mevlananın unutulmaz sozleri,
en guzel mevlana sozleri,
en guzel mevlana aşk sozleri,
mevlanadan unutulmaz sozler
imagesmevlananinunutulmazsozleri5ad9a946ebd50
İnsan, buyuk bir şeydir ve icinde her şey yazılıdır Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan icindeki o ilmi okuyabilsin Bu perdeler ve karanlıklar; bu dunyadaki turlu turlu meşguliyetler, insanın dunya işlerinde aldığı ceşitli tedbirler ve gonlun sonsuz arzularıdır
Hz Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış:
“Kendine gel, yepyeni bir soz soyle de dunya yenilensin! Sozun oylesine bir soz olmalı kidunyanında sınırını aşmalı Sınır nedir, olcu ne? Bilmemeli!
Ya olduğun gibi gorun,
Ya da gorunduğun gibi ol
Hz Mevlana’nın kendi bakış acılarını yansıttığı ve amaclarını acıkladığı sozu:
“Biz birleştirmek icin geldik, ayırmak icin değil
Hz Mevlana’nın evrensel bakış acısını anlatan bir sozu:
“Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lutuf var, bağış var Hep sevgi, hep gonul alış, hep aşk, hep huzur var burada
Hz Mevlana sozlerinin şifa ve gıda oluşunun sırrını şu sozlerle acıklaaktadır:
“Soz soyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her turlu yemek bulunur Herkes orada gıdasını bulur
Guzel soyle de halk, yuzyıllar boyunca okusun
Tanrı’nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir
Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki
Sanır mısın ki benim sozum sadece bir sozdur
Ey oğul, herkesin olumu kendi rengindendir Duşmana duşmandır, dosta dost!
Ayna Turk’e nazaran guzel bir renktedir Zenciye nazaran o da zencidir
Ey can, aklını başına devşir Olumden korkup kacarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın
Gorduğun, olumun yuzu değil, kendi cirkin yuzun Canın bir ağaca benzer; olum onun yaprağıdır
İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kotuyse de Hoş nahoş gonlune gelen her şey senden, senin varlığından gelir
Bizim sozlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir
Nakil, nakdin fer’idir
Sozunu oyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat
Soz soyleyen kemal sahibi olursa, (mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her turlu aş bulunur
Hicbir misafir ac kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur
Guzel uslupla soz soyleyenleriz;
Mesih’in talebesiyiz; nice olulere tuttuk da can ufurduk biz
Surette kalırsan putperestsin Her şeyin suretini bırak, manaya bak
Hacca giderken hac yoldaşı ara Ama ha Hintli olmuş, ha Turk, ha Arap
Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gduyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de
Bu dunya zindandır, biz de zindandaki mahkumlarız
Zindanı del, kendini kurtar!
Dunya nedir? Allah’tan gafil olmaktır
Kumaş, para, olcup tartarak ticaret yapmak ve kadın; dunya değildir
İnsaf et, aşk guzel bir iştir!
Onun bozulması, guzelliğini kaybetmesi, (insanlardaki) tabiatın kotu niyetli oluşundandır
Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın;
Halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek icin yol cok uzundur
Gonlunde Allah sevgisi arttı mı, şuphe yokki Allah seni seviyor
Ben,
İnsanlara faydam dokunsun diye bu dunya zindanında kalmışım
(Yoksa) hapishane nerede, ben nerede?
Kimin malını calmışım?
Aynı dili konuşmak, akrabalık ve bağlılıktır
İnsan, yabancılarla kalırsamahpusa benzer
Nice Hintli, nice Turk vardır ki dildeştirler (aynı dili konuşurlar)
Nice iki Turk de vardır ki birbirine yabancı gibidirler
Şu halde “mahremlik (yakınlık) dili bambaşka bir dildir
Gonul birliği (gonuldaşlık) dil birliğinden daha iyidir
Gonulden sozsuz, işaretsiz, yazısız yuz binlerce tercuman zuhur eder
Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı,
Diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz
Ey ozden habersiz gafil!
Sen hala kabukla oğunuyorsun!
Goğsunun icindekini hakiki gonul sanan kimse,
Hak yolunda iki uc adım attı da her şey oldu bitti sandı
Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, gunahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır
Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler
Her testide ne var? Sen ona bak
Ey Tanrı kitabının nushası insanoğlu!
Sen, kainatı yaratan Hakk’ın guzelliğinin bir aynasısın!
Her şey sensin Alemde ne varsa, senden dışarıda değil
Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara
Kimden kacıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey!
Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet
Yetmiş iki millet kendi sırrını bizden dinler Biz, bir perde ile yuzlerce ses cıkaran bir ney gibiyiz
Hz Mevlana’ya sormuşlar “aşk nedir? diye Ben ol ki bilesin! demiş…
Hz Mevlana şoyle seslenmiştir insanlığa:
“Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergahımız umitsizlik dergahı değildir
Yuz defa tovbeni bozmuş olsun da yine gel
Hz Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış:
“Kendine gel, yepyeni bir soz soyle de dunya yenilensin! Sozun oylesine bir soz olmalı kidunyanında sınırını aşmalı Sınır nedir, olcu ne? Bilmemeli!
Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı
Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana
Ne olurdu, seninle aram duzgun olsaydı da, butun alemlerle aram acılsaydı, dunya yıkılıp yansaydı
Sen beni sevdikten sonra malın mulkun değeri mi olur? Zaten toprak ustunde ne varsa hepsi de toprak olacaktır
Alem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hicbir şey yoktur O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hicbir şeyin değeri yoktur