Forumdas
Editor
- Katılım
- 6 Ara 2022
- Mesajlar
- 7,544
- Tepkime
- 15,298
- Puanları
- 113
- Konum
- adana
- Web
- forumdas.com.tr
- Credits
- -90
öğretmen şiiri-en güzel öğretmen şiirleri-öğretmen şiirleri kısa,öğretmenler günü şiirleri-öğretmen şiirleri uzun-24 kasım öğretmenler günü şiirleri-en güzel öğretmenler günü şiirleri
CAN ÖĞRETMENİM
Pırıl pırıl meşalesin durmadan yanan,
Canım öğretmenim, CAN ÖĞRETMENİM.
Öyle bir abidesin ki hiç yıkılmayan,
Canım öğretmenim, CAN ÖĞRETMENİM.
Okumayı, yazmayı, doğru olmayı,
Küçüğe sevgi, büyüğe saygı duymayı,
Bir karış vatan toprağı için ölmeyi,
Sen öğrettin bana, CAN ÖĞRETMENİM.
Sevgiyle, bilgiyle yoğurdun bizi,
Bu azimle aştık cahillik denizini,
Barışın güvercini, doğruluk hazinesi,
İnan ki sensin, CAN ÖĞRETMENİM.
ATATÜRK çocuklarıyız, bizlere güven,
ATATÜRK’ün yolu yolumuz diyen,
Sönmeyecek bu meşale ebediyen,
Seni seviyorum, CAN ÖĞRETMENİM …
Hacı ÖZTÜRK
Öğretmen
Körpe yürekleri edip seferber
Sevgisiyle yüreğiyle beraber
Irmaklar denizler deryalar kadar
Sevgi barış dostluk dolu öğretmen
Sevgisiyle gönülleri kazanan
Baştanbaşa şefkat ile bezenen
Karanlığı boğup ufka uzanan
Dosta giden gönül yolu öğretmen
ÇANAKKALE şehididir dedesi
ALLAH mekanını cennet edesi
Kan selinde yüzmüş insan gövdesi
Şanlı bayrağımın alı öğretmen
Açık alın eğilmeyen baş ile
Tipi ile boran ile kış ile
Yarınlara ışık saçan meşale
Aydınlatır sağı solu öğretmen
Yaratılmış olan her canlı güzel
Canlılar içinde insanlar özel
Öğrenmek öğretmek ne kadar güzel
Dağlar kadar yüce ulu öğretmen
Öğretmenim
Ben bir gülüm, sen bahçıvan;
Çok açarsam eser senin,
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de soldurursan
Günah senin, günah senin öğretmenim…
Ben elmasım, sarraf sensin
Pırlantaysam, emek senin
Parlıyorsam yaldız senin
Ama bir de parçalarsan
Kırık senin, kırık senin öğretmenim…
Ben boş defter, kalem sensin;
Doğru yazsan yarın senin,
Güzel yazsan ikbal senin
Ama bir de karalarsan
Vicdan senin, vicdan senin öğretmenim…
Ben öğrenci, sen öğretmen;
Başarırsam hüner senin,
Kazanırsam zafer senin
Ama birde kaybedersem
Yok diyecek başka sözüm;
Yorum senin, yorum senin öğretmenim
ÖĞRETMENİN ANDI
Ahdettim, yemin ettim dönmeyeceğim geri;
Gidiyorum yurdumun çok uzak diyarına.
Cehalet cinlerinin cirit oynayan yeri;
Şimdi beni bekliyor, bakıyor yollarıma.
Varacağım köyüme ziyamı saçmak için;
Bıkmadan, usanmadan bilgiyi yayacağım.
“Başı boş dolaşmalar, bu işsizlikler niçin,
Niçin çalışmıyoruz?” diye anlatacağım.
Okulumu açarak talebelerim ile;
Bol irfan vereceğim, ilme susamışlara.
Ama yılmayacağım, dökülsem de n’olacak?
Yılmazlardan ide var, bu yurt için başımda.
Bilgiyi kafalara perçinleyebilirsem;
Gelecek günlerimi mutlu görebilirim.
Yurdun evlâtlarını tüm okumuş görürsem,
İşte ruhum, o zaman rahat ölebilirim…
Mehmet AYDIN
ÖĞRETMENİM
Bana neler öğretmiştin
Unutmadım öğretmenim
Ama gel gör yine adam
Olamadım öğretmenim
Ezberledim hep dersini
Yaşattılar hep tersini
Mutluluğun adresini
Bulamadım öğretmenim
İnsanlığın adı para
Bu hayatın tadı para
Ne gerek var kitaplara
Anlamadım öğretmenim
Hani doğru bükülmezdi
Hani haklı ezilmezdi
Hani dağlar yıkılmazdı
Yıkıldım öğretmenim
Defter başka, kalem başka
Yaşadığım alem başka
Şöyle güzel, gerçek aşka
Düşemedim öğretmenim
Saygı dedim anlayan yok
Vefa dedim tanıyan yok
Dostluğu da bir bilen yok
Göremedim öğretmenim
Her şey yerli yerinde mi
Bütün sırlar derinde mi
Suç bende mi, evrende mi
Bilemedim öğretmenim
Sakın gitmesin ağrına
Bir hevesim yok yarına
Utanacımdan mezarına
Gelemedim öğretmenim
Affet beni öğretmenim
Ahmet Selcuk İLKAN
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Geçen yıl bilmiyordum.
Ne okuma ne yazma.
Sönmez ışıklar tutan,
Siz oldunuz yoluma.
Bir yıl içinde bana,
Çok bilgiler verdiniz.
Anne sevgisi gibi
içimdedir sevginiz.
Benim öğretmenim
dünyamı aydınlatan
en güzel bir öğretmen
birde baktım karşıma
koskoca bir öğretmen
inanamadım ilk başta
sevgin kadar çok sıcak kalbin varya
benim canım öğretmenim
sevginle büyümeyi öğrenen
en güzel becerikli bir öğretmen
çok sevindim ilk başta
inanamadım bune güzel bir öğretmen
benim canım öğretmenim
Öğretmenim
okumayı yazmayı
hızlı düzgün saymayı
her an dürüst olamyı
sen öğrettin ÖĞRETMENİM
küçükleri sevmeyi
büyükleri saymayı
sen öğrettin ÖĞRETMENİM.
BEN BİR ÖĞRETMENİM
Ben bir öğretmenim, vatanımın bir köşesinde.
Ellerimde yüzlerce fidan, yüzlerce çiçek,
Her biri bir başka dünya, her biri bambaşka gelecek.
Kiminin yüzünde pırıl pırıl bir gülücük,
Kiminin yaşına yakışmayan bir hüzün.
Kimse bilmez ki, Sibel neden konuşmaz.
Adını bile söylemez çoğu zaman,
Mahzundur gözleri, ha ağladı ha ağlayacak,
Ne defteri vardır, ne kitabı,
Umutlarının ve hayallerinin olmadığı gibi.
Ama ben bilirim çiğdem saçlı kızımın hüznünü,
Bilirim şefkat görmesi gereken yaşında çektiği acıyı.
Yanar yüreğim içten içe,
Ve bilirim ki;
Özneyi, yüklemi bilmez Sibel, ancak
İyi bilir çamaşır yıkamayı, su taşımayı yalınayak.
Kimse bilmez belki, Mustafa neden bu kadar hırçın
Hayatla, insanlarla, okulla neden kavgalı?
Neden derse girmez de uyur kalır boş sınıflarda?
Neden kömür gözleri sevmemeye yeminlidir yaşamı?
Ama ben bilirim delişmen oğlumun derdini.
Bilirim okşanması gereken başının gece uykusu görmediğini.
Ödev yapması gereken zamanını,
Babasının içki parasını çıkartmak için harcadığını.
Bundandır gönül kırgınlığı,
Bundandır hayata kızgınlığı,
Bundandır bir defterinin bile olmayışı.
Engellidir Aykut’um
Kolay okuyamaz, yazamaz, konuşamaz.
Üzülür, ağlar kimi zaman özrüne, anlaşılmayışına.
Ağlama sen gül yüzlüm,
Eli, ayağı değil;
Düşüncesi özürlü olanadır sözüm.
Ben bir öğretmenim, yurdumun bir köşesinde.
Ellerimde yüzlerce fidan, yüzlerce çiçek…
Her biri bir başka dünya, her biri bir başka gelecek.
Sibeller, Mustafalar, Aykutlar
Hepsi benim yavrum, hepsi gönül bahçemin gülü.
Gönül bahçemden hep birlikte girin,
Sizin için açılmış sevgi güllerini demet demet derin!
Derya AKGÜN
CAN ÖĞRETMENİM
Pırıl pırıl meşalesin durmadan yanan,
Canım öğretmenim, CAN ÖĞRETMENİM.
Öyle bir abidesin ki hiç yıkılmayan,
Canım öğretmenim, CAN ÖĞRETMENİM.
Okumayı, yazmayı, doğru olmayı,
Küçüğe sevgi, büyüğe saygı duymayı,
Bir karış vatan toprağı için ölmeyi,
Sen öğrettin bana, CAN ÖĞRETMENİM.
Sevgiyle, bilgiyle yoğurdun bizi,
Bu azimle aştık cahillik denizini,
Barışın güvercini, doğruluk hazinesi,
İnan ki sensin, CAN ÖĞRETMENİM.
ATATÜRK çocuklarıyız, bizlere güven,
ATATÜRK’ün yolu yolumuz diyen,
Sönmeyecek bu meşale ebediyen,
Seni seviyorum, CAN ÖĞRETMENİM …
Hacı ÖZTÜRK
Öğretmen
Körpe yürekleri edip seferber
Sevgisiyle yüreğiyle beraber
Irmaklar denizler deryalar kadar
Sevgi barış dostluk dolu öğretmen
Sevgisiyle gönülleri kazanan
Baştanbaşa şefkat ile bezenen
Karanlığı boğup ufka uzanan
Dosta giden gönül yolu öğretmen
ÇANAKKALE şehididir dedesi
ALLAH mekanını cennet edesi
Kan selinde yüzmüş insan gövdesi
Şanlı bayrağımın alı öğretmen
Açık alın eğilmeyen baş ile
Tipi ile boran ile kış ile
Yarınlara ışık saçan meşale
Aydınlatır sağı solu öğretmen
Yaratılmış olan her canlı güzel
Canlılar içinde insanlar özel
Öğrenmek öğretmek ne kadar güzel
Dağlar kadar yüce ulu öğretmen
Öğretmenim
Ben bir gülüm, sen bahçıvan;
Çok açarsam eser senin,
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de soldurursan
Günah senin, günah senin öğretmenim…
Ben elmasım, sarraf sensin
Pırlantaysam, emek senin
Parlıyorsam yaldız senin
Ama bir de parçalarsan
Kırık senin, kırık senin öğretmenim…
Ben boş defter, kalem sensin;
Doğru yazsan yarın senin,
Güzel yazsan ikbal senin
Ama bir de karalarsan
Vicdan senin, vicdan senin öğretmenim…
Ben öğrenci, sen öğretmen;
Başarırsam hüner senin,
Kazanırsam zafer senin
Ama birde kaybedersem
Yok diyecek başka sözüm;
Yorum senin, yorum senin öğretmenim
ÖĞRETMENİN ANDI
Ahdettim, yemin ettim dönmeyeceğim geri;
Gidiyorum yurdumun çok uzak diyarına.
Cehalet cinlerinin cirit oynayan yeri;
Şimdi beni bekliyor, bakıyor yollarıma.
Varacağım köyüme ziyamı saçmak için;
Bıkmadan, usanmadan bilgiyi yayacağım.
“Başı boş dolaşmalar, bu işsizlikler niçin,
Niçin çalışmıyoruz?” diye anlatacağım.
Okulumu açarak talebelerim ile;
Bol irfan vereceğim, ilme susamışlara.
Ama yılmayacağım, dökülsem de n’olacak?
Yılmazlardan ide var, bu yurt için başımda.
Bilgiyi kafalara perçinleyebilirsem;
Gelecek günlerimi mutlu görebilirim.
Yurdun evlâtlarını tüm okumuş görürsem,
İşte ruhum, o zaman rahat ölebilirim…
Mehmet AYDIN
ÖĞRETMENİM
Bana neler öğretmiştin
Unutmadım öğretmenim
Ama gel gör yine adam
Olamadım öğretmenim
Ezberledim hep dersini
Yaşattılar hep tersini
Mutluluğun adresini
Bulamadım öğretmenim
İnsanlığın adı para
Bu hayatın tadı para
Ne gerek var kitaplara
Anlamadım öğretmenim
Hani doğru bükülmezdi
Hani haklı ezilmezdi
Hani dağlar yıkılmazdı
Yıkıldım öğretmenim
Defter başka, kalem başka
Yaşadığım alem başka
Şöyle güzel, gerçek aşka
Düşemedim öğretmenim
Saygı dedim anlayan yok
Vefa dedim tanıyan yok
Dostluğu da bir bilen yok
Göremedim öğretmenim
Her şey yerli yerinde mi
Bütün sırlar derinde mi
Suç bende mi, evrende mi
Bilemedim öğretmenim
Sakın gitmesin ağrına
Bir hevesim yok yarına
Utanacımdan mezarına
Gelemedim öğretmenim
Affet beni öğretmenim
Ahmet Selcuk İLKAN
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Geçen yıl bilmiyordum.
Ne okuma ne yazma.
Sönmez ışıklar tutan,
Siz oldunuz yoluma.
Bir yıl içinde bana,
Çok bilgiler verdiniz.
Anne sevgisi gibi
içimdedir sevginiz.
Benim öğretmenim
dünyamı aydınlatan
en güzel bir öğretmen
birde baktım karşıma
koskoca bir öğretmen
inanamadım ilk başta
sevgin kadar çok sıcak kalbin varya
benim canım öğretmenim
sevginle büyümeyi öğrenen
en güzel becerikli bir öğretmen
çok sevindim ilk başta
inanamadım bune güzel bir öğretmen
benim canım öğretmenim
Öğretmenim
okumayı yazmayı
hızlı düzgün saymayı
her an dürüst olamyı
sen öğrettin ÖĞRETMENİM
küçükleri sevmeyi
büyükleri saymayı
sen öğrettin ÖĞRETMENİM.
BEN BİR ÖĞRETMENİM
Ben bir öğretmenim, vatanımın bir köşesinde.
Ellerimde yüzlerce fidan, yüzlerce çiçek,
Her biri bir başka dünya, her biri bambaşka gelecek.
Kiminin yüzünde pırıl pırıl bir gülücük,
Kiminin yaşına yakışmayan bir hüzün.
Kimse bilmez ki, Sibel neden konuşmaz.
Adını bile söylemez çoğu zaman,
Mahzundur gözleri, ha ağladı ha ağlayacak,
Ne defteri vardır, ne kitabı,
Umutlarının ve hayallerinin olmadığı gibi.
Ama ben bilirim çiğdem saçlı kızımın hüznünü,
Bilirim şefkat görmesi gereken yaşında çektiği acıyı.
Yanar yüreğim içten içe,
Ve bilirim ki;
Özneyi, yüklemi bilmez Sibel, ancak
İyi bilir çamaşır yıkamayı, su taşımayı yalınayak.
Kimse bilmez belki, Mustafa neden bu kadar hırçın
Hayatla, insanlarla, okulla neden kavgalı?
Neden derse girmez de uyur kalır boş sınıflarda?
Neden kömür gözleri sevmemeye yeminlidir yaşamı?
Ama ben bilirim delişmen oğlumun derdini.
Bilirim okşanması gereken başının gece uykusu görmediğini.
Ödev yapması gereken zamanını,
Babasının içki parasını çıkartmak için harcadığını.
Bundandır gönül kırgınlığı,
Bundandır hayata kızgınlığı,
Bundandır bir defterinin bile olmayışı.
Engellidir Aykut’um
Kolay okuyamaz, yazamaz, konuşamaz.
Üzülür, ağlar kimi zaman özrüne, anlaşılmayışına.
Ağlama sen gül yüzlüm,
Eli, ayağı değil;
Düşüncesi özürlü olanadır sözüm.
Ben bir öğretmenim, yurdumun bir köşesinde.
Ellerimde yüzlerce fidan, yüzlerce çiçek…
Her biri bir başka dünya, her biri bir başka gelecek.
Sibeller, Mustafalar, Aykutlar
Hepsi benim yavrum, hepsi gönül bahçemin gülü.
Gönül bahçemden hep birlikte girin,
Sizin için açılmış sevgi güllerini demet demet derin!
Derya AKGÜN