- Meme
Meme, deri altı yerleşimli özelleşmiş bir süt salgılayan bir bezidir. Emzirme bebeğin besleninceye hayatta kalmasını sağlayacak besinleri almasıdır. Meme dokusu 2-6. kotlar ile pektoralis major fasyasının superfasyal ve derin tabakaları arasında bulunur. Meme yaşa, kiloya ve ırka bağlı olarak değişik şekillerdedir. İki meme arasında asimetri bulunabilir. Menstruasyon başlangıcından 1 hafta önce en yüksek hacime, mens başladıktan 5-6 gün sonra ise en düşük seviyeye ulaşır.
Her kadın 20 yaşından itibaren düzenli aralıklarla kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. 20-39 yaş arası kadınlar düzenli olarak 3 yılda bir uzman bir hekim tarafından muayene edilmeli, 40 yaşında itibaren ise yıllık muayene olmalıdırlar. 40 ve üstü yaşlardaki her kadın her yıl mamografi yaptırmalı ve sağlık durumu uygun olduğu sürece yıllık mamografilere devam etmelidir. 40 ve üstü yaşlardaki her kadın düzenli olarak her yıl doktora giderek meme muayenesi olmalıdır.
Kendi kendine meme muayenesi için en iyi zaman adetin başlangıcından itibaren 7-9. gündür. Eğer adet görmüyorsanız her ayın aynı günlerinde muayene yapmalısınız.
Kendi kendine meme muayenesi için sırayla takip ediniz.
Aynanın önünde durarak kollarınızı aşağı ve yukarı uzatıp memelerinizde herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol ediniz. Sonra; Kollarınızı belinize bastırarak meme derinizde herhangi bir çekinti, kitle, şişlik ya da çukurlaşma var mı kontrol edin. Daha sonar;Önce sağ sırtınızın altına bir yastık yerleştirerek sırt üstü uzanın ve sağ kolunuzu başınızın altına koyun. Sol el orta üç parmağının uçlarını kullanarak muayene yapmalısınız. Önce hafif ve orta derecelerde, sonra da derine doğru bastırarak, yukarıdan aşağıya ve içten dışa doğru, dairesel hareketler yaparak memelerinizi muayene edin. Sonra sol meme için aynı muayeneyi tekrarlayın. Son adımda; Duşa girdiğinizde, memenizi sabunlayın ve kayganlıktan yararlanarak yukarıda belirtilen hareketleri tekrarlayarak muayene edin. Bu sırada her iki koltukaltınızı da kontrol etmeyi ihmal etmeyin.
Meme hastalıklarında Görüntüleme
- Mammografi ve Ultrasonografi:
Mamografi;
1- Muayene ile belirlenemeyen ve neoplazm şüphesi olan lezyonların değerlendirilmesinde
2- Multipl kist yada biyopsi endikasyonunun kesin olmadığı kitlelerin değerlendirilmesinde.
3- Segmental mastektomi+radyoterapi uygulanmış hastaların takibinde
4- Segmental yada total mastektomi yapılan hastaların kontrlateral memesinin takibinde
5- Semptomatik ancak memesinde palpabl kitlesi olmayan yağlı ve büyük memelerin değerlendirilmesinde
6- Senkron yada multisentrik lezyonların değerlendirilmesinde kullanılır.
Gelişmiş Ultrasonografi cihazları ile kitlelerin boyutu, solid kistik ayrımı ve Ultrasonografi eşliğinde güvenilir ve zahmetsiz biyopsi yapılabilir. Biyopsi kararı tecrübeli bir radyoloğun vereceği sonuçla, hastanın kliniğini bilen cerrah tarafından verilmelidir.
MEMENİN İNFLAMATUAR ve ENFEKSİYÖZ HASTALIKLARI
- Bakteriyel Enfeksiyon:
- Puerperal mastit:
- Granülomatöz Mastit
JİNEKOMASTİ
Erkeklerde kadın tipinde meme dokusunun olmasıdır. Puberte çağında genellikle tek taraflıdır ve 12-15 yaş arasında olur. Yaşlılarda ise genellikle bilateraldir. Jinekomasti obez olmayan kişilerde en az 2 cm’lik subareolar meme dokusunun varlığıdır. Tanıda USG ve mammografi kullanılır. Jinekomasti erkeklerde meme Ca’ya predispozisyon oluşturmaz. Östrojen fazlalığı nedeniyle oluşan jinekomasti testiküler veya nontestiküler olabilir. Hipotroidi, hipertroidi ve sirozda östrojen fazlalığına bağlı jinekomasti oluşur. Yaşlanma ile androjen azlığı oluşur ve yine jinekomasti oluşur. Sekonder testiküler yetmezlik; travma, orşit, kriptorşidizm, abdominal yada genital radyadyon, hidrosel, varikosel, spermatosel gibi nedenler ile oluşabilir. Kronik böbrek yetmezliğinde de jinekomasti olabilir. Östrojenik ilaçlar yada östrojen benzeri aktivite gösteren ilaçlar (digital, östrojenler, steroidler) jinekomasti yapabilir. Genç erkeklerde en iyi tedavi subareolar eksizyondur
Memenin benign (kanser olmayan) neoplastik hastalıkları:
- Adenosis:
- Fibrokistik hastalık:
Fizik muayenede sınırları düzenli, lastik kıvamında nodülarite olarak ele gelir. Her iki memeyi beraber tutabilir. USG ile tanı koyulur ve İİAB ile aspire edilebilir.
Fibrokistik hastalığa bağlı oluşan ağrı menstrüal siklusunun 2. yarısında artar, menstrüasyon başlaması ile azalır. Kistik hastalık memenin en sık rastlanan benign hastalığıdır. Kadınlarda % 60 oranında rastlanır. Orta yaşta daha sık görülür. En çok 30 yaş ile menapoz arasında görülür.
Kistlerde cerrahi tedavi endikasyonları:
- 3-4 cm den büyük kist varsa
- Rekürren kist varlığında
- Duvar düzensizliği olan kist
- Aspirasyonda kanlı sıvı gelmesi
- Ailede Meme Ca öyküsü olması
- Fibroadenom (Adenofibroma):
- Sistosarkoma filloides:
- İntraduktal papilloma:
Memenin malign (kanser olan) neoplastik hastalıkları:
- Meme Kanseri:
- Etyoloji ve Risk Faktörleri:
Endokrin faktörler: İlk adetini 12 yaşından önce görenlerde 13 yaşından sonra görenlere göre meme kanseri insidansı yaklaşık iki kat daha fazladır. Doğal menapozu 45 yaşından önce olanlarda meme kanseri geliştirme rölatif riski 0.73 iken, doğal menapoz yaşı 55 olanlarda risk 1.48’dir. İlk gebeliği 30 yaş üstünde olanlarda, ilk gebeliği 18 yaş altında olanlara göre 4-5 kat fazla meme kanseri gelişme riski saptanmıştır.
Düşük doz östrojenin kısa süreli olarak postmenapozal dönemde kullanılması nispeten güvenilirdir. Kombine oral kontraseptifler reprodüktif yaşamın ortasında (yaklaşık 25-39 yaş) uzun yıllar kullanılsa bile meme kanseri riskini etkilemez. Fakat kombine oral kontraseptifler erken yaşta uzun yıllar kullanılırsa meme kanseri riskini arttırabilir
Çevresel faktör ve diyet: Diyet önemli bir faktördür. Yağ veya kollesterol alımı ile steroid hormon metabolisması arasındaki muhtemel ilişki diyetteki yağın etyolojik ajan olabileceğini düşündürmüştür. Kişi başına yağ alımı ile meme kanseri ölüm hızı arasında korelasyon mevcuttur. Alkol alımı ile meme kanseri riski arasında doza bağlı bir ilişki saptanmıştır.
Aile hikayesi ve diğer memede kanser: Annesinde meme kanseri olan kadınlarda normal popülasyona göre 2-3 kat daha fazla meme kanseri tesbit edilmiştir. Aile hikayesi olanlarda meme kanseri daha erken yaşlarda görülmektedir ve aile hikayesi olmayanlara göre daha sık bilateral meme kanseri oluşmaktadır.
- Meme kanserinde tanı:
- Mammografi:
- Mamografi;
Ultrasonografi: Gelişmiş Ultrasonografi cihazları ile kitlelerin boyutu, solid kistik ayrımı ve Ultrasonografi eşliğinde güvenilir ve zahmetsiz biyopsi yapılabilir. Biyopsi kararı tecrübeli bir radyoloğun vereceği sonuçla, hastanın kliniğini bilen cerrah tarafından verilmelidir.
Meme kanserinde tedavi seçenekleri:
Meme kanserinde tedaviler bir arada ya da birbiri ardı sıra uygulanır.
1. Cerrahi tedavi: Tümörü de içerecek şekilde meme dokusunun bir kısmı ya da tüm memenin ve koltukaltındaki lenf bezlerine yayılım saptanmışsa koltukaltı lenfatiklerinin çıkarılması meme kanserinin ana tedavi yöntemidir.
Memenin tamamının çıkarılmasına mastektomi denir. Eğer tümörle birlikte çevresindeki sağlam bir miktar meme dokusu üzerindeki deriyle birlikte çıkarılıyorsa buna segmental mastektomi denir. Meme koruyucu cerrahinin en sık uygulanan yöntemidir.
Meme kanserinde prognozu belirleyen en öenmli faktör Koltukaltı (aksilla) lenf bezlerine yayılım olup olmadığıdır. Bunu anlamak için ameliyata başlarken özel boyalar ve/veya maddeler meme başı çevresinde derisine verilir ve bu boyaların belirdiği koltukaltındaki memeye en yakın ilk lenf bezleri çıkarılarak o sırada hızla incelenir. Bu yönteme sentinel lenf biyopsisi denir. Koltuklatındaki tüm lenfatiklerin çıkarılmasına aksiller lenf nodu diseksiyonu denir. Günümüzde artık sentinel lenf nodu pozitifse ya da koltukaltı bezleri muayenede saptanmış veya biyopsi ile tümör olduğu gösterilmişse uygulanmaktadır.
Temiz cerrahi sınır elde edilmek koşuluyla, bir odakta tümör varsa meme koruyucu cerrahi (MKC) uygulanabilir. Meme koruyucu tedaviye ek olarak hastaların o memeye radyoterapi alması gerekir.
- MKC’nin uygun olmadığı hastalar:
Multisentrik yani memede birden fazla kadranda (dörtte birden oluşan bölgelerde) tümör varsa, Mamografide yaygı malign diffüz mikrokalsifikasyonlar varsa, tümör tipi olarak İnflamatuar tip meme kanseri varsa, ikinci ameliyattada cerrahi sınırda tümör varsa, hasta daha önce göğüs bölgesine başka nedenle radyoterapi almışsa memenin tamamının çıkarılması daha uygundur.
2. Kemoterapi: Tümör hücrelerinin yayılmasını önlemeye yönelik olarak çeşitli ilaçlar verilmek suretiyle meme kanseri tedavisi tamamlanır.
3. Radyoterapi: Meme koruyucu (yani memenin bir kısmının çıkarıldığı) cerrahi sonrası ya da tümörün büyük olduğu ya da koltukaltına yayıldığı durumlarda cerrahiye ek olarak yerel tümör kontrolü amacıyla ilgili bölgelere ışın uygulanmasıdır.
4. Hormonoterapi: Başta östrojen olmak üzere çeşitli hormonların tümör gelişiminde ve yayılmasında etkileri vardır. Bu hormonların etkilerini önlemek amacıyla özellikle antiöstrojen ilaçlar (Tamoksifen vb) 5 yıl süreyle kullanılır.
Meme kanseri tedavisinin komplikasyonları
Meme ameliyatları genelde diğer cerrahi işlemlere göre daha az soruna (komplikasyona) neden olur. En sık seroma dediğimiz ameliyat bölgesinde doku arası sızan sıvıların birikmesi görülür ki bu durum tekrarlayan aspirasyonlarla iyileştirilir. Koltukaltı lenf bezlerinin temizlendiği ameliyatlarda daha sık görülür.
Kanama her ameliyat sonrası görülebilecek bir komplikasyondur. Meme ameliyatları sonrası da görülebilir ancak diğer ameliyatlara göre daha nadirdir. Dikkatli bir kanama kontrolüyle görülme ihtimali çok düşük düzeylere çekilmiştir.
Lenfödem, ameliyat yapılan tarafta kolun şişmesidir. Özellikle koltukaltı lenf bezlerinin temizlendiği girişimler sonrası gelişir. Radyoterapi alanlrda daha da sıktır. Enfeksiyondan korunma önemlidir. Lenfödem gelişmişse kola fizik egzersizler yapılarak kontrol altında tutulmaya çalışılır.
Ayrıca omuz ekleminde hareket kısıtlılığı da önemli bir sorundur. Meme ameliyatlarından sonra bir süre kolun fazla harelet ettirilmemesi gerekir. Bu da omuzda hareket kısıtlılığı ile sonuçlanır. Etkin fizik tedaviyle genellikle tamamen düzelir.
Meme rekonstrüksiyonu mastektomi sırasında hemen veya sonrasında aylar veya yıllar sonra geç dönemde yapılabilir. Hemen ameliyat sırasında yapılan rekonstrüksiyonda estetik sonuçlar daha iyi olmakla birlikte, radyoterapi ve kemoterapi gereken durumlarda geç dönemde rekonstrüksiyon yapılır.