Deri içine enjeksiyon mealinde kullanılan bir söz olan mezoterapinin 200 yıl öncesine dayanan bir tarihi bulunmaktadır. Birinci vakitler analjezik ve anestezik tesirleri olan prokainin migren ağrılarında kullanılmaya başlanması 1920’li yıllarda gerçekleşmiştir.
Mezoterapinin doğuşu Fransız tabip Dr. Michel Pistor tarafından olmuştur. Tabip Pistor kendisine astım buhranı ile gelen ayakkabı tamircisine damardan prokain uyguladı, hastanın şikayetinin düzelmesinin yanı sıra gayrı bir sürpriz de oldu. Hastanın kronik iştime kaybında düzelme olduğu gözlendi. Ayakkabı tamircisi bunun üzerine Dr. Pistor’a tekrar gitti ve tıpkı ilaçtan yapmasını istedi lakin damar yolundan kabul etmeyince hekim, hastanın mastoid meydanına (kafa ardındaki bir kemik doku) prokain enjekte etti ve sonuç olumluydu. İşte mezoterapi bu formda 1952 yılından itibaren giderek ünlenmeye başladı.
Günümüzde hangi aralıklarla, hangi dozlarda, nereye ve ne kadar derine hangi ilaçların verilebileceği ile ilgili bir birikim mevcuttur. Saçlı deriye saçları güçlendirmek için, yüze cildi canlandırmak ve sıhhat için, vücuda selülit tedavisinde ve yağ dokusuna zayıflama hedefli olarak dermatoloji yerinde sık olarak uygulanmaktadır. Başkaca nöral terapi ve akupuntur tedavilerinde de sıkça başvurulan bir formüldür.
Saçlı deride mezoterapi
Saçlı deriye 2-4 mm derinlikte olmak üzere, saç folikülünün şaftı boyunca (saçın çıktığı gözeneğe), seri iğneleme tekniği ile tutarlı kokteyllerin verilmesidir. Haftada bir 4-6 seans olarak başlandıktan sonra 15 gün ara ile 2-3 seans ve sonrasında en az 3 ay ayda bir önerilmektedir. Tedavi kürü tamamlandıktan sonra seanslara ara verilebilir devam da edilebilir. Saçların dökülmesi ile ilgili olarak öncelikle âlâ bir tahlil ve tetkiklerin kıymetlendirilmesi, sonrasında altta yatan bir sorun varsa onun tedavisi yahut denetim altına alınması gerekir. Saç mezoterapisinde gaye mevcut saçın sıhhatini korumak ve daha volümlü saçları hedeflemektir.
Yüzde mezoterapi
Yüzümüzde mezoterapinin maksadı, cildimizin fabrika hücreleri olan fibroblastlara, muhtaçlığı olan hususların verilmesini içerir. Kollajen ve elastik lifler dışında bağ dokusunun destek hususu olan hyaluronik asit sentezinin imalatı da fibroblastlara ilişkin olup bu hücrelerin kullanacağı gereçleri cilde vermek mezoterapi ile mümkün olabilmektedir. Mahsusen C vitamini ve aminoasitlerden oluşan başkaca DMAE ve birtakım mineralleri de içeren kokteyler bu ortamda tercih edilmektedir. Yaşa ve cildin durumuna nazaran 1 hafta ile 4 hafta aralıklarla en az 4 seans daha sonra ayda bir idame tedavisi olabilmektedir.
Selülit tedavisinde mezoterapi
Bağ dokusunun bir marazı olan selülit, genetik olarak yatkın şahıslarda ve dolaşım sorunu ile birlikte gözlenmektedir. Dolaşım düzenleyici olarak kafein, prokain; bağ dokusunu desteklemek gayesiyle aminoasitlerden oluşan kokteyller tercih edilmektedir. Selülitin bulunduğu tabakada kuvvete çevrilemeyen cilt altı yağ dokusunun düzensizliği mevcuttur. Bu nedenle spor yapanlarda bile cilt altı bu mesele görülebilmektedir. Bu teknikle direkt enjeksiyon sayesinde bu sorunu büyük ölçüde giderebilmek mümkün olabilmektedir.
Zayıflamada mezoterapi
Derin yağ dokusunun tedavisinde yani yağın azaltılmasında en süratli sonuç alınabilen sistemdir. Gelgelelim kesinlikle ağızdan alınan kalori ölçüsünün da düzenlenmesi gerekmektedir. Yağ hücrelerinin verdiğimiz solüsyonlara yansısı hücre zarlarının açılması ve içeriklerini dokular arası dolaşıma bırakmaları halinde özetlenebilir. Bu sayede uyarılamamış yağ dokusunun harcanması tetiklenmiş olmaktadır. Solüsyonların umumî içeri soya tuzu (deoxylyze) ve karnitin olmaktadır. Seans aralıkları 7-14 gün seans sayısı gayeye nazaran değişmektedir.
Hangi nahiyeye ve ne emelle olursa olsun mezoterapide temel olan görüş; her hastanın kendi bünyesine mütenasip ve şahsi olan kokteyllerin ehliyetli şahıslar tarafından sıhhat ön planda tutularak uygulanması gerektiğidir. Bu durumda uygulayıcı tabibin mezoterapi ile şahsi olarak ilgilenmesi ve haber sahibi olması beklenmelidir.
Mezoterapinin doğuşu Fransız tabip Dr. Michel Pistor tarafından olmuştur. Tabip Pistor kendisine astım buhranı ile gelen ayakkabı tamircisine damardan prokain uyguladı, hastanın şikayetinin düzelmesinin yanı sıra gayrı bir sürpriz de oldu. Hastanın kronik iştime kaybında düzelme olduğu gözlendi. Ayakkabı tamircisi bunun üzerine Dr. Pistor’a tekrar gitti ve tıpkı ilaçtan yapmasını istedi lakin damar yolundan kabul etmeyince hekim, hastanın mastoid meydanına (kafa ardındaki bir kemik doku) prokain enjekte etti ve sonuç olumluydu. İşte mezoterapi bu formda 1952 yılından itibaren giderek ünlenmeye başladı.
Günümüzde hangi aralıklarla, hangi dozlarda, nereye ve ne kadar derine hangi ilaçların verilebileceği ile ilgili bir birikim mevcuttur. Saçlı deriye saçları güçlendirmek için, yüze cildi canlandırmak ve sıhhat için, vücuda selülit tedavisinde ve yağ dokusuna zayıflama hedefli olarak dermatoloji yerinde sık olarak uygulanmaktadır. Başkaca nöral terapi ve akupuntur tedavilerinde de sıkça başvurulan bir formüldür.
Saçlı deride mezoterapi
Saçlı deriye 2-4 mm derinlikte olmak üzere, saç folikülünün şaftı boyunca (saçın çıktığı gözeneğe), seri iğneleme tekniği ile tutarlı kokteyllerin verilmesidir. Haftada bir 4-6 seans olarak başlandıktan sonra 15 gün ara ile 2-3 seans ve sonrasında en az 3 ay ayda bir önerilmektedir. Tedavi kürü tamamlandıktan sonra seanslara ara verilebilir devam da edilebilir. Saçların dökülmesi ile ilgili olarak öncelikle âlâ bir tahlil ve tetkiklerin kıymetlendirilmesi, sonrasında altta yatan bir sorun varsa onun tedavisi yahut denetim altına alınması gerekir. Saç mezoterapisinde gaye mevcut saçın sıhhatini korumak ve daha volümlü saçları hedeflemektir.
Yüzde mezoterapi
Yüzümüzde mezoterapinin maksadı, cildimizin fabrika hücreleri olan fibroblastlara, muhtaçlığı olan hususların verilmesini içerir. Kollajen ve elastik lifler dışında bağ dokusunun destek hususu olan hyaluronik asit sentezinin imalatı da fibroblastlara ilişkin olup bu hücrelerin kullanacağı gereçleri cilde vermek mezoterapi ile mümkün olabilmektedir. Mahsusen C vitamini ve aminoasitlerden oluşan başkaca DMAE ve birtakım mineralleri de içeren kokteyler bu ortamda tercih edilmektedir. Yaşa ve cildin durumuna nazaran 1 hafta ile 4 hafta aralıklarla en az 4 seans daha sonra ayda bir idame tedavisi olabilmektedir.
Selülit tedavisinde mezoterapi
Bağ dokusunun bir marazı olan selülit, genetik olarak yatkın şahıslarda ve dolaşım sorunu ile birlikte gözlenmektedir. Dolaşım düzenleyici olarak kafein, prokain; bağ dokusunu desteklemek gayesiyle aminoasitlerden oluşan kokteyller tercih edilmektedir. Selülitin bulunduğu tabakada kuvvete çevrilemeyen cilt altı yağ dokusunun düzensizliği mevcuttur. Bu nedenle spor yapanlarda bile cilt altı bu mesele görülebilmektedir. Bu teknikle direkt enjeksiyon sayesinde bu sorunu büyük ölçüde giderebilmek mümkün olabilmektedir.
Zayıflamada mezoterapi
Derin yağ dokusunun tedavisinde yani yağın azaltılmasında en süratli sonuç alınabilen sistemdir. Gelgelelim kesinlikle ağızdan alınan kalori ölçüsünün da düzenlenmesi gerekmektedir. Yağ hücrelerinin verdiğimiz solüsyonlara yansısı hücre zarlarının açılması ve içeriklerini dokular arası dolaşıma bırakmaları halinde özetlenebilir. Bu sayede uyarılamamış yağ dokusunun harcanması tetiklenmiş olmaktadır. Solüsyonların umumî içeri soya tuzu (deoxylyze) ve karnitin olmaktadır. Seans aralıkları 7-14 gün seans sayısı gayeye nazaran değişmektedir.
Hangi nahiyeye ve ne emelle olursa olsun mezoterapide temel olan görüş; her hastanın kendi bünyesine mütenasip ve şahsi olan kokteyllerin ehliyetli şahıslar tarafından sıhhat ön planda tutularak uygulanması gerektiğidir. Bu durumda uygulayıcı tabibin mezoterapi ile şahsi olarak ilgilenmesi ve haber sahibi olması beklenmelidir.