Son Konu

Mesih ve Mehdi Kimdir Ne Demektir ?

adanali

Yeni Üye
Katılım
20 Eki 2019
Mesajlar
11,158
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Konum
Adana
Web
bilgilihocam.com
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Mesih ve Mehdi Kimdir Ne Demektir ?

Mehdi ve mesih kavramları aynı şeyler midir; mesih ve mehdi ne demektir? Hz. İsa mesih ya da mehdi midir?

Mesih Hz. İsa (as) için denmektedir. Mehdi ise ahir zamanda gelecek ve deccalın fitnesini önleyecek, Peygamber Efendimizin soyundan gelecek olan zattır.

Mehdi kimdir? Kavram olarak "Mehdi" ne demektir?

Birgün Avf bin Malik'e Allah Resûlü,

“çok karanlıklı ve şiddetli bir kısım fitneler gelir. Derken fitneler birbirlerini takip eder. O kadar ki bu Ehl-i Beytimden Mehdi denilen bir zat çıkıncıya kadar devam eder. Sen ona ulaştığında tabi ol ki hidayette olanlardan olasın.” 1 buyurmuşlardı.

Ebû Saidü'l-Hudri rivayet ediyor:

“Resûlullahtan sonra önemli bir olayın meydana gelmesinden korktuk ve Bunu Resûlullaha sorduk. O da Hz. Mehdi'yi müjdeledi.” 2

Şüphesiz bu dönemler manevi kurtarıcıların dört gözle beklendiği dönemlerdir. Böyle bir anda ahir zamanın beklenen şahsı Hz. Mehdi geleceğine göre ona biat etmenin, katılmanın önemi tartışılmaz. Resûl-ü Ekrem de (a.s.m.) ümmetini buna teşvik ederek,

“Sizden kim o güne yetişirse karlar üzerinde emekleyerek de olsa ona katılsın.” 3 buyurmuşlardır.

Başka bir hadislerinde de Allah Resûlü, Huzeyfetü'l-Yemani'nin bir sorusu üzerine hayırdan sonra şer, şerden sonra sulh olacağını bildirmiş, “Bu sulhtan sonra ne olacak?” diye sorduğunda da şöyle buyurmuşlardı:

“Dalalete davet edilecek. İşte sen o gün bir halife gördüğünde ağacın kökünü ısırarak da olsa ölünceye kadar ona koş.” 4 buyurmuşlardı.

Hadis-i şeriflerde kar üzerinde emekleyerek, ağaç kökünü ısırarak da olsa ona tabi olmamız öğütlenen halife açıkça görüldüğü gibi Hz. Mehdi'dir.

Bu konu Asr-ı Saadette de o kadar önemli bir yer tutmuş olacak ki ümmü Seleme validemiz, Resûllullah'a “Mehdi gelecek mi?” diye sorma ihtiyacını hissetmiş, Allah Resûlü de “Evet, gelmesi haktır.” 5 cevabını vermişlerdi. Hatta başka bir hadis-i şeriflerinde dünyanın yıkılmasına birgün kalsa bile, Cenab-ı Hak o günü uzatıp Hz. Mehdi'yi göndereceğini 6 belirtmektedir ki, bu onun geleceğinin zorunluluğunu ortaya koyar.

Hz. Ali (ra)'den bize ulaşan bir başka hadise göre, bir gün o, oğlu Hz. Hasan (ra)'a bakmış ve:

“Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem'in isimlendirdiği gibi, mutlaka benim bu oğlum Seyyiddir (Beyefendi, Halim Selim, zarif ve centilmendir.) Yakında onun soyundan, Nebinizin (s.a.v.) adıyla adlandırılan bir adam çıkacak, ahlakında ona (Hz. Peygambere) benzeyecek, ama yaratılışında (beden ve cisim özelliklerinde) ona benzemeyecektir.” buyurmuştur. 7

Büyük Alim Taftazani'nin (Mesud b. ömer) Şehru'l- Makasıd adlı meşhur eserinde; Mehdi ile ilgili konunun başında şöyle der:

“Dünyayı adalet ve iyilikle dolduracak bir imamın (liderin, büyüğün, mehdinin) çıkması konusunda ahadis-i sahiha (sahih Hadisler) varid olmuşlar.” 8

Kimdir bu Hz. Mehdi? Resûl-ü Ekrem niçin özellikle ona uymayı tavsiye etmektedir? Eğer onun döneminde yaşayacak olursak onu nasıl tanıyacağız? O karışıklık, bozukluk, herc ü merc, fısk u fesad döneminin adamı olduğuna göre mücadelesini kimlere karşı ve nasıl yapacaktır? özellikleri nelerdir? Bunlar ve bunlara benzer soruların cevabı bilinmedikçe Hz. Mehdi'nin fonksiyonu, icraatının ehemmiyeti elbette tam anlaşılamaz.

Mehdi kimdir?

Sözlüklerde hidayette, doğru yolda olan, başkalarının hidayet ve doğru yolda gitmelerine vesile olan manasına gelen Mehdi, İslami bir terim olarak ahir zamanda geleceği müjdelenen, kendisine Allah tarafından özellikle doğru yol gösterilen, hakka yöneltilen, dini noktalarda hata ve yanlışlıklardan korunan, insanları, bilhassa Müslümanları irşad eden, doğru yola sevk eden, zulüm ve haksızlıkların kol gezdiği bir dünyada adaleti tesis eden, ahir zamanda geleceği müjdelenen al-i Beytten büyük bir zattır. Mehdi yazdığı eserlerle, inançsızlık içerisinde bulunanları, imanı şüphe ve tereddütte olanları kurtaracak, mü'minlerin imanlarını takviye edecek büyük bir alimdir.

Lisanü'l-Arap'ta Mehdinin, doğru yola erişmiş, hidayeti bulmuş olan; kendisine Allah tarafından doğru yol gösterilen kimse diye tarifi yapılmaktadır.9

Bu manada doğru yolda giden her Müslüman bir mehdidir. Hz. Ali (ra)'ye hem doğru yolu gösterici anlamında hadi, hem de mehdi denildiğini biliyoruz.10

Dört halife ve onların yolunda gidenler de mehdiyyûn, yani mehdiler olarak anılmışlardır. Nitekim Resûl-ü Ekrem (a.s.m.),

“Sizi sünnetime sımsıkı sarılmaya, raşid ve mehdi halifelerimin yolunda gitmeye teşvik ederim.” 11

buyurarak, onların yolunda gitmeyi tavsiye etmişlerdir.

Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Muhammed (asm), Dört Halife, Hz. Hüseyin (ra), Süleyman bin Abdülmelik ve bazı Abbasi halifelerine Mehdi denildiğini de biliyoruz.12

Emevi halifesi ömer bin Abdülaziz'e Mehdi denilmiş, hatta Mehdiyle ilgili bazı hadisleri ona hamledenler de olmuştur.13 Büyük Mehdinin birçok evsafına sahip on dört Mehdi-i Abbasinin ise, onun siyaset alemindeki vazifesini yaptığını görüyoruz.15.

Demek ki mehdi kelimesi geniş periyodlu bir kelimedir. Ancak bu kelime başına “el” takısı geldiğinde özel ve belli bir kimseye isim olmuş olur ve hadis-i şeriflerde ahir zamanda geleceği müjdelenen meşhur ve manevi büyük kurtarıcı için kullanıldığı görülür.

Kaynaklar:

1. Süyûti, el-Havi, 2:67-68; el-Burhan, v. 87a.
2. Tirmizi, Kitabü'l-Fiten, 34; İbni Mace, Kitabü'l-Fiten: 36, Hurûcü Mehdi: 34.
3. İbni Mace, Kitabü'l-Fiten: 36 (H. 4082, 4084); Müstedrek, 4:465.; İbni Kesir, Kitabü'n-Nihaye, 1:28-29.
4. Ebû Avane, Müsned, 4:476.
5. Ikdü'd-Dürer, Varak: 7b.
6. Ebû Davud, Mehdi: 1 (H. 4282); Tirmizi, Fiten: 52 (H. 2231-2232).
7. Tac V, 363
8. TAFTAZANİ, Mesud b. ömer, Şerhu'l-Makasıd, I-V, Tahkik, ta'lik Abdurrahman Amire, Alemu'l- Kütüb, Beyrut, 1989, V, 312; krş, et-Tac, V, 343, (Kitabu'l- Fiten, bab, 7)
9. İbni Manzur, Lisanü'l-Arap, (İbni Manzur, h-d-y md), 15:354.
10. İbnü'l-Esir, Ebû's-Saadat el-Mübarek bin Muhammed el-Cezeri, üsdü'l-Gabe fi Ma'rifeti's-Sahabe, I-VIII (Kahire: ts), 4:31.
11. Tirmizi, İlim: 16; İbni Mace, Mukaddime: 6; Ebû Davud, Sünnet: 5.
12. İbnü'l-Esir, A.g.e., 4:31.
13. Nuaym bin Hammad, Kitabü'l-Fiten, İstanbul: atıf Efendi Kütüphanesi (el yazma) no. 602, v. 53a.
14. Nursi, Mektûbat, s. 96.
15. Nursi, Şualar, s. 509.
 
Üst Alt