Son Konu

Mantıksal Pozitivizm Felsefesi Akımı Nedir?

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Mantıksal Pozitivizm Nedir?,
Mantıklı Pozitivizm Felsefesi ,
Mantıksal Pozitivizm Felsefesi Akımı hakkında

Mantıksal Pozitivizm Felsefesi Akımı Nedir?
Mantıksal pozitivizm, Viyana Çevresi olarak adlandılan filozofların felsefi düşünüş sistemlerini adlandırır Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolf Carnap ve Otto Neurath olan bu çevre, yeni pozitivistler ya da mantıkçı empiristler olarak da adlandırılır Bu çevrenin oluşumunda manâlı etkisi olan ad Ernst Mach'tır, ki Mach'ın Viyana'da açıklanmış dönemlerde mantık, fizik ve felsefe profesörlüğü yaptığı bilinmektedir Mantıksal pozitivizmin fazla ayrı konumlardaki ve disiplinlerdeki filozofları bir araya getiren bir zemin olduğunu söyleyebiliriz Söz konusu akımın içinde sayılanya da sayılmış olan başlıca filozoflar şöyledir; Ernest Nagel, Hans Hahn, Kurt Gödel, Felix Kaufmann, Philiph Frank, Bertrand Russell, Whitehead, AJAyer, Wittgenstein

Felsefi Konum

Mantıksal pozitivizm, 19 asır sonlarında belirginleşen pozitivizmin yeniden değerlendirilerek devam ettirilmesidir Sonradan etkisi kaybolmakla birlikte 20 asır felsefesinde çok etkin olmuş, bilim ve felsefe eksenli tartışmalarda belirleyici bir konum elde etmiştir Pozitivizm, bilindiği gibi deneyci (Ampirist) bilgi anlayışını esas bölge, deney ve gözleme dayalı olgulardan hareketle bilginin kaynağını ve geçerliliğini kabul eden bir yaklaşım biçimidir Bilginin kaynağı duyu verileri olmakla kalmaz, bununla beraber bu duyu verilerinden kalkarak tümevarımsal bir yöntemle ulaşılan genellemelerle de yasa'lar oluşur ve bu yasalar pozitivist düşüncede, belirtilen bir olay ve olgunun açıklanabilmesi için gerekli olan yasalardır Data dışdünya kaynaklıdır ve bu anlamda dışgerçekliğe tabidir; buna tarafından veri ile realite aralarında bir tekabüliyet ilişkisi vardır Mantıklı pozitivizme gelindiğinde dil ve mantık alanlarının öne çıktığı görülür Mantıksal pozitivizm bu anlamda pozitivizmin bilimbilimsellik gösterişli felsefi statüsünü devam ettirir; felsefenin deney dışı kalan niteliğini yadsıyarak, metafizik ilan ederek kendilerine kadar felsefeyi içten bir esas oturtma iddiasındadırlar Bilim ve felsefe ikiye öbür birim olarak ele alınır ve felsefenin görevi dil olarak belirlenir Buna kadar felsefe dil çözümlemeleriyle sınırlı kalmalı, onlara dayanarak olguları dile getirdiğimiz önermeler üstüne ve bu önermelerin dilsel bağlamları üstüne izah etme yapmakla görevlidir Bu gösterme özellikle Wittgenstein mantıklı pozitivist sayıldığı yaklaşımda keskin olarak görülür Mantıklı pozitivizm, bunlardan hareketle, ikili bir görevi yerine getirmeyi üstlenir; birincisi, dünyanın bilimsel kavranışında metafizik öğelerin ve teolojik unsurların kuramsal olarak arındırılması ve ikincisi felsefeye bilimsel bir nitelik kazandırılması

Felsefi Tezler

Mantıksal pozitivizmin esas felsefi sorununu ya da konumunu kasıt ve anlamsızlık meselesi bağlamında ileri sürmek mümkündür Buna kadar manalı önermeler doğrulanabilirlikleriyle belirlenen önermelerdir Düzeltme denilen kavram bu filozoflar için esas önemdedir, çünkü bir dilsel ifadenin dürüst olup olmadığı ve buna bağlı olarak manalı olup olmadığının belirlenmesi bu doğrulama işlemiyle belirlenmektedir Bir anlamda bu akıl akımının öncüsü sayılan Schlick, bir önermenin anlamının onun doğrulama yöntemi olduğunu belirtir Doğrulamada öncelikli olan ise duyusal veriler, yani deney ve gözlemle elde edilen verilerdir Bu Nedenle mantıkçı pozitivistlere göre, doğrulanabilir olmayan her şey anlamsızdır, yani metafiziktir Amaçsız önermeler iki türlüdür; birinciler tümce yapısı itibariyle akıcı olmalarına karşın yararsız olanlardır (mutlak, hiçlik, kayıtsız şartsız olan, fiilen olan gibi kullanıldığı cümlelerin yapısı dürüst ama anlamca doğrulanabilir olmayan önermeler) İkinci türdekiler ise tümce kuruluşları itibariyle amaçsız olanlardır (kuşlar sebzedir gibi tümceler) Metafizik olarak belirtilen ve yadsınan önermeler ana olarak birinci cins önermelerdir Bunlar iddiaya göresorunlardır, çünkü anlamsızdırlar, deney ve gözlem alanının haricen kalırlar Mantıklı pozitivizm, sentetik önermeleri ve mantıklı önermeleri kabul eder, ancak felsefenin görevini metafizik önermeleri çözümlemek olarak belirtir Felsefeden metafizik arındırmalı ve dünyanın bilimsel kavranışı ortaya konulmalıdır Mantıksal pozitivizmin felsefi tezleri bu iki temel girişim üzerinden geliştirilmektedir Dünyanın bilimsel kavranışı yaklaşımının da ikili niteliği vardır; yukarda söylenenlere ast olarak bunlar, ilkin bilginin temelinde gözlem ve deneye dayalı olguların bulunması ve ikinci olarak da belirli bir mantıksal analiz ile meydana gelmesidir Bilimsel faaliyet, bu noktada, deneysel verileri mantıksal çözümleme yoluyla araştırmak ve ortaya koymaktır

Eleştiriler

Mantıklı pozitivizm, ilk kez data konusunda empirik felsefenin aldığı eleştirileri alır Deney ve gözlemlerin varsayımdışı, her nesil kavramın açılış noktası olarak alınması, bazı deneydışı teorik kavramların ele alınmasıyla empirizmin bir dogması olarak eleştirilmiştir ve bu mantıklı pozitivizmi veya empirizmi de içine alır Lenin, Ampriokritisizm olarak adlandırarak Mach'a ve onun geliştirdiği duyumculuk anlayışına itiraz eder; mantıkla ilgili materyalizm anlayışını düzeltme çabası içinde ortaya konulan bu itiraz, genel çerçevesi bakımından tartışmalı argümanlarla yürütülmüş olsa da Lenin'in bu geleneğin ilk eleştiricilerinden biri saymak gerekir öte yandan bilim felsefecisi Karl Popper, bir zamanlar mantıksal pozitivizmin içindeki isimlerden biri olarak anılmış olmakla birlikte ve hem halen geliştirdiği bilim görüşünün pozitivist düşünceyle ilişkisi tartışılır olmakla birlikte, temel ilkeyi, yani bilginin temelindeki doğrulanabilirlik ilkesinin dışarıda başka bir yol ortaya koymuş, buna aleyhinde yanlışlanabilirlik ilkesini formüle etmiştir Yine bilim felsefesi içinde Thomas Kuhn bilimsel etkinliğin tarihselliğini ve kuramyüklü niteliğini ortaya koyarak saf deney ve gözlem eksenli bilim anlayışının kırılmasında önemli bir bölge oluşturmuştur Paul Feyerabend ise gözlem ve deneyin sanıldığı dek saf olamadıklarını keza kuramsal ayrıca tarihsel örnekleriyle ortaya koymuş, yanlışlanabilirlik ilkesine rağmen pozitivist bilgi anlayışı içinde duran hocası Popper'i eleştirmiştir Feyarebend, bilimsel bulgu denilen şeylerin kendi başına herhangi bilgiye imtiyazlı bir kuramsal statü kazandırmadığını, bilimsel yöntemin tek ve biricik usul olarak kutsanmasının olanaksız olduğunu öne sürmüştür Willard Van Orman Quine'ın empirizme yönelttiği çözümlemeli önermeler ile sentetik önermelerin ayrımı konusundaki tenkit de keza mantıksal pozitivistler için geçerlidir Yapısalcılık ve Postyapısalcılık felsefeleri ise empirizmi, pozitivizmi ve dolayısıyla mantıksal pozitivizmi bir bütün olarak kabul edilemez yaklaşımlar olarak eleştirmişlerdir *
 
Üst Alt