iltasyazilim
Yeni Üye
Osmaniye Tarihi Mekanları
Osmaniye Tarihi Güzellikleri
Osmaniyenin Tarihi Eserleri
Osmaniye İli Tarihi Yerleri
AŞILI KALESİ
Kadirli ilçesi, Yoğunoluk köyü, Günece mahallesi, Harnıplı mevkiindedir Kaleye başlıca yoldan daha sonra 3 km lik stabilize yol ile ulaşılmaktadır
Dikey kayalık üzerine kurulan kaleye ulaşmak zordur Kuzey yönü çıkışa en yerinde alandır Bu taraftan çıkıldığında karşınıza kalenin antre kapısı olabilecek yer kazanç Her iki tarafı burçla desteklenmiştir Kale dört farklı kotta birbirinden bağımsız bölümler halinde yapı edilmiştir Girişin olduğu 1 platform da tek odalı kemerli penceresi bulunan gözetleme kulesi ve antre yapıları mevcuttur 2platformda sekizgen yapılı mekân anında yanında ve 7x4 boyutlarında bir mekân daha var Büyük ihtimalle hayat yerleri olmalıdır Burada fazla eksik bir kısmı kalmış olan güney sur duvarı da bulunmaktadır 3 platformda dikdörtgen bir mekân dışa oval iki mimari öğe, bunların kuzey tarafında bitişik dikdörtgen bir oda daha vardır Büyük bir konut olmalıdır 4platformda doğuya bakan yönde dıştan iki metre duvarı olan ama içerisi moloz malzeme ile dolmuş bir oda vardır Platform arasında basamaklar vardır
Orta çağ kalesidir Inşa malzemesi barbar şekillenmiş kesme taş ve dolgu molozdur
ÇEM KALESİ
Çem kalesi olarak tanıdık kale ovaya hâkim yüksek bir kayalığın üstündedir Tepenin batı ve doğu yönleri çok düşey ve ulaşılması olası olmayacak şekilde sarptır Kaleye giriş kuzeybatı yönündeki burcun solundaki üstü kemerli kapıdan sağlanmaktadır Antre kapsının sol tarafında taşa oyularak yapılmış ve epeyce yıpranmış bir yazıt görülmektedir Antre kapısının sağ yanında taşa oyularak yapılmış daire içinde haç motifi bulunmaktadır Kemerli giriş kapısının üstteki kısmında kemer duvarlarının içine oturtulmuş yüksek kabartma ortak birbirine bakan 2 aslan figürü dikkat çekmektedir Kalenin girişini denetim altına almak amacıyla kapının üstteki tarafında bir pencere açılmıştır Üstteki yapısı moloz taşlardan oluşturulmuş pencere açıklığının sol yanında daire içinde haç motifi yer almaktadır Pencerenin sağ alt kısmında ters şekilde duran yazıt ve bu kitabenin üstünde bulunan mimari bir parçanın devşirme olarak kullanıldığı muhakkaktır Antre kapısının üzerindeki bu bölümde kullanılan bu malzemeler dikkate alınırsa laf konusu pencere açıklığının daha sonradan yapıldığı söylenebilir Giriş kapınsın sağ yanında yer alan burcun dış yüzeyinde giriş yönünde yer alan kabartma biçiminde yapılmış aslan figürü vardır
ÇARDAK KALESİ
Osmaniye ’nin, Çardak köyü yakınında, yaklaşık 200 m yükseklikteki yığın üzerindedir Bölgedeki kervan ticaretini korumak amacıyla üretilmiş askeri bir kaledir
Osmaniye ’nin doğusunda ve 6 km ’lik uzaklıktadır Kameriye köyünden yayalara ait olarak gidilebilir Kale, dikdörtgen şeklinde ve 10 burçludur Romalılardan kalma bir kaledir
BAHÇE KALESİ
Bahçe ilçesindeki tepelik alanda yer alır Dört duvardan ibarettir Osmaniye ’den Gaziantep ’e giden yol bu ilçeden geçer Yolun kuzey tarafında görünen Caminin olduğu alanın arkasındadır
15 x 15 ölçülerinde yalnızca temelden 1 metre yüksekliğe değin ayakta kalmış Garnizon kalesi olmalıdır Duvar kalınlığı yaklaşık 90 cm dir Öteki Garnizon kaleleri gibi dört duvar ve çatıdan ibaret olmalıdır
Inşa malzemesi ve işçiliğine göre iki dönem görülmektedir Roma ve Ortaçağ dönemlerinde kullanılmıştır Şimdiki yol gibi eski yolu da kontrol eder konumdadır Fakat bu kalenin gördüğü orta büyüklükte bir kale yapısı olmalıdır Kurtlar kalesi üzerinden Harun Reşit kalesi ile bağlantısı vardır
KASTABALA ANTİK KENTİ
Osmaniye İl merkezinin 12 km kuzeyindeki Ceyhan Nehrinin kuzeybatıya döndüğü kıvrımın içinde, Kesmeburun ile Bahçeköy arasında bulunan ovaya dominant olan bir kaya çıkıntısı üzerinde Bodrum Kalesi adını içeren 13 yy dan kalma bir kale yükselmektedir
Osmaniyeden Cevdetiye, Kesmeburun üzerinden KaratepeAslantaş ören yerine ulaşan yolun doğusunda yer alan kalenin eteklerinden başlayarak kalıntıları çepeçevre birkaç km²lik alanı kaplayan Kastabala Ören Yerini ilk kez 1875 yılında İngiliz diplomat EJ Davis ziyaret etmiş ve uzun uzadıya tanımlamıştır Kentin antik devirdeki öteki bir adının da Hierapolis olduğu oysa 1890 yılında İngiliz araştırmacı Th Bent kadar burada bulunan antik yazıtlar doğruca anlaşılmıştır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş uluslara mensup gezgin ve araştırmacıların Kastabalanın anıtları, yazıtları ve sikkeleri hakkında 20 yy da yaptıkları araştırmalar bir uçtan bir uca antik büyük kasaba tarihinin karanlıkta kalan bazı noktalarını parlatmak muhtemel olabilmektedir Antik yazarlardan Ptolemaeus ve Plinius ovalık Kilikyanın antik kentleri arasında Kastabalaya komşu kentler Anazarbos ’tan sonradan ve Epiphaneiadan önce değinmişlerdir Coğrafyacı Strabo ise, Toros dağları üzerinde ikinci bir Kastabala bulunduğu yanılgısına düşmüştür Anadolu dillerinden türetilmiş bir yer ismi olan Kastabala adının geçtiği en eski yazılmış evrak Kastabalanın 20 km dek kuzeyinde bulunan bahadırlı köyü civarında 1961 yılında yer alan Aramice bir hudut yazıtıdır MÖ 5 ve 4 yy da Anadoluya başat olan Perslerin kullandığı devlete ait yazı olan bu metinde Pirvaşua adını da içeren Anadolu esas tanrıçası Kubabanın arazisinin bir kısmının da Kastabalaa ait olduğu belirtilmektedir Buradaki Kastabala ismiyle bir kentin mi yahut bir arazinin mi kastedilmek istendiği kesin olarak anlaşılamamaktadır Kastabala öncelikle Seleukos krallarından IV Antiochos Epiphanesin hâkimiyet döneminde (MÖ 175164) basılan sikkelerde Hierapolis adıyla anılmaktadır
Bütün inşa kalıntıları ile Kastabala bugün bir arkeolojik ve doğal park olabilecek özellikleri taşımaktadır
Kastabala harabelerinin içerdiği kayda değer tarihi ve kazıbilimsel anıtların her türlü tahribattan dikkatle korunması, yol gösterici ve açıklayıcı levhalar ile zahmetsizce gezilir ayla getirilmeleri halinde, Osmaniye ilimizin bu güzide antik kenti KaratepeAslantaş, KadirliFlaviopolis ve DilekkayaAnazarbos ile birlikte Çukurovanın doğusunda mutlaka ziyaret edilmesi gereken ören yerleri konumuna kavuşacaktır
KARATEPEASLANTAŞ AÇIK HAVA MÜZESİ
Kadirli İlçesi, Kızyusuflu köyü sınırları içerisinde, 638 rakımlı, Karatepe ’nin kuzeyindedir Kadirli ’nin güneydoğusunda olup ilçeye, 22 km, Osmaniye ’ye 30 km, Adana ’ya ise 130 km uzaklıktadır
Karatepe Geç Hitit Çağında (MÖ 8 yy) Adana Ovası Hükümdarı Asativatas kadar, krallığını kuzeydeki barbar kavimlere karşı korumak üzere, bir sınır kalesi olarak yaptırılmıştır Kurucusundan dolayı Asativadaya adını alan bu yer MÖ 725720 tarihlerinde Asur kralı 5 Salamonsor veya MÖ 680 yılında Asarhaddon göre ele geçirilmiş, yıkılıp yakılmıştır
Yıkılan kale sur duvarlarının kalınlığı 2 ila 4 m genişliğinde, kalenin iç ve dış duvarları ise 4 ila 6 m yüksekliğindedir Kuru, harçsız yapılan çift duvar arasındaki avarelik taş, moloz ve toprakla doldurulmuştur Kalenin doğubatı çapı 196 m, kuzeygüney çapı ise 376 metredir Kale 1820 m aralıklarla saptama edilebilen 28, tespit edilemeyen 6 elde etmek üzere 34 adet dikdörtgen burçlarla tahkim edilmiştir
Tepenin zirvesinde, saray olduğu varsayım edilen iki tane yanmış bina harabesi ve zahire kuyuları mevcuttur Kalenin biri güneybatısında, diğeri kuzeydoğusunda edinmek üzere iki kapısı vardır
Güneybatısındaki antre kapısında kırık parçalarla ekli iki aslan heykeli vardır Sağ ve sol ast odacıklarda esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş bloklar üstünde duvar kaplaması niteliğinde, o günün inanç ve yaşayışını sergileyen çeşitli figür rölyefleri (taş kabartmalar) ve benzer metin olmak üzere, müşterek Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur Kapı içinde ise yaklaşık üç metre boyunda fırtına Tanrısının heykeli bulunmaktadır
Kuzeydoğu kapısında insan başlı, aslan gövdeli, ortak iki sfenks vardır Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile müşterek aynı metin almak üzere, Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur
Karatepe 1946 yılına değin bilim âleminin meçhulü olan bir yerdi Saimbeyli ’den koyun otlatmaya gelen çobanlarca tesadüfen bulunmuş ve öğretmen Ekrem KUŞCU göre Adana Müzesi Müdürü Naci KUM ’a bildirilmiştir
1946 yılının ilkbaharında Alman kazıbilimci Bossert başkanlığında kazı çalışmalarına başlanır Halen bu araştırmalar Halet ÇAMBEL tarafından yürütülmektedir Yıkılan kale duvarlarının bir örneği doğubatı istikametinde baştan inşa edilmiştir
Buradaki Finike (tırnak) yazıları bir uçtan bir uca, önceleri tam çözülememiş olan Hitit hiyerogliflerinin okunmasına imkân sağlayan bir anahtar ele geçmiştir Dünya üzerindeki Hitit yazıları ilk kez burada okunmuştur Bu yazılarının çözülmesiyle Anadolu ’da MÖ 2000 yılına dek giden hiyeroglif yazıların tamamı okunmuştur
KaratepeAslantaş ’daki eserler, mimari bir bütünün parçaları oldukları için yerlerinden sökülüp kapalı bir müzeye taşınmamıştır “Açık Hava Müzesi kurularak eserlerin burada sergilenmesi yoluna gidilmiştir
KaratepeAslantaş Açık Hava Müzesi ’nin bulunduğu yer, Anadolu ’daki diğer ören yerlerinden çok farklıdır Burası, Aslantaş Barajının yapılmasıyla üç tarafı baraj gölüyle cepheli olup baraj gölü ve Andırın Ovası ’na hâkim bir üstte bulunmaktadır Müze, bir yarımada şeklindeki burun üzerinde ve etrafı ormanlarla kaplıdır
Karatepe, Çukurova ’yı AndırınGöksun üzerinden İç Anadolu ’ya bağlayan ve “Akyol (AğyolKocayol) diye anılan tarihi kervan yolunun üzerindedir Bu yol; Hititlerden önce, Hitit döneminde ve haçlı Seferleri sırasında kullanılmıştır Yakın zamanlara dek Yörüklerin göç yolu da olmuştur
Yerli halk müziği, aslan heykellerinden nedeniyle buraya “Aslantaş demektedir Fakat ülkemizin öteki yerlerinde de böylece fazla Aslantaş vardır Diğerlerinden ayırt edilmesi için, örene en yakın topografik noktanın Karatepe olmasından dolayı buraya, KaratepeAslantaş denmesi daha uygun görülmüştür
Ceyhan ırmağının doğu sahilindeki Domuztepe de Geç Hitit Çağına ait bir yerleşim alanıdır Müzenin iki km kuzeyindeki Kum Kalesi Haçlılar kadar yaptırılmıştır Kale bugün baraj gölünün suları aşağı kalmıştır
Buradaki yazılardan kısa bir örnek:
“Adanava kralı ben Asitivadas ’ım Güneş İlahı ’nın adamı, Fırtına Tanrısı ’nın kulu, Avarikos ’un büyük yaptığı Adanava memleketini, doğusuna, batısına genişlettim Komşu krallarla iyi geçindim Aleyhinde gelenleri ayağımın altına aldım, ezdim Bereket ettim Açları doyurdum, huzur ve güveni sağladım Silahlı erkeklerin gezemediği bu yerlerde genç ve hoş kadınların yalnız başlarına kirmen eğirerek rahat ve güven içinde gezmelerini sağladım Kim, benim yaptığımın bu kaleyi ve kapıyı yıkar, bu nizamı bozarsa Tanrı belasını versin Yalnız benim adım ölümsüzdür, güneş ve ay gibi
KARATEPEASLANTAŞ MILLI PARKI
Osmaniye ’ ye 30 km mesafede, Kadirli ilçesinin 22 km güney doğusundaki Aslantaş yöresinde, 1946 yılında başlatılan kazıbilimsel kazılar sonucunda, son Hitit (Eti) medeniyetine ait dağıtılmış eserlerin bulunması, bunların başlıca yerlerinin ve doğal çevreleri içinde onarılıp sergilenmesi amacıyla Türkiye ’nin birincil Açık Hava Müzesi kurulmuştur
KaratepeAslantaş Milli Parkı Akdeniz Bölgesinde, Osmaniye İl sınırları içinde, Kadirli ilçesi, Ceyhan nehri kıyısında yer almaktadır Türkiye ’nin kayda değer suları ve hidroelektrik amaçlı Aslantaş barajı, Ulusal Park içindedir
KADİRLİ ALACAMİ
Kadirli merkezinde bulunan cami, Roma, Bizans ve Türk medeniyetlerini bir arada yaşatan bir özelliğe sahiptir2 asrın başlarında Romalılar kadar bir manastır olarak yapılmıştır 5asrın başlarında bir kilise ilave edilmiştir Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey ’in oğlu sarı Kaplan namıyla anılan Kasım Bey, bu kiliseyi babası adına camiye çevirerek buraya “Alaüddevle Mescidi adını vermiştir Caminin üzerini de kurşunla kaplamıştır (1480–1490)1865 ’deri 1921 ’e kadar aralıksız cami ve medrese olarak hizmet vermiştir Yapının içindeki odalarda ise köyden gelen öğrenciler yatılı olarak kalmışlardır1563 yılında tutulan Karszül Kadiriye Bayrak defterinde Ala Cami civarındaki mahalle “ Ala Mescit Mahallesi olarak geçmektedir *
Osmaniye Tarihi Güzellikleri
Osmaniyenin Tarihi Eserleri
Osmaniye İli Tarihi Yerleri
AŞILI KALESİ
Kadirli ilçesi, Yoğunoluk köyü, Günece mahallesi, Harnıplı mevkiindedir Kaleye başlıca yoldan daha sonra 3 km lik stabilize yol ile ulaşılmaktadır
Dikey kayalık üzerine kurulan kaleye ulaşmak zordur Kuzey yönü çıkışa en yerinde alandır Bu taraftan çıkıldığında karşınıza kalenin antre kapısı olabilecek yer kazanç Her iki tarafı burçla desteklenmiştir Kale dört farklı kotta birbirinden bağımsız bölümler halinde yapı edilmiştir Girişin olduğu 1 platform da tek odalı kemerli penceresi bulunan gözetleme kulesi ve antre yapıları mevcuttur 2platformda sekizgen yapılı mekân anında yanında ve 7x4 boyutlarında bir mekân daha var Büyük ihtimalle hayat yerleri olmalıdır Burada fazla eksik bir kısmı kalmış olan güney sur duvarı da bulunmaktadır 3 platformda dikdörtgen bir mekân dışa oval iki mimari öğe, bunların kuzey tarafında bitişik dikdörtgen bir oda daha vardır Büyük bir konut olmalıdır 4platformda doğuya bakan yönde dıştan iki metre duvarı olan ama içerisi moloz malzeme ile dolmuş bir oda vardır Platform arasında basamaklar vardır
Orta çağ kalesidir Inşa malzemesi barbar şekillenmiş kesme taş ve dolgu molozdur
ÇEM KALESİ
Çem kalesi olarak tanıdık kale ovaya hâkim yüksek bir kayalığın üstündedir Tepenin batı ve doğu yönleri çok düşey ve ulaşılması olası olmayacak şekilde sarptır Kaleye giriş kuzeybatı yönündeki burcun solundaki üstü kemerli kapıdan sağlanmaktadır Antre kapsının sol tarafında taşa oyularak yapılmış ve epeyce yıpranmış bir yazıt görülmektedir Antre kapısının sağ yanında taşa oyularak yapılmış daire içinde haç motifi bulunmaktadır Kemerli giriş kapısının üstteki kısmında kemer duvarlarının içine oturtulmuş yüksek kabartma ortak birbirine bakan 2 aslan figürü dikkat çekmektedir Kalenin girişini denetim altına almak amacıyla kapının üstteki tarafında bir pencere açılmıştır Üstteki yapısı moloz taşlardan oluşturulmuş pencere açıklığının sol yanında daire içinde haç motifi yer almaktadır Pencerenin sağ alt kısmında ters şekilde duran yazıt ve bu kitabenin üstünde bulunan mimari bir parçanın devşirme olarak kullanıldığı muhakkaktır Antre kapısının üzerindeki bu bölümde kullanılan bu malzemeler dikkate alınırsa laf konusu pencere açıklığının daha sonradan yapıldığı söylenebilir Giriş kapınsın sağ yanında yer alan burcun dış yüzeyinde giriş yönünde yer alan kabartma biçiminde yapılmış aslan figürü vardır
ÇARDAK KALESİ
Osmaniye ’nin, Çardak köyü yakınında, yaklaşık 200 m yükseklikteki yığın üzerindedir Bölgedeki kervan ticaretini korumak amacıyla üretilmiş askeri bir kaledir
Osmaniye ’nin doğusunda ve 6 km ’lik uzaklıktadır Kameriye köyünden yayalara ait olarak gidilebilir Kale, dikdörtgen şeklinde ve 10 burçludur Romalılardan kalma bir kaledir
BAHÇE KALESİ
Bahçe ilçesindeki tepelik alanda yer alır Dört duvardan ibarettir Osmaniye ’den Gaziantep ’e giden yol bu ilçeden geçer Yolun kuzey tarafında görünen Caminin olduğu alanın arkasındadır
15 x 15 ölçülerinde yalnızca temelden 1 metre yüksekliğe değin ayakta kalmış Garnizon kalesi olmalıdır Duvar kalınlığı yaklaşık 90 cm dir Öteki Garnizon kaleleri gibi dört duvar ve çatıdan ibaret olmalıdır
Inşa malzemesi ve işçiliğine göre iki dönem görülmektedir Roma ve Ortaçağ dönemlerinde kullanılmıştır Şimdiki yol gibi eski yolu da kontrol eder konumdadır Fakat bu kalenin gördüğü orta büyüklükte bir kale yapısı olmalıdır Kurtlar kalesi üzerinden Harun Reşit kalesi ile bağlantısı vardır
KASTABALA ANTİK KENTİ
Osmaniye İl merkezinin 12 km kuzeyindeki Ceyhan Nehrinin kuzeybatıya döndüğü kıvrımın içinde, Kesmeburun ile Bahçeköy arasında bulunan ovaya dominant olan bir kaya çıkıntısı üzerinde Bodrum Kalesi adını içeren 13 yy dan kalma bir kale yükselmektedir
Osmaniyeden Cevdetiye, Kesmeburun üzerinden KaratepeAslantaş ören yerine ulaşan yolun doğusunda yer alan kalenin eteklerinden başlayarak kalıntıları çepeçevre birkaç km²lik alanı kaplayan Kastabala Ören Yerini ilk kez 1875 yılında İngiliz diplomat EJ Davis ziyaret etmiş ve uzun uzadıya tanımlamıştır Kentin antik devirdeki öteki bir adının da Hierapolis olduğu oysa 1890 yılında İngiliz araştırmacı Th Bent kadar burada bulunan antik yazıtlar doğruca anlaşılmıştır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş uluslara mensup gezgin ve araştırmacıların Kastabalanın anıtları, yazıtları ve sikkeleri hakkında 20 yy da yaptıkları araştırmalar bir uçtan bir uca antik büyük kasaba tarihinin karanlıkta kalan bazı noktalarını parlatmak muhtemel olabilmektedir Antik yazarlardan Ptolemaeus ve Plinius ovalık Kilikyanın antik kentleri arasında Kastabalaya komşu kentler Anazarbos ’tan sonradan ve Epiphaneiadan önce değinmişlerdir Coğrafyacı Strabo ise, Toros dağları üzerinde ikinci bir Kastabala bulunduğu yanılgısına düşmüştür Anadolu dillerinden türetilmiş bir yer ismi olan Kastabala adının geçtiği en eski yazılmış evrak Kastabalanın 20 km dek kuzeyinde bulunan bahadırlı köyü civarında 1961 yılında yer alan Aramice bir hudut yazıtıdır MÖ 5 ve 4 yy da Anadoluya başat olan Perslerin kullandığı devlete ait yazı olan bu metinde Pirvaşua adını da içeren Anadolu esas tanrıçası Kubabanın arazisinin bir kısmının da Kastabalaa ait olduğu belirtilmektedir Buradaki Kastabala ismiyle bir kentin mi yahut bir arazinin mi kastedilmek istendiği kesin olarak anlaşılamamaktadır Kastabala öncelikle Seleukos krallarından IV Antiochos Epiphanesin hâkimiyet döneminde (MÖ 175164) basılan sikkelerde Hierapolis adıyla anılmaktadır
Bütün inşa kalıntıları ile Kastabala bugün bir arkeolojik ve doğal park olabilecek özellikleri taşımaktadır
Kastabala harabelerinin içerdiği kayda değer tarihi ve kazıbilimsel anıtların her türlü tahribattan dikkatle korunması, yol gösterici ve açıklayıcı levhalar ile zahmetsizce gezilir ayla getirilmeleri halinde, Osmaniye ilimizin bu güzide antik kenti KaratepeAslantaş, KadirliFlaviopolis ve DilekkayaAnazarbos ile birlikte Çukurovanın doğusunda mutlaka ziyaret edilmesi gereken ören yerleri konumuna kavuşacaktır
KARATEPEASLANTAŞ AÇIK HAVA MÜZESİ
Kadirli İlçesi, Kızyusuflu köyü sınırları içerisinde, 638 rakımlı, Karatepe ’nin kuzeyindedir Kadirli ’nin güneydoğusunda olup ilçeye, 22 km, Osmaniye ’ye 30 km, Adana ’ya ise 130 km uzaklıktadır
Karatepe Geç Hitit Çağında (MÖ 8 yy) Adana Ovası Hükümdarı Asativatas kadar, krallığını kuzeydeki barbar kavimlere karşı korumak üzere, bir sınır kalesi olarak yaptırılmıştır Kurucusundan dolayı Asativadaya adını alan bu yer MÖ 725720 tarihlerinde Asur kralı 5 Salamonsor veya MÖ 680 yılında Asarhaddon göre ele geçirilmiş, yıkılıp yakılmıştır
Yıkılan kale sur duvarlarının kalınlığı 2 ila 4 m genişliğinde, kalenin iç ve dış duvarları ise 4 ila 6 m yüksekliğindedir Kuru, harçsız yapılan çift duvar arasındaki avarelik taş, moloz ve toprakla doldurulmuştur Kalenin doğubatı çapı 196 m, kuzeygüney çapı ise 376 metredir Kale 1820 m aralıklarla saptama edilebilen 28, tespit edilemeyen 6 elde etmek üzere 34 adet dikdörtgen burçlarla tahkim edilmiştir
Tepenin zirvesinde, saray olduğu varsayım edilen iki tane yanmış bina harabesi ve zahire kuyuları mevcuttur Kalenin biri güneybatısında, diğeri kuzeydoğusunda edinmek üzere iki kapısı vardır
Güneybatısındaki antre kapısında kırık parçalarla ekli iki aslan heykeli vardır Sağ ve sol ast odacıklarda esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş bloklar üstünde duvar kaplaması niteliğinde, o günün inanç ve yaşayışını sergileyen çeşitli figür rölyefleri (taş kabartmalar) ve benzer metin olmak üzere, müşterek Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur Kapı içinde ise yaklaşık üç metre boyunda fırtına Tanrısının heykeli bulunmaktadır
Kuzeydoğu kapısında insan başlı, aslan gövdeli, ortak iki sfenks vardır Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile müşterek aynı metin almak üzere, Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur
Karatepe 1946 yılına değin bilim âleminin meçhulü olan bir yerdi Saimbeyli ’den koyun otlatmaya gelen çobanlarca tesadüfen bulunmuş ve öğretmen Ekrem KUŞCU göre Adana Müzesi Müdürü Naci KUM ’a bildirilmiştir
1946 yılının ilkbaharında Alman kazıbilimci Bossert başkanlığında kazı çalışmalarına başlanır Halen bu araştırmalar Halet ÇAMBEL tarafından yürütülmektedir Yıkılan kale duvarlarının bir örneği doğubatı istikametinde baştan inşa edilmiştir
Buradaki Finike (tırnak) yazıları bir uçtan bir uca, önceleri tam çözülememiş olan Hitit hiyerogliflerinin okunmasına imkân sağlayan bir anahtar ele geçmiştir Dünya üzerindeki Hitit yazıları ilk kez burada okunmuştur Bu yazılarının çözülmesiyle Anadolu ’da MÖ 2000 yılına dek giden hiyeroglif yazıların tamamı okunmuştur
KaratepeAslantaş ’daki eserler, mimari bir bütünün parçaları oldukları için yerlerinden sökülüp kapalı bir müzeye taşınmamıştır “Açık Hava Müzesi kurularak eserlerin burada sergilenmesi yoluna gidilmiştir
KaratepeAslantaş Açık Hava Müzesi ’nin bulunduğu yer, Anadolu ’daki diğer ören yerlerinden çok farklıdır Burası, Aslantaş Barajının yapılmasıyla üç tarafı baraj gölüyle cepheli olup baraj gölü ve Andırın Ovası ’na hâkim bir üstte bulunmaktadır Müze, bir yarımada şeklindeki burun üzerinde ve etrafı ormanlarla kaplıdır
Karatepe, Çukurova ’yı AndırınGöksun üzerinden İç Anadolu ’ya bağlayan ve “Akyol (AğyolKocayol) diye anılan tarihi kervan yolunun üzerindedir Bu yol; Hititlerden önce, Hitit döneminde ve haçlı Seferleri sırasında kullanılmıştır Yakın zamanlara dek Yörüklerin göç yolu da olmuştur
Yerli halk müziği, aslan heykellerinden nedeniyle buraya “Aslantaş demektedir Fakat ülkemizin öteki yerlerinde de böylece fazla Aslantaş vardır Diğerlerinden ayırt edilmesi için, örene en yakın topografik noktanın Karatepe olmasından dolayı buraya, KaratepeAslantaş denmesi daha uygun görülmüştür
Ceyhan ırmağının doğu sahilindeki Domuztepe de Geç Hitit Çağına ait bir yerleşim alanıdır Müzenin iki km kuzeyindeki Kum Kalesi Haçlılar kadar yaptırılmıştır Kale bugün baraj gölünün suları aşağı kalmıştır
Buradaki yazılardan kısa bir örnek:
“Adanava kralı ben Asitivadas ’ım Güneş İlahı ’nın adamı, Fırtına Tanrısı ’nın kulu, Avarikos ’un büyük yaptığı Adanava memleketini, doğusuna, batısına genişlettim Komşu krallarla iyi geçindim Aleyhinde gelenleri ayağımın altına aldım, ezdim Bereket ettim Açları doyurdum, huzur ve güveni sağladım Silahlı erkeklerin gezemediği bu yerlerde genç ve hoş kadınların yalnız başlarına kirmen eğirerek rahat ve güven içinde gezmelerini sağladım Kim, benim yaptığımın bu kaleyi ve kapıyı yıkar, bu nizamı bozarsa Tanrı belasını versin Yalnız benim adım ölümsüzdür, güneş ve ay gibi
KARATEPEASLANTAŞ MILLI PARKI
Osmaniye ’ ye 30 km mesafede, Kadirli ilçesinin 22 km güney doğusundaki Aslantaş yöresinde, 1946 yılında başlatılan kazıbilimsel kazılar sonucunda, son Hitit (Eti) medeniyetine ait dağıtılmış eserlerin bulunması, bunların başlıca yerlerinin ve doğal çevreleri içinde onarılıp sergilenmesi amacıyla Türkiye ’nin birincil Açık Hava Müzesi kurulmuştur
KaratepeAslantaş Milli Parkı Akdeniz Bölgesinde, Osmaniye İl sınırları içinde, Kadirli ilçesi, Ceyhan nehri kıyısında yer almaktadır Türkiye ’nin kayda değer suları ve hidroelektrik amaçlı Aslantaş barajı, Ulusal Park içindedir
KADİRLİ ALACAMİ
Kadirli merkezinde bulunan cami, Roma, Bizans ve Türk medeniyetlerini bir arada yaşatan bir özelliğe sahiptir2 asrın başlarında Romalılar kadar bir manastır olarak yapılmıştır 5asrın başlarında bir kilise ilave edilmiştir Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey ’in oğlu sarı Kaplan namıyla anılan Kasım Bey, bu kiliseyi babası adına camiye çevirerek buraya “Alaüddevle Mescidi adını vermiştir Caminin üzerini de kurşunla kaplamıştır (1480–1490)1865 ’deri 1921 ’e kadar aralıksız cami ve medrese olarak hizmet vermiştir Yapının içindeki odalarda ise köyden gelen öğrenciler yatılı olarak kalmışlardır1563 yılında tutulan Karszül Kadiriye Bayrak defterinde Ala Cami civarındaki mahalle “ Ala Mescit Mahallesi olarak geçmektedir *