Safra kesesi karaciğerin alt yüzeyinde, ona yapışık 50 ml hacmi olan armut biçimde bir organ. Safranın depolanmasını ve konsantre edilmesini sağlıyor. Karaciğerin ürettiği safra, kanallar yoluyla bu kesede birikerek, yemek sonrası münhasıran yağlı azıkların sindirimi hedefiyle bağırsağa dökülüyor. Bu metabolize etme süreci sırasında, safra konsantrasyonu da değiştiği için, obezite cerrahisinden sonra görülen süratli kilo verme devrinde, safra taşları oluşumu artmaktadır. Yani obezite cerrahisinin bir istenmeyen tesiri ya da yan tesiri olarak safra kesesi taşlarının oluşumu sıkça görülen bir durumdur. Her 10 erişkinden birinde olan safra taşı mahsusen 30 yaşından sonra bayanlarda daha sık görülüyor. 60 yaşından sonra erkeklerin yüzde 10-15’inde hatunların yüzde 30-40’ında safra taşı oluşuyor.
Günümüzde safra kesesi illeti tanısı konulmasında en yaygın kullanılan prosedür ultrasonografi. Sık yapılmasının hastaya hiçbir zararı yok. Tüp mide sleeve gastrektomi operasyonu geçirmiş hastalarımızın 6 . Ay denetiminde ultrason istiyor takibini yapıyoruz. “Ağızdan ursodeoxycolic asit ve benzerlerinin verilmesi kimi safra taşlarının tedavisinde olumlu sonuçlar veriyor. Fakat bu ilacın muvaffakiyet orantısı çok düşük kalıyor ve hastaların yarısında birinci 4 yıl içinde taşlar tekrar oluşuyor. Günümüzde safra kesesi taşına bağlı şikayeti olan hastalarda operasyon laparoskopik kolesistektomidir. Bu teknikle gerçekleştirilen operasyon az ağrılı olur ve hasta 2-3 gün içinde işinin başına dönebilir. Safra kesesinin tümü alınarak, hastalık nüksü, tekrar taş oluşumu, kanser ve komplikasyon gelişimi mümkünlüğü ortadan kaldırılmış olur. Safra kesesinin olmaması kişilerde önemli hiçbir sıkıntıya yol açmaz.