Son Konu

Kutlu Doğum Haftası Şiirleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kutlu Doğum Haftası Şiirleri


PEYGAMBER

Sen, fikir kadar guzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını suzmuş ezel;
Bal sensin, varlık petek

Sensin olume hisar;
Bakisi hep inkisar
Sar bizi, cepecevre sar,
Rahmet ruzgarı etek!

Necip Fazıl Kısakurek

“Yağmur; seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Colde seni ozleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun kucuk bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahirada suzulen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parca kumaş da ben olsaydım
Senin icin gorulen bir duş de ben olsaydım
Yeryuzunde seni bir gormuş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gulmuş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle olsaydım
Batılı yıkmak icin kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gumuş de ben olsaydım

Muhammed'i Cok Ozledim

Muhammedi cok ozledim
Ciğerlerim pare, pare
Şol canımdan cok istedim
Yollar, gotur beni yare

Gunum gecem selavattır
Ne huzurdur, ne rahattır
İstediğim şefaattır
Yar Muhammed, cana care

Irmak olsam, yare aksam
Ravzasına, nasıl baksam
Şol gonlumu, bile yaksam
Kapanmıyor, canda yare

Ummetinim, şerefim cok
Gelmelere dermanım yok
Bir hasret ki, saplandı ok
Sırat uzre, duştum nare

Derdim elbet, Kabe ve Hac
Muhammede aşkım ilac
Hasretinden duştum bilac
Collerdeyim, hem avare

Hak aşkına omur versem
Muhammedi bir kez gorsem
Eşiğinde bile olsem,
Yalvar, yakar, ben bicare

Aşk var ise, Sen sebebi
Habibullah, en son nebi
Selindeyim, coştu debi
Şefaat kıl, sitemkare

Bayram Leventoğlu


ADI GUZEL KENDİ GUZEL MUHAMMED

Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed,
Şefaat eyle bu kemter kuluna,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed

Mu'min olanların coktur cefası,
Ahirette olur zevku sefası,
On sekiz bin alemin Mustafa'sı,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed

Yedi kat gokleri seyran eyleyen,
KUrsUn ustunde cevlan eyleyen
Mi'racda ummetin Hakdan dileyen,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed

Ol cariyar anın gokler yaridir,
Anı seven gunahlardan beridir,
On sekiz bin alemin serveridir,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed

Aşık Yunus neyler iki cihanı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gumansız
Sana uymayanlar gider imansız,
Adı guzel, kendi guzel Muhammed


Yine Bir Pazartesi

Her yer simsiyah olmuş gozler ufukta kilit
Asırlardır hasretle beklenen birisi var
Gonuller dua dua ve işte doldu vakit
Bu guneşin ışığı tum kainatı boğar

Anneciğinin kalbi sevgiyle sırılsıklam
Sensiz ne sabah olur ne sensiz gecer akşam
Nasıl teslim eylesin seni başka kucağa
Senin icin katlandı gul kokundan uzağa

Ebvayı titretince ayaklarının sesi
Yureğine mi duştu Azrailin golgesi

Deden Abdulmuttalip sana başka bağlandı
O siyah gozlerinde neler gormuştu neler
Vefatı yaklaştıkca sanki ciğeri yandı
Senden uzak olmaya ne gok dayanır ne yer

İcinde bulunduğun kervan bile korunur
Baştan ayağa nursun ustundeki bulut nur
Seni tanıyan kalpler bekliyorlar sessizce
Sense kulluk edersin rabbine gunduz gece

Hira yamaclarında meleklerin nefesi
Arap şairlerinin sustu artık bestesi

Hazırlan ebu kubeys Rasulullah geliyor
Butun yakınlarına mujdesini verecek
Bu yol oyle dikenli bu yol oyle cetin,zor
Yalnız nasibi olan mescidine girecek

Mukaddes gorev icin hazırdır darul erkam
Bir kerecik istesen hattaboğlu sana ram
Muslumanlar arttıkca kureyş zulmu coğaldı
Hicbir şey yıldıramaz duyan ummana daldı

Gulyuzunde tebessum kucaklıyor herkesi
Bir bakışı kendine aşık eden cehresi

Yakınlarını tek tek uğurladın toprağa
Kim bilir kac acıya mezar oldu yureğin
Teselli geldi gokten hazırlan yolculuğa
Pusulası aşk yolun rabbe yukseleceğin

Gayri hicret gerekir Medine diyarına
Hepsi veda ederek butun varlıklarına
Rızaullah uğruna yollara koyulurlar
Yuruyun muhacirler sizi bekliyor ensar

Ne tılsımlı suremiş ne tılsımlı soz yasin
Ucuşsun guvercinler sevr dağını suslesin

Kureyş yollara duşmuş kac bin kişilik ordu
Onların karşısında biz bir avuc Musluman
Rasulullah el acıp hemen duaya durdu
Be hey muşrik ordusu sen asıl kendine yan

Sadık kalınmayınca sadece bir sozune
Rabbin sevgilisinin kan bulaştı yuzune
Şimdi butun ağıtlar yalnızca uhut icin
Kıyamete dek surer gozyaşları goklerin

Bayram geldi şehrine bayram yaşar kabesi
Muşriğe bile bayram oldu fetih hutbesi

Bu guzelliğe karşı duşmanlık mı dayanır
Guneş yuzunu gorse onunde diz cokecek
İnsanlık boluk boluk ummetliğe uzanır
Sana kainat hayran hayrandır cin ve melek

Refiki ala deyip kapadın gozlerini
Giderken ashabının goturdun ciğerini
Gulyuzlum sen gideli kac yıl oldu kac asır
Şu dunyanın sırtında sensizlikten bir nasır

Yalnız sende bulunur insanlığın caresi
Yerin gozbebeğisin goğun ciğerparesi

Sinemdeki yangının sebebini sor bana
İctiğim onca şarap ateşimi almadı
Şu koskaca kainat zulum gibi zor bana
Ey gulum hasretinden bende takat kalmadı

Nurunun etrafında donen pervaneleriz
Aşkınla nefes alan deli aneleriz
Hicbir zaman bitmeyen destanımızsın bizim
Her derde her tasaya dermanımızsın bizim

Ne olur geliversen yine bir pazartesi
Kalbimizin gıdası ruhumuzun neşesi

Zeynep K Fuzun

Sen Yoktun Sultanım

Sen yoktun
Hz Ademdeydi nurun
Once cenneti, sonra yeryuzunu şereflendirdin
Adem nuruna affedildi,
Arafat bu affa şahitti

Sen yoktun
Nuhun gemisindeydi Nurun
Dalgalar yeryuzunu boğarken,
Taprağın bağrındaki su,
Gokyuzuyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
TUfan, nurunu selamladı edeple


Sen yoktun
Hzİsmailin alnındaydı Nurun
İbrahimi bir dua yukseldi kimsesiz collerden
“Rabbimiz dedi,
“Onlara kendi iclerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti oğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elci gonder,
Amin dedi on sekiz bin alem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medineden adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında

Sen yoktun
Hzİsa “Ahmed diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi
Artık ben sizinle cok soyleşmem, dedi havarilerine
Cunku bu alemin reisi geliyor
Bekleyin Ahmed geliyor
Kainata rahmet geliyor
Havarilerin yuzunu okşayan,
Oluleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun

Sen yoktun Sultanım,
Hz Abdullahın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Huteyle goklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız cocuklarını hep ağlayarak sevdiler
Ağlayarak suslediler olume
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gomulmenin adıydı dayıya gitmek
Anne yureğinin cıldırtan caresizliğiydi
Ve yavrusunun olume gidişini seyretmesiydi
En son cocuk atılırken cukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessum ederek hira nur dağını gosterdi
susluyordu hirayı
Efendisine hazırlanıyordu cebeli nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke
Alem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gozu Hz Aminedeydi
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gonder artık diyordu
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gozleri semada

Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yuzune
Onunde cebrail!
Ardında yalın kılıc melekler!
Bir inişin vardı yer yuzune
Yetimler en huzurlu geceyi gecirdi belki de
Oksuzler annelerine sarıldı doya doya

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini
Herşey sus pus olmuştu
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu
Ve bir ses yukseldi Aminenin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini
Muhammed!
optu o nurdan ellerini
Muhammed!
Seni yaratan Allaha kurbanız ey durri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız

Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyac var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah
Sonra tut ağacın yaprağını,
Koklerini cıkarttırıp yanında yurutsun Allah
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz cocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin

Sen vardın
Bedir kardı,
Uhut dardı
Hendek yardı
Yiğitlerin vardı
Olmek icin yarışan yiğitler

Hele bir enesin vardı senin
Enes bin malik
Uhutta olduğunu duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu
Onlar da
“Allahın Rasulu oldurulmuş deyince
Enes kukremiş:
“ Peki o oldukten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve Onun gibi olun! Demişti
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit duşmuştu
Hem de ne şehit ey nebi!
Vucudu yaralardan tanınmaz haldeydi
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu

Musab Bin Umeyrin vardı senin
Uhutta sancağını taşıyan
Oyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gun melekleri Musabın suretinde indirdi

Ebu hureyren vardı
Acıkınca mescidin onunde durur sana bakardı
Sen anlardın,
Ya Ebahir gel! Derdin

Ve sen gittin
Bir gidişle gittin
Ardında huznun kaldı
Hasretin kaldı goklerde
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbus etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri ustune coker, kendinden gecerdi

Sonra gunler ay,
Aylar yıl oldu
Ve asırlar oldu
Sensizliğe actık gozlerimizi
Ama sen bırakmazsın bizi
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile olmezken
Sana nasıl yok deriz
Ebutalip şama giderken devesinin onune gecip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin
Ne anam var ne babam
Ebutalip bırakmamıştı bu yuzden

Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ummetini kime bırakıp gidiyorsun Ya RasUlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların icindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor
Bırakma bizi!
Hayatı seninle oğretti Rahman
Kulluğu seninle tanıdık
Duayı senden oğrendik sevgili!
Hz Omer umre icin senden izin isteyince,
“Kardeşcik dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Omer değiliz ama
Butun dualarımız senin icin

Ey Rabbimiz!
Rasulunu anışımızdan haberdar et!
Ona binler salat, binler selam!
Habibine Makamı Mahmutu ver
Ona vesileyi lutfet
Onu refiki Alaya yukselt
Bizi de affet
Onun hatrına affet
Zatının hatrına Affet

Dursun Ali Erzincanlı
 
Üst Alt