Son Konu

nasrettin hoca skecleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
nasrettin hoca tiyatro oyunu,
nasrettin hoca skec

Okullar icin komedi

NASREDDİN HOCA 2 perde

Kişiler
Nasreddin Hoca Nasreddin Hoca'nın karısı
Ayşe (buyutme) Kadı Ahmet Ağa Sarhoş
Mehmet Yasef Ali (oğrenci) Komşu kadın
Kahveci cırağı Zaptiye Yolcu Eşek
Mahalleli birkac erkek Kadın Cocuk

1 Perde
(Basitce doşenmiş, fakir bir ev odası Karşıda bir an, duvarda bir ud gorunmektedir Ortada yırtık bir kilim, yanda basit bir masa, uzerinde birkac kitap durmaktadır Hoca'nın karısı anda oturmuş corap ormekte ve Ayşe'ye seslenmektedir )
Hoca'nın karısı— Ayşe Kız Ayşe, bi yol git de bak bakalım, bu herif nerede kaldı Ahmet Ağa'nın koşeye kadar bir varıver
Ayşe—
Hoca'nın karısı— Kız, sana soyluyorum, işitmiyor musun? (Dışarıdan bir gurultu kopar)
Hoca'nın karısı— Elin kırılsın inşallah! Yine kim bilir neleri devirdin kız?
(Hoca elinde takkesiyle girer)
Hoca— Kızın gunahını alma hanım, işi bir anlayıver de ondan sonra konuş
Hoca'nın karısı— Peki o gurultu neydi?
Hoca— Ne olacak, merenden cıkarken takkem yuvarlanıverdi, işte o kadar
Hoca'nın karısı— İlâhi hoca, takke o gurultuyu cıkarır mı?
Hoca— Eeee altında da ben vardım işte
Hoca'nın karısı— Ha şoyle imana gel Neredeydin şimdiye kadar, arkadan Ayşe'yi koşturacaktım, az daha!
Hoca— Ben mi hanım, bilirsin ki tilki ya ormandadır, ya da kurkcu dukkânında
(Ayşe girer)
Ayşe— Hoca Efendi, sen evde yokken gelen biri, yine geldi, eşeği istiyor Vereyim mi?
Hoca— Yok, de
Ayşe— Pekâlâ (Sahneden cıkar, sonra yine girer) Hoca Efendi, eşek cok lâzım, diyor
(Ahmet Ağa girer)
Ahmet Ağa— Etme Hoca Efendi, şu eşeği ver de bi yol değirmene gidip geleyim
Hoca— Ahmet Ağa, eşeği bizim oğlanla tarlaya yolladım, eşek evde yok
(Bu sırada eşeğin ahırdan anırması duyulur)
Ahmet Ağa— Şimdi de eşek evde yok, demezsin ya?
Hoca—Tovbe estağfurullah be adam, şu sakalı ağartmış adamın sozune inanmadın da gittin ahırdaki eşeğin tek lâfına inandın, yazıklar olsun sana be
Ahmet Ağa— Kusuruma bakma Hoca, biz cahil insanlarız, kusura bakma, hadi eyvallah (Sahneden cıkar)
Hoca'nın karısı—Adamı iyi atlattın ama senin eşeğe de bir şeyler oldu son gunlerde
Hoca— Aldırma hanım, sen bağırmayandan kork O sahibini cok iyi bilir
Hoca'nın karısı— Hoca Efendi, kendime yeni bir elbise diktim Gor bak (Duvardan alır, omuzlarına atar) Nasıl, ne dersin Efendi, bunu giyip kime goruneyim?
Hoca— Bana gorunme de kime gorunursen gorun
(Ayşe girer)
Ayşe— Hoca Efendi biri geldi, galiba arkadaki komşu kadın ip istiyor
Hoca— Ne ipi? Gelsin bakalım
Ayşe— Gir komşu, gir
Komşu kadın— Selâm Hoca Efendi İp lâzım oldu da
Hoca— Hayrola komşu, ne ipi?
Komşu kadın— Camaşır ipi canım
Hoca—Ah, biraz evvel gelseydin ya Şimdi imkânı yok
Komşu kadın— Nicin Hoca Efendi?
Hoca— İpe un serdim, un!
Komşu kadın (gulerek)— İpe de un serilir mi? Bir yaşıma daha bastım?
Hoca— insanın vermeye gonlu olmayınca, pekâlâ serilir komşu, pekâlâ serilir
Komşu kadın—Aman komşu, Hoca Efendi de kimseye bir şey kaptırmaz oldu
Hoca'nın karısı— İftira etme komşu Gecen gun kazanınızı aldıktı Geri alırken size guzelim tencereyi, Kazan doğurdudiye vermişti, unuttun mu?
Komşu kadın— Nasıl unuturum! Ama sonra ne yaptı?
Hoca'nın karısı—
Komşu kadın— Sen yoktun Kazanı tekrar istedi Bir gun sonra kazanı almaya gittiğimizde de bize, Kazana Allah rahmet eylesin, oldu!demez mi?
Hoca'nın karısı— Tabi ne zannettin ya! Kazan doğurmaya gelince doğuruyor da olmeye gelince nicin olmesin?
Komşu kadın— Hic de boylesini gormemiştim Neyse hoşca kalın Sizinle lâf yarıştırmak mı? Hele Hoca ile Allah gostermesin (Sahneden cıkar)
(Karısı yeni elbisesini giymiş olarak girer)
Hoca— Ha şoyle, insanın gozleri ara sıra boyle guzelliklerle yıkanmalı Ver udu hanım, ver de biraz calayım
(Udu eline alır ve parmağını bir yere basarak calmaya başlar)
Hoca'nın karısı— Eee Hoca bu ne? Herkes elini şoyle karıncalanmış gibi oynatır da calar Hâlbuki sen tutmuş bir yerden dımbırdatıyorsun
Hoca— Marifet de orada ya! Herkes alır notayı arar, arar, bir turlu bulamaz Bak, ben nasıl buldum
Hoca'nın karısı— Peki ne şarkısı bu?
Hoca— Koca cahil! Kâtibin şarkısı, kâtibin
Hoca'nın karısı— Sen caladur Ben biraz karşı komşuya geciyorum Gece belki orada kalırım, merak etme Bir şey olursa Ayşe ile haber salarsın Sen yatınca, o da gelir komşuya, şoyle pencereden bakarsın, olmaz mı? (Sahneden cıkar)
(Hoca udu asar, Ayşe girer)
Ayşe— Hoca Efendi, Yasef Efendi geldi
Hoca— Ne dedin? Esef Efendi mi geldi? Ne Esefi kız?
Ayşe— Yasef
Hoca— Ha Yasef Efendi, sal iceri bakalım o ne yumurtlayacak
(Yasef girer, cimriliği gozunden okunur Ayşe cıkar)
Yasef— Akşam şerefiniz hayır icinde yatsın Hoca Efendi
Hoca— Daha yatmadı Yasef Efendi, soyle bakalım derdini
Yasef— İki gozunu seveyim Hoca Efendi, bende vardı bir altın para Şu sırada dukkân da iflâs etti Ben, cocuklar kaldı ac Şimdilik bu altını bozdurayım Hoca Efendiye, nasıl olsa Hoca Efendiyle iyi anlaşırız, dedim
Hoca— Bakayım Yasef Efendi şu altın dediğin şeye (Alır dişler, geri verir) Olmaz Yasef Efendi
Yasef— Olmaz dedin? Nicin Hoca Efendi? Bu altın en iyi altın Biraz eksiğine de olsa bozuver Evde cocuklar bekieşiyorlar Kediler gibi sarmaş dolaş olmuşlar, inanmazsın
Hoca— Olmaz, bozamam
Yasef— Peki oyleyse, 150 lira ver de al, helâl olsun
Hoca— Etmez Yasef Efendi, onun altını az, ayarı duşuk
Yasef— Peki oyleyse, sen ne vereceksin?
Hoca— Ayarı cok ama cok duşuk
Yasef— Canım anladık, sen ne verirsin? Hem altını da ne kadar duşukmuş?
Hoca— Yasef Efendi, bu paranın altını o kadar duşuk ki Aslını istersen, bunu verdikten sonra ustune para da vermelisin
Yasef— Ne dedin Hoca Efendi ustune para? Hadi yule yule Hoca Efendi, ben gider (Sahneden cıkar)
(Hoca soyunurken kapı calınır Hoca tekrar giyinir, Ayşe
icerdeki odadan gelir, kapıyı acar Bir talebe, kısa pantolonlu ve fesli olarak iceri girer, ince seslidir)
Hoca— Hayrola Ali Yine vazife mi yaptırmaya geldin?
Ali— Hoca Efendi, muallim bey bize acayip acayip şeyler sordu Anneme, babama soyledim, bilemediler Yarın da yapıp goturmem lâzım Ne olur, bu son artık Bir daha rahatsız etmem Hoca Efendi
Hoca— Sor bakalım, neymiş onlar?
Ali (Defterinden hece hece okur)—Ay kuculunce perisini ne yaparlar?
Hoca— Yaz Kırpar, kırpar yıldız yaparlar
Ali— Kırpar, kırpar yıldız yaparlar Bir soru daha Hoca, dunyanın ortası neresidir?
Hoca—Yaz Hoca'nın eşeğinin on sağ ayağının bastığı yerdir İnanmazlarsa olcsunler Bir karış kısa ya da bir karış uzun gelirse eşek onların olsun
Ali— Hoca eşşeğin, bastığı yerdir Bir tane daha var Sen cok akıllısın be Hoca Bizim sınıfa gelsen, hemen aferin alırsın Son sorum da şu: Hoca, kıyamet ne zaman kopacak?
Hoca— Kıyamet iki turludur oğlum Biri kucuk kıyamet, diğeri buyuk kıyamet Karım olurse kucuğu, ben olursem işte o zaman buyuğu kopar
Ali— Kıyamet, iki turludur, kucuk kıkıyamet, buyuk kıyamet Hoca olurse, buyuğu kopar (Hoca'nın elini oper, sıvışır)
(Hoca yatağa girer, o sırada dışarıdan sarhoşun biri Hoca'yı cağırır)
Sarhoş— Hey Hoca Efendi, ac kapıyı! İcmeye geldim Heyt imanım, Hoca! Ac kapıyı, yoksa indiririm camları aşağı
Hoca— Tu, Allah iyiliğini versin bu sarhoş herifin, yine dayandı kapıya be
(Hoca yataktan cıkar, kapıyı acar, o sırada Hoca'nın yuzune dışarıdan bir tokat iner Hoca yere yuvarlanır, dışarıdaki sarhoş kahkaha ata ata uzaklaşır Hoca ofkeli ofkeli kalkar)
Hoca— Seni mel'un seni, seni hınzır herif seni Baban yerindeki adama tokat ha, yarın kadıya gidince gorursun sen Seni nalet herif seni
(Yatağına girerken perde kapanır)

2 Perde
(Kadının odası Duvarda Arapca âyetler Kadı yuksekce bir yerde oturmakta, sırtında siyah bir aba vardır Kekeme konuşur)
Kadı— Kikikim vaaar oorad da? Gir, giir (Kalkar, kapıya gider, geri doner, zaptiye girer)
Zaptiye— Kadı efendi, Hoca geldi İceri alayım mı?
Kadı— Elinde bir şey var mı? Bana bir şey getiriyor
mu? Varıver de anla
Zaptiye— Yok Kadı Efendi, yok Yalnız elinde bir adam var, davacıymış, eşeğin ustune bağlamış, onu cozuyor
(Zaptiye cıkar, biraz sonra Hoca, akşamki sarhoşun ensesinden tutmuş olarak girer)
Hoca— Davacıyım kadı efendi
Kadı— Buyur Hoca Efendi buyur Neymiş davan? :
Hoca— Daha bugunun cocuğu, gelmiş bana tokat atıyor, kadı efendi, tokat!
Kadı— Tokat ha! Ne curet, ne cesaretle Soyle bakalım, sen ne dersin?
Sarhoş— Ben mi kadı efendi, sarhoştum Ne yaptığımı bilmiyordum Hoca'ya oyun olsun, demiştim Demek tokat atmışım, bağışla kadı efendi
(Hoca arkasını doner, oturmak uzere kanepeye giderken, sarhoş cebinden bir para cıkını cıkarır, hemen kadının onune bırakır)
Kadı— Bir tokadın cezası, (Defteri karıştırır) bin kuruştur Atan, tokatı yiyene oder Hadi bakalım Cıkar paralan (Gozuyle de işaret eder)
Hoca— Koskoca bir adama tokat ha!
Sarhoş— Kadı efendi, iyi ama yanımda para yok Musaade et de gidip getireyim
Kadı— Daha duruyor, fırla cabuk Hoca sen de bekleyiver
(Sarhoş cıkar, biraz sonra kahveci cırağı kadıya bir cay getirir, cıkar Sonra yine girer)
Cırak— Hoca Efendi dışarıda bir sini baklava gidiyor
Hoca— İyi ama bana ne?
Cırak— Nasıl sana ne Hoca Efendi, baklava sizin eve doğru gidiyor
Hoca— O hâlde sana ne?
Kadı (Başını kaldırır)— Ya Ya Sana ne? (Cırak cıkar)
Hoca (Usulca kalkar)— Kadı efendi, yarım saat oldu, heriften haber yok Ya gelmezse?
Kadı— Sen merak etme Hoca Efendi, neredeyse gelir
(Hoca oturur Biraz sonra dayanamaz, kalkar Kadı'nın ensesine bir tokat indirir)
Hoca— Kusura bakma kadı efendi, fazla bekleyemeyeceğim Sen herifin getirdiği bin kuruşu alırsın Hadi eyvallah!
Kadı— To to to kat haaaa Ka ka di ya to tokat (Sandalyesine devrilir gibi oturur Hoca sahneden cıkar)
(Perde kapanır)
Alıntı
 
Üst Alt