bilgiliadam
Yeni Üye
kutuplarda oruç ve namaz Bir Takım ateistler, (Kutuplarda nasıl namaz kılınır, nasıl oruç tutulur Buna kimse yanıt veremiyor, görüldüğü gibi İslamiyet har asra but uyduramıyor) diyerek, sözde İslamiyetin bir takım meselelere bir çare bulamayacağını söylüyorlar Bunların etkisi aşağı kalan, reformist zihniyete sahip bir takım mezhepsizler de, (Bakın dinde yanıt verilmesi gereken meseleler çıkıyor, yeni ictihadlar yapılmalı, Kur'anı her çağda, o asrın teknolojisinin, ilminin ışığında yeniden tefsir etmeli, yorumlamalı) diyerek Kur'anı kerimi asra uydurmaya çalışıyorlar YANIT İslamiyeti gönderen, her şeye gücü yeten, her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâdır Allah için hiçbir zorluk olmaz Namaz, oruç gibi dinimizin bütün emirleri, zamana tarafından değişmeyen Hiçbiri de çağın şartlarına ters düşmez Çünkü dini gönderen Allahü teâlâ, her asırda neler olacağını bilir Zaten bilmeyen ilah olamaz Böylece ise Allahü teâlânın gönderdiği dinde noksanlık, yanlışlık olmaz Noksanlık, bir karıncayı, bir arpa tanesini yaratmaktan aciz olan ateistin kafasındadır Tefsir, moda kitabı değildir Her çağa, her asra kadar öbür tefsir olmaz Dinimiz yetkisiz mi ancak tamamlanacaktır? Yahut fazlalık mı var fakat çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için öbür, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz Çünkü dine yeni bir şey eklemek bidat olur Dinimizin emirlerini değiştirmek büyük sapıklıktır Her çağa, her asra göre değişik tefsir kâğıda dökmek, öbür yorum getirmek çağırmak, dini her asırda dağıtmak demektir İslam âlimleri, olması muhtemel olan her meselenin cevabını bildirmişlerdir Yanit verilmemiş hiçbir mesele kalmamıştır Kuranı kerimde, beş zaman namazın vakitleri, dağıtılmış âyeti kerimelerde bildirildiği halde, Beş süre namaz tabirinin geçmeyişinin kesinlikle sebepleri vardır Bunun hikmetlerinden birisi de, kutuplarda ve kutuplara yakın yerlerde, beş vakit namazın hepsinin vaktinin girmemesidir Ayakları olmayan kimse için abdestin farzı dört değil, üçtür Biri sakıt olmuştur Bulunmayan ayaklar yerine vücudun başka yerini yıkayıp temizlemek gerekmez Zengin, İslamın beş şartını da yapmakla sorumlu iken, fakire zekat vermek ve şartları yoksa, hacca gitmek de farz değildir Şu halde ifa bakımından, İslamın şartı zengine göre beş iken, fakire tarafından üçtür Fakire de, Sen İslamın beş şartını yapmaya mecbursun denilemez Çünkü onda zenginlik şartı yoktur Muayyen özrü on gün sürekli bir kadın, her ay on gün namaz kılmaz Çünkü namaz kılmak için o kadında, hadesten taharet şartı yoktur Özürden kurtulunca kaza etmesi de emredilmemiştir Kısa gecelerde şafak kaybolmadan fecrin tulu ettiği ülkelerde, yatsı ve vitrin vakitleri girmediği için bu namazları kılmak gerekmez (Nimeti İslam) Halebide buyuruluyor fakat: Vakit girmedikçe, namaz farz olmaz Nitekim Sadrüddin Bürhanül eimme, (Vakti girmediği için yatsı namazı size farz olmaz) diye fetva vermiştir Şemsüleimme Hulvani, (Zaman girmeyen yerlerde yatsı namazı kaza olarak kılınır) diye fetva vermiştir Ancak bu fetvayı duyan Harezmde Şeyhi Kebir Bakkali, (Zaman girmeyen yerlerde yatsı namazı farz olmaz) diye fetva verdi İmamı Hulvani bu fetva üzerine, Şeyhi Kebire, (Beş zaman namazdan birini kaldıran kimse, kâfir olmaz mı?) diye sordurunca, Şeyhi Kebir de, (Dirsekleri ile birlikte elleri veya aşık kemikleri ile birlikte ayakları olmayan kimse için abdestin farzı kaçtır?) dedi sonradan, (İşte bir abdest uzvu noksan olana abdestin farzı, dört değil, üç olduğu gibi, namaz vakitlerinden bazısı girmeyen yerdeki Müslümanlara, sadece vakti giren namazlar farzdır) buyurdu Bu cevap karşı, İmamı Hulvani, hakkı teslim edip, önceki fetvasından rücu etti Şafii âlimlerin çoğuna göre, yatsı ve sabahtan namazının vakti girmeyen yerlerde bu namazlar, vakitleri giren en yakın bölgeye mukayese edilerek kılınır Hanefide süre, namazın ayrıca şartı ayrıca de sebebi olduğu için, sebep bulunmayınca yani süre girmeyince, o namaz farz olmaz Zaman girmeden de kılınmaz Kaza etmek de gerekmez Fakat bir takım âlimlere göre bu iki namazı kılmak farzdır İhtiyata riayet etmek mükemmel olur Bu bakımdan bu iki namaz, (Vaktine yetişip de kılamadığım son yatsı) ve (son sabahtan namazının farzını kılmaya) diye amaç edilerek kılınmalıdır Bu iki namazı, vakitlerinin başladığı en son günün vakitlerinde kılmak iyi olur Bu iki namaz vaktinin başlamadığı zamanlarda, daha önce vakitlerinin olduğu en son günün vakitlerini başlıca alarak, sıradan vakti girene kadar daima o vakitte kılınır Ramazan ayı gelince, oruç tutmak farz olur Ancak seferi olanın, dört mezhepte de oruç tutması farz değildir Kutuplara ve avuç içi giden Müslüman, seferi ise oruç tutmaz Geriye Doğru dönünce kaza eder Kutuplarda buz denizinde yaşayan insan değil ise de, biz var olduğunu düşünelim Altı ay gündüz, altı ay gece olan yerlerde nasıl oruç tutulacaktır? YANIT Gündüzleri 24 saatten daha uzun yerlerde, örneğin altı ay gündüz olan yerlerde, oruca saat ile başlanır ve saat ile bozulur Gündüzü böyle uzun olmayan, vakitleri alışılagelmiş teşekkül eden, yani gündüzleri 24 saatten az olan bir şehirdeki Müslümanların zamanına uyularak oruç tutulur (Dürer) Namazı orucu ay ve güneşin durumuna tarafından ayarlayan İslam dininde 36 ay güneş batmayan ve doğmayan yerlere göre benim bildiğim bir kaide yoktur Varsa gösterin YANIT Bizim bildiğimiz ya da sizin bildiğiniz dinde ölçü olmaz Dinde dört tane ölçü vardır Bu ölçülere uygunsa mesele yok Yahut şahıslara göre bence senceye göre hareket edilirse insan sayısı kadar din meydana çıkar Yukarıda fakat yazıda kaidelerden bahsediliyor ya Mesela süre girmedikçe namaz farz olmaz kaidesi bildiriliyor ya Dinde senet olan kitaplardan naklediliyor Daha ne kaidesi arıyorsunuz? 6 ay gece veya altı ay gündüz olan yerlerde oruca saatle başlanır deniyor ya Yarasa güneşi göremiyorsa, güneşin bunda suçu yoktur 1400 sene önce Arabistanda yaşayanlar kutuplar diye bir yer bilmiyorlardı Bilmediklerine tarafından bir kaide de koymaları imkansızdır YANIT Arapların bilip bilmemesi kayda değer değil ki, manâlı olan Allahın bilmesi ve Resulünün bildirmesidir Resulü kaideler bildirmiştir âlimler de buna tarafından ictihadlarını ortaya koymuşlardır Din zamanla değişmez Karanlık ülkelerin olduğunu Arapların bilmemesi de söz konusu değil İslamiyet Arapların dini değildir, kâinata inmiştir yetersiz değildir Dediğiniz gibi yetersiz olursa suçu Allaha yüklemiş oluruz, dinimizi niye yetkisiz yolladı diye Kaideleri de Araplar yok Allah ve Onun Peygamberi koyar İman ve ibadetler değişmez Kıyamete kadar aynıdır Değişen fen bilgileridir Vakit geçtikçe kâmil şeklini alırlar İslamiyet zaten kâmil olarak gelmiştir ve öyledir ve pek devam edecektir Yanit verilemeyecek hiçbir mesele yoktur