1-Soğuk algınlığı ve gribe karşı; antioksidan içeriği yüksek olan ıspanak, roka, tere, maydanoz, dereotu üzere yeşil yapraklı zerzevatları sofranızdan eksik etmeyin.
2-Meyve suyu yanına meyvenin kendisini tüketin. Unutmayın ki lifi içerisinde, vitamini ise kabuğuna yakın tarafta en ziyadedir. Günlük 4-5 porsiyon meyve tüketimi kafidir.
3-Savunma mekanizmamızı güçlendirmek için de A ve C vitamininden destek almalıyız. Kış zerzevatları ve meyveleri de bu mevzuda bize ehil orantıda A ve C vitamini sağlıyor.
Narenciye ( portakal, mandalina, greyfurt ) , havuç, kivi, nar, lahanagiller ( karnabahar,, brokoli, Brüksel lahanası ) , yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak ) A ve C vitamininden güçlü besinlerdir.
4- Kış akşamlarında tercih edebileceğiniz en saf ve yararlı içecek; bitki çayları. Tabi hangisini seçtiğiniz de değerli. C vitamini deposu kuşburnunu ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendiren ekinazyayı kesinlikle tüketin. Ihlamur, rezene, anason ve kekik çayları da gayrı alternatifler.
5- Magnezyum, selenyum ve çinko da bağışıklık sistemimizde tesirli minerallerdir. Magnezyum ve çinko buğdayın embriyo kısmında bol ölçüde bulunur. Bu nedenle günlük menünüze tam taneli ekmekleri ve buğday ruşeymini ek etmekte yarar var. Başkaca çinko ve selenyumdan güçlü olan balığa soframızda sıkça mekan vermek gerek.
6-Fındık, ceviz, kaju üzere yağlı tohumları tüketmek hem omega-3 kaynağı hem de antioksidan mineraller acısından zenginliği açısından beslenmemizde konum almalı.
7-Son yıllarda ismini sıkça duyduğumuz probiyotik eserler; bağırsaktaki mikrobiyal dengeyi düzenleyen yararlı bakteriler içerir. Ve bu eserlerin bağışıklık sistemini destekleyici tesirleri var. Günde bir porsiyon süt, yoğurt, kefir üzere probiyotik eserler tüketmek ya da tabletler kullanmak da bağışıklık sisteminin desteklenmesinde ve form tutmamızda yardımcı olur.
8-Yemeğe lezzeti veren tuz değil baharatlardır. Bol baharat kullanmanız kanın temizlenmesi ve bağışıklığın kuvvetlenmesi için kıymetli.
9-Proteini ihmal etmeyin! Proteinin yapı taşı olduğunu ve eksik protein alımında vücut dokularınızın yenilenmeyeceğini unutmayın. Kesinlikle bir öğünde et kümesi tüketmeye dikkat edin. Et öbeğini tercih etmeyenler için; yumurta, peynir ve kurubaklagiller uygun bir alternatif olabilir.
10-Kış aylarında hava ısısının düşmesine bağlı olarak metabolizma kendisini muhafaza altına alır ve daha yavaş çalışmaya başlar. Kışın yeme gereksinimi artan kişi çok çokça karbonhidratlı yiyecekler yeme gereksinimi duyar. Bu yüzden bu periyotta dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir.
11-Artan karbonhidrat gereksinimini glisemik indeksi düşük olan kepekli ve tam buğday unundan elde edilen eserler ile karşılamak kilo denetiminizi sağlamanıza yardımcı olur. Başkaca tatlı gereksiniminiz için ise; kuru meyveler ve sütlü tatlılar daha sağlıklı seçeneklerdir.
12-Uzun kış gecelerinde atıştırmak hepimiz için keyifli. Ama sahih seçimler yapmak gerek. Mesela hamur işleri yahut paketli eserler konumuna kuru ve yaş meyveler, fındık, badem üzere yağlı tohumlar tercih edilmeli. içecek tercihimiz ise; sıçak çikolata, kremalı kahveler değil, bitki çayları olmalı.
13-Yoğun iş temposu öğün atlamanıza bahane olmasın. Ölçüsü az da olsa kesinlikle 3 ana öğün tüketmeliyiz.
14-En değerli noktalardan biriside fizikî aktivite. Kışın azalan hareketimiz de kilo artışımızın en kıymetli sebeplerinden birisi. Hem D vitamini gereksinimimizi karşılamak, hemde gün içerisinde kuvvet harcamak için güneşli günlerde yürüyüşe çıkmayı ihmal etmeyin.
Fakat herseyden kıymetlisi müspet olun, bol bol gülümseyin. Hepinize sağlıklı ve formda bir kış diliyorum…