Son Konu

Mal Rejimi Zamanaşımı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Mal Rejimi Zamanaşımı nedir
Mal Rejimi Zamanaşımı hakkında bilgi

Medeni Kanunun 178 inci maddesi; boşanma sebebiyle acılacak davalarda, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı suresi ongormuştur

Boşanma sebebiyle acılacak davalar olarak; maddi ve manevi tazminat davaları ile yoksulluk nafakası talepleri yanında, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin katılma alacağı ve değer artışkatkı payı davaları, kişisel malların iadesi davaları, kadının evlilik soyadını kullanmaya devam etmesi davaları sayılabilir

Maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası davaları boşanma davasının fer’i niteliğinde olduklarından boşanma davası ile birlikte de ileri surulebilirler

Ancak boşanma davası sonuclanıp, tarafların boşanmalarına ilişkin verilen karar kesinleşmeden mal rejiminin tasfiyesi ile değer artışkatkı payı alacağı davaları acılamayacağından 178nci madde hukmu en cok bu davaları ilgilendirmelidir

İlgilendirmelidir ancak madde gerekcesini incelediğimizde; maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası gerekcede iki kez ismen belirtilmesine karşın, mal rejiminin tasfiyesini cağrıştıracak, katılma alacağı veya değer artış payını anımsatacak hicbir ibarenin yer almadığını goruruz

Ayrıca gerekcede “Butun alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı suresinin olması gerekir “ denilerek yasa koyucunun amacının boşanmadan doğan tazminat ve nafaka istemleri ile sınırlı olduğu goruntusu yaratılmıştır

Kanunun Genel gerekcesini incelediğimizde de konu acıklığa kavuşmamaktadır Genel Gerekcede 178 inci madde ile ilgili olarak şoyle denilmektedir:

“Tasarıyla yeni getirilen 178 inci madde, boşanma sebebiyle acılacak davaların boşanma hukmunun kesinleşmesinin uzerinden bir yılın gecmesiyle zamanaşımına uğrayacağını hukme bağlamıştır Yururlukteki Kanunda boyle bir hukum mevcut değildir

Yargıtay 2Hukuk Dairesi bundan hareketle mal rejiminin tasfiyesi ve bu cercevede yer alan değer artış katkı payı alacağı davalarında zamanaşımı suresinin BK 125 inci maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı suresine tabi olacağı sonucuna varmış ve bu yonde kararlar vermiştir

Fakat Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 2601 tarihli kararı ile mal rejimlerinden kaynaklanan (TMKm202281) davaların temyiz incelemesi 0202 tarihinden gecerli olmak uzere Sekizinci Hukuk Dairesince yapılması kararlaştırıldıktan sonra, 8 Hukuk Dairesi E: 982, K: 2991 sayılı 0906 tarihli bir kararında aksine bir yorum getirmiştir

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olan katılma alacağı, değer artış payı gibi davaların her ne kadar boşanma davasının eki niteliğinde olmasalar da evlilik birliği sona ermeden acılmalarının imkansız olması, ancak boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu hakların ileri surulebilir nitelikte olması, bu nitelikleri itibarı ile de boşanmaya bağlı olmaları şeklinde bir değerlendirme yapan 8Hukuk Dairesi, uygulamada ortaya cıkacak guclukleri de goz den gecirmiştir

8 Hukuk Dairesi, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar ile değer artış payı alacağı davalarına aşağıda genişce aktardığımız şekilde bir yaklaşım getirmiştir:

“Bunların başında Turk Medeni Kanunu’nun 178 inci maddenin gerekcesinde ;eşlerin yıllar sonra maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri onlenmek istenmiştirşeklinde ifade edilen, eşlerin yıllar gectikten sonra dahi karşılıklı taleplerle karşı karşıya gelmelerinin onune gecmek duşuncesi gelmektedir

Nitekim boşandıktan sonra başkaları ile yapılan evliliklerde yıllar once boşandıkları eşlerinden yoneltilen ve mal rejiminden kaynaklanan taleplerle karşılaşma tehdidi altında yaşamanın hem kendileri hem de toplumsal duzen acısından katlanılabilir bir şey olmadığı hususuna kararda değinilmiştir

Birbirlerine karşı manevi bağları boşanma ile tamamen kopmuş olan eşlerin haksızlığa uğradıkları, diğer taraftan mal rejimine ilişkin talep hakları bulunduğu duşuncesinde olmaları halinde, boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte derhal dava acarak birbirlerinden alacaklarını istemelerine bir engel bulunmadığı gibi, dava acmak icin uzun yıllar beklemelerini gerektirecek makul ve mantıklı bir neden olabileceği de soylenemez

Kaldı ki, eşler evlilik icinde edinilen ya da katkı yapılan varlıklarını, alacak ve borclarından doğan dava haklarını boşanma gundeme geldiğinde duraksamadan bilebilecek durumdadırlar Ancak aradan uzun yıllar gectiği takdirde eşlerin evlilikleri sırasında edinmiş oldukları mal varlıklarının, alacak ve borclarının miktar ve değerleri ile katkı paylarının belirlenmesi ve kanıtlanmasındaki ciddi gucluklerin ortaya cıkacağı şuphesizdir Bu durum mahkemelere aşırı ve gereksiz bir yuk bindirecek, bu husustaki davaların sağlıklı bir şekilde sonuclandırılması zorlaşacaktır

Turk Medeni Kanunu'nun Aile Hukukuile ilgili ikinci kitabındaki duzenlemeler, Turk Medeni Kanunu'nun 178 maddesi metni ve bu maddenin gerekcesi birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucunun boşanan eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine karşı maddi ve manevi her turlu dava haklarını 1 yıllık sure icerisinde kullanmalarını amacladığı, bu sureyi sadece maddimanevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile sınırlı tutmadığı, boşanmanın sonucuna bağlı bulunan ve ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile gundeme getirilebilecek olan mal rejimine ilişkin davaların da Turk Medeni Kanunu'nun 178 maddesi hukmu kapsamında duşunulmesi gerektiğini ortaya koymaktadır

Aksini duşunmek kanun koyucunun amacı ve toplumsal gerceklerle bağdaşmaz

Butun bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde Borclar Kanunu'nun başka suretle hukum mevcut olmadığı takdirde her dava icin 10 yıllık zamanaşımı suresini ongoren 125 maddesinin uygulanması doğru olmaz Kaldı ki, yukarıda acıklandığı gibi 01012002 tarihinde yururluğe giren 4721 sayılı Turk Medeni Kanunu'nun 178 maddesi ile bu konuda getirilen yeni ve ayrı bir hukumle zamanaşımı suresi 1 yıl olarak belirlenmiştir

8Hukuk Dairesi’nin psikososyal mulahazalarına katılmamak mumkun değildir Tamamen katılıyoruz Ancak hukuki yaklaşımına katılamıyoruz

Bizce de mal rejiminden kaynaklanan davalarda bir yıllık zamanaşımı suresinin uygulanması hem sosyal acıdan, hem de usul ekonomisi acısından doğru olacaktır

Bununla birlikte mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olan katılma alacağı, değer artış payı gibi davaların evlilik birliği sona ermeden acılmalarının imkansız olması, ancak boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu hakların ileri surulebilir nitelikte olması, bu nitelikleri itibarı ile de boşanmaya bağlı olmaları şeklindeki değerlendirmeyi uygun bulmamaktayız

Zira; mal rejiminden kaynaklanan alacak talep hakları yalnızca boşanma sebebi ile ve buna bağlı olarak doğmaz Bu hakların evlilik birliği sona ermeden de doğması mumkundur Eşler başka bir mal rejimi sozleşmesi akdettiklerinde ya da olağanustu mal rejimine (hukmen veya iflasta olduğu gibi kendiliğinden) gectiklerinde de, eşler arasında katılma alacağı veya değer artışkatkı payı alacağı talep hakkı doğmaktadır

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin katılma alacağı, katkıdeğer artış payı alacağı davalarının boşanma davasının eki niteliğinde olmadığı goruşu doktrinde hakim goruş olduğu gibi Yargıtay da burada incelediğimiz dahil olmak uzere ceşitli kararlarında bu goruşu sergilemektedir

Turk Medeni Kanununun aile hukukuna ilişkin, İkinci Kitap, Birinci Kısım’da yer alan boşanmaya ilişkin ucuncu bolumunde; boşanmaya dair maddeler arasında yer alan ve mal rejiminin tasfiyesinden soz eden 179uncu maddeden hareketle, mal rejimi tasfiyesini 178inci madde ile ilişkilendirmek de mumkun gorulmemektedir Bu hukum boşanmaya ilişkin ozel bir esas kabul etmemiştir1

Bu konuda kaynak İsvicre Medeni Kanununa başvurma imkanımız da bulunmamaktadır Zira İsvicre’de “boşanma kararının birliği ilkesi gereği mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talepler boşanma davası ile birlikte sonuclandırılmaktadır Esasen doğru olan da budur Zira tarafların maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası istemlerinin somut bir şekilde belirlenmesi icin mal rejiminin tasfiyesi zorunludur Aksi takdirde mal rejiminin tasfiyesinden once verilecek tazminat kararlarının eksik olacağı hususu da bir başka olgudur

Sonucta iş Yasa Koyucu’ya duşmektedir Bu hususta2 yasal bir duzenleme yapılması gereklidir

Ayrıca şu husus da goz ardı edilmemelidir Mal rejiminin boşanma ile değil de olumle sona ermesi halinde genel zamanaşımı suresi uygulanacaktır Zira TMK'nın 178 maddesinde evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hukmunun kesinleşmesinin uzerinden bir yıl gecmekle zamanaşımına uğrardenilmektedir Madde metninde evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan davalardan soz edilmektedir Mal rejiminin olumle sona ermesi hali (TMK md 2251) doğaldır ki bu madde hukumlerine tabi olamaz Bu durumda BK'nun 125nci maddesindeki zamanaşımı suresi uygulanacaktır Bu konuda Yargıtay 8Hukuk Dairesi'nin E:20191695, K:20192923 sayılı 01062019 tarihli kararı da bu yondedir

alıntı
 
Üst Alt