kesin bir adede uygun bir şekilde belirli bir sayıdaki ayetlerde yer alması gibi bir fazla ince hikmetleri vardır

Örneğin ayetlerin yekun sayısına uygun olarak deriz fakat, surelerin başında geçen besmelelerden bir adam başına ile birlikte bu ayetlerin sayısı 6237 olur Bu sayı Allah ’ın 99 ismi ile Hz Peygamber(asm) ’in ömrü olan 63 sayısının çarpımından çık bir yekundur 99x63 6237

Hem bu rakam, daha tam Kur ’lahza vahyi bitmeden Kur ’lahza ’da buna sinyâl edilmiş olması, gaybî ihbar nevinde bir mucize parıltısıdır

Kuranın yazılışı ve zamanımıza değin gelişini anlatan şu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz

Allah'ın son mukaddes kitabı, tüm insanlığa İlâhi fermanı olan Kur'an, 23 senede âyet âyet, sûre sûre nazil olmuştur Peygamber Efendimiz kendisine nazil olan âyet ve sûreleri yanında yer alan sahabelerine okur, sahabeler de onu ezber ederler, bir kısmı da yazardı Bundan ayrı ayrı, Peygamber Efendimizin vahiy kâtipleri vardı Bunlar nazil olan âyetleri ve sûreleri özel olarak yazmakla vazifeli idiler Gelen âyet ve sûrenin nerede yer alacağı, Kur'an'ın neresine gireceği de kanımca Peygamberimize Cebrail (AS) vasıtasıyla bildiriliyor, o da vahiy kâtiplerine tanımlama ederek, gerekeni yaptırıyordu Bu Nedenle Hz Peygamberin sağlığında Kur'lahza'ın tamamı yazılmış, nereye neyin gireceği muhakkak olmuştur Aynca Cebrail (AS) her Ramazanda gelir, o güne dek nazil olmuş âyet ve sûreleri Peygamberimize yeni her tarafta okurdu

Efendimizin vefatından evvelki son Ramazanda Hz Cibril yeniden gelmiş, ancak bu sefer Kur'lahza'ı Peygamberimizle iki sefer okumuşlardı Birinci sefer Hz Cibril aydınlatılmış, Peygamberimiz dinlemiş; ikinci seferde ise Peygamberimiz okumuş, Hz Cibril dinlemişti Böylece Kur'an son şeklini almıştı

bununla birlikte, Hz Peygamber'in sağlığında Kur'an, az önce müstakil bir deri hâlinde bir araya toplanmış da değildi Sayfalar halinde Sahabeler arasında dağınık olarak bulunuyor, hafızalarda ezberlenmiş halde duruyordu Fakat neyin nereye gireceği gayet belirli ve net şekilde bilinmekteydi

Nihayet Hz Ebû Bekir'in hilâfeti zamanında görülen ihtiyaç üzerine Zeyd bin Sâbit'in başkanlığında vahiy kâtiplerinden ve adaleli hafızlardan müteşekkil bir komisyon kuruldu Kur'lahza'ın bir cilt hâlinde bir araya toplanma işi, bu komisyona havale edildi Ashabdan cümbür cemaat, elinde yazılmış bulunan Kur'lahza sayfalarını getirip bu komisyona teslim ettiler Hafızların ve vahiy kâtiplerinin elbirliği ile çalışmaları sonunda sayfalar, sûre ve âyetler Peygamberimizin tanım ettiği şekilde yerli yerine kondu Böylece Kur'an, Mushaf adıyla tek kitab hâline getirilmiş oldu

Bundan Böyle Kur'an için unutulma, kaybolma, tahrif ve tebdile uğrama diye bir şey söz konusu olamazdı Zira aslı, Hz Peygambere gelen şekliyle eksiksiz ve noksansız şekilde tesbit edilmişti

Hz Osman zamanında görülen gereksinim üstüne, bu Mushaftan yeni nüshalar çoğaltılıp farklı alanlara yönlendirilmiş memleketlere gönderildi

Bugün elde mevcut olan Kur'anlar, işte bu Kur'an'dan çoğaltılmıştır

Kur'an tesbit edilişindeki dayanıklılık itibariyle, diğer ilâhi Kitablardan farklı olarak, hiçbir tahrifat ve değişikliğe uğramadan vahiy mahsulü olan şekliyle tesbit edilip ortaya konmuş; 1400 senedir de muhafaza edilerek gelmiştir Bunda, Kur'an'ın edebî icaz ve i'câzının, yani, ezberleme kolaylığının hiçbir insan sözüne benzememesinin ve laf olarak hiçbir taklidinin yapılamamasının, edebiyatve belagatına erişılememesinin ve zaptında a'zamî titizlik gösterilmesinin büyük rolü olduğu kesindir Fakat belli başlı sebeb, Kur'an'ı Cenâbı Hakk'ın hıfz ve himayesine alması, onu kıyamete kadar lâfızve mânâ bakımından bir mu'cize olarak devam ettirmeyi taahhüd etmesidir Nitekim Kur'an'da şöyle buyurulur: «Emin ki bu Kur'lahza'ı biz indirdik ve onu koruyacak, muhafaza edecek, devam ettirecek de biziz:» (Hicr, 9)

Bugün yeryüzündeki tüm Kur' anlar aynıdır Hiçbir farklılık ve değişim yoktur Keza milyonlarca hafızın ezberinde bulunmakta, her an milyonlarca dil ile kırâet edilip okunmaktadır Bu nitelik, Kur'lahza'dan başka herhangi bir beşeri kitaba nasib olmadığı gibi, semavi kitablardan hiçbirine deha nasib olmamıştır Allah'ın son kelâmı, hükmü kıyamete değin baki ezelî fermanı olan Kur'lahza'ın, böyle eşsiz bir makam ve ulvi bir şerefe nail olması da, elbette ve lüzumludur (Mehmed Dikmen, İslam İlmihali, Cihan Yayınları, İstanbul, 1991, ss 9497) *
 
Üst Alt