teknolojiuzmani
Yeni Üye
Ortodonti, diş, çene, yüz bölgelerinin gelişim sürecinde veya daha sonra meydana gelen bozuklukları ve bunların tedavileri ile ilgilenen bilim dalıdır. Ortodonti kelimesi iki yunanca sözcükten oluşmuştur. 'Ortos' düzgün, 'odontos' dişler anlamına gelmektedir. Ortodonti temel olarak biyoloji, tıp ve diş hekimliği bilimlerine dayanmaktadır. Ağız, burun boşluğu ve bunlarla ilgili anatomik oluşumlar, insan yaşamı için gerekli olan solunum, beslenme gibi faaliyetlerin sağlanmasında rol oynarlar. Ortodontinin çalışma alanı ve sorumluluğu, bu alanları doğrudan kapsamaktadır. Doğumdan itibaren çocuğun büyüme ve gelişimi incelenmekte, gerektiğinde koruyucu, önleyici ve tedavi edici uygulamalar ile düzgün bir okluzyon ve yüz görünümü sağlanması hedeflenmektedir.
Kısaca ortodonti diş hekimliğinin;
1. Dişlerin, diş kavislerine ve çenelerin bazal kısımlarına göre,
2. Diş kavislerinin birbirlerine göre,
3. Çenelerin bazal kısımlarının birbirlerine ve yüze göre,
4. Bu yapılarla ilgili komşu yumuşak dokuların,
değişik yaşlardaki anormal ilişkilerinin saptanarak düzeltilmesini sağlayan ve anormal ilişkilerin meydana gelmesini engellemeye çalışan bir dalıdır.
Ortodontik bozukluklar her yaşta tedavi edilebilmektedir. Yeter ki sürekli ve özenli bir diş bakımı ile birlikte ağız ve dişlerin sağlığı yerinde olsun. Ortodontik Anomalileri temel olarak iki şekilde sınıflandırıyoruz:
Yalnızca dişlerin dizilimiyle ilişkili olan “dişsel anomaliler”,
Hem dişlerin diziliminin bozuk olduğu, hem de çenelerin birbiriyle ilişkisinin bozuk olduğu anomaliler.
Birinci gruptaki sorunlar hastamızın yaşı ne olursa olsun benzer şekilde ve büyük oranda sabit ortodontik aygıtlarla tedavi edilebilmektedir. Ancak çocukluk ve gençlik çağında yapılan ortodontik tedavilerde dişlerin çapraşıklığını diş çekimi yapmak zorunda kalmadan çözme şansımız daha fazla, tedavi süresi erişkin bireylerden daha kısa ve yaptığımız tedavinin kalıcılığı da biraz daha iyi olabilmektedir.
Çocuklarda ilk dişlerin (süt dişleri) konumları hakkında çok fazla endişelenmeye gerek yoktur. Bu dişler arasında bulunan boşluklar, doğal gelişim göstergesidir. Erişkinlerin dişlerindeki gibi sıkı temaslar ileride meydana gelebilecek yer darlığı ve dolayısıyla dişlerde çapraşıklığın (çarpıklığın) göstergesi olabilir. Daimi dişler 6-7 yaşlarında sürmeye başlarlar ancak 7-9 yaşları arasında, kesici dişler sürene dek pek fazla problem gözlenmez. Aile hekiminiz sizi erken yaşta bir ortodontiste yönlendirse dahi bu her zaman tedavinin çok erken başlatılacağı anlamına gelmez. Çoğu dikkatli diş hekimi potansiyel bir problemin kontrol atında olduğu ve en uygun tedavi zamanının geçmediğinden emin olmak ister.
Çocukların ilk ortodontist tanışmaları 7–8 yaş civarında olmalıdır. Çünkü bu yaşa kadar ilk daimi azı dişleri çıkar ve daimi kesici dişler yerlerini almış olurlar. Erken teşhis ile düzensizliklerin zamanında tespiti, ileride oluşabilecek ciddi problemlerin önlenmesine olanak tanır. Bu yaşlarda herhangi bir tedavi gerekmese bile ortodontist büyüme ve gelişimi takip ederek en uygun zamanda tedaviye başlanmasını sağlar.
Ortodontik tedavi her yaşta yapılabilir. Dişsel düzeltmelerde yaş sınırı yokken, kemik yapıda bir düzensizlik söz konusu ise tedavi büyüme ve gelişim döneminde yapılmalıdır. Ortodontik problemler çene büyümesi yavaşlamadan önce erken yaşta tespit edilirse düzeltmek daha kolaydır. Erken tedavi hastanın ortognatik cerrahi ihtiyacını ortadan kaldırılması ve daha ciddi komplikasyonların önlenmesi anlamına gelebilir. Artan yaşın tedavi süresini uzatması ve tedaviyi biraz zorlaştırması söz konusu olabilir. Yine de yaş faktörü dişlerin ve periodontal dokuların sağlıklı olması kadar önemli değildir.
Ortodontik tedavi yöntemlerini gruplandıracak olursak:
Sabit ortodontik tedavi : Ortodontik tedavinin en çok tercih edilen şeklidir. Dişlerin üzerine özel yapıştırıcılar ile yapıştırılan braketlerin içine ileri teknoloji ürünü çeşitli kalınlıkta ve bükümlerde teller yerleştirilir. Bu teller braketler aracılığı ile dişe istenilen yönde kuvvet uygular ve dişler hareket eder. Dişin kökünü de hareket ettirmek mümkündür. Braket bakımı için hasta kooperasyonu gerekir, ama kontrol daha çok doktorun elindedir.
Fonksiyonel ortodontik tedavi: Çeneler arası düzensizlikler ortopedik uygulamalar ile büyüme, gelişim çağı içerisinde düzeltilebilirler Çocuğun büyüme gelişiminden yararlanılarak uygulanan, çene kemiklerinin ve kafa kemiklerinin büyümesini yönlendirmeyi amaçlayan ortopedik bir tedavidir. Alt çenenin aşırı ileri olduğu durumlar, üst çenenin aşırı ileri olduğu durumları gibi bozukluklar bu gruba girer. Çocuğun yaşı çok önemlidir. Bu tedavi büyüme ve gelişim tamamlandıktan sonra uygulanamaz.İki çeneyi de ilgilendiren hareketli apareylerle veya çene dışından uygulanan extra oral apareylerle tedavi yapılır. Bazen ortodontik apareylerle birlikte kullanılır.
Ortognatik cerrahi: Ortodontik veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlarda ortognatik cerrahiye başvurulur. Çene ve yüzde oluşan bozukluklar doğuştan olabileceği gibi, kaza ve hastalıklara bağlı olarak sonradan da ortaya çıkabilir. Çenelerin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu, hastalarda hem estetik hem fonksiyonel hem de psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır. Önce ortodontik sabit tel tedavisi ile dişler çene kemikleri üzerinde doğru pozisyonlarına konumlandırılırlar. Ardından cerrahi ile çeneler kafa kaidesi ve yüz yapısı ile uygun olacak şekilde karşılıklı getirilerek birleştirilirler. Operasyonlar genel anestezi altında gerçekleşir. Cerrahi gerektirebileceği düşünülen kimi anomaliler ortodontide son yıllarda meydana gelen gelişmeler sayesinde sadece sabit aygıt uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir.
Pekiştirme tedavisi: Ortodontik tedavi ile dişler düzeltildikten sonra dişi saran dokuların, dişlerin bu yeni pozisyonlarına uyum sağlamaları için zaman gerekir. Zira kemik doku henüz tam olgunlaşmamıştır. Bu nedenle aygıtlar çıkartıldıklarında dişler eski pozisyonlarına dönme eğiliminde olurlar. Bunu engellemek amacıyla dişleri yeni yerlerinde pekiştirmek gerekir. Bunun için sabit veya hareketli çeşitli aygıtlardan faydalanılmaktadır. Aktif ortodontik tedavinin süresine, gerçekleştirilen diş hareketi miktarına, hastanın yaşına ve tedavi başındaki anomalinin cinsine göre pekiştirme tedavisinin süresi ve tedavide kullanılan aygıtların cinsi değişmektedir.
Pekiştirme aygıtları istenen şekilde takılmadıklarında dişler eski konumlarına geri dönebilirler. Bundan dolayı pekiştirme aygıtlarının ortodontik tedavide önemli bir rol oynadıkları unutulmamalıdır.
Ortodontik tedavi, uzun süren disiplin ve sabır isteyen bir uygulamadır. Ortodontik tedavi hasta ve hekimin işbirliğini gerektirmektedir. Hasta hekim işbirliği istenilen seviyede olursa tedavinin başarısı artar ve tedaviden makul bir sürede sonuç alınabilir.
Dişlerde olan çapraşıklık sadece estetik bir sorun değildir. Fonksiyon ve hijyen de bu durumdan etkilenir. Ortodontinin ilk hedefi diş, çene, yüz kompleksini meydana getiren tüm elemanlar arasındaki bozuk ilişkileri saptamak, oluşmasını ve ilerlemesini engellemek ve gerekli hallerde düzelterek, sistemin normal fonksiyon yapabilmesini sağlamaktır.
Çapraşık dişlere sahip olan bireyler yeterli ağız temizliğini sağlayamadıkları için bakteri plağı ve diş taşı çapraşık bölgede çok daha rahat oluşur ve tutunur; dolayısıyla çürük riski artar.
Çapraşık dişli ağızlarda, dişleri örten dişeti devamlılığının bozulması sebebiyle dişeti problemleri gözlemlenir. Ayrıca çapraşıklık sebebiyle homojen olmayan çiğneme kuvvetleri nedeniyle bazı dişlere daha fazla kuvvet yüklenmesi sonucunda o bölgede dişeti çekilmesine hatta dişin canlılığını kaybetmesine neden olabilir. Çene ekleminde de problemler gözlenir ve ortodontik tedavi ile çiğneme fonksiyonunu sağlamak, böylece eklem bölgesine binen yanlış kuvvetleri engelleyerek çene ekleminin sağlığının korunmasına katkıda bulunulur.
Çene-yüz kompleksini meydana getiren sistemler arasındaki bozuk ilişkiler yüz estetiğini de etkilemektedir. Ortodontik tedavi bireylerde yüz estetiğinin daha mükemmel olmasını sağlamaktatır.
Diş, çene ve yüz kompleksindeki bozuk ilişkiler ve sonuçları, ilgili bireylerde pisişik ve mental olarak sıkıntılara yol açmaktadır. Yapılacak tedavi ile bu bireylere yardımcı olunabilmektetir. Ortodontik tedavi ile estetiğin sağlanması sonucunda hastanın toplum içinde kendine olan güveni arttırılarak psikolojik destek sağlamak da amaçlanır.
Ortodontik bozukluklar, diğer bir takım hastalık ve bozuklukların oluşmasında etkili olabilirler. Anomalinin düzeltilmesi ve dolayısı ile de bu hastalıkların meydana gelmesini önlemektedir.
Ortodontik bozukluklar nedeni ile meydana gelen konuşma bozukluklarının düzeltilmesi de ortodontinin amaçları arasındadır.
Kısaca ortodonti diş hekimliğinin;
1. Dişlerin, diş kavislerine ve çenelerin bazal kısımlarına göre,
2. Diş kavislerinin birbirlerine göre,
3. Çenelerin bazal kısımlarının birbirlerine ve yüze göre,
4. Bu yapılarla ilgili komşu yumuşak dokuların,
değişik yaşlardaki anormal ilişkilerinin saptanarak düzeltilmesini sağlayan ve anormal ilişkilerin meydana gelmesini engellemeye çalışan bir dalıdır.
Ortodontik bozukluklar her yaşta tedavi edilebilmektedir. Yeter ki sürekli ve özenli bir diş bakımı ile birlikte ağız ve dişlerin sağlığı yerinde olsun. Ortodontik Anomalileri temel olarak iki şekilde sınıflandırıyoruz:
Yalnızca dişlerin dizilimiyle ilişkili olan “dişsel anomaliler”,
Hem dişlerin diziliminin bozuk olduğu, hem de çenelerin birbiriyle ilişkisinin bozuk olduğu anomaliler.
Birinci gruptaki sorunlar hastamızın yaşı ne olursa olsun benzer şekilde ve büyük oranda sabit ortodontik aygıtlarla tedavi edilebilmektedir. Ancak çocukluk ve gençlik çağında yapılan ortodontik tedavilerde dişlerin çapraşıklığını diş çekimi yapmak zorunda kalmadan çözme şansımız daha fazla, tedavi süresi erişkin bireylerden daha kısa ve yaptığımız tedavinin kalıcılığı da biraz daha iyi olabilmektedir.
Çocuklarda ilk dişlerin (süt dişleri) konumları hakkında çok fazla endişelenmeye gerek yoktur. Bu dişler arasında bulunan boşluklar, doğal gelişim göstergesidir. Erişkinlerin dişlerindeki gibi sıkı temaslar ileride meydana gelebilecek yer darlığı ve dolayısıyla dişlerde çapraşıklığın (çarpıklığın) göstergesi olabilir. Daimi dişler 6-7 yaşlarında sürmeye başlarlar ancak 7-9 yaşları arasında, kesici dişler sürene dek pek fazla problem gözlenmez. Aile hekiminiz sizi erken yaşta bir ortodontiste yönlendirse dahi bu her zaman tedavinin çok erken başlatılacağı anlamına gelmez. Çoğu dikkatli diş hekimi potansiyel bir problemin kontrol atında olduğu ve en uygun tedavi zamanının geçmediğinden emin olmak ister.
Çocukların ilk ortodontist tanışmaları 7–8 yaş civarında olmalıdır. Çünkü bu yaşa kadar ilk daimi azı dişleri çıkar ve daimi kesici dişler yerlerini almış olurlar. Erken teşhis ile düzensizliklerin zamanında tespiti, ileride oluşabilecek ciddi problemlerin önlenmesine olanak tanır. Bu yaşlarda herhangi bir tedavi gerekmese bile ortodontist büyüme ve gelişimi takip ederek en uygun zamanda tedaviye başlanmasını sağlar.
Ortodontik tedavi her yaşta yapılabilir. Dişsel düzeltmelerde yaş sınırı yokken, kemik yapıda bir düzensizlik söz konusu ise tedavi büyüme ve gelişim döneminde yapılmalıdır. Ortodontik problemler çene büyümesi yavaşlamadan önce erken yaşta tespit edilirse düzeltmek daha kolaydır. Erken tedavi hastanın ortognatik cerrahi ihtiyacını ortadan kaldırılması ve daha ciddi komplikasyonların önlenmesi anlamına gelebilir. Artan yaşın tedavi süresini uzatması ve tedaviyi biraz zorlaştırması söz konusu olabilir. Yine de yaş faktörü dişlerin ve periodontal dokuların sağlıklı olması kadar önemli değildir.
Ortodontik tedavi yöntemlerini gruplandıracak olursak:
Sabit ortodontik tedavi : Ortodontik tedavinin en çok tercih edilen şeklidir. Dişlerin üzerine özel yapıştırıcılar ile yapıştırılan braketlerin içine ileri teknoloji ürünü çeşitli kalınlıkta ve bükümlerde teller yerleştirilir. Bu teller braketler aracılığı ile dişe istenilen yönde kuvvet uygular ve dişler hareket eder. Dişin kökünü de hareket ettirmek mümkündür. Braket bakımı için hasta kooperasyonu gerekir, ama kontrol daha çok doktorun elindedir.
Fonksiyonel ortodontik tedavi: Çeneler arası düzensizlikler ortopedik uygulamalar ile büyüme, gelişim çağı içerisinde düzeltilebilirler Çocuğun büyüme gelişiminden yararlanılarak uygulanan, çene kemiklerinin ve kafa kemiklerinin büyümesini yönlendirmeyi amaçlayan ortopedik bir tedavidir. Alt çenenin aşırı ileri olduğu durumlar, üst çenenin aşırı ileri olduğu durumları gibi bozukluklar bu gruba girer. Çocuğun yaşı çok önemlidir. Bu tedavi büyüme ve gelişim tamamlandıktan sonra uygulanamaz.İki çeneyi de ilgilendiren hareketli apareylerle veya çene dışından uygulanan extra oral apareylerle tedavi yapılır. Bazen ortodontik apareylerle birlikte kullanılır.
Ortognatik cerrahi: Ortodontik veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlarda ortognatik cerrahiye başvurulur. Çene ve yüzde oluşan bozukluklar doğuştan olabileceği gibi, kaza ve hastalıklara bağlı olarak sonradan da ortaya çıkabilir. Çenelerin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu, hastalarda hem estetik hem fonksiyonel hem de psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır. Önce ortodontik sabit tel tedavisi ile dişler çene kemikleri üzerinde doğru pozisyonlarına konumlandırılırlar. Ardından cerrahi ile çeneler kafa kaidesi ve yüz yapısı ile uygun olacak şekilde karşılıklı getirilerek birleştirilirler. Operasyonlar genel anestezi altında gerçekleşir. Cerrahi gerektirebileceği düşünülen kimi anomaliler ortodontide son yıllarda meydana gelen gelişmeler sayesinde sadece sabit aygıt uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir.
Pekiştirme tedavisi: Ortodontik tedavi ile dişler düzeltildikten sonra dişi saran dokuların, dişlerin bu yeni pozisyonlarına uyum sağlamaları için zaman gerekir. Zira kemik doku henüz tam olgunlaşmamıştır. Bu nedenle aygıtlar çıkartıldıklarında dişler eski pozisyonlarına dönme eğiliminde olurlar. Bunu engellemek amacıyla dişleri yeni yerlerinde pekiştirmek gerekir. Bunun için sabit veya hareketli çeşitli aygıtlardan faydalanılmaktadır. Aktif ortodontik tedavinin süresine, gerçekleştirilen diş hareketi miktarına, hastanın yaşına ve tedavi başındaki anomalinin cinsine göre pekiştirme tedavisinin süresi ve tedavide kullanılan aygıtların cinsi değişmektedir.
Pekiştirme aygıtları istenen şekilde takılmadıklarında dişler eski konumlarına geri dönebilirler. Bundan dolayı pekiştirme aygıtlarının ortodontik tedavide önemli bir rol oynadıkları unutulmamalıdır.
Ortodontik tedavi, uzun süren disiplin ve sabır isteyen bir uygulamadır. Ortodontik tedavi hasta ve hekimin işbirliğini gerektirmektedir. Hasta hekim işbirliği istenilen seviyede olursa tedavinin başarısı artar ve tedaviden makul bir sürede sonuç alınabilir.
Dişlerde olan çapraşıklık sadece estetik bir sorun değildir. Fonksiyon ve hijyen de bu durumdan etkilenir. Ortodontinin ilk hedefi diş, çene, yüz kompleksini meydana getiren tüm elemanlar arasındaki bozuk ilişkileri saptamak, oluşmasını ve ilerlemesini engellemek ve gerekli hallerde düzelterek, sistemin normal fonksiyon yapabilmesini sağlamaktır.
Çapraşık dişlere sahip olan bireyler yeterli ağız temizliğini sağlayamadıkları için bakteri plağı ve diş taşı çapraşık bölgede çok daha rahat oluşur ve tutunur; dolayısıyla çürük riski artar.
Çapraşık dişli ağızlarda, dişleri örten dişeti devamlılığının bozulması sebebiyle dişeti problemleri gözlemlenir. Ayrıca çapraşıklık sebebiyle homojen olmayan çiğneme kuvvetleri nedeniyle bazı dişlere daha fazla kuvvet yüklenmesi sonucunda o bölgede dişeti çekilmesine hatta dişin canlılığını kaybetmesine neden olabilir. Çene ekleminde de problemler gözlenir ve ortodontik tedavi ile çiğneme fonksiyonunu sağlamak, böylece eklem bölgesine binen yanlış kuvvetleri engelleyerek çene ekleminin sağlığının korunmasına katkıda bulunulur.
Çene-yüz kompleksini meydana getiren sistemler arasındaki bozuk ilişkiler yüz estetiğini de etkilemektedir. Ortodontik tedavi bireylerde yüz estetiğinin daha mükemmel olmasını sağlamaktatır.
Diş, çene ve yüz kompleksindeki bozuk ilişkiler ve sonuçları, ilgili bireylerde pisişik ve mental olarak sıkıntılara yol açmaktadır. Yapılacak tedavi ile bu bireylere yardımcı olunabilmektetir. Ortodontik tedavi ile estetiğin sağlanması sonucunda hastanın toplum içinde kendine olan güveni arttırılarak psikolojik destek sağlamak da amaçlanır.
Ortodontik bozukluklar, diğer bir takım hastalık ve bozuklukların oluşmasında etkili olabilirler. Anomalinin düzeltilmesi ve dolayısı ile de bu hastalıkların meydana gelmesini önlemektedir.
Ortodontik bozukluklar nedeni ile meydana gelen konuşma bozukluklarının düzeltilmesi de ortodontinin amaçları arasındadır.