bilgiliadam
Yeni Üye
Olanak ve Gercek Hakkında Bilgi
Nesne ve olayların gelişmesindeki aşamaları yansıtan eytişimsel olanak ve gerceklik kategorileri
Olanak ve gerceklik birbirleriyle bağımlı nesnel gelişme kategorileridir Biri olmadan oburu de olamaz ve biri oburune donuşebilir Bu kategoriler nesne ve olayların nesnel gelişme yasalarına gore zorunlu gelişme aşamalarını yansıtırlar
Metafizik duşunce, bu kategorileri birbirinin karşısına koyduğu gibi (metafiziğe gore biri varsa oburu yoktur) her birini saltık olarak ele alır (olumlu ve olumsuz, bicimsel ve gercek olanakları birbirinden ayırmaz Ayırmak bir yana, bunların varlığından ve derin farklılığından da habersizdir)
Bu kategorilerin bağımlılığını kavrayan ve gercek anlamlarını ortaya koyan eytişimsel ozdekci felsefedir Olanak, gercekliği meydana getiren onculler; gerceklik, o oncullerin meydana getirdiği olanaktır Başka bir deyişle olanak, gercekleşmek icin gerekli butun koşullara sahip olandır; gerceklikse bu koşulların doğal zorunluluğuyla var edilendir Demek ki olanak, bir fenomenin gercekleşmesi icin gerekli butun koşulların varlığını ya da en azından onun gercekleşmemesi icin gerekli butun koşulların yokluğunu, gerceklikse o fenomeni oluşturan koşulların varlığının ya da engelleyen koşulların yokluğunun meydana getirdiği fenomeni dile getirir Bir bakıma olanak ve gerceklik kategorileri, eytişimsel ozdekci felsefenin bağımlılıklarını meydana koyduğu bir başka iki yanlı kategorinin, neden ve sonuc kategorilerinin değişik bir bicimidir (ne var ki bu iki kategori grubunu birbirleriyle karıştırmamak gerekir, her iki kategori grubu arasında derin anlam farkları vardır) Orneğin gokte yağmur bulutlarının birikmesi, eş deyişle yağmurun nesnel koşullarının hazırlanması yağmur yağması olanağını gercekleştirir Ne var ki yağmur gene de yağmayabilir, eş deyişle olanak gercekliğe donuşmeyebilir Burada da eytişimsel ozdekci felsefenin bağımlılıklarını ve gercek anlamlarını ortaya koyduğu bir başka ikili kategori grubunun, zorunluluk ve rastlantı kategorilerinin olanak ve gerceklik kategorileriyle ilişkisini goz onunde tutmak gerekir Yağmur bulutları gereken birikime erişmiştir, ama rastlantısal olarak (ki bu rastlantı da kendi ic gelişme koşullarıyla bir zorunluluktur) cıkan bir yel o yağmur bulutlarını dağıtır ve yağmur yağmaz, eş deyişle olanak gercekliğe donuşmez Eytişimsel ozdekci felsefe burada derin bir cozumlemeyle olanak’ın iki bicimini birbirinden ayırır: soyut ve bicimsel olanak ile somut ve gercek olanak Soyut ve bicimsel olanak, bir gercekliğin oluşmasına engel olan koşulların yokluğundan doğan olanak; somut ve gercek olanaksa bir gercekliğin oluşmasını kacınılmaz olarak hazırlayan koşulların varlığından doğan olanaktır Daha acık bir deyişle bu iki tur olanak arasında ‘olasılık’ farkları vardır orneğin uzayda bir gezegenin başka bir gezegenle carpışması soyut ve bicimsel bir olanaktır, eş deyişle cok kucuk bir olasılık taşır Neden? Cunku uzayda bir gezegenin başka bir gezegenle carpışmasını engelleyen koşullar bulunmadığı gibi (?N) zorunlu kılan koşullar da yoktur Bu zorunlu koşullar olsaydı bu soyut ve bicimsel olanak, somut ve gercek bir olanak olurdu
Buna karşın feodalitenin gelişmesi sonucu kacınılmaz olarak gercekleşmesi koşulları hazırlanan kapitalizm somut ve gercek bir olanaktır, cunku onu engelleyen koşulların yokluğu gercek olduğu gibi, onu zorunlu olarak gercekleştirecek koşulların varlığı da bir gercektir Doğada zorunluk’u ancak bir rastlantı değiştirebilir ve ortadan kaldırabilir Toplumdaysa bu surecte, başka ve cok onemli bir etken de rol oynar, bu etken bilinc’tir Demek ki eytişimsel ozdekci felsefenin bir başka derin cozumlemesiyle ortaya cıkan bu gerceği, ‘doğal olan’la ‘toplumsal olan’ gerceğini birbirinden ayırmak gerekir Doğada olanağın gercekliğe donuşmesi kendiliğinden, eş deyişle bilincsizce olur Toplumdaysa olanağın gercekliğe donuşmesi icin nesnel faktorlere oznel faktorlerin de katılması, eş deyişle insanın bilincli ve amaclı katkısı gerekir
Burada eytişimsel felsefenin bağımlılıklarını ve gercek anlamlarını ortaya koyduğu bir başka ikili kategori grubunun, nesnel ve oznel kategorilerinin, olanak ve gerceklik kategorileriyle sıkı ilişkisi goz onunde tutulmalıdır Şu nokta hicbir zaman unutulmamalıdır ki genel olarak neyin olabileceği ve neyin olamayacağı insan bilinci tarafından değil, tersine, insan bilincinden bağımsız olan nesnel yasalar, koşullar ve nedenler (ve rastlantılar N) tarafından belirlenir Toplumda da, doğada olduğu gibi, temel belirleyici etken nesneldir ve insan bilincinden bağımsızdır Ne var ki toplumda, doğadakinden farklı olarak, bu temel belirleyici nesnel etken, olanağın gercekliğe donuşmesine yetmez Buna oznel etkenin, eş deyişle insan bilinci ve cabasının da katılması gerekir (insan bilinci ve cabasının katılmaması da olanaksızdır, zorunludur, er ya da gec insan bilinci ve cabası işe karışır ve bu yuzden gelişme de zorunludur, sonucta, toplumda da olanağın gercekliğe donuşmesi ve gelişme kendiliğinden olmuş olur N) Bu cok onemli gercek, eytişimsel ozdekci felsefenin meydana koyduğu bir başka cok onemli bilgi, ‘bilincle ozdek arasındaki etkileşim’ temeline dayanır İnsan bilinci dunyayı sadece yansıtmaz, fakat aynı zamanda onu değiştirir Boylelikle insan bilinci doğada, eş deyişle ozdekte olmayanı da ( orneğin tekerlek ve civi) meydana getirir Bugun evrende insansal olan ne varsa, tekerlekten atoma kadar insan bilinciyle doğa ozdeğinin bu etkileşimi sonucudur Ne var ki oznel faktorler, eş deyişle insan bilinci ve cabası, ancak nesnel faktorlerin hazır olduğu zaman ortaya cıkabilir ve etkin bir rol oynayabilir Nesnel koşullar hazır olmadıkca insan bilinci ve cabası asla etken olamaz Bu nesnel koşullar hazır oldukları zamandır ki insan, bilinci ve cabasıyla, bu oluşma surecine katılır Ancak boyle bir durumdadır ki insan, nesnel koşulları hızlandırarak dilediğini gercekleştirebilir ve nesnel koşullarlı yavaşlatarak dilediğine engel olabilir Oznel faktorun, eş deyişle insan bilinci ve cabasının buyuk etkinliği ancak bu noktadadır İşte tam bu noktada, olanak ve gerceklik konusunda, eytişimsel ozdekci felsefenin bir başka onemli cozumlemesi v e ayrımı onem kazanır: ilerici ve olumlu olanaklar’la gerici ve olumsuz olanaklar Gerici ve olumsuz olanaklar da gercekleşebilir Ama doğada ve toplumda son cozumlemede daima ve kesin olarak ilerici ve olumlu olanaklar egemen olur Alt olandan ust olana, azdan coğa, basitten karmaşığa doğru gelişen doğa ve toplumun karşı konulmaz (kacınılmaz N) evrim yasası budur Bu karşı konulmaz evrim, doğada ve toplumda, ayrıca tanıtlamayı gerektirmeyecek kadar bellidir Ne doğa bundan elli bin yıl onceki doğa, ne de toplum bundan elli bin yıl onceki toplumdur Bir bolum metafizikciler bu evrimsel gerceği yadsıyamamakta, ne var ki onu tanrıbilimsel bir kaderciliğe indirgemektedirler Şoyle derler:’’Her şey onceden belirlenmiştir, insansal eylemin bu evrime hicbir katkısı yoktur Bir başka bolum metafizikciler de eytişimsel ozdekciliği celişkiye duşmekle suclarlar ve ‘’mademki nesnel yasalar zorunludur, demek ki her şey kendiliğinden olmaktadır, oyleyse insansal eylemin ne gereği var?’’ derler Oysa insanlı doğada, eş deyişle toplumsal evrim surecinde nesnel ve oznel etmenler insanın varlaşmasından beri karşılıklı etkileşim icindedir Oyle ki son cozumlemede, oznel etmenleri belirleyen nesnel etmenler de oznel etmenlerin etkisiyle değişmişlerdir Demek ki toplumsal surecte ne olmuşsa oznel ve nesnel etmenlerin karşılıklı etkileriyle olmuştur ve bundan sonra olacaklar da oyle olacaktır
Nesne ve olayların gelişmesindeki aşamaları yansıtan eytişimsel olanak ve gerceklik kategorileri
Olanak ve gerceklik birbirleriyle bağımlı nesnel gelişme kategorileridir Biri olmadan oburu de olamaz ve biri oburune donuşebilir Bu kategoriler nesne ve olayların nesnel gelişme yasalarına gore zorunlu gelişme aşamalarını yansıtırlar
Metafizik duşunce, bu kategorileri birbirinin karşısına koyduğu gibi (metafiziğe gore biri varsa oburu yoktur) her birini saltık olarak ele alır (olumlu ve olumsuz, bicimsel ve gercek olanakları birbirinden ayırmaz Ayırmak bir yana, bunların varlığından ve derin farklılığından da habersizdir)
Bu kategorilerin bağımlılığını kavrayan ve gercek anlamlarını ortaya koyan eytişimsel ozdekci felsefedir Olanak, gercekliği meydana getiren onculler; gerceklik, o oncullerin meydana getirdiği olanaktır Başka bir deyişle olanak, gercekleşmek icin gerekli butun koşullara sahip olandır; gerceklikse bu koşulların doğal zorunluluğuyla var edilendir Demek ki olanak, bir fenomenin gercekleşmesi icin gerekli butun koşulların varlığını ya da en azından onun gercekleşmemesi icin gerekli butun koşulların yokluğunu, gerceklikse o fenomeni oluşturan koşulların varlığının ya da engelleyen koşulların yokluğunun meydana getirdiği fenomeni dile getirir Bir bakıma olanak ve gerceklik kategorileri, eytişimsel ozdekci felsefenin bağımlılıklarını meydana koyduğu bir başka iki yanlı kategorinin, neden ve sonuc kategorilerinin değişik bir bicimidir (ne var ki bu iki kategori grubunu birbirleriyle karıştırmamak gerekir, her iki kategori grubu arasında derin anlam farkları vardır) Orneğin gokte yağmur bulutlarının birikmesi, eş deyişle yağmurun nesnel koşullarının hazırlanması yağmur yağması olanağını gercekleştirir Ne var ki yağmur gene de yağmayabilir, eş deyişle olanak gercekliğe donuşmeyebilir Burada da eytişimsel ozdekci felsefenin bağımlılıklarını ve gercek anlamlarını ortaya koyduğu bir başka ikili kategori grubunun, zorunluluk ve rastlantı kategorilerinin olanak ve gerceklik kategorileriyle ilişkisini goz onunde tutmak gerekir Yağmur bulutları gereken birikime erişmiştir, ama rastlantısal olarak (ki bu rastlantı da kendi ic gelişme koşullarıyla bir zorunluluktur) cıkan bir yel o yağmur bulutlarını dağıtır ve yağmur yağmaz, eş deyişle olanak gercekliğe donuşmez Eytişimsel ozdekci felsefe burada derin bir cozumlemeyle olanak’ın iki bicimini birbirinden ayırır: soyut ve bicimsel olanak ile somut ve gercek olanak Soyut ve bicimsel olanak, bir gercekliğin oluşmasına engel olan koşulların yokluğundan doğan olanak; somut ve gercek olanaksa bir gercekliğin oluşmasını kacınılmaz olarak hazırlayan koşulların varlığından doğan olanaktır Daha acık bir deyişle bu iki tur olanak arasında ‘olasılık’ farkları vardır orneğin uzayda bir gezegenin başka bir gezegenle carpışması soyut ve bicimsel bir olanaktır, eş deyişle cok kucuk bir olasılık taşır Neden? Cunku uzayda bir gezegenin başka bir gezegenle carpışmasını engelleyen koşullar bulunmadığı gibi (?N) zorunlu kılan koşullar da yoktur Bu zorunlu koşullar olsaydı bu soyut ve bicimsel olanak, somut ve gercek bir olanak olurdu
Buna karşın feodalitenin gelişmesi sonucu kacınılmaz olarak gercekleşmesi koşulları hazırlanan kapitalizm somut ve gercek bir olanaktır, cunku onu engelleyen koşulların yokluğu gercek olduğu gibi, onu zorunlu olarak gercekleştirecek koşulların varlığı da bir gercektir Doğada zorunluk’u ancak bir rastlantı değiştirebilir ve ortadan kaldırabilir Toplumdaysa bu surecte, başka ve cok onemli bir etken de rol oynar, bu etken bilinc’tir Demek ki eytişimsel ozdekci felsefenin bir başka derin cozumlemesiyle ortaya cıkan bu gerceği, ‘doğal olan’la ‘toplumsal olan’ gerceğini birbirinden ayırmak gerekir Doğada olanağın gercekliğe donuşmesi kendiliğinden, eş deyişle bilincsizce olur Toplumdaysa olanağın gercekliğe donuşmesi icin nesnel faktorlere oznel faktorlerin de katılması, eş deyişle insanın bilincli ve amaclı katkısı gerekir
Burada eytişimsel felsefenin bağımlılıklarını ve gercek anlamlarını ortaya koyduğu bir başka ikili kategori grubunun, nesnel ve oznel kategorilerinin, olanak ve gerceklik kategorileriyle sıkı ilişkisi goz onunde tutulmalıdır Şu nokta hicbir zaman unutulmamalıdır ki genel olarak neyin olabileceği ve neyin olamayacağı insan bilinci tarafından değil, tersine, insan bilincinden bağımsız olan nesnel yasalar, koşullar ve nedenler (ve rastlantılar N) tarafından belirlenir Toplumda da, doğada olduğu gibi, temel belirleyici etken nesneldir ve insan bilincinden bağımsızdır Ne var ki toplumda, doğadakinden farklı olarak, bu temel belirleyici nesnel etken, olanağın gercekliğe donuşmesine yetmez Buna oznel etkenin, eş deyişle insan bilinci ve cabasının da katılması gerekir (insan bilinci ve cabasının katılmaması da olanaksızdır, zorunludur, er ya da gec insan bilinci ve cabası işe karışır ve bu yuzden gelişme de zorunludur, sonucta, toplumda da olanağın gercekliğe donuşmesi ve gelişme kendiliğinden olmuş olur N) Bu cok onemli gercek, eytişimsel ozdekci felsefenin meydana koyduğu bir başka cok onemli bilgi, ‘bilincle ozdek arasındaki etkileşim’ temeline dayanır İnsan bilinci dunyayı sadece yansıtmaz, fakat aynı zamanda onu değiştirir Boylelikle insan bilinci doğada, eş deyişle ozdekte olmayanı da ( orneğin tekerlek ve civi) meydana getirir Bugun evrende insansal olan ne varsa, tekerlekten atoma kadar insan bilinciyle doğa ozdeğinin bu etkileşimi sonucudur Ne var ki oznel faktorler, eş deyişle insan bilinci ve cabası, ancak nesnel faktorlerin hazır olduğu zaman ortaya cıkabilir ve etkin bir rol oynayabilir Nesnel koşullar hazır olmadıkca insan bilinci ve cabası asla etken olamaz Bu nesnel koşullar hazır oldukları zamandır ki insan, bilinci ve cabasıyla, bu oluşma surecine katılır Ancak boyle bir durumdadır ki insan, nesnel koşulları hızlandırarak dilediğini gercekleştirebilir ve nesnel koşullarlı yavaşlatarak dilediğine engel olabilir Oznel faktorun, eş deyişle insan bilinci ve cabasının buyuk etkinliği ancak bu noktadadır İşte tam bu noktada, olanak ve gerceklik konusunda, eytişimsel ozdekci felsefenin bir başka onemli cozumlemesi v e ayrımı onem kazanır: ilerici ve olumlu olanaklar’la gerici ve olumsuz olanaklar Gerici ve olumsuz olanaklar da gercekleşebilir Ama doğada ve toplumda son cozumlemede daima ve kesin olarak ilerici ve olumlu olanaklar egemen olur Alt olandan ust olana, azdan coğa, basitten karmaşığa doğru gelişen doğa ve toplumun karşı konulmaz (kacınılmaz N) evrim yasası budur Bu karşı konulmaz evrim, doğada ve toplumda, ayrıca tanıtlamayı gerektirmeyecek kadar bellidir Ne doğa bundan elli bin yıl onceki doğa, ne de toplum bundan elli bin yıl onceki toplumdur Bir bolum metafizikciler bu evrimsel gerceği yadsıyamamakta, ne var ki onu tanrıbilimsel bir kaderciliğe indirgemektedirler Şoyle derler:’’Her şey onceden belirlenmiştir, insansal eylemin bu evrime hicbir katkısı yoktur Bir başka bolum metafizikciler de eytişimsel ozdekciliği celişkiye duşmekle suclarlar ve ‘’mademki nesnel yasalar zorunludur, demek ki her şey kendiliğinden olmaktadır, oyleyse insansal eylemin ne gereği var?’’ derler Oysa insanlı doğada, eş deyişle toplumsal evrim surecinde nesnel ve oznel etmenler insanın varlaşmasından beri karşılıklı etkileşim icindedir Oyle ki son cozumlemede, oznel etmenleri belirleyen nesnel etmenler de oznel etmenlerin etkisiyle değişmişlerdir Demek ki toplumsal surecte ne olmuşsa oznel ve nesnel etmenlerin karşılıklı etkileriyle olmuştur ve bundan sonra olacaklar da oyle olacaktır