Son Konu

Omer Seyfettin Hikayelerinin Kısa Ozetleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Omer Seyfettin Hikayelerinin Kısa Ozetleri

Omer Seyfettin Hikaye Ozetleri


Beyaz Lale

Balkan Savaşı sırasında, Bulgar asıllı bir binbaşı tarafından, Turk koylerinde ozellikle kadın ve kız cocuklarına yapılan işkenceler butun gerceğiyle gozler onune serilmiştir Ayrıca buradaki Turkleri vaftizleyip Hristiyan yapıldıktan sonra nasıl oldurukleri anlatılmaktadırAmacları ozgur bir Bulgartoplumu yaratmaktır



Kaşağı

Kardeşine iftira atıp, onun olumunden sonra vicdan acabıyla yanıp tutuşan bir cocuğun dramı anlatılmaktadır



Yuksek Okceler

Hikayenin sosyal bozulma olarak değerlendirilecek kucuk bir anekdotta, yalıda calışan ve calışmak icin alınan hizmetkarların hırsızlık yapmalarıdır Hatice Hanım ın yuksek okceli ayakkabıları bu anekdotun hikayenin başında ortaya cıkmasını engellemiştir Batı hayranlığının timsali olan yuksek okceli ayakkabılar ne zaman terkedilmiş o zaman da yalı icerisinde gorulen diğer aksaklıklar Omer Seyfettinin uzerinde durduğu onemli temalar haline gelir



Kesik Bıyık

Hikaye insaların darwinnin soylemine gore maymunlardan geldiğini ve bunun aslında birazda alaycı bir tavırla doğru olduğunu soylemekle başlamakta Hikayedeki kişi maymunlar gibi insanlardında surekli birbirlerini takip ettikleri yeni moda olan ne varsa insanlarında bunu taklit ettiklerini soylemekte ve kendisininde bu konuda cok ilgili olduğunu ne gorurse yeni moda olan ne varsa kendisininde yaptığını soylemektedir En son moda olan şey ise bıyıkları amerikalılar gibi kestirmektir Kendinin kulhanbeyleri gibi olan bıyıkları artık kendisinede sıkıcı gelmeye başlamış oda son zamanlarda moda olan bu bıyıkları berbere soylerek kestirmek istemiştir Nitekim bıyıklarını kestirdikten sonra olaylar istediği gibi sonuclanmaz Arka sokakalardan dolaşarak eve varır Kapıyı actığında evin erkek evlatlığı kendisini gorunce cığlık atar, Kız evlatlığı gorunce oda cok şaşırır ve hemen Annesine haber verir Annesi hemen odaya gelir o hernekadar bıyıklarını saklamaya calışsada ağlamaya başlar, hain olarak oğlunu suclar ve hakkını helal etmediğini soyler her nekadar kendisinin sadece insanları taklit etmek istediğini başka bir amacının olmadığını soylesede annesine inandıramaz Bu sırada eve babası gelir hain kız evlatlık hemen babasınada durumu bildirir Bastonun sert vuruşları ile bu sefer kapıda babası ilişir , bu sefer yalan soylemek zorunda hisseder kendini ve bıyıkların yarısını yapktığını o nedenkle bu şekilde kestirdiğini soyler ama babasu bu yalana inanmaz Dışlardaki diğer hergeleler demi bu şekilde kestiriyor o zaman der ve oğlunu evden kovar Bu duruma cok uzulen adam arkadaşına misafir kalmak icin tranvaya binmeye calışırken sokakta arkadaşları gorur ve “oo mosyo cok yakışmış size bıyık der bu duruma hic sevinmez ancak şaşırır bunlar beğenirken ailem beni evden attı diye kendi kendine icerler Tranvaya biner yanına sarıklı bir adam oturur kendisine kızacağını,bağıracağını duşunurTam kalkerken sarıklı dede ona;

Eksik olmayınız oğlum! var olunuz! der

şaşırır neden boyle soylediğini sarıklı dedeye sorar

Sizin gibi şık gencleri sunnetli gormek, bizim icin ne buyuk bir iftihardır der hoca Hocada olaya farklı acıdan bakmıştır

bu durum onu cok şaşırtır



Keramet

Fakir bir mahallede yangın cıkar Mahallenin sakinleri yangının cok fazla sureceğini duşunmuyordur zira az ilerde mallede bir turbe vardırYangın turbeye asla yetişmez diye inanırlar Alevler artar, itfaiye erleri tulumlardan surekli su cekmektedir yangını sondormeye calışmaktadır Bu sırada yangından faydalanıp hırsızların yağlamaması icin bir kac bekcide yangın yerinde bulunmaktadır Yangında cevresinde Ciroz Ahmet diye anılan bir yapmacıda bulunmaktadır Yangını gorur gormez hemen ileşir ancak mahalle fakirlerin bulunduğu bir semttir o nedenle yangından birşey alamayacağını duşunur ve cevreyi kolacan eder Az otedeki yangının yaklaşmakta olduğu turbe dikkatini ceker hemen pencereden icersine bakar kendi kafasından bir hesap yapar, Turbede el yazmalı kuran,şamdan,seccade gorur bunların para edeceğini duşunerek yağmalamak icin turbeye girer Hemen almak istedikleri kollarına dolar cıkmak icin planlar yaparken sandukata dayanır sandukanın kaydığını ve icinin boş olduğunu gorur ve hemen o anda bununla dışarı cıkmanın en akıllıca plan olduğunu duşunur Bu arada yangın devam etmekte tum mahalleli yangını seyretmektedir Ciroz ahmet sandukanın icinde elinde caldığı eşyaları saklayarak dışarı cıkar Askerler korkudan tir tir titremekte,bekciler dona kalmakta Mahalleli ne yapacağını bilememektedir Hic kimse birşey yapmadığı icin Ciroz ahmet elindeki ganimetle birlikte gece karanlığında kaybolur Yangın soduğunde kabir hala orda durmaktadır ama evliya artık yoktur



Pembe İncili Kaftan

İranda o zamanlar cevresine korku salan Şah İsmail adında bir hukumdar vardı ve Osmanlı devletinde hic bir vezir onun yanına elci gonderemiyordu cunku elciler ya cezalandırılıyor yada başları kesiliyorduVezirler bu deli adama elci gondermek icin toplanmış ne yapacaklarını duşunuyorlardıGonderilecek elci cesur,olumden korkmayan,devletin şanına yakışacak bir kişi olmalıydıSarayda, Enderunda, anda boyle bir kişi bulamıyorlardıDaha sonra vezirlerden biri Muhsin Celebinin adını soyledi Bunun uzerine Osmanlı sadrazamı Muhsin Celebinin cağrılmasını istedi Peki hic kimsenin cesaret dahi edemediği bu elcilik gorevine cağırılan Muhsin Celebi kimdir?

Doğruluktan ayrılmayan , varlıklı fakiri fukarayı koruyan cesur , iyilikten doğruluktan ayrılmayan Muhsin Celebi sadrazamın emri uzerine huzurana gider Sadrazam ondan el etek opmesini beklerken o eğilmezSadrazam onun bu hareketine kızmasına karşın ona elcilik teklifinde bulunurMuhsin Celebi bu gorevi devleti icin kabul eder Elbette ki bu buyuk devletin elcisi; atları,hademeleri ve giysileriyle ihtişamlı olmalıdırMuhsin Celebi bu giderleri, sadrazamın ısrarına karşın, kendisi kraşılamak ister Butun varlığını rehin vererek tuccarlardan on bin altın alırBu parayla ihtiyaclarını karşılar Bir de Sırmakeş Toroğlundaki: Kumaşı Hintten incileri Venedikten gelme Şah İsmailin hayatında goremeyeceği pembe incili kaftanı sekiz bin altına alır

Karısını iki cocuğunu akrabalarına bırakarak yola koyulur Muhsin Celebi Tebrize vardığında halk ve şah onu şaşkınlıkla karşılar O her zamanki gibi başı dik goğsu ilerde Şah İsmailin huzuruna varır Padişahın mektubunu operek Şaha uzatırAyağı opulmeyen Şah sapsarı kesilir Muhsin Celebi sağına soluna bakar ve oturacak bir şeyin olmadığını gorur Bunun ayakta beklemeye mecbur bırakmak icin yapılmış bir davranış olduğunu duşunerek o goz kamaştıran kaftanını tahtın onune serer ve uzerine otururŞah,vezirleri komutanları aptallaşmışırlarMuhsin Celebi gur sesiyleimagesomerseyfettinhikayelerininkisaozetleri5aee6bc6e3d9cpngadişahının hicbir ecnebi padişah karşısında eğilmeyeceğini ve dunyada Turk Padişahı kadar asil bir padişahın olmadığını soyleyerek huzurdan izin istemeden ayrılırKapıdan cıkarken Şahın askeri kaftanı arkasından getirirMuhsin Celebi sesini yukselterek bir Turk asla yere serdiği şeyi sırtına koymazdiyerek oradan ayrılır

Muhsin Celebi sağ salim ulkesine donerHerkes pembe incili kaftana ne olduğunu merak eder Fakat o bu yaptığını anlatacak kadar kucuk bir insan değildir Muhsin Celebi elcilikten kalan malzemelerini satarak kucuk bir bahce alırUskudar pazarında sebze meyve satarak gecimini sağlamaya başlarDuştuğu bu acı durum karşısında o hicbir zaman yaptığı fedakarlıkla ovunmemiştir
 
Üst Alt