KİTABIN ALIŞILAGELMIŞ : Mai ve Siyah
KİTABIN YAZARI : Halid Ziya Uşaklıgil
YAYINEVİ : İnkilap Ve Aka Kitapevleri
BASIMYILI : 1980
Kitabın Konusu
Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi
Kitabın Özeti
Ahmet Cemil,babasının ölümünden daha sonra,zor bela okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için hedeflemek zorunda kalırBunun için elinden pozitif birşey de gelmemektedirÇünkü tanıdık olmayan dil bilmekten diğer bildiği birşey yokturOna kalsa,tüm çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı;edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister Ama hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar
Ali Şekip ,Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla tartışma konusu budur zaten Raci gibi kendisini kıskanan,ardındaki dedikodular yaratan birine karşın şiirde birşeyler yapacağına inanır Bir yanlamasına , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç, Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşi Lamia ’yı severTek kaygısı onunla evlenmek,ona bedel bir yuva kurabilmektirFakat bu muhtemel olabilir mi? Olabilecek mi? Hep bunu hayal eder
Okulu bitirdikten sonra ,zavallı genç çok huzursuz günler geçirirEvlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalırEkmeğini kazanır lakin, neler pahasına! Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona böylece ağır kazanç Başka çare de yoktur Pek dayanamaz ışık halkası gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerlerGeceler boyu göz nuru dökerek yaptığı yararsız tercümelere hiç denecek değin az para verirler Ne o kadar eserleri çevirmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur
Ahmet Cemil, günün birinde “MiratI Şuun adlı gazetede çalışmaya başlar Hayatı aşağı yukarı düzene girer Hatta ,gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil ’in kız kardeşi İkbal ’le evlenir O vakit Süleymaniye ’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu bakmak hevesiyle güzel bir nikah yapar Lakin bu izaç, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar Vehbi Efendi çok barbar, durmadan içen , küstah bir kimsedir Böylece alçak bir heriftir ama, karısı gebe olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz Bir gece, Vehbi, İkbal ’I pek hırpalar, durumunu paldır küldür böylece bir tekme atar ancak zavallı kadın çocuğunu düşürür Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip ’in dükkanına kendini atar Ali Şekip ’e anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri güvenlik sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedirHiçbir tedbir zavallı İkbal ’i ölümün pençesinden kurtaramaz
Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine görev edilmiştir Memmundur Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemil ’e diğer bir haber daha verir Lamia ’yı evlendiriyorlardırO vakit Ahmet Cemil Lamia ’ya ait aralıklı anı kırıntılarını bir daha yaşar Bunlar, Lamia ’nın çocukluğu ile ilgilidir Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlarBir lahza sevgisini itiraf etmeyi düşünürAma yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir Bundan da vazgeçer
Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne kalmıştır?Eseri mi?Genç adam,bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar Yaşamı gözlerinde yaşlar,ağzında acı bir lezzetle seyreder O esrin bir anlamı kalmamıştır bundan böyle
oysa ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını, tasarladıklarını hatırlar Şu Anda o da Anadolu ’da bir görev alıp gidecektir işte Kendisine kırgınlıktan diğer birşey sağlamayan bu İstanbul ’dan kaçacaktır Kararını yerine getirir Dertli anasını alarak bir vapura biner Gece karanlığında, son kez İstanbulu, Cihangiri seyreder Deniz karanlık, gece karanlıktır Eskiden Yokuş başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar benzeri sönmüştü Şu Anda her taraf simsiyahtı Oda,güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak,ölümsüz bir yoklukta mutlu ve gizli, yuvarlanıp gidecektir
Kitabın Anafikri
İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara aleyhinde çaba etmeli,hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır
Kitaptaki Olayların ve Kişilerin Değerlendirilmesi
Ahmet Cemil : Başarılı bir lise hayatı sürerken,son sınıfta babasını kaybeder ve yaşam mücadelesine fazla erken başlarAmacı şiire diğer bir yön devretmek iken babasının ölümü herşeyi daha aşağı üstteki ederHayalleri olan bir gençtirBabasının ardından kızkardeşi İkbal ’in ölümü,son olarak da yakın dostu olan Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşi Lamia ’nın evlenmesiyle tüm hayalleri yıkılır
Hüseyin Azmi : Ahmet Cemil ’in en yakın dostudurO da Ahmet Cemil gibi şiire düşkündürİlbal ’in ağabeyidir
İkbal : Ahmet Cemil ’in kızkardeşidirÖzellikle babasının ölümünden sonradan annesine ve ağabeyine bağlılığı artmıştır
Lamia : Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşidirGüzel ve cazibeli bir genç kızdırAhmet cemil ’in kendisine olan aşkından hebersizdir
Yazar Hakkında Data
Halid Ziya Uşaklıgil
İstanbul ’da doğduİstanbul ’da başladıgı öğrenimini İzmir ’de tamamladı Öğretmenlik yaptı,değişik memurluklarda bulundu Edebiyat hayatına 1884 ’te atıldıGeniş bir kültüre ve bilgiye sahiptiServeti Fünun edebiyatının nesir alanında en dinç kalemi olduTürk edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edildiRomanlarındaki konularda genelde aydınlar arasından şeçtiği halde, hikayelerinde daha çok halkın yaşayışını konu olarak seçmiştir
Eserleri
Romanları
NEMİDE
BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ
SEFİLE
FERDİ VE ŞÜREKASI
AŞKI MEMNU
KIRIK HAYATLAR
Hikayeleri
BİR YAZIN TARİHİ
ANEMIK DEMET
SEPETTE BULUNMUŞ
HEPSİNDEN ACI
AŞKA DAİR
ONU BEKLERKEN
IHTIYAR ARKADAŞ
KADIN PENÇESİ
Oyunları
KABUS
FÜRUZAN
FARE
Anıları
KIRK YIL
SARAY VE ÖTESİ
BİR ACI ÖYKÜ
Sanat ve Edebiyat Üstüne
SANATA DAİR *
KİTABIN YAZARI : Halid Ziya Uşaklıgil
YAYINEVİ : İnkilap Ve Aka Kitapevleri
BASIMYILI : 1980
Kitabın Konusu
Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi
Kitabın Özeti
Ahmet Cemil,babasının ölümünden daha sonra,zor bela okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için hedeflemek zorunda kalırBunun için elinden pozitif birşey de gelmemektedirÇünkü tanıdık olmayan dil bilmekten diğer bildiği birşey yokturOna kalsa,tüm çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı;edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister Ama hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar
Ali Şekip ,Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla tartışma konusu budur zaten Raci gibi kendisini kıskanan,ardındaki dedikodular yaratan birine karşın şiirde birşeyler yapacağına inanır Bir yanlamasına , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç, Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşi Lamia ’yı severTek kaygısı onunla evlenmek,ona bedel bir yuva kurabilmektirFakat bu muhtemel olabilir mi? Olabilecek mi? Hep bunu hayal eder
Okulu bitirdikten sonra ,zavallı genç çok huzursuz günler geçirirEvlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalırEkmeğini kazanır lakin, neler pahasına! Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona böylece ağır kazanç Başka çare de yoktur Pek dayanamaz ışık halkası gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerlerGeceler boyu göz nuru dökerek yaptığı yararsız tercümelere hiç denecek değin az para verirler Ne o kadar eserleri çevirmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur
Ahmet Cemil, günün birinde “MiratI Şuun adlı gazetede çalışmaya başlar Hayatı aşağı yukarı düzene girer Hatta ,gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil ’in kız kardeşi İkbal ’le evlenir O vakit Süleymaniye ’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu bakmak hevesiyle güzel bir nikah yapar Lakin bu izaç, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar Vehbi Efendi çok barbar, durmadan içen , küstah bir kimsedir Böylece alçak bir heriftir ama, karısı gebe olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz Bir gece, Vehbi, İkbal ’I pek hırpalar, durumunu paldır küldür böylece bir tekme atar ancak zavallı kadın çocuğunu düşürür Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip ’in dükkanına kendini atar Ali Şekip ’e anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri güvenlik sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedirHiçbir tedbir zavallı İkbal ’i ölümün pençesinden kurtaramaz
Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine görev edilmiştir Memmundur Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemil ’e diğer bir haber daha verir Lamia ’yı evlendiriyorlardırO vakit Ahmet Cemil Lamia ’ya ait aralıklı anı kırıntılarını bir daha yaşar Bunlar, Lamia ’nın çocukluğu ile ilgilidir Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlarBir lahza sevgisini itiraf etmeyi düşünürAma yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir Bundan da vazgeçer
Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne kalmıştır?Eseri mi?Genç adam,bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar Yaşamı gözlerinde yaşlar,ağzında acı bir lezzetle seyreder O esrin bir anlamı kalmamıştır bundan böyle
oysa ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını, tasarladıklarını hatırlar Şu Anda o da Anadolu ’da bir görev alıp gidecektir işte Kendisine kırgınlıktan diğer birşey sağlamayan bu İstanbul ’dan kaçacaktır Kararını yerine getirir Dertli anasını alarak bir vapura biner Gece karanlığında, son kez İstanbulu, Cihangiri seyreder Deniz karanlık, gece karanlıktır Eskiden Yokuş başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar benzeri sönmüştü Şu Anda her taraf simsiyahtı Oda,güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak,ölümsüz bir yoklukta mutlu ve gizli, yuvarlanıp gidecektir
Kitabın Anafikri
İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara aleyhinde çaba etmeli,hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır
Kitaptaki Olayların ve Kişilerin Değerlendirilmesi
Ahmet Cemil : Başarılı bir lise hayatı sürerken,son sınıfta babasını kaybeder ve yaşam mücadelesine fazla erken başlarAmacı şiire diğer bir yön devretmek iken babasının ölümü herşeyi daha aşağı üstteki ederHayalleri olan bir gençtirBabasının ardından kızkardeşi İkbal ’in ölümü,son olarak da yakın dostu olan Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşi Lamia ’nın evlenmesiyle tüm hayalleri yıkılır
Hüseyin Azmi : Ahmet Cemil ’in en yakın dostudurO da Ahmet Cemil gibi şiire düşkündürİlbal ’in ağabeyidir
İkbal : Ahmet Cemil ’in kızkardeşidirÖzellikle babasının ölümünden sonradan annesine ve ağabeyine bağlılığı artmıştır
Lamia : Hüseyin Nazmi ’nin kızkardeşidirGüzel ve cazibeli bir genç kızdırAhmet cemil ’in kendisine olan aşkından hebersizdir
Yazar Hakkında Data
Halid Ziya Uşaklıgil
İstanbul ’da doğduİstanbul ’da başladıgı öğrenimini İzmir ’de tamamladı Öğretmenlik yaptı,değişik memurluklarda bulundu Edebiyat hayatına 1884 ’te atıldıGeniş bir kültüre ve bilgiye sahiptiServeti Fünun edebiyatının nesir alanında en dinç kalemi olduTürk edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edildiRomanlarındaki konularda genelde aydınlar arasından şeçtiği halde, hikayelerinde daha çok halkın yaşayışını konu olarak seçmiştir
Eserleri
Romanları
NEMİDE
BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ
SEFİLE
FERDİ VE ŞÜREKASI
AŞKI MEMNU
KIRIK HAYATLAR
Hikayeleri
BİR YAZIN TARİHİ
ANEMIK DEMET
SEPETTE BULUNMUŞ
HEPSİNDEN ACI
AŞKA DAİR
ONU BEKLERKEN
IHTIYAR ARKADAŞ
KADIN PENÇESİ
Oyunları
KABUS
FÜRUZAN
FARE
Anıları
KIRK YIL
SARAY VE ÖTESİ
BİR ACI ÖYKÜ
Sanat ve Edebiyat Üstüne
SANATA DAİR *