Miyofasiyal ağrı sendromu, bölgesel bir veya birkaç kas grubunda saptanan tetik noktalar ve bu noktaların palpasyonu ile ortaya çıkan yansıyan ağrı tablosu ile karakterize yumuşak doku romatizması (eklem dışı romatizma) veya bölgesel ağrı sendromudur.
İlk olarak 1800’lü yıllarda ağrılı kasların içinde daha ağrılı, sert, nodüller olduğu gözlemlenmiştir. Bu noktalar 20. Yüzyılın ortalarında tetik nokta olarak tanımlanmaya başlanış 1942’de Travell tarafından kaslara ait özel noktalar ve yayılma alanları tarif edilmiştir.
Bölgesel Miyofasial Ağrı Sendromuna bağlı tetik noktalar kas iskelet sisteminde en çok ağrı oluşturan nedendir.
Miyofasial Ağrı Sendromu normal popülasyonda %12, hasta popülasyonda ise %30 civarında görülen bir tablodur. Kadınlarda daha fazla görülmekte, orta yaş çalışan popülasyon bu problemden daha fazla etkilenmektedir.
Tetik nokta nedir?
Tetik nokta kasların içinde ağrılı gergin, ağrılı, basınca ağrı yayılımı gösteren, bazen lokal seyirme cevabının da alındığı bölgelerdir. İki tip tetik nokta vardır: Aktif tetik nokta istirahatte veya hareket sırasında ağrı oluşturan, latent (gizli) tetik nokta ise sadece palpasyonla ağrı oluşturan bölgelerdir. Latent tetik noktalar travma, stres, kasın aşırı kullanılması, soğuğa maruz kalça gibi durumlarda aktif hale geçebilirler.
Miyofasial Ağrı Sendromunun Nedeni
Kaslarda tetik nokta olarak tanımlanan bölgelerin bölgesel olarak kan dolaşımının az olduğu, buna bağlı kas spazmının geliştiği, gelişen kas spazmının ise bölgesel kan akımında bozukluğu arttırdığı bir kısır döngü olarak var olduğu düşünülmektedir. Tekrarlayan, düşük yoğunluklu travmalar, duruş (postür) bozuklukları, aşırı kas zorlanmaları en önemli nedenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle zeminde skolyoz (omurga eğriliği), kifoz (kamburluk) gibi omurga deformitesi olanlarda, bacak kısalığı gibi vücut dengesini bozan kişilerde daha fazla gelişebilmektedir.
Bir diğer neden ise sabit duruşla uzun mesleksel veya hobi aktiviteleri yapmaktır. Bu bakımdan masa başında çalışanlar, bilgisayar kullanıcıları, terzilik, diş hekimliği gibi mesleklerde daha fazla görülmesini açıklamaktadır.
Aslında vücutta ağrı oluşturan her neden Myofasial Ağrı sendromuna neden olabilir. Çünkü ağrıyan bölgeyi korumak isteyen kişi duruşunu değiştirerek bazı kaslarının daha uzun, bazılarının daha kısa konumda kalmasına neden olmakta ve gelişen kas spazmı ile birlikte yukarıda bahsedilen kısır döngüye girilmektedir. Örneğin böbrek ağrısı olanlarda bel bölgesinde, kol, dirsek kırığı olanlarda boyun omuz bölgesinde Myofasial Ağrı Sendromu gelişmesi gerçekleşebilir.
Miyofasial Ağrı Sendromunda belirtiler
Temel belirtiler ağrı ve hareket kısıtlılığıdır. Hastalar birlikte uyku bozukluğu, terleme, üşüme veya sıcak basması gibi yakınmalar da yaşayabilir.
Miyofasial Ağrı Sendromunda tanı
Miyofasial Ağrı Sendromunun tanısı aslında öykü ve muayene ile konur. Öyküde travmanın varlığı, mesleksel aktiviteler, ağrıyı arttıran veya azaltan nedenler dikkatli sorgulanmalıdır. Geçirilmiş hastalıklar ve hastalıkların süreleri, geçirilen ameliyatlar sorgulanmalıdır.
Muayenede etkilenen bölgenin üst ve alt kısmındaki vücut alanlarının muayenesi çok önemlidir. Bel veya boyundan yayılan ağrılarla çok karışabilir. Örneğin boyun omuz kuşağında ağrı ile gelen hastaların boyun ve omuz muayenesinin mutlaka yapılması gerekir. Ağrının yayılımı ve hareket kısıtlılığı, birlikte lokal kas seyirmesi ve yansıyan ağrının saptanması tanının konmasına yardımcı olur.
Miyofasial Ağrı Sendromunun Fibromiyaljiden farkı
Bu iki klinik durum birbiriyle çok karıştırılmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri ikisinin de kasları etkilemesi ve birlikte görülebilmesidir. Fibromiyalji genel vücut ağrısı, uyku bozukluğu, sabah yorgun uyanma, gezen ağrılar ve zaman zaman şişlik hissi uyuşma hissi ile kendini gösterir. Miyofasial ağrı sendromunda ise ağrı sebebiyle uyku bozukluğu olabilir ama ağrının gezici karakteri yoktur. Hasta sabit bir şekilde aynı yerin ağrıdığını, bazı duruş şekilleri, yatma veya dinlenme ile ağrının azaldığını ifade eder. Fibromiyaljide tetik nokta yoktur. Ama myofasial ağrı eşlik ediyorsa tetik nokta olabilir
Myofasial Ağrı Sendromunda tedavi
Amaç; ağrının giderilmesi, yeterli kas gücünün oluşturulması, etkilenmiş kasla ilgili eklemin uygun postürü ve tam eklem hareket açıklığının sağlanmasıdır. Tedavide kullanılan yöntemler:
-
İlaçlar: Kas geçşeticiler, ağrı kesiciler, antiromatizmal ilaçlar akut ağrının giderilmesi için kullanılabilir. Ancak ağrının kökeni tedavi edilmediği için etkinlik ilacın etki süresi kadar olacaktır. -
Akupunktur: Akupunktur vücutta enerji dolaşımını düzenleyen bir tedavi şekli olarak kas ağrılarında uzun yıllardır kullanılır. Hem ağrının hem de bütüncül bakış açısıyla hastada mevcut diğer problemlerin tedavi edilmesi mümkündür. Özellikle elektroakupunktur uygulamaları ile tedavi desteklenebilir. -
Nöral terapi: Lokal anestetiklerle sinir siteminin düzenlenmesini sağlayan bir yöntemdir. -
Ozon terapi: Antioksidan, dolaşımı düzenleme etkisi nedeniyle miyofasial ağrılarda yöntemdir. -
Kuru iğne tedavisi: Kuru iğne tedavisi akupunktur iğneleri ile yapılır. Ancak burada hedeflenen bölge ağrılı kas bölgesi ve yayılım alanıdır. İğneler buna göre konur. -
Fizik tedavi: Ağrı kesici elektrik akımları, yüzeyel ve derin sıcak uygulamaları, vakum ile tedaviler, hastanın faydalanmasına göre buz paketleri kullanılabilir., -
Spreyleme: Soğuk spreyler uzun zamandır miyofasial ağrı sendromu tedavisinde kullanılan yöntemlerden biridir. Kasın yönüne göre kası gererek veya gevşeterek uygulama yapılır. Hızlı etki etmesi nedeniyle akut durumlarda tercih edilebilir. -
Kinezyobant: Yapışkan özel bantların kasların yapışma ve bitiş yeri gözetilerek uygulanması tekniğidir. Kasın gerginliğini düzelterek, ö bölgedeki ödemi çözüp dolaşımı arttırarak etki gösterir. -
Lokal enjeksiyonlar: Loal anestetik kullanılarak tetik noktanın içine ilacın enjekte edilmesi temeline dayanır. Nöral terapi ile karıştırılmamalıdır. Nöral terapide de lokal anestetik kullanılır ve tetik nokta enjeksiyonu yapılır ama başka bölgeleri de enjeksiyon yapılarak tüm vücutta düzenlenme yapılarak daha bütüncül bir tedavi sağlanır. -
Mobilizasyon: Osteopatik yöntemlerle germe ve gevşetme uygulamaları yapılabilir. -
Egzersiz: Germe ve postür egzersizleri miyofasial ağrı sendromunda tedavi edici özelliğinin yanı sıra koruyucu bir tedavi şekli olarak önerilmektedir. Etkilenen kasın gerilmesi ve güçlendirilmesi, birlikte çalıştığı kasların da gerilmesi ve güçlendirilmesi, postürü düzenleyecek egzersizlerin eklenmesi gerekir. Her ağrılı durumda olduğu gibi miyofasial ağrı sendromunda da yüzme, koşu, yürüme, dans gibi büyük kas gruplarının çalıştırıldığı aerobik egzersizlerin yapılması gerekir.