2019 Nobel Kimya ödülü, insan vücudundaki milyarlarca hücrenin ortamlarını nasıl duyumsadıkları sorusuna ışık tutan çalışmalarıyla iki Amerikalı araştırmacıya verildi
Robert Lefkowitz ile Brian Kobilka 1,2 milyon dolarlık ödülü paylaşacak
Lefkowitz ile Kobilka, G proteineşli reseptörler olarak bilinen ve hücre zarını geçen proteinler üzerine araştırma yapıyor
Hücreler arasındaki karmaşık sinyal ağının işleyişini çözmek için, bu protein ve reseptörlerin ne şekilde çalıştığını anlamak önem taşıyor
Nobel komitesinden Sven Lidin, bu çalışmayı özetleyen konuşmasına, salonda toplanmış gazetecileri yüksek sesle korkutarak başladı Lidin, korku anında salgılanan adrenalinin bu geniş ağın sadece bir göstergesi olduğunu, milyarlarca hücre üzerinden kimyasal bir sinyal iletildiğini ve bunun normalde geçirgen olmayan hücre zarını aşarak gerçekleştiğini belirtti
Maryland'daki Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nden Dr Lefkowitz, vücudumuzdaki birçok farklı nörotransmiter ve hormonlar için, bu reseptörlerin hücreye giriş kapısı işlevi gördüğünü söyledi
Lefkowitz, bunların sağlıklı bedende sinyal veren molekülleri yakaladığını ve eczacılık alanındaki ilaçların yarıdan fazlasının bunları hedeflediğini belirtti
Bu reseptörlerin insanda bilinen bütün fizyolojik süreçleri düzenleyen önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Lefkowitz, doktorların hastalık durumunda, bu reseptörlerin faaliyetini düzenleme yoluyla müdahale etmeye çalıştığını, adrenalin, seratonin ve dopamin gibi salgılarda bu durumun yaşandığını söyledi
Ancak bu sinyal sistemi hücre ağından öte bir anlam taşıyor; bu reseptörler hücreleri dış dünyaya bağlayarak görme ve koku alma gibi duyuları sağlıyor
Şu anda California'daki Stanford Üniversi'nde görevli olan Dr Kobilka ise Lefkowitz'in ekibine 1980'lerde katılmış ve insan genomundaki kodlamaları araştırarak reseptörlerin nasıl oluştuğu sorusuna cevap aramış
Nobel komitesinin ifadesiyle ikilinin çalışması insanlığa en büyük yarar sağlayacak bilginin temsilcisi olarak tanımlanıyor
Kimya dalında ilk Nobel ödülü, tepki oranları ve ozmotik basınç konusunda yaptığı çalışmadan ötürü Hollandalı Jacobus van't Hoff'a verilmişti