Son Konu

Münafıklık alâmetlerinden bazıları hakkında ayetler

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Münafıklık alâmetlerinden bazıları hakkında ayetler

Onlar (kendi akıllarınca) sözde Allah'ı ve müminleri aldatırlar Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun haberdar değillerdir
Bakara : 9

Şunu bilin ama, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar
Bakara : 12

Sahiden, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar
Bakara : 15

Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir alev yakan kimse misalidir O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemencecik onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (bundan böyle hiçbir şeyi) görmezler
Bakara : 17

Yahut (onların durumu), gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, şamata ve yıldırım bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır
Bakara : 19

(O esnada) yıldırım sözde gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada azıcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar Allah dileseydi kesinlikle onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi Allah şüphesiz her şeye kadirdir
Bakara : 20

Ey iman edenler! Allah'a ve öbür dünya gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve kırmak suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın Böylesinin durumu, üstünde biraz toprak bulunan düz kayaya aynı ama, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar Allah, kâfirleri doğru yola iletmez
Bakara : 264

Sizden biriniz arzu eder mi fakat, hurma ve üzüm ağaçlarıyla batmış, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) yer alan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde alev bulunan bir fırtına isabet ederek yakıp kül etsin! (Muhakkak bunu kimse arzu etmez) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar
Bakara : 266

Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için ayrıca daha şanslı ayrıca de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu
Nisâ : 66

Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince derhal onu yayarlar; halbuki onu, Resûl'e ya da arasında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, o kadar azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz
Nisâ : 83

Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir Onlar namaza kalktıkları vakit üşenerek kalkarlar, insanlara şaşaa yaparlar, Allah'ı da o kadar az hatıra getirirler
Nisâ : 142

Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın
Nisâ : 143

Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler «Eğer size şu verilirse hemencecik alın, o verilmezse sakının!» derler Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) yıkmak isterse, sen Allah'a aleyhinde, onun lehine hiçbir şey yapamazsın Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir Onlar için dünyada kepazelik vardır ve ahirette onlara bile bile büyük bir azap vardır
Mâide : 41

Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün Yaptıkları ne kadar kötüdür!
Mâide : 62

Din adamları ve âlimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kötüdür!
Mâide : 63

Eğer yakın bir dünya malı ve basit bir seyahat olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi Fakat meşakkatli yol onlara uzakta geldi Gerçi onlar, «Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık» diye kendilerini helâk edercesine Allah'a yemin edecekler Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor
Tevbe : 42

Onların harcamalarının kabul edilmesini engelleyen, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza fakat üşenerek gelmeleri ve istemeyerek harcamalarından diğer bir şey değildir
Tevbe : 54

(O münafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler Halbuki onlar sizden değillerdir, ama onlar (kılıçlarınızdan) korkan bir toplumdur
Tevbe : 56

Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, «Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Resûlü de Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz» deselerdi (daha iyi olurdu)
Tevbe : 59

Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden yok), birbirlerindendir Onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkor ve cimrilik ederler Onlar Allah'ı unuttular Allah da onları unuttu! Çünkü münafıklar fâsıkların kendileridir
Tevbe : 67

(Ey münafıklar! Siz de) sizden öncekiler gibi (yaptınız) Onlar sizden kuvvetçe daha üstün, mal ve evlâtça daha çok idiler Onlar (dünya malından) paylarına düşenden faydalandılar İşte sizden öncekiler nasıl paylarına düşenden faydalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve (bâtıla) dalanlar gibi siz de daldınız İşte onların amelleri dünyada da ahirette de nafile gitmiştir Ve onlar ziyana uğrayanların kendileridir
Tevbe : 69

(Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve müslüman olduktan daha sonra kâfir oldular Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler Ve sırf Allah ve Resûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar Eğer tevbe ederlerse onlar için daha uğurlu olur Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır Yeryüzünde onların ne dostu ne de yardımcısı vardır
Tevbe : 74

Lakin Allah lütfundan onlara (zenginlik) verince, onda pintilik edip (Allah'ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler
Tevbe : 76

(Münafıklar), Allah'ın, onların sırrını da fısıltılarını da bildiğini ve gaybları (sıcacık şeyleri) çok iyi haberdar olan olduğunu hâla anlamadılar mı?
Tevbe : 78

(Münafıklar arasında) dahası (müminlere) incitmek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne aleyhinde savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten diğer birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır Halbuki Allah onların kuşkusuz yalancı olduklarına şahitlik eder
Tevbe : 107

Bilesiniz ama, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler) İyi bilin fakat, onlar elbiselerine büründükleri zaman zeka, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir Çünkü O, kalplerin özünü bilendir
Hûd : 5

İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir canice vardır Allah bilir, siz bilmezsiniz
Nûr : 19

Size verilen şeyler, dünya hayatının geçimini sağlama vasıtası ve süsüdür Allah katında olanlar ise, daha şanslı ve daha kalıcıdır Hâla buna aklınız ermeyecek mi?
Kasas : 60

Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Muhammed : 22

Hiç Kuşkusuz, kendilerine dürüst yol belirlenmiş olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir
Muhammed : 25

Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bir Takım hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor
Muhammed : 26

Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler De ama: Allah size bir hasar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na aleyhinde kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ancak, Allah yaptıklarınızdan haberdardır
Fetih : 11

Siz ganimetleri elde etmek için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir Onlar, Allah'ın sözünü başkalaştırmak isterler De ama: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir Bilâkis onlar, o kadar az anlayan kimselerdir
Fetih : 15

Bedevîler «İnandık» dediler De ki: Siz iman etmediniz, fakat «Boyun eğdik» deyin Henüz iman kalplerinize yerleşmedi Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez Çünkü Allah fazla bağışlayan, fazla esirgeyendir
Hucurât : 14

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da Allah her şeyi hakkıyla bilendir
Hucurât : 16

Onlar İslâm'a girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar De ama: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın Eğer içten kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için ana Allah size lütufta bulunmuştur
Hucurât : 17

Münafıkların, kitap ehlinden inkâr eden dostlarına: Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız Eğer savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz, dediklerini görmedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına tanıklık eder
Haşr : 11

Onların içlerinde size karşı duydukları dehşet, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur
Haşr : 13

Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir Çünkü iblis insana «İnkâr et» der İnsan inkâr edince de: Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım, der
Haşr : 16

Münafıklar sana geldiklerinde: Tanıklık ederiz ancak sen Allah'ın Peygamberisin, derler Allah da bilir ancak sen kesinlikle, O'nun Peygamberisin Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir
Münâfikûn : 1

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin Onlar sözde duvara dayanmış kütükler gibidir Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar Düşman onlardır Onlardan sakın Allah onların canlarını alsın Nasıl bu hale geliyorlar?
Münâfikûn : 4

Onlar: Allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir Ama göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır Lakin münafıklar bunu anlamazlar
Münâfikûn : 7 *
 
Üst Alt