Kalemimi tutamazken
Kitabımı acamazken
Bir de baktım yazıyorum,
Sular gibi okuyorum
Calışıp iyi olmayı,
Koşup el ele vermeyi,
Bu guzel yurdu sevmeyi
Sen oğrettin oğretmenim
Bizde pek cok emeğin var,
İcimizde cok yerin var
Yetiştirdin hepimizi,
Ver opelim elinizi
Suleyman KARAGOZ
VE DUŞUNUR OĞRETMEN
Eylulde sararan yapraklarla beraber,
Oğretmenler vurulur boş tarlaların ıssızlığında
Ve duşunur oğretmen, olumle yaşam arasında:
Kim, neden sıkmıştır kahpe kurşunları kahpece?
Yarar kurşunların sesi, karanlığı bir gece
Akan her damla kan yaklaştırır olumu
Gurbetin kanlı tozu tutuşturur gonlunu
Eğitim Ordusu'nda olunca şanlı nefer,
Başlamıştır gurbete gitmek icin bir sefer
Olumun beklediğini bilemezdi bu yerde
Care diye gelmişti, cehalet denen derde
Boyle mi olmalıydı oğretmenin kaderi?
Alırlardı sılada elbet kara haberi
Yaşlı ana sarılır cansız duran bedene
Lanetler yağdırılır ona ateş edene
İntikam yeminleri edilir hep bir dilden
Rahat uyu oğretmen, cıkmazsın gonullerden
Derler de unuturlar; adın kalır bir taşta
Sorarsın bir gun elbet: Niye oldum bu yaşta?
Eylulde sararan yapraklarla beraber,
Oğretmenler vurulur boş tarlaların ıssızlığında
Ve duşunemez oğretmen, olumun karanlığında
Murat Arıcı Erdemli
OĞRETMENİME
Bilgi demetleri sun, yine bana,
Yine yalcın dağlar otesinden gel
Işık sac, erdem ver, sisli dunyama,
Yine altın cağlar otesinden gel
Aydınlığa giden sonsuz yollardan,
Tomurcuklar acan yeşil dallardan,
Bahcedeki taze, solmaz gullerden,
Baharlarla bağlar otesinden gel
Fecri mujdeleyen yıldızdan, aydan,
Uzat maviliği şeffaf saraydan
Buketler dererek bize uzaydan,
Goklerden al tuğlar otesinden gel
Milletime doğan şafaklarla şen,
Şehitler yatağı topraklarla sen,
Irkıma şen veren bayraklarla sen
Tarihler, otağlar otesinden gel
Suleyman OZBEK
OĞRETMENİN VEDASI
Gidiyorum Bir yanımda emeklerim,
Bir yanımda
Ucsuz bucaksız hayallerim
Sizlerde yaşayacak onlar şimdi
Bir damla gozyaşına kıyamadığım,
İcimin derdi, sacımın akı cocuklar
YavrularımEvlatlarım,
Kınalı kuzularım,
Avucu reyhan kokulu kucuk dağlarım
Kiminiz buyudu, heybetiyle
Nam saldı, kah korku yedi aleme,
Hatta bana bile!
Kiminiz kurudu, kara saban arkasında
Ufalandı eller, parcalandı yurekleriniz
Toprakla beraberSevgisiz
Kiminiz, daha cicek acmadan meyve verdiniz
Bu ihtiyarın derdi nedir bilir misiniz?
Dort adam,
Cıkacak mı benim dort kolluyu taşıyan?
Ve olacak mı acep obur tarafta
Yepyeni bir kara tahtam
Benimle zamanı gelince oynadın da hazla
Alışamadığım dort duvar arasında ne işin vardı!
Hep benden once oradaydın ne yazın ne kışın vardı
İlk harfler, heceler, sozcukler derken
Ve o mabede seninle gelip giderken
Tutuştu ellerimiz birleşti gozlerimiz
Karga seslerinin ruzgarlara karıştığı bir son yazdı
Son goz goze gelişimizde
Buruk tebessumlerinle beni ağlatmıştın
OĞRETMENİM,CANIM