nicebayan
Yeni Üye
Nâzım Hikmet Ran (17 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963), veya özet olarak Nâzım Hikmet, Türk şair, oyun yazarı, romancı ve hatıra yazarı Romantik komünistve romantik devrimciolarak tanımlanır Siyasi düşünceleri yüzünden daima tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste veya sürgünde geçirmiştir Şiirleri elliden artı dile çevrilmiş ve eserleri çoğu ödül almıştır
Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır Türkiye'de hür nazımın birincil uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir Milletlerarası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20 yüzyılın en favori şairleri aralarında gösterilmektedir
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı her tarafında yazdıkları yüzünden 11 farklı davadan yargılanan Nâzım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonradan, 5 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi Mezarı Moskova'da bulunmaktadır
GİDERAYAK
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak
Ceylanı kurtardım avcının elinden
fakat daha baygın yatar ayılamadı
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı
Oldum yıldızlarla haşır neşir
fakat sayısı bir tamamlanmış sayılamadı
Kuyudan çektim suyu
lakin bardaklara konulamadı
Güller dizildi tepsiye
lakin taştan fincan oyulamadı
Sevdalara doyulamadı
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak
CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham yaşlı bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında olan
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek kırpıntı gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil
Yapraklarım ellerimdir, bütün yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın, ne polis haberdar
ÇOCUKLARIMIZA TAVSIYE
Hakkındır yaramazlık
Tepede Olan duvarlara tırman
yüksek ağaçlara çık
Usta bir kaplan
gibi kullansın elin
yerde yıldırım gibi dışarı giden bisikletini
Ve din dersleri hocasının resmini yapan
kurşunkaleminle yık
Mızraklı İlmihalin
yeşil sarıklı iskeletini
Sen kendi cennetini
kara toprağın üstünde kur
Coğrafya kitabıyla sustur,
seni «Hilkati Âdem»le aldatanı
Sen sade toprağı teşhis
toprağa inan
Ayırdetme öz anandan
toprak ananı
Toprağı sev
anan kadar
SONBAHAR
Günler azar azar kısalıyor,
yağmurlar başlatmak üzre
Kapım ardına kadar açık bekledi seni
Niye böyle geç kaldın?
Soframda yeşil biber, tuz, ekmek
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek
Niye böyle geç kaldın?
Lakin işte ballı meyveler
dallarında olgun, diri duruyor
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
birazcık daha gecikseydin eğer
Nazım Hikmet'in 53 ölüm yıl dönümü nedeniyle en güzel şiirlerini sizin için derledik
Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır Türkiye'de hür nazımın birincil uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir Milletlerarası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20 yüzyılın en favori şairleri aralarında gösterilmektedir
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı her tarafında yazdıkları yüzünden 11 farklı davadan yargılanan Nâzım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonradan, 5 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi Mezarı Moskova'da bulunmaktadır
GİDERAYAK
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak
Ceylanı kurtardım avcının elinden
fakat daha baygın yatar ayılamadı
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı
Oldum yıldızlarla haşır neşir
fakat sayısı bir tamamlanmış sayılamadı
Kuyudan çektim suyu
lakin bardaklara konulamadı
Güller dizildi tepsiye
lakin taştan fincan oyulamadı
Sevdalara doyulamadı
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak
CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham yaşlı bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında olan
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek kırpıntı gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil
Yapraklarım ellerimdir, bütün yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın, ne polis haberdar
ÇOCUKLARIMIZA TAVSIYE
Hakkındır yaramazlık
Tepede Olan duvarlara tırman
yüksek ağaçlara çık
Usta bir kaplan
gibi kullansın elin
yerde yıldırım gibi dışarı giden bisikletini
Ve din dersleri hocasının resmini yapan
kurşunkaleminle yık
Mızraklı İlmihalin
yeşil sarıklı iskeletini
Sen kendi cennetini
kara toprağın üstünde kur
Coğrafya kitabıyla sustur,
seni «Hilkati Âdem»le aldatanı
Sen sade toprağı teşhis
toprağa inan
Ayırdetme öz anandan
toprak ananı
Toprağı sev
anan kadar
SONBAHAR
Günler azar azar kısalıyor,
yağmurlar başlatmak üzre
Kapım ardına kadar açık bekledi seni
Niye böyle geç kaldın?
Soframda yeşil biber, tuz, ekmek
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek
Niye böyle geç kaldın?
Lakin işte ballı meyveler
dallarında olgun, diri duruyor
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
birazcık daha gecikseydin eğer
Nazım Hikmet'in 53 ölüm yıl dönümü nedeniyle en güzel şiirlerini sizin için derledik