Son Konu

Obezitenin riski

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
36
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Obezite çok ciddi sağlık sorunlarına yol açan ve maalesef yaşam süresini kısaltabilen bir hastalıktır. Obezite sınıflaması için vücuttaki yağ oranı ve yağlanmanın tipi gibi birçok parametre kullanılmıştır. Fakat şu an için, obezitenin tanımlanması ve sınıflaması için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO- World HealthOrginization) Vücut Kitle indeksi (VKİ) hesaplaması kullanmakta ve adeta tüm dünyada ortak bir dil oluşturmaktadır. Herkesin basit bir işlemle hesaplayabileceği bir değerdir. VKİ 30’un üzerinde olan bireyler obez olarak değerlendirilir.

Özellikle vücuttaki yağlanmanın tipi yani bel çevresindeki (elma tipi yağlanma) yağlanma ve kalça çevresindeki yağlanma (armut tipi yağlanma) obezite tanımlanmasında önemli bir yer tutmaktadır. Bilimsel anlamda net olarak kanıt değeri kazanmasa da , karın çevresinde yağlanmanın fazlalığının sadece cilt altında yağlanma ile değil iç organlarda yağlanma ile birlikte seyrettiği ve metobolik sendrom dediğimiz şeker hastalığı ve damar sertleşmesi gibi riskli hastalıklarla beraber seyrettiği yönünde bir kanı vardır.Yani bel çevresinin kalça çevresine oranı önem kazanmaktadır. Bu değerin 1’in altında olması gerekmektedir. Metabolik sendrom riski açısından erkeklerde bel çevresi 102 cm, kadınlarda ise 88 cm nin altında olmalıdır.

Obezitenin Nedeni ?

Gıdalardan alınan enerji Egzersizle harcanan enerji = OBEZİTE

Her insanın belli bir bazal metobolizma hızı vardır. Yani insan vücudundaki hücreler normal fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için belli bir enerji harcarlar. Kalbimizin atabilmesi, soluk alıp verebilmek kısaca hayatta kalabilmek için bu enerjiye ihtiyacımız vardır. Bu enerji de yaklaşık 25-35 kcal/ kg dır. Örneğin, 70 kg ağrılığında bir insanın hücreleri yaklaşık 2000 kaloriyi normal işlevlerini yapabilmek için harcarlar. Bunun haricinde normal fiziksel aktivitelerimiz için ekstra enerjiye ihtiyacımız vardır. Bu enerji gereksinimini besinlerden karşılıyoruz. Bu denklemin bir dengede olması gerekiyor. Eğer gıdalardan aldığımız enerji miktarı artar ve egzersizle harcadığımız enerji azalırsa vücut fazla enerjiyi yağ olarak depolar ve obeziteye doğru gidiş başlar. Diğer önemli bir hususta obezitenin genetik alt yapısıdır. Genetik teknolojideki ilerlemeler süratle devam etse de obezite ile ilgili özel bir gen henüz bulunamamıştır. Bilimsel veriler ise genetik bir alt yapı olabileceğini göstermektedir. Anne babadan biri obez olan çocukların obez olma olasılığı %10-30 iken her ikisi de obez olan çocuklarda bu oran %50-70 dir. Bunun haricinde bazı endokrinolojik (hormonel) ve psikiyatrik (yeme bozuklukları) hastalıklar obezite nedeni olabilmektedir.

Obezite nedeni ile doktora başvuran hastalarda endokrinolojik ( böbrek üstü bezlerinin veya tiroid bezlerinin bozuklukları) ve psikiyatrik sebepler mutlaka araştırılmalıdır. 2013 yılında Amerika Birleşik Devletlerin deki SAGES toplantısında sunulan veriler ilginç bir obezite nedeni daha ortaya koymuştur. Sigara bırakma kampanyası yapılan ülkelerde maalesef obezitenin arttığı gösterilmiştir.

Obezitenin sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır. Dünya sağlık örgütünün öngördüğü rakamlar ise ürkütücüdür. 1960’ lı yıllarda %10 un altında görülen obezite 2000 li yıllarda %30 lara ulaşmıştır ve bu ivmeyle artması durumunda 2030 yılında dünya nüfusunun yarısının obez olması beklenmektedir.

 
Üst Alt