Son Konu

Osmanlı Devleti'nin Yükseliş Sebepleri Nelerdir?

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Osmanlı Devleti'nin Yükseliş Sebepleri Nelerdir?



1) En önemli sebep, manevî değerlerine ve İslâma olan bağlılıklarıdır Bunu ilâyı kelimetüllah ruhu diye de açıklama edebilirsiniz Bir adamın kıymeti himmeti nisbetindedir Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başına bir millettir Bir ferdin himmeti milleti olabilmesi için, o ferdi milletine bağlayan kuvvetli bağlar ve şahsî hayatını milletin hayatına seçim ettiren önemli sebepler bulunmalıdır Bu kayda değer sebepler ve adaleli bağlar, manevi değerlerden başka biri olamaz O halde manevî değerleri ile ordusunu techiz etmeyen bir insanlar, gelecekte her lahza tehlikelere maruz kalır ve varlığını sürdüremez Bu mânâyı târihe bakarak, daha da müşahhas hale getirebiliriz Osmanlı Devletnin çok eskiden, tüm Avrupa nın büyük devletlerine karşı hayatını ve varlığını devam ettiren, şu devletin ordusundaki Kur'ân dan alınan şu fikirdir: Ben ölsem şehidim, öldürsem gaziyimGerçekten Kosova meydan muharebesine çıkan Murad Hüdavendigar Yarab beni din yolunda şehid , ahirette said et demiş ve istediği olmuştur Bu ruh ile şahlanan şanlı ecdadımız, şevk ile ve aşk ile ölümün yüzüne gülerek bakmış; tekrar tekrar Avrupa'yı titretmiştir Size de soruyorum; şu dünyada basit fikirli ve saf kalpli olan genç askerlerin ruhunda öyle ulvi fedakarlığa sebebiyet verecek hangi şey gösterilebilir? Hangi duygu bu mânevî değerlerin yerlerine ikame edilebilir? Allah ve öbür dünya inancından başka hangi şey, hayatını ve bütün dünyasını severek ona feda ettirebilir?

Tarih bize gösteriyor ki, biz Müslüman Türkler , ne derece mânevi değerlerimize bağlanmış isek ilerlemişiz Ne vakit mânevî değerlerimizden uzaktan kalmışsak, gerilemişizdir O zaman düşmanlar bizi can damarımızdan vurmuşlardır Bilesiniz fakat, düşman bizi hiç bir süre açık savaşta yenememiştir Tekrar Tekrar tehlikeyi, kurtuluş reçetesi olarak göstererek bizi içimizden hançerlemişdir Bir milletin maddî bataryaları ne dek çağdaş silahlarla mücehhez olursa olsun ve o insanlar isterse imparatorluk seviyesine yükselsin, mânevî bataryaları abes olduğu müddetçe yıkılmaya mahkumdur

Vatana ihanet suçuyla 1821 yılında Patrikhanenin orta kapısı önünde asılmış yer alan İstanbul 'daki Fener Patriki Gregorios kadar Rus Çarı Aleksandr'a yazılan mektupta aynen şu ifadeler yer almaktadır:

Türkleri maddeten ezmek ve devirmek muhtemel değildir Çünkü Türkler , sabırlı, mukavemetli, mağrur ve izzeti nefisli insanlardır Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından ve kadere rıza göstermelerinden, anânelerinin kuvvetinden ve âmirlerine itaat duygusundan ileri gelmektedir Bu sebeple, Türklerde evvela itaat duygusunu yaralamak ve mânevî bağları koparmak, dinî metanetlerini zaafa uğratmak gerekir Mânevîyatları sarsıldığı gün, Türkleri zaferlere götüren belli başlı kudretlerinden sıyıracak ve onları fiziki kuvvetlerle alt etmek muhtemel olacaktır Osmanlı Devleti n'i tasfiye için mücerret olarak harp meydanlarındaki zaferler kâfi değildir Yapılacak olan, Türkler'e bir şey hissettirmeden bu tahribi tamamlamaktır

Sultân Aziz devrinde, İstanbul Rus Elçisi olan GeneraI İgnatyef , bu mektubu zikrettikten sonradan şunu ilave eder: Ben vazifedeyken bu teşhisler isabetle tecelli etti Evet maalesef bu oyunlara gelen Tanzima t gençliği, Rus elçisinin dediği gibi, millî ananelerin düşmanı ve atalarının papuçları olamayacak bir ayla gelmişlerdi' İbni Kemal de, Osmanlı Devletinin Gazneliler , Selçuklular ve Harzemîler gibi, Müslüman devletlerle mücadele ederek ve kendi mevlâlarına ayaklanma ederek yükselmediğini, belki adamakıllı yukarıda anlatılan gazâ ruhuyla ve yüksek bir himmetle yükseldiğini misâller vererek açıklamaktadır Osmanlı Tarihlerinin mukaddimelerinde zikrettikleri bir takım menkıbeler de, bu ruhu açıklamak için zikredilmişlerdir

2) Osmanlı Devletini yükselten sebeplerin ikincisi, Osmanlı Devletinin özellikle yükselme dönemlerinde tam bir hukuk devleti olması yani şeri şerif ve kanunı münifin kabul edilmesidir Sahiden de, içinde 763 Kanunnâmeyi neşrettiğimiz Osmanlı Kanunnâmeleri adlı eserimizi inceleyenler göreceklerdir fakat, Osmanlı Devletinin yükseliş, duraklama, gerileme ve yıkılışını, kanunnamelere bakarak grafikle göstermek mümkündür Osmanlı Kanunnâmeleri, Fâtih den itibaren zirvededir Kanuni devrine dek, kanun yapma ve kanunu başvuru görevleri ehil ellerdedir II Selim den itibaren durgunluk başlamıştır iyi Murad zamanında durmuştur daha sonra ise, önce gerilemiş; sonradan da Adâletnâmeler le örtülemeyecek değin gedikler açılmıştır 17001800 yılları arası Osmanlı Devletinin hukuk devleti olmaktan çıkma tehlikeleri yaşadığı dönemdir Osmanlı vatandaşı, büyüme döneminde Müslüman olsun gayri müslim olsun, bütün bir hukuk devleti olduğuna ve ayırım yapılmaksızın adaletin icra edildiğine inanmaktadır İşte vatandaşı böyle bir inanca sahip devletin yükselmesi mukadderdir Padişah fermanıyla kira bedellerinin olduğu gibi bırakılması olmaz Zira Padişahın emriyle nâmeşrû olan şey meşrû olmaz; haram olan nesne helâl olmak yokdur Bu hususlarda emri şeri şerif budur Bir türlü deha değildir Şeri hükümlere vâkıf iken onları ketmetmek, Kurân'daki bir âyetin tehdidine maruz kalmaktır diyen Ebüssuud lar; Ve kiliseleri ellerinde ola, okuyalar âyinlerince Ammâ çan ve nâkus çalmayalar Ve kiliselerin alub mescid etmeyem diyen Fâtihler ve nihayet halbu ki, onlar raiyyetliği kabul etmişler Dinimiz gereği, onların can, mal ve ırzlarını kendi can, mülk ve ırzlarımız gibi korumakla mükellefiz Bu yolda onlara cebretmek, dinimize muhâlifdir diyerek, hem gayrı müslimlerin şahsî adalet ve hürriyetlerine gösterdiğimiz hürmeti ve hem de yasal sınırlar içinde kalmak şartıyla din ve vicdan hürriyetine gösterdiğimiz saygıyı anlatan Zenbilli Ali Baylar , bu izaha çalıştığımız hukuk ve adalet devletinin sacayakları olmuşlardır

3) Devletin devam ve bekasına sebep olan para ve askerin mükemmel oluşudur Osmanlı Devletinin yükselmesine sebep olan para, halktan zorla toplanan para değil, memleketin mamur olmasından ortaya çıkan paradır Bu dönemde, Osmanlı parasının kaynakları iyice şerî vergiler ve yasal kazanç kaynaklarıdır; tekâlîfi örfiyye yaklaşık olarak değil gibidir Şimşek Bâyezid , kadıların davacı ve davalılardan aldıkları harçları sus payı sayarak buna vesile olan kadıları idam etmeye kalkışacak dek hassastır Asker ise, ehliyetli ve vasıflıdır Çünkü bütün bir gaza aşkıyla eğitimli askerler yetişmektedir Kanuni devrine değin, yeniçerinin adedi maksimum 1012 bin kadardır Fakat her yerden başarı haberleri gelmektedir Viyana bozgununda bu sayı 50 binlere ulaşmıştır Ama mülk toplamaktan başka kayguları yoktur Bu dediklerimize Yeniçeri Kanunnâmesi en canlı şahittir En önemlisi de, yükselme döneminde asker siyâsetin ve idarenin içinde değildir

4) Günümüzde bir takım araştırmacıların tenkit ettiği gılmân sistemi yani kapıkulu sistemi de, devletin yükseliş sebeplerinin başında gelmektedir Zira tarihde çoğu büyük devletler, kendilerine ast olan asilzade beylerin isyanlarıyla yıkılmışlardır Abbasî Devleti kendi elleriyle büyüttükleri soylu aileler eliyle; Büyük Selçuklu Devleti mevâlî olan Harzemiler eliyle yıkılmışlardır Günümüzde de devletin hânedânlarla sıkıntıda olduğu ortadadır İşte Osmanlı Devleti, bu sıkıntılardan kurtulmak için, ailesi ve yakın çevresi bulunmayan devşirme ve esir asıllı insanları Enderûn denilen özel mektepte bir devlet adamı gibi yetiştirerek onları devletin yükselmesinde istihdâm etmiş ve ilk olarak muvaffak da olmuştur

5) Osmanlı Devletinin yükselme dönemlerinde bütün manasıyla serbest bir ilmin de manâlı etkisi olduğunu açıklama etmekte fayda vardır Memleket ve vatan bir vücuda aynı; aklı ve ruhu ilim ve ma'rifettir; cesedi ve bedeni de siyâset ve idaredir Bu iki öğe aralarında muvâzenenin te'min edildiği dönemlerde, dâima uygarlık, terakki ve rahat görülmüştür Abbasî Devleti'nin ilk halifeleri, Endülüs Emevilerinin başlangıçtaki idarecileri ve ilk Osmanlı Padişahları, bu muvâzeneyi tedarik eden en müşahhas misâllerdir Fâtih Sultân Mehmed'in vezirlik ve kazaskerlik teklifini reddeden, üstelik Fâtih'i tekyesine de kabul etmeyen Molla Güranî ; Fâtih sarayında ve kendisi de tekye ve medresesinde kaldığı müddetçe, bu dengenin korunabileceğinin çok iyi idrâki içindedir Bir Osmanlı Kanunnâmesinde bu kayda değer muvazene düsturu şu şekilde açıklama edilmektedir: Kadılar, şer'î hükümler i icra edeceklerdir Fakat memleketin nizâmı, korunması ve vatandaşın idaresi ile alâkalı hususları hükkâmı seyf ve siyâset olan vükelâyı devlete havale edeceklerdir

6) Osmanlı Devletini yükselten sebeplerden birisi de vazifelerin, ister ilmiyede, ister seyfiyede ve isterse de kalemiyede olsun, ehil olanlara verilmesidir Medeniyetlerin kurulmasında ve yıkılmasında mahâret ile salâhatın önemi inkâr edilemez Tarihe bakıldığında görülecektir ki, bu iki vasfı kendinde birleştiren milletler nice medeniyetler kurmuşlar ve daima payidâr olmuşlardır Yıkılan tüm medeniye t ve devletlerin aşağıda ise, aranırsa mutlaka bu iki vasıftan birinin veya ikisinin yokluğunun yattığı esefle müşahede olunur Mahâret , kişinin kendi mesleğinde ehil, uzman ve kâbiliyetli olmasıdır Salâhat ise, kişinin din ve ahlâkça yüksek bir seviyeye ulaşmasıdır *
 
Üst Alt