Son Konu

Obeziteye Neden Olan 5 Yapay Kimyasal

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Geçen Günkü ’de dünyaya ne olacak yazımda kısa bir değinme yapmıştım bu konuya. Ama aslında derine inilmesi gereken oldukça ilgi çekisi bir konu olduğunu düşünüyorum. Bilimsel açıdan bütün dünya tarihini değiştirebilecek bir konu. Yüce önderimiz atatürk’ün 1930’lu yıllarda araştırdırdığı bir konu olan Mu kıtası büyük bir tarihi gizemdir doğrusu. Düşünsenize kanıtlanması durumunda bütün dünya tarihi değişebilir. Elimden geldiğince Mu kıtası hakkında bilgiler vereceğim ve bu konu hakkında bi nebze olsun bilgilenmeniz inanın yararlı olacaktır. <h1>KAYIP KITA MU<h1> <img title="mu-kitasi" src="URLhttp:bilgilihocam.cominternal_dataattachmentsobeziteye-neden-olan-5-yapay-kimyasal-5c71e36308367.jpgURL" mu-kitasi" width="520" height="369"> Aden bahçesi Asya’da yok , Pasifik Okyanusu’nda artık var olmayan bir kıtanın üzerindeydi. Tevrat’ta ki yaratılış efsanesi Fırat vadisinde yaşayan insanlardan değil, bu batık kıtadan yani İnsanların Anavatanı olduğu iddaa edilen Mu kıtasından çıkmıştı. Bu iddaaların kanıtı Hindistan’da bulunan şimdiden unutulmuş tanrısal tabletler üzerindeki evraklar ve öteki ülkelerden gelen kayıtların birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır . Bu tabletler günümüzden 50.000 yıl önce yaklaşık 64 milyon kişinin yaşadığı bu fantastik topraklarda bşrçok yönden bizim şuandaki yaşantımızdan üstün bir uygarlığın geliştiğini anlatmaktadır.Bu tabletlere bakıp Güney denizindeki beyaz ırkın var olup olmadığını çözebilir, Pasifik denizinin ortasındaki bu dev uygarlığın nasıl bir gecede tarihe gömüldüğünü öğrenebilriz. Bilim adamları önceden bu kıtanın varlığına karşı çıksalarda tabletlerin çözülmesiyle artık gerçekten böyle bir kıtanın varlığını kabullenmişlerdir. Peki bu tabletlerde yazanlar nelerdir onlara bakalım birde. 1.si Hindistan’da bulunan ve eğitimli bir baş rahip kadar çözülen tabletlerdir. Bu tabletler mu araştırmasının başlangıcıdır. Bu tabletler Naakaller kadar kişisel olarak Mu kıtasında yazılmışlardır ve Pasifiğin merkezindeki ülkeden nasıl çıktıklarını anlatmışlardır. 2.si Ramayana Destanıdır. Hinduların Ramayana destanını bilenleriniz vardır. Destanın bir bölgesinde Naakallerin Burma’ya “doğum yerleri olan Doğu’daki ( pasifik yönündeki bir ülkeden geldiklerinden söz etmektedir. Bu ülke Mu kıtasından diğer biryer değildir. <img title="61" src="URLhttp:bilgilihocam.cominternal_dataattachmentsobeziteye-neden-olan-5-yapay-kimyasal-5c71e36376369.jpgURL" 61" width="609" height="149"> Bunlar en önemli olanlarıdır açık bir şekilde böyle bir uygarlıktan bahsedilir. Daha öyle çok tablette mu ülkesinden bahsedilir. Mayaların Troana El yazmasında bile açık bir şekilde bahsedilir Mu kıtasından. Tabletlerin haricen bulunan yıkıntılarda bize Mu kıtasını göstermektedir. Bir meksika piramidinde kabartma yazılarla Batı Ülkeleri’nin yıkımının anısına yazısı bulunmuştur. Bu örnekler çoğaltılabilir. Tarih bize Mu kıtasının olduğundan bahsetmektedir. Kayıtlara dayanarak, kitaptan okuduğum kadarıyla mu kıtasını size anlatayım ilk kez. “Çok uzaktan zamanlarda Pasifiğin ortasında şuanda su ve gökyüzü dışarıya hiçbirşey bulunmayan yerde büyük bir kıtadan laf edilir. Burası geniş düzlükleri olan güzel , tropik bir ülkeydi. Yüksek dağlar,tasa yamaçların olmadığı bu büyük kıtada bereketli topraklar,ağaçlık tepeler ve bunların aralarında kıvrılarak akan büyük akarsular bulunuyordu. Ormanlarında kuvvetli mamut ve fil sürüleri dolaşırdı. 64 milyon kişinin saltanatını sürdürdüğü bu ülkede yaşam,neşe ve mutluluk içinde geçiyordu. Bu kıta üzerindekilere hertürlü kolaylığı, refahı karşılayan biryerdi. baştan tıpatıp örümcek ağları gibi her yanı saran düzgün yollar vardı ve bu yollar pürüzsüz mermer taşlarıyla bir şekilde döşenmişlerdi. Bu 64 milyon kişi birbirinden öbür ama tek bir hükümet aşağıda toplanan “on kabileden meydana gelmişlerdi. Bu büyük uygarlık Güneş İmparatorluğu adındaydı ve imparatorluğun başında “Ra Mu adı bahşedilen hiyeratik baş vardı. Hepsinin dini aynıydı. İnanışa tarafından ruhlar ölümsüzdü ve eninde sonunda yüce yaratıcıya geri döneceklerine inanıyorlardı. Ulu yaratan Güneş ile ifade edilirdi. Bunun nedeni onun bütün gücünü anlatabilecek şeyin Güneş oluşuydu. En başlarında bulunan Ra Mu yaradanın temsilcisiydi. Bunu bildiklerinden Ra Mu’ya katiyen tapılmayacağının farkındaydılar. O zamanlar Mu halkı gelişimlerini fazla ilerletmiş ve aydınlanmış insanlardı. Bu yüzden Mu kıtasında vahşilik yoktu ve hiçte olmamıştı. Mudaki halk müziği beyaz derili insanlardı. Mu halkı içerisinde gemileriyle “doğudaki okyanuslardan batıdakilere ve kuzeyden güneydeki denizlere açılan büyük denizciler vardı. Hem mimarlık, büyüj taş mabetler ve saray yapmada çok ilerlemişlerdi. Mu topraklarında yedi büyük şehir yada merkez vardı. Burada ilim ve diğer disiplinker öğretilirdi. Şehirler büyük ırmakların denizle buluştuğu yerlere kurulmuşlardı ve buralar dünyanın hertarafından gelen gemilerin gidip geldiği alışveriş merkezleriydi. Mu ülkesi dünya medeniyetinin, eğitiminin , ticaretin baş merkeziydi. Dünyanın diğer yerindeki ülkeler ona ast koloni imparatorluklarıydı. Varlıklı sınıflar çoğu mücevher ve kıymetli taşlar takar ve çok sayıda hizmetçilerle saraylarda yaşarlardı. Herşey çok hoş sırası gelmişken birgün büyük bir şok yaşandı. Yerkürenin içlerinden gelen seslerin ardındaki ülkenin güney kesimleri depremler ve volkanik patlamalarla sarsıldı. Tekrar güney kıyılarındaki şehirleri okyanustan gelen dev dalgalar yıkarak büyük zarar verdi. Volkanik ağızlar lav ve alev püskürdü. Arazi düz olduğundan akmayan lavlar orada koni şeklini aldılar. Bu birincil ziyaretti. Bundan daha sonra halk şehirleri bitmiş kurdular. Ticaret ve hayat baştan başladı. Nesiller sonra depremler bitmiş başladı. Deniz dalgaları gibi kıta sallanmaya başladı. Şehirler ilgi çekici yığınına dönüştü. Okyanustan gelen dev dalgalar önlerine meydana çıkan bütün canlıları yuttu. Mu kurtar bizi diye haykıran ırk yüksek yerlere sığınmaya çalışsalarda kurtulamadılar. Gece baştan başa kıta yarılmaya devam etti ve parçalara ayrıldı.Büyük homurtularla bu dev kıta dibe çökmeye başladı.Yarıklardan fışkıran dev su kütleleri bu büyük kıtayı içine gömerek bitirdi. <img title="9" src="URLhttp:bilgilihocam.cominternal_dataattachmentsobeziteye-neden-olan-5-yapay-kimyasal-5c71e363e16e1.jpgURL" 9" width="470" height="288"> Mu insanı,insanların anavatanı,bütün o sanatsal şehirler,tapınaklar,saraylar,ilimler ve muhteşem ustalıkları bir gecede değil oldu. James Churcward tabletlerden okuduklarını böyle özetledi.Okuğumda gerçekte etkilendim. Dev gibi kıta bir gecede böyle sular aşağıda kalmıştı işte. Bugünkü iddaalara gelirsek.Türklerin bile anavatanının Mu kıtası olduğu söylenmekte.Kim bilir belkide öyledir.Birdahaki yazımda Atatürk’ün Türklerin kökeniyle ilgili yaptığı araştırmayı anlatmaya çalışacağım size.Bu araştırmada Türklerin Mu kıtasıyla olan bağlantısı fazla daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum.
 
Üst Alt