Kucuk başkentin karışık sokakları cok kalabalıktı Erkekler ve kadınlar cok sevinclilerdikilisenin canları calıyorduSarayın kapısının onunde cesur atlar dizilmişti Kalabalık yaşasın prens yaşasın prens hukumdarın şerefine testiler devriliyor oyunlar oynanıyordu mehmet bey sancak beyi ilan edilmişti kose yuzu hem zayıf hem buruşuktu Coşkulu kumandan gorunmeyen bir yuze tokat atacakmış gibi elini yukarı kaldırdı
Oynayanların icinde zorla kendine yol acan bir atlı kumadanı selamladıBirince subay acı acı gulumsedi atının yelesinden kaldırdığı sonuk gozleriyle kumandana baktı
Ben bunamışım ha dedi
Kumandan sarayın onundeki atlılarına onların etrafında sıkışık duzende duran dalkılıc piyadelerine bir goz gezdirdiKumandan atını şahlandırarak bu ne guzel zafer dedi