bilgiliadam
Yeni Üye
MENSUR ŞİİR
19 yuzyılın yarısında Fransa'da doğmuştur Fransız edebiyatı şairlerinden C Baudlaire ve S Mallerme'in mensur şiirleri vardır Turk Edebiyatında Şinasi'nin Fransız edebiyatından yaptığı ceviriler, mensur şiirin ilk ornekleridir Mehmet Rauf'un Siyah İncileri, Yakup Kadri'nin Okun Ucunda, Erenlerin Bağındanadlı yapıtları mensur şiir turunden urunlerdir
Tanzimat Edebiyatı doneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdulhak Hamit'in de mensur şiir denemeleri olmuştur
Mensur şiirin isim babası ve bu turun Turk edebiyatındaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil'dir Tercumanı Hakikat gazetesinde yayımlanan Aşkımın Mezarıadlı yazısı mensur şiirdir 1891'de Mensur Şiirlerve Mezardan Seslerbaşlığıyla mensur şiirlerini yayımlamıştır
Serveti Funun doneminde mensur şiir turu yaygınlaşır Halit Ziya'yı Mehmet Rauf, Huseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Celal Sahir, Faik Ali gibi isimler izler
Duygu ve hayallerin duzyazı bicimiyle şiirsel anlatılmasıdır
Bu yazılarda ic ahenk onemlidir Serveti Fununcular tarafından kullanılmış, fazla yaygınlaşmamıştır
Mensureolarak da bilinir
Mensur şiirduz yazı ile şiirsel, şairane soyleyişin amaclandığı bir duz yazı turudur
Mensur şiirler başlıkları olan, bağımsız, kısa ve yoğun yazılardır
Mensur şiir, şiirdeki arayıştan doğmuştur; ama oncelikle duz yazıdır Bu metinler bireysel duygulanmaların ortaya konduğu şairane urunlerdir Mensur şiirlerde ic ahenk vardır Tasvir ve cozumlemelere onem verildiği icin uzun cumleler tercih edilir Unlemlere ve seslenişlere yer verilir
Mensur şiirde şairane konular, şairane bir uslupla işlenir
Mensur Şiirİle ŞiirArasındaki Benzerlik Ya Da Farklılıklar Nelerdir?
Mensur şiirin, şiirle birtakım benzer yonleri vardır Her iki turde de ahenk onemlidir Kelimeler bir ahenk oluşturacak bicimde secilir ve dizilir
Her iki turde de şairane, duygusal konular işlenir; temalar benzerdir Dil ve uslup yonunden benzerlik vardır; dilin doğru ve guzel kullanımı iki turde de onemlidir Edebi sanatlar her iki turde de kullanılabilir Şiirde kafiye vardır, mensur şiirde de ic kafiyeler olabilir
Mensur şiirle şiirin farklı yonleri de vardır Mensur şiirde vezin (olcu), kafiye, dize (mısra) yoktur Şiirde dortluk, beyit, bent gibi nazım birimleri vardır; mensur şiirde boyle birimler yoktur
Mensur Şiir Ornekleri
Erenlerin Bağından
Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız Kara baht bir kasırga gibi Bu ne baş dondurucu iş? Geceler gunleri, gunler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor Saclarımızda aklar akları, alnımızda cizgiler cizgileri doğuruyor Kadere boyun eğmek guc, isyan tehlikeli, felek hic acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu donduren kara bahtın kasırgası
Bahceler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran olduYaşlı gonul şimdi boyle diyor; her şeyi kendine eş goruyor Bu da yanlış duygulardan biri Cihan ne vakit bayındır idi? Bahcelerde ne vakit guller actı? Ne vakit yuvalarda bulbuller ottu? Yollardan ne vakit yarlar geldi? Umduk, bekledik, duşunduk Hangi şey umduğumuza uygun duştu? Gorduğumuz duşunduğumuze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yuce saat hangi saatti ki, icinde iken Gecme! Dur!diye haykırdık? Hicbiri, aziz dost, hicbiri! Belki hepsini gecsin gitsin diye bekliyorduk; cunku onlar birbirinden cirkin, birbirinden yararsız saatlerdi Kimi bir damla gozyaşıyla, kimi tek bir Eyvah!ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?
Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur Ağzımızda zehir, gozlerimizde ateş var; tatsız bir icki sersemliği icindeyiz Ve artık yolun ortasını gectik ve saclarımızda aklar akları ve alnımızda cizgiler cizgileri doğuruyor Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve onumuzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor Soyle, gencliğini ne yaptın? Soyle, gencliğimi ne yaptım? Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
Mensur Şiir Orneği2
Benim Olsaydın
Benim olsan, ah bu mumkun olsaydı Seni uzak, uzak, bu insanlardan pek uzak bir yere gotururdum: Oyle bir yere gotururdum ki orada yalnız tabiatla baş başa kalırdık Denizle, sema ile, sahra ile kalırdık Sade ikimiz kalırdık
Orada, yalnız ormanda yapraklarla inleyen mutehevvir ruzgarın, uzakta dalgalarla dovunen medhuş denizin, gokte şimşekleriyle gurleyen haşin yıldırımın sesiyle kalırdık Sade ikimiz kalırdık
Sade ikimiz, unutmuş, unutulmuş, her turlu kayıttan azade iki mevcut gibi yaşardık İlk insanlar gibi yaşardık Benim olsaydın felaketlerine, afetlerline tahammul icin kuvvet bulur, hayatın sebebini anlardım; benim olsaydın hayatı severdim
Milli Edebiyat Doneminin Oluşumu
1911 yılında Selanik'te, Omer Seyfettin, Ali Canip, Akil Koyuncu gibi genclerin cıkarmaya başladıkları Genc Kalemlerdergisi ile milliyetcilik cereyanı edebiyatta da başlamıştır Milli Edebiyatsozu ilk olarak bu dergide kullanılır Dergi, boyle bir edebiyat oluşturma gorevini ustlenir Milli edebiyat icin edebi dilin millileştirilmesi gerektiği duşuncesinden yola cıkılarak Yeni Lisan davası ortaya konur Ziya Gokalp, 1911 yılında, Genc Kalemler dergisinde yayımladığı Turanşiiri ile Butun Turkculukfikrini benimsediğini ortaya koymuştur
Genc Kalemler dergisini cıkaran sanatcılar ortaya attıkları Yeni Lisanduşuncesine uygun yazı ve şiirleri dergide yayımlıyorlardı Fecri Aticiler arasında yer alan Hamdullah Subhi ve Celal Sahir de Yeni Lisan hareketini kabul ettiklerini acıkladılar Bu donemde Milli Edebiyat anlayışına en uygun ornekler Omer Seyfettin'in hikayeleri ile Ziya Gokalp'in farklı isimlerle yayımladığı bazı şiirleridir
1912 yılında Genc Kalemler dergisi kapanınca, bu derginin yazarlarının buyuk bir kısmı İstanbul'a gelerek Turk Yurdu'nda ve diğer milliyetci dergilerde urunlerini yayımladılar Milli Edebiyat hareketi Yakup Kadri, Refik Halit, M Fuat Koprulu gibi sanatcıların da katılmasıyla kadrosunu ve buna bağlı olarak etkisini genişletti
19 yuzyılın sonu ve 20 yuzyılın ilk yılları Osmanlı İmparatorluğu icin oldukca zor, millet icin de acılı, ıstıraplı bir donemdir Osmanlı Rus Savaşı, Balkan Savaşları hep kaybedilmiş, imparatorluğun icindeki azınlıklar isyan hareketlerine başlamışlardır Hem Musluman azınlıklar hem de gayri Muslimler devleti arkadan vurmuşlardır Boyle bir donemde milli duyguların one cıktığı, Turk'un Turk'ten başka dostunun olmadığı duşuncesinin vurgulandığı eserler yazılmıştır Bu eserlerin yazılmasındaki amac, birlik ve beraberliği sağlayıp ulkeyi icinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaya calışmaktır
Ziya Gokalp'in Uc Cereyanadlı yazısında işlenen duşunce ulus devletanlayışı ile ilgilidir Mevcut bir devlet vardır Bu devletin asıl yapı taşını Turk milleti oluşturmaktadır Millet bu bilinci kazanmalıdır Bu devletin icinde Osmanlı'da olduğu gibi farklı milletlerden insanlar da olabilir Ozunu Turklerin oluşturduğu bu devletin vatandaşları Musluman'dır İslam ile uygarlık, modernleşme birbirine aykırı değildir Hedef cağdaş Musluman bir millet oluşturmaktır Ziya Gokalp'in ortaya koyduğu duşunceleri Turkculuk ideolojisi ile ilgilidir
Guclu, sağlam bir devlet oluşturmak icin bir ulusa ihtiyac vardır; bu ulus Turk ulusudur Bu ulusun Osmanlıdan gelen ozellikleri vardır Musluman'dır Devletin ayakta kalabilmesi, guclu olması icin cağdaş olması; vatandaşların teknolojik gelişmelerden, ileri teknolojinin sağladığı modern yaşam tarzından haberdar olması şarttır Dolayısıyla Ziya Gokalp'in ileri surduğu Turkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak tezleri guclu bir devlet icin şarttır
Benim Şiirlerimadlı şiirde, şair kendisini acı ceken, zorluklar icinde yaşayan bir toplumun sozcusu olarak gormektedir Onun eğlenceye, neşeli turkulere ayıracak vakti yoktur; o, milletin yaşadığı sıkıntıları dile getirmekle gorevlidir
Mehmet Emin Yurdakul'un bu şiirde sizlerdiye anlattıkları Fecri Aticiler olabilir Fecri Aticiler, savaşların olduğu, milletin acılar, zorluklar cektiği donemde bireyci sanat anlayışı ile aşk ve tabiat temalarını işlemişlerdir Mehmet Emin Yurdakul milletin sıkıntılarını gur sesiyle haykırıp dile getiren bir şairdir
Milli Edebiyat doneminde yazılan eserlerde milliyetcilik onemli temalardan biridir Sanatcılar topluma, toplumun sorunlarına eğilmişlerdir
Cağdaşlık, Batılılaşma, modernlik, savaşlar; savaşların yol actığı sıkıntılar, acılar eserlerde işlenen onemli temalardır
Şiir, her donemde olduğu gibi bu donemde de onemli turlerden biridir Bu donemde duz yazının onem kazandığı soylenebilir Sanatcı ve duşunurler siyasi, sosyal ve toplumsal konulardaki duşuncelerini yazdıkları makalelerde acıklamışlardır
Harap Mabedadlı şiir milliyetci edebiyatkavramının iceriğine daha uygundur Milliyetci edebiyat'ta milli duygular one cıkarılır; bağlı olunan milletin fazilet ve ustunlukleri dile getirilir Sanatcı, milletinin gecmişteki kahramanlıkları ile ovunur; kendi milletini başka milletlerden ustun gorur Milliyetci edebiyatta taraf tutma soz konusudur Ustun gorme anlayışı egemendir
Milli Edebiyather şeyden once bir edebiyat doneminin adıdır Milli bir edebiyatın milli bir dille oluşturulabileceği duşuncesinden yola cıkılmıştır Milli Edebiyat'ta her şeyden cok dile, dilin sadeleştirilmesine onem verilmiştir Milli Edebiyat'ın oluşmasında Turkculuk duşuncesi de etkili olmuştur Turkculuk, Milli Edebiyat ile milliyetci edebiyatın ortak alanı sayılır
Milli Edebiyat'ta toplumun cektiği sıkıntılar, bu ulkenin insanı, sanatı, guzellikleri one cıkarılmıştır Milliyetci edebiyat daha cok fikirle ilgilidir, bu acıdan soyuttur Milli edebiyat ise somuttur; ilgi alanı doğrudan hayattır, toplumun yaşam tarzıdır
Milli Edebiyat donemindeki fikri ve edebi faaliyetlerin tumu ulkeyi icinde bulunduğu guc durumdan kurtarmaya yoneliktir Devletin zorlukları nasıl aşabileceği konusunda farklı goruşler vardır Ancak Osmanlıcıların da, Batıcıların da, İslamcıların da, Turkculerin de hedefi ulkeyi zor durumdan kurtarmak, devleti geliştirmek, halkın refah seviyesini yukseltmektir Her akımın temsilcisi kendi fikirleri doğrultusunda makaleler, yazılar ve şiirler yazmıştır Bu donemdeki sanatcılar toplum icin sanat duşuncesiyle eser vermişlerdir
Milli Edebiyat Donemi Oğretici Metinler
Milli Edebiyat Doneminde Makale: Edebiyatımızda Tanzimat'tan itibaren gorulmeye başlanan bir turdur makale Makale zamanla gelişme gostermiş, bircok yazar bu turde başarılı yapıtlar ortaya koymuştur Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ziya Paşa gibi sanatcılar Tanzimat doneminde bu turde yazmış; Huseyin Cahit Yalcın, Suleyman Nazif, Cenap Sahabettin gibi Serveti FunUn sanatcıları bu turu geliştirmiştir
Makale, Milli Edebiyat doneminde daha da yaygınlık kazanmış, yazarlar duşuncelerini ortaya koymak icin makaleye ağırlık vermişlerdir Bu cercevede Milli Edebiyat yazarları Turkculuk akımını butun yonleriyle ortaya koymak, yeni dil anlayışını benimsetmek, halkı eğitmek ve bilgilendirmek, siyaseti yonlendirmek icin duşuncelerini makale yazı turuyle ortaya koymuşlardır
Bu donemde sanatcılar dilde sadeleşmenin yanında ilk defa Anadolu ve Anadolu insanına yonelmişler; yazılarının konularını Turk tarihinden, Turk toplumunun o gunku sorunlarından (ilim, Batılılaşma, Turkculuk duşuncesi, dilde sadeleşme), orf ve adetlerden, halkın yaşayışından almışlardır Bu donemde ozellikle Omer Seyfettin, Ali Canip Yontem ve Ziya Gokalp bu turle milli duygu ve duşunceleri dile getiren yazılar yazdılar Milli Edebiyatın temellerini oluşturan duşunceleri makale aracılığıyla kamuoyuna duyurdular
Omer Seyfettin, Genc Kalemler dergisinde Turk dilinin sadeleştirilmesi icin makaleler yazmış, bu yazılar Yeni Lisanhareketinin yayılmasında ve Milli Edebiyat Akımı'nın başlamasında etkili olmuştur
Ali Canip Yontem, yeni edebiyatın savunmasını yapmış, edebiyat ve edebiyat tarihi konularında yaptığı calışmalarıyla tanınmıştır Coğu, Turk Yurdu'nda yayımlanmış olan makalelerini Milli Edebiyat Meselelerive Cenap Beyle Munakaşalarımadlı kitaplarında toplamıştır
Ziya Gokalp ise Turkculuk akımını bir sisteme oturtan, temel ilkelerini ortaya koyan, bunları halka indirmeye calışan sanatcıdır Sanatcı, Turkculuğun dilde, sanatta, bilimde, hukukta, dinde, ahlakta, siyasette, felsefede ve iktisatta nasıl gercekleşeceğini yazılarıyla ortaya koymuştur
Milli Edebiyat Doneminde Fıkra :Fıkra, gazete ya da dergilerin belli bir koşesinde yayınlanır Bu ozelliği dolayısıyla edebiyatımıza gazeteyle girmiştir Başlangıcta siyasi icerikli olan fıkra yazıları zamanla konu bakımından genişlemiştir Fıkralar zaman icinde gunluk sosyal konuları işleyen, hak ve hukuk konularına el atan, bir kişi ya da edebi konuyu tartışan yazılara donuşmuştur
Milli Edebiyat doneminde ise gunluk sosyal konuların yanında bir kişiyi ya da edebi bir konuyu tartışan fıkralar da yazılmıştır
Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Huseyin Cahit Yalcın, Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar gibi yazarlar fıkra turunde yazılar yazmıştır
Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları, Eşkali Zaman, Muharrir Bu Ya;
Ahmet Haşim'in Bize Gore, Gurabahanei Laklakan;
Refik Halit Karay'ın Bir Avuc Sacma, Bir İcim Su, Ay Peşinde, Gukuklu Saat, Kirpinin Dedikleri;
Orhan Seyfi Orhon'un Kulaktan Kulağa;
Ziya Osman Saba'nın Sarı Cizmeli Mehmet Ağa, Gun Doğmadan;
Falih Rıfkı Atay'ın Eski Saat, Cile fıkra turunde yazılmış eserlerdir
19 yuzyılın yarısında Fransa'da doğmuştur Fransız edebiyatı şairlerinden C Baudlaire ve S Mallerme'in mensur şiirleri vardır Turk Edebiyatında Şinasi'nin Fransız edebiyatından yaptığı ceviriler, mensur şiirin ilk ornekleridir Mehmet Rauf'un Siyah İncileri, Yakup Kadri'nin Okun Ucunda, Erenlerin Bağındanadlı yapıtları mensur şiir turunden urunlerdir
Tanzimat Edebiyatı doneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdulhak Hamit'in de mensur şiir denemeleri olmuştur
Mensur şiirin isim babası ve bu turun Turk edebiyatındaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil'dir Tercumanı Hakikat gazetesinde yayımlanan Aşkımın Mezarıadlı yazısı mensur şiirdir 1891'de Mensur Şiirlerve Mezardan Seslerbaşlığıyla mensur şiirlerini yayımlamıştır
Serveti Funun doneminde mensur şiir turu yaygınlaşır Halit Ziya'yı Mehmet Rauf, Huseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Celal Sahir, Faik Ali gibi isimler izler
Duygu ve hayallerin duzyazı bicimiyle şiirsel anlatılmasıdır
Bu yazılarda ic ahenk onemlidir Serveti Fununcular tarafından kullanılmış, fazla yaygınlaşmamıştır
Mensureolarak da bilinir
Mensur şiirduz yazı ile şiirsel, şairane soyleyişin amaclandığı bir duz yazı turudur
Mensur şiirler başlıkları olan, bağımsız, kısa ve yoğun yazılardır
Mensur şiir, şiirdeki arayıştan doğmuştur; ama oncelikle duz yazıdır Bu metinler bireysel duygulanmaların ortaya konduğu şairane urunlerdir Mensur şiirlerde ic ahenk vardır Tasvir ve cozumlemelere onem verildiği icin uzun cumleler tercih edilir Unlemlere ve seslenişlere yer verilir
Mensur şiirde şairane konular, şairane bir uslupla işlenir
Mensur Şiirİle ŞiirArasındaki Benzerlik Ya Da Farklılıklar Nelerdir?
Mensur şiirin, şiirle birtakım benzer yonleri vardır Her iki turde de ahenk onemlidir Kelimeler bir ahenk oluşturacak bicimde secilir ve dizilir
Her iki turde de şairane, duygusal konular işlenir; temalar benzerdir Dil ve uslup yonunden benzerlik vardır; dilin doğru ve guzel kullanımı iki turde de onemlidir Edebi sanatlar her iki turde de kullanılabilir Şiirde kafiye vardır, mensur şiirde de ic kafiyeler olabilir
Mensur şiirle şiirin farklı yonleri de vardır Mensur şiirde vezin (olcu), kafiye, dize (mısra) yoktur Şiirde dortluk, beyit, bent gibi nazım birimleri vardır; mensur şiirde boyle birimler yoktur
Mensur Şiir Ornekleri
Erenlerin Bağından
Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız Kara baht bir kasırga gibi Bu ne baş dondurucu iş? Geceler gunleri, gunler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor Saclarımızda aklar akları, alnımızda cizgiler cizgileri doğuruyor Kadere boyun eğmek guc, isyan tehlikeli, felek hic acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu donduren kara bahtın kasırgası
Bahceler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran olduYaşlı gonul şimdi boyle diyor; her şeyi kendine eş goruyor Bu da yanlış duygulardan biri Cihan ne vakit bayındır idi? Bahcelerde ne vakit guller actı? Ne vakit yuvalarda bulbuller ottu? Yollardan ne vakit yarlar geldi? Umduk, bekledik, duşunduk Hangi şey umduğumuza uygun duştu? Gorduğumuz duşunduğumuze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yuce saat hangi saatti ki, icinde iken Gecme! Dur!diye haykırdık? Hicbiri, aziz dost, hicbiri! Belki hepsini gecsin gitsin diye bekliyorduk; cunku onlar birbirinden cirkin, birbirinden yararsız saatlerdi Kimi bir damla gozyaşıyla, kimi tek bir Eyvah!ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?
Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur Ağzımızda zehir, gozlerimizde ateş var; tatsız bir icki sersemliği icindeyiz Ve artık yolun ortasını gectik ve saclarımızda aklar akları ve alnımızda cizgiler cizgileri doğuruyor Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve onumuzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor Soyle, gencliğini ne yaptın? Soyle, gencliğimi ne yaptım? Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
Mensur Şiir Orneği2
Benim Olsaydın
Benim olsan, ah bu mumkun olsaydı Seni uzak, uzak, bu insanlardan pek uzak bir yere gotururdum: Oyle bir yere gotururdum ki orada yalnız tabiatla baş başa kalırdık Denizle, sema ile, sahra ile kalırdık Sade ikimiz kalırdık
Orada, yalnız ormanda yapraklarla inleyen mutehevvir ruzgarın, uzakta dalgalarla dovunen medhuş denizin, gokte şimşekleriyle gurleyen haşin yıldırımın sesiyle kalırdık Sade ikimiz kalırdık
Sade ikimiz, unutmuş, unutulmuş, her turlu kayıttan azade iki mevcut gibi yaşardık İlk insanlar gibi yaşardık Benim olsaydın felaketlerine, afetlerline tahammul icin kuvvet bulur, hayatın sebebini anlardım; benim olsaydın hayatı severdim
Milli Edebiyat Doneminin Oluşumu
1911 yılında Selanik'te, Omer Seyfettin, Ali Canip, Akil Koyuncu gibi genclerin cıkarmaya başladıkları Genc Kalemlerdergisi ile milliyetcilik cereyanı edebiyatta da başlamıştır Milli Edebiyatsozu ilk olarak bu dergide kullanılır Dergi, boyle bir edebiyat oluşturma gorevini ustlenir Milli edebiyat icin edebi dilin millileştirilmesi gerektiği duşuncesinden yola cıkılarak Yeni Lisan davası ortaya konur Ziya Gokalp, 1911 yılında, Genc Kalemler dergisinde yayımladığı Turanşiiri ile Butun Turkculukfikrini benimsediğini ortaya koymuştur
Genc Kalemler dergisini cıkaran sanatcılar ortaya attıkları Yeni Lisanduşuncesine uygun yazı ve şiirleri dergide yayımlıyorlardı Fecri Aticiler arasında yer alan Hamdullah Subhi ve Celal Sahir de Yeni Lisan hareketini kabul ettiklerini acıkladılar Bu donemde Milli Edebiyat anlayışına en uygun ornekler Omer Seyfettin'in hikayeleri ile Ziya Gokalp'in farklı isimlerle yayımladığı bazı şiirleridir
1912 yılında Genc Kalemler dergisi kapanınca, bu derginin yazarlarının buyuk bir kısmı İstanbul'a gelerek Turk Yurdu'nda ve diğer milliyetci dergilerde urunlerini yayımladılar Milli Edebiyat hareketi Yakup Kadri, Refik Halit, M Fuat Koprulu gibi sanatcıların da katılmasıyla kadrosunu ve buna bağlı olarak etkisini genişletti
19 yuzyılın sonu ve 20 yuzyılın ilk yılları Osmanlı İmparatorluğu icin oldukca zor, millet icin de acılı, ıstıraplı bir donemdir Osmanlı Rus Savaşı, Balkan Savaşları hep kaybedilmiş, imparatorluğun icindeki azınlıklar isyan hareketlerine başlamışlardır Hem Musluman azınlıklar hem de gayri Muslimler devleti arkadan vurmuşlardır Boyle bir donemde milli duyguların one cıktığı, Turk'un Turk'ten başka dostunun olmadığı duşuncesinin vurgulandığı eserler yazılmıştır Bu eserlerin yazılmasındaki amac, birlik ve beraberliği sağlayıp ulkeyi icinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaya calışmaktır
Ziya Gokalp'in Uc Cereyanadlı yazısında işlenen duşunce ulus devletanlayışı ile ilgilidir Mevcut bir devlet vardır Bu devletin asıl yapı taşını Turk milleti oluşturmaktadır Millet bu bilinci kazanmalıdır Bu devletin icinde Osmanlı'da olduğu gibi farklı milletlerden insanlar da olabilir Ozunu Turklerin oluşturduğu bu devletin vatandaşları Musluman'dır İslam ile uygarlık, modernleşme birbirine aykırı değildir Hedef cağdaş Musluman bir millet oluşturmaktır Ziya Gokalp'in ortaya koyduğu duşunceleri Turkculuk ideolojisi ile ilgilidir
Guclu, sağlam bir devlet oluşturmak icin bir ulusa ihtiyac vardır; bu ulus Turk ulusudur Bu ulusun Osmanlıdan gelen ozellikleri vardır Musluman'dır Devletin ayakta kalabilmesi, guclu olması icin cağdaş olması; vatandaşların teknolojik gelişmelerden, ileri teknolojinin sağladığı modern yaşam tarzından haberdar olması şarttır Dolayısıyla Ziya Gokalp'in ileri surduğu Turkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak tezleri guclu bir devlet icin şarttır
Benim Şiirlerimadlı şiirde, şair kendisini acı ceken, zorluklar icinde yaşayan bir toplumun sozcusu olarak gormektedir Onun eğlenceye, neşeli turkulere ayıracak vakti yoktur; o, milletin yaşadığı sıkıntıları dile getirmekle gorevlidir
Mehmet Emin Yurdakul'un bu şiirde sizlerdiye anlattıkları Fecri Aticiler olabilir Fecri Aticiler, savaşların olduğu, milletin acılar, zorluklar cektiği donemde bireyci sanat anlayışı ile aşk ve tabiat temalarını işlemişlerdir Mehmet Emin Yurdakul milletin sıkıntılarını gur sesiyle haykırıp dile getiren bir şairdir
Milli Edebiyat doneminde yazılan eserlerde milliyetcilik onemli temalardan biridir Sanatcılar topluma, toplumun sorunlarına eğilmişlerdir
Cağdaşlık, Batılılaşma, modernlik, savaşlar; savaşların yol actığı sıkıntılar, acılar eserlerde işlenen onemli temalardır
Şiir, her donemde olduğu gibi bu donemde de onemli turlerden biridir Bu donemde duz yazının onem kazandığı soylenebilir Sanatcı ve duşunurler siyasi, sosyal ve toplumsal konulardaki duşuncelerini yazdıkları makalelerde acıklamışlardır
Harap Mabedadlı şiir milliyetci edebiyatkavramının iceriğine daha uygundur Milliyetci edebiyat'ta milli duygular one cıkarılır; bağlı olunan milletin fazilet ve ustunlukleri dile getirilir Sanatcı, milletinin gecmişteki kahramanlıkları ile ovunur; kendi milletini başka milletlerden ustun gorur Milliyetci edebiyatta taraf tutma soz konusudur Ustun gorme anlayışı egemendir
Milli Edebiyather şeyden once bir edebiyat doneminin adıdır Milli bir edebiyatın milli bir dille oluşturulabileceği duşuncesinden yola cıkılmıştır Milli Edebiyat'ta her şeyden cok dile, dilin sadeleştirilmesine onem verilmiştir Milli Edebiyat'ın oluşmasında Turkculuk duşuncesi de etkili olmuştur Turkculuk, Milli Edebiyat ile milliyetci edebiyatın ortak alanı sayılır
Milli Edebiyat'ta toplumun cektiği sıkıntılar, bu ulkenin insanı, sanatı, guzellikleri one cıkarılmıştır Milliyetci edebiyat daha cok fikirle ilgilidir, bu acıdan soyuttur Milli edebiyat ise somuttur; ilgi alanı doğrudan hayattır, toplumun yaşam tarzıdır
Milli Edebiyat donemindeki fikri ve edebi faaliyetlerin tumu ulkeyi icinde bulunduğu guc durumdan kurtarmaya yoneliktir Devletin zorlukları nasıl aşabileceği konusunda farklı goruşler vardır Ancak Osmanlıcıların da, Batıcıların da, İslamcıların da, Turkculerin de hedefi ulkeyi zor durumdan kurtarmak, devleti geliştirmek, halkın refah seviyesini yukseltmektir Her akımın temsilcisi kendi fikirleri doğrultusunda makaleler, yazılar ve şiirler yazmıştır Bu donemdeki sanatcılar toplum icin sanat duşuncesiyle eser vermişlerdir
Milli Edebiyat Donemi Oğretici Metinler
Milli Edebiyat Doneminde Makale: Edebiyatımızda Tanzimat'tan itibaren gorulmeye başlanan bir turdur makale Makale zamanla gelişme gostermiş, bircok yazar bu turde başarılı yapıtlar ortaya koymuştur Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ziya Paşa gibi sanatcılar Tanzimat doneminde bu turde yazmış; Huseyin Cahit Yalcın, Suleyman Nazif, Cenap Sahabettin gibi Serveti FunUn sanatcıları bu turu geliştirmiştir
Makale, Milli Edebiyat doneminde daha da yaygınlık kazanmış, yazarlar duşuncelerini ortaya koymak icin makaleye ağırlık vermişlerdir Bu cercevede Milli Edebiyat yazarları Turkculuk akımını butun yonleriyle ortaya koymak, yeni dil anlayışını benimsetmek, halkı eğitmek ve bilgilendirmek, siyaseti yonlendirmek icin duşuncelerini makale yazı turuyle ortaya koymuşlardır
Bu donemde sanatcılar dilde sadeleşmenin yanında ilk defa Anadolu ve Anadolu insanına yonelmişler; yazılarının konularını Turk tarihinden, Turk toplumunun o gunku sorunlarından (ilim, Batılılaşma, Turkculuk duşuncesi, dilde sadeleşme), orf ve adetlerden, halkın yaşayışından almışlardır Bu donemde ozellikle Omer Seyfettin, Ali Canip Yontem ve Ziya Gokalp bu turle milli duygu ve duşunceleri dile getiren yazılar yazdılar Milli Edebiyatın temellerini oluşturan duşunceleri makale aracılığıyla kamuoyuna duyurdular
Omer Seyfettin, Genc Kalemler dergisinde Turk dilinin sadeleştirilmesi icin makaleler yazmış, bu yazılar Yeni Lisanhareketinin yayılmasında ve Milli Edebiyat Akımı'nın başlamasında etkili olmuştur
Ali Canip Yontem, yeni edebiyatın savunmasını yapmış, edebiyat ve edebiyat tarihi konularında yaptığı calışmalarıyla tanınmıştır Coğu, Turk Yurdu'nda yayımlanmış olan makalelerini Milli Edebiyat Meselelerive Cenap Beyle Munakaşalarımadlı kitaplarında toplamıştır
Ziya Gokalp ise Turkculuk akımını bir sisteme oturtan, temel ilkelerini ortaya koyan, bunları halka indirmeye calışan sanatcıdır Sanatcı, Turkculuğun dilde, sanatta, bilimde, hukukta, dinde, ahlakta, siyasette, felsefede ve iktisatta nasıl gercekleşeceğini yazılarıyla ortaya koymuştur
Milli Edebiyat Doneminde Fıkra :Fıkra, gazete ya da dergilerin belli bir koşesinde yayınlanır Bu ozelliği dolayısıyla edebiyatımıza gazeteyle girmiştir Başlangıcta siyasi icerikli olan fıkra yazıları zamanla konu bakımından genişlemiştir Fıkralar zaman icinde gunluk sosyal konuları işleyen, hak ve hukuk konularına el atan, bir kişi ya da edebi konuyu tartışan yazılara donuşmuştur
Milli Edebiyat doneminde ise gunluk sosyal konuların yanında bir kişiyi ya da edebi bir konuyu tartışan fıkralar da yazılmıştır
Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Huseyin Cahit Yalcın, Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar gibi yazarlar fıkra turunde yazılar yazmıştır
Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları, Eşkali Zaman, Muharrir Bu Ya;
Ahmet Haşim'in Bize Gore, Gurabahanei Laklakan;
Refik Halit Karay'ın Bir Avuc Sacma, Bir İcim Su, Ay Peşinde, Gukuklu Saat, Kirpinin Dedikleri;
Orhan Seyfi Orhon'un Kulaktan Kulağa;
Ziya Osman Saba'nın Sarı Cizmeli Mehmet Ağa, Gun Doğmadan;
Falih Rıfkı Atay'ın Eski Saat, Cile fıkra turunde yazılmış eserlerdir