Son Konu

Mitoloji Nedir ve Neden Onemlidir

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
MİTOLOJi NEDiR?

Mitoloji kelimesi, yunanca mythos ( masal hikaye ) ve logos ( soz ) kelimesinden yapılmıştır Mitoloji; cok ski zamanlarda gelmiş ve yaşamış olan ulusların inandıkları tanrıların, kahramanların, devlerin ve perilerin hayat ve bahseden hikayelerdir Her toplumun kendine ozgu bir mitoloji maceraları vardır Ve temsil ettiği topluluğun aynası gibidir Mitolojiler toplumdan topluma farklılık gosterdiği gibi ortak yanlarda cok bulunmaktadır Mitolojide gecen oykulerin hepsi hayal urunu değildir Bircok mitolojide gecen tufan olayı, yapılan kazı ve araştırmalar sonucu gercek olduğu ispatlanmıştır
Mitolojilerin en guzeli olarak kabul edilen klasik mitoloji ( Greek mitoloji ) deki oykulerin tamamına yakın bir bolumu ya Anadolu da gecmektedir, ya da Anadolu ile ilintilidir

Mitoloji Tanımı İcin Soylenenler:

Carl Gustave Jung ’a gore, “Kendi icsel gorumuze gore ne olduğumuz ancak mitos aracılığıyla ifade edilebilir Mitos bilimden daha bireyseldir ve yaşamı ondan daha kesin bicimde ifade eder

Murry Hope ’ye gore, Gercekte tum mitler gerceğin bir parcasını icerirler Kimi yetkelerin salt mitolojisi saydığı Oera Linda Kitabı, Tufan oncesi ve sonrasındaki kadim Frisya halklarının tarihini aktarmaktadır (Atlantis Efsane mi Yoksa Gercek mi? sf 38,39)

Brockhaus adlı Alman ansiklopedisine gore, “Tarihde adı gecmeyen, artık unutulmuş buyuk kahramanlara ait efsaneler, mitolojinin kadrosuna girer

(Prof Dr B Ogel Turk Mitolojisi Cilt 1 sf 5 )

E A Gardner ’e gore, Mitoloji, Tabiat varlıkları ile olaylarına, kişilik verme sureti ile anlatma şeklidir (Prof Dr B Ogel Turk Mitolojisi Cilt 1 sf 5 )

Prof Dr B Ogel ’e gore, “Efsanelerin kendilerine Mythus veya Mythe denir Mitoloji ise bu efsaneleri inceleyen bir ilim koludur Mitoloji araştırmaları, din tarihi incelemeleri ile de yakından ilgilidir Fakat mitoloji, yalnızca bir din tarihi de değildir

Mitoloji, insanlığın ruh aleminin sembollerle ifade edilmiş bir aynasıdır (Prof Dr B Ogel Turk Mitolojisi Cilt 1 sf 5,6 ve19)

Ayca Akguner ’e gore Mitoloji, “Efsane Bilimidir Yani ilkel insanların ve insanustu varlıkların başından gecen masalsı olayların incelenip anlatılmasıdır Eski cağlarda yaşamış olan insanların doğa olaylarına, sosyal ilişkilerine, dini inanclarına bakış acılarının yorumlanmasıdır Her ulusun, her ulkenin tarihi; ceşitli efsaneleri, destanları, kahramanlık oykulerini, inanc sistemini tanrılarını, insanlarını, masallarını, soylencelerini barındırır

Yukarıdaki alıntılarda mitolojinin ne olduğu cok iyi bir şekilde ifade edilmiştir Cunku mitoloji, doğa uzerine işlenmiş olan prototipler ’in (İlk Ornekler) harici kısmının hayallerde canlandırılarak (veya onları canlı gorerek) anlatılma şeklidir Bir başka deyişle, kadim inisiyecilerin trans halindeyken doğa uzerinde gordukleri resim ve şekilleri, doğa ustu olaylarla susleyerek anlattıkları hikayelere mitoloji adı verilmiştir

Turk Mitolojisi

Tarihi Turk halklarının inanmış oldukları mitolojik butune verilen isimdir Eski efsaneler, Turk halklarının eski ortak inancı Tengricilikten oğeler taşımaktan ziyade sosyal ve kulturel tema'larla doludur Bunların bazıları sonradan İslami oğeler ile değiştirilmiştirDunyanın en eski Edebi belgelerinden biri olarak gecen Dede Korkut Destanlarının orijinal Yapıtları, Vatikan ve Dresden Kutuphanelerinde bulunmaktadır Ege ve Anadolu Uygarlığı mitolojisi ile benzerlikler taşımaktadır

Turk mitolojisi, bircok araştırmacıya gore aynı Tengricilikte de olduğu gibi tektanrıcı bir temelden, zamanla coktanrıcı bir bicime doğru gelişmiştir Ayrıca tarihi Turk halklarının temasa geldikleri Zerduştluk, Mani dini ve Budizm de Turklerin mitolojisinden izler devralmıştır Bu yuzden genel bir tanım olan Turk mitolojisine, inanctaki farklı unsurlar goz onunde tutulursa Turk Mitolojileri demek daha doğru olabilir

Kabile'nin Tureyişini Anlatan Efsaneler

Turk mitolojisinin en muhim ozelliklerinden birisi her kabilenin, ne kadar ufak da olsa şahsi bir tureyiş efsanesine sahip olmasıdır Orneğin Oğuzname'de her sozu edilen kabilenin ilk once tureyiş efsanesi anlatılır

En onemli ve en tanınmış efsane Turkler'in ortak tureyiş efsanesidir Bu efsane neredeyse her Turk topluluğunda tanınır ve en eski Turk hukumdarlarının, Goktanrı'nın gonderdiği bir kurt ile ciftleşmesinden turediğini anlatır Bazı versiyonlarda bir dişi kurdun en son Turk olarak kalmış bir erkek cocuğu ile, diğer versiyonlarda ise Goktanrı'nın bir erkek kurt kılığında hukumdarın kızı ile ciftleştiği anlatılır

Diğer iyi tanılan bir tureyiş efsanesi Kırgız halkının tureyiş efsanesidir Bu efsaneye gore kutsal bir golun suyundan gebe kalan kırk kız ilk Kırgızları oluşturur

Budist Turk Mitolojisi



Budist Uygur Rahipler

9'ncu yuzyılda Uygur Turkleri'nin Budizm dinini kabul etmiş ve bu dinin temeli ustunde ilk buyuk yerleşik Turk kulturunu geliştirmişlerdir Uygur rahiplerin bu donemde binlerce Budist yazıyı, Sanskrit ve Cince'den Turkce'ye cevirmiş oldukları bilinmektedir Bunların arasında bircok yabancı efsane de Turkce'ye cevrilmiş, ama eski Turk destanları ve tarihi de yazıya alınmıştır Hotan kentinde zamanının en buyuk kutuphanesini oluşturmuşlar, ama maalesef Kırgızların bir saldırısında bu kutuphane tamamen yanmıştır Gunumuze sadece ufak tefek sayfa parcaları kalmıştır, ama bu sayfa parcalarının bazılarının uzerinde gorunen sayfa sayıları (sayfa 500 sayfa 600) bu kitapların ne kadar geniş kapsamlı ve ayrıntılı olduklarını kanıtlamaktadır

Bu az sayıdaki kalıntının arasında manastırlara yeni rahipler kazandırmak icin tasarlanmış efsaneler de bulunmaktadır Orneğin birisinde maddi hayatın kotu ve iğrenc olduğunu vurgulamak icin korkunc bir hikaye anlatılmaktadır (Eski Turkce):

korup ince sakıntı Bo menin yutuzum bo tep icgeru kirip ulug birle yattı Yeme esrokin biligsizin ucun olugug kucup uluvsuz bilig surup ol olugke katıltı kucedukinte otru olug yarıltı ol yarsincıg et'ozinteki kan irin arıgsız yablak taşıltı tokulti yeme ol tozun är kamag ozi tonı baştan adakka tegu kanka irinke orgenip uvutsuz biligin ucun esrukin ogsuz bolup konulina anıg ogrunculuk boltum tep sakıntı ancagıncagan yarın yarudı kun tugdı ol tozun er esroki adıntı usınta uduntı birok başın yokarı koturup korti supurgan icre yatukın koyınta olug yatur irin kan tokulur tuze yıdıyor kenti ozun kortu kop kanka bulganmış arıgsızka urgenmişin korup otru belinledi anıg korkutı ulug unun manradı terkin tul tonka taşıkıp tezdi nece yugurur erti anca kusar yarsıyur erti ol munca arıg ton kedsimişin antak terkin butarlayu uze bice yırtıp taşgaru kemişti ancak yugurtu bardı bir toş boşına tegti otru ozin ol toş başına kemişti yuntı arıtıntı ol

Yukarıda bir alıntısı gosterilen hikayede, karısını kaybeden caresiz bir adam, uzuntusunden cok feci sarhoş olana kadar icki icer, olmuş karısının mezarına gider, mezarı acar ve karısının cesedi ile cinsel ilişkiye girişir Ceset ile oyle şiddetli sevişir ki curumuş beden kollarının arasında catlamaya başlar Adam baştan aşağı curuk kana ve cerahata bulanır Nihayet gun ağarır, adam başını kaldırır ve gorur ki mezarın icinde karısının cesedinin yanında yatıyor, cesetten kan dokuluyor Kendini gorur; ustu başı kan ve cerahata bulanmıştır Aniden yaptığı canavarlığı anlar, kendinden tiksinir, kiyafetlerini yırtmaya başlar, icini bir korku sarar ve paniğe kapılır Adam mezardan cıkar ve koşmaya başlar Bir yandan bağırarak ağlar, bir yandan kusar Bu tip Budist hikayelerde hep olduğu gibi adam sonunda bir manastıra gider ve tum maddi dunyadan uzak bir şekilde hayatını “Budaya adar

Sibirya Turkleri'nde Mitoloji
Sibirya'nın Turk halkları, Turk mitolojisini gunumuze kadar en canlı, en renkli tutmuş ve muhafaza etmiş olanlarıdır Gunumuze kadar Tengriciliğin kutsal varlıklarına hala ibadet edip eski Turkler'in destan anlatma geleneğini ayakta tutmaya devam etmektedirler

Orneğin, sayıları cok azalmış olan Dolganlar'da cok eski bir mitoloji bulunmaktadır Sibirya'nın cok kuzeyinde bulunan Tundra ikliminde yaşayan Dolganlar, gocebeliklerinde ara sıra buzları 10000 yıldır cozulmemiş, yarısı topraktan dışarı dikilen Mamut cesetlerine rastlarlar Dolganlar, yeraltı aleminin efendisi Erlik hanın, mamutları yeraltı alemine aldığını ve onları kendine hizmet ettirdiğine inanırlar Inanclarına gore, mamutlar yeraltı aleminde tutsaktır Eğer yeryuzune cıkmaya calışırlarsa ceza olarak derhal buz tutarlar Radloff'a gore Dolganlar canlı olarak hic gormedikleri bu dev hayvanların, yarı yere gomuk, yarı dışarı cıkmış hali ve donmuş olmalarını bu şekilde acıklamışlardır

Altaylılar, Yakutlar ve diğer Sibirya Turkleri'nde de dunyalarında olup biten coğu şeyin sorumlusu, iyi ve kotu ruhlar ve kutsal varlıklardır Dua edip kurbanlar vererek, bereketin kesilmemesi icin onları hoş tutmaya calışırlar

Anadolu Turkleri'nin Mitolojisi
Turkler, 10'ncu yuzyıldan itibaren Anadolu'ya akın etmeleri sırasında Orta Asya'dan bircok destan ve hikayeyi de beraberlerinde getirmişlerdir 11'nci yuzyılda Akkoyunlu devletinde, Orta Asya'dan yeni gelmiş Turk boylarının anlattıkları hikayeler tanınmayan bir yazar tarafından Dede Korkut masallarıolarak kaleme alınmıştır Ama Turkler'in Anadolu'ya gelmelerinden once de, burada cok renkli mitler bulunmaktadır Bu mitler Anadolu Turkleri'nin mitolojisinde iz bırakmıştır

Orneğin Pamukkale hakkındaki eski bir Yunan efsanesi gunumuzde hala anlatılmaktadır Bu efsaneye gore cirkin bir kız dışlanmaktan usanıp hayatına son vermek ister Kendini Pamukkale'nin tepelerinden aşağıya atar ve kaynak suyu dolu bir terasın icine duşer Ava cıkmış bir prens bu olayı gorur ve hemen oraya koşar Bir bakar ki kollarında kendine gelen kız adeta bir dunyalar guzeli Meğer Pamukkale'nin şifalı kaynak suyu kızı guzelleştirmiştir Sonra ikisi evlenir ve mutlu olurlar

Osmanlı Devleti ’nde Mitoloji
Osmanlılar'ın en muhim efsanesi, imparatorluğun kurulmasından once Osman Bey'in bir ruya gormesi ve bu ruyanın Şeyh Edebali (1206 1326) tarafından acıklanmasıdır Şeyh Edebali, Osman Bey'in gorduğu ruyanın, O'nun Osman Bey'in bir cihan devleti kuracağının alameti olduğunu acıklar ve bu ruya gercek olur Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulmuş, 1922 yılında zayıflayıp yıkılmıştır Onun yerine de Turkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur Turkiye Cumhuriyeti; 1923 tarihinde Mustafa Kemal ATATURK tarafından kurulmuştur

Turk Mitolojisi ’nden Ornekler

AsenaEski Turk mitolojisine gore dişi bir kurtdur
Gokturk kaynaklı sozlu geleneğe gore toplu katliama uğramış Aşina (Zena veya Asen) soyundan bir bebeği bir dişi kurt kurtarır, emzirir ve korur Bu bebeğin daha sonra Gokturk İmparatorluğu'nu kuracak olan Aşina (Zena veya Asen) so yunun atası olduğu iddia edilir
Mitoloji ile ilgili bu madde bir taslaktır Maddenin iceriğini geliştirerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz

ErlikKamcı Turk Mitolojisi'nde kotuluk tanrısı ’dır Anlamı 'guclu'dur Kıranları yapan tanrıdır Kızları Kara Kızlar kut torenleri sırasında kamları baştan cıkarıp, onların başarısız olmalarına neden olurlar Erlik ile iletişime gecen kamlara Kara Kam denir

UlgenUlgen, Turk mitolojisinde (kamcı inanc doneminde) Turklerin iyilik tanrısıdır Tek Tanrı inancında Goktanrı ile bir tutulmuştur Bai Ulgan, Ulgan gibi adlarla Sibirya kavimlerince de yaratıcı tanrı olarak anılır
Ak Kamlaronbilicilik icin bu Tanrı'ya, Tanrı'nın kızları Ak Kızlar aracılığıyla başvurur Turk Mitolojisi'ndeki karşı imgesi Erlik dir

TengriTengrikadim Turk lehcelerinde ortak olarak Allahanlamında kullanılan kelimenin Turkiye Turkcesinde Tanrısozune evrilmiş onculudur
Divanı Lugati ’tTurk ’un son olarak Kabalcı Yayınevi tarafından yapılan guncelleştirilmiş baskısında Tengri kelimesi Tengri: Allah azze ve celle karşılığı ile hicbir şuphe olmaksızın verilmektedir
Antropolojik veriler ve bu verilere istinaden yapılan etnografik calışmalar eski cağlardan bu yana, Tengri kelimesi ve benzerlerinin Turkler arasında ilahi duzen ve bu duzeni yaratıp, surduren ulu bir guc kaynağı anlamında kullanıldığını gostermiştir Turklerin Tengri anlayışı, hicbir şey yaratabilemeyen ve zaten kendileri de once kavram olarak sonrasında da somut nesneler olarak yaratılmış olan putlara benzer bir karşılığa sahip olmamıştır
Yakut dilinde Tangara; Kuman dilinde Tengre; Karaim dilinde Tangrı; Cuvaş Turkcesinde Tura; Hakas dilinde Tigir; Tuva dilinde Deyri; KırgızKazak Turkcesinde Tengri;Tatar dilinde Tengre; KaracayMalkar Turkcesinde Teyri; Azerbaycan Turkcesinde TarıTanrı; Turkiye Turkcesinde Tanrı olarak kullanılması bile bu kelimelerin ifade ettiği kavramın Turk halkları arasındaki ortak kullanımının işaretidir
İslami terminolojideki Allah kavramının karşılığı olarak Tengri; ilk ve ilahi başlangıcı bildirir, alemdeki her şey O ’na bağlıdır ve bir şekilde O ’ndan bir eser taşır Algılanan alemin sularıdenizleri; dağlarıtaşları, ağaclarıkuşları kendi ozgun niteliklerinden varılabilecek Tengri işlevlerinin goruntuleridir (TasavvuftakiTevhidi Efal; Tevhidi Sıfat Tevhidi Zat basamakları da buna benzer bir anlamı icerir ) Tengri kavramına karşı cıkanların dayanağı olan halk inanışları, ancak buradaki inceliği ayırd edemeyen insanlar arasında yayılan yanlış uygulama ve hurafelerin tenkidi anlamında bir anlam taşımaktadır
Kaşgarlı Mahmud 1074 yılında yazımının tamamladığı kabul edilen eserinde Tengri kelimesinin anlamını verirken şu onemli tesbiti de yapmaktadır: Kafirler Allah ’ın gazabı uzerlerine olsungoğe tengri derler, aynı zamanda azametli gordukleri her şeyi, orneğin bir dağı ya da bir ağacı da tengri olarak adlandırır ve onunde secde ederler Bunların sapkınlıklarından kacarak Allah ’a sığınırız
Gorulduğu gibi Kaşgarlı Mahmud da Tengri kelimesinin kullanımında hicbir sakınca gormezken bu kelimeyi kullananların duştukleri şirk ve hatta kufur hatasını savunma gibi bir yanlıştan sakınmaktadır Bu tenzihi tavrın bilincinde olan bir insanın Allah azze ve celle manasına Tengri kelimesini kullanmakla din dışına cıkma tehlikesi olabilir mi? Burada da şu ebedi ve nebevi gercek hatırlanmalıdır: Ameller niyetlere goredir
Unlu Arab gezgin İbn Fadlan ’ın naklettiğine gore o sıralarda İslam ’a henuz girmiş olan Oğuz Turkleri herhangi bir zorluk ile karşılaştıklarında bakışlarını gokyuzune yoneltip Bir Tengri derlermiş Başta Kaşgarlı Mahmud olmak uzere İslami donemin tum yazarları Allah kasdıyla Tengri ismini kullandıkları gibi butun kaynaklarda her işe; soze kutlu bir nitelik kazandırmak kastıyla ilk once Ulu Tengri ’nin adı anıldıktan sonra başlanması gerektiğini bildirmişlerdir
 
Üst Alt