bilgiliadam
Yeni Üye
Osmanlı Devleti Gerileme ve Cokuş
Osmanlı Devletinde Gerileme
Osmanlı Devletinde Cokuş
Osmanlı Devleti
Gerileme ve Cokuş (16991923) I
Boylece Tuna'yı gecip Turk kuşatma kuvvetlerinin uzerine doğru gelen Haclı ordusuna, bu defa da, Viyana kuşatmasının aleyhinde olan ve bu sebeple sadrazamla arası acık bulunan Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa yol verdi ve kendisi askerini toplayıp Budin'e cekildi Yetmiş bin kişilik duşman ordusu karşısında, yanında o sırada on bin kadar askeri bulunan Kara Mustafa Paşa, akşam vaktine kadar yiğitce carpıştı ise de, bunca ihanet karşısında herşeyin bittiğini gorerek, buyuk bir gayretle oradan uzaklaşıp darmadağın cekilen orduyu Yanıkkale onlerinde topladı
Viyana bozgunu aslında Turk kuvvetleri arasında fazla bir zayiata yol acmamış, ancak psikolojik etkisi buyuk olmuştu Macaristan'daki kaleleri takviye eden Sadrazam, Belgrad kışlağına cekildi Ancak bu sırada Sadrazama karşı olan, merkezdeki paşalar, Viyana bozgunu sebebiyle onun idamına ferman cıkarttırmayı başardılar Boylece Kara Mustafa Paşanın idamı, Osmanlı ordusunu derleyip toparlayabilecek ve muhtemel bir bozgunun onune gecebilecek kudretli bir paşadan, devleti yoksun bıraktı
Nitekim ertesi yıl, Venedik de kutsal ittfaka katıldı ve boylece Osmanlı kuvvetleri, Avusturya, Lehistan, Rusya ve Venedik olmak uzere dort cephede zorunda kaldı Osmanlı kuvvetleri, zaman zaman başarılar kazanmasına rağmen, savaşların uzun surmesiyle ağır kayıplara uğradı ve 1699'da Karlofca Antlaşmasını imzalamaya mecbur kalındı Osmanlı İmparatorluğu, bu hadiseyle ilk defa, buyuk eyaletlerini duşmana bırakmış ve artık devrin aleyhine donduğunu anlamıştı Nitekim bu antlaşmayla Turkler, hemen hemen butun Macaristan'ı Avusturyalılara, Ukrayna ve Podolya'yı Lehlilere, Azak Kalesini Ruslara, Dalmacya sahillerini ve Mora'yı da Venediklilere terk etti Sadece Timaşvar vilayeti, mudafilerin kahramanlığı sayesinde bir muddet icin kurtarılabildi Bu ağır yenilgi ve kayıplar, Turkler uzerinde o kadar acı bir tesir bıraktı ki, Aldı Nemce (Avusturya) bizim nazlı Budin'idiye feryat etmelerine sebep oldu
Karlofca Antlaşmasının imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti, bilhassa sınırların kuvvetlendirilmesi, idari, mali ve iktisadi durumun ıslahı, ordu ve donanmanın yeniden duzene konulması ile uğraştı Diğer taraftan, otedenberi Turkleri taklit eden Avrupa ve Rusya, ilim ve teknikte hızla ilerliyor ve Osmanlıları daha kuvvetli bir şekilde kuşatıyorlardı Artık, Avrupa karşısında Turkler, askeri ve teknik sahalarda onlardaki ilerlemenin sırrını araştırmaya tenezzul etmeye mecbur oldular Bu suretle 17 yuzyılda, Osmanlı Devletini kendi bunyesine gore ıslah etme duşuncesi, 18 asrın başında yerini Avrupa'dan iktibas etme fikrine bıraktı Sultan III Ahmed zamanında (17031730) Damad İbrahim Paşanın Pasarofca Barış Antlaşmasının verdiği huzur sayesinde giriştiği kultur ve imar faaliyetleri arasında, Avrupa'nın tesirleri de muhim rol oynadı Avrupa'nın onemli merkezlerine ilk defa elciler gonderildi Boylece Turkler Garp (Batı) medeniyetini sathi de olsa tanımak fırsatı buldular Yirmisekiz Celebi Mehmed Efendi ile ile birlikte Paris'e giden Said Celebi, orada matbaanın onemini kavrayarak, donuşunde bir Macar muhtedisi (İslama girmiş) olan İbrahim Muteferrika ile birlikte, İstanbul'da matbaa kurulması icin teşebbuse gecti Şeyhulislamın fetvası ve padişahın fermanı ile tasdik edilen rapor neticesinde, Batı'nın bu onemli buluşu Turkiye'ye girdi Matbaa ile, bir yandan buyuk ilim ve kultur eserleri cok sayıda basılıp dağıtılırken, bir yandan da padişah ve sadrazam İstanbul'daki ilim, kultur ve sanat cevrelerini yakından desteklemek suretiyle, bu sahalarda buyuk bir canlılık meydana getirdiler Yalova'da kağıt, İstanbul'da cini ve kumaş fabrikaları acıldı Ote yandan bu barış devresinde, devlet adamları arasında gorulen israf ve savurganlık genel bir hoşnutsuzluk doğurdu Nitekim, Patrona Halil İsyanıyla (1730) Lale Devri diye de adlandırılan bu devir sona ererken, ilmi gelişmelere karşı gruplar da isyanı destekleyerek pek cok ilmi gelişmenin baltalanmasına sebep oldular
Butun olumsuz şartlara rağmen fevkalade dikkat ve ihtimamla yetiştirilen Osmanlı şehzadeleri, tahta cıktıkları zaman, devleti icine duştuğu bunalımlı durumdan kurtarmak ve eski haşmetli devrine ulaştırmak icin azami gayret sarfediyorlardı Nitekim III Ahmed'in yerine gecen Sultan I Mahmud (17301754) ve III Mustafa (17571773) donemlerinde humbaracı ve topcu ocaklarının Batı tarzında teşkilatlandırılmasına girişildi Bir Fransız subayı iken Muslumanlığı kabul ederek Ahmed adını alan Comte de Bonneval, 1731'de humbaracı ocağının ıslahına başladı Ocağın ihtiyac duyduğu talimli askeri yetiştirmek uzere de 1734 yılında Uskudar'da bir hendesehane (muhendislik okulu) acıldı Nitekim disiplinli ve modern talim ve terbiye ile yetiştirilen bu askeri sınıfın Rusya ve Avusturya ile 17361739'da yapılan savaşlarda buyuk hizmeti goruldu Ancak, bu sınıf 1747'de yenicerilerin baskını sonucu kapatıldı Sultan III Mustafa da tahta gecer gecmez, Fransa'dan muhendisler getirterek Muhendishane ve Bahriye sınıfını ve mekteplerini modern usullere gore ıslah etmeye ve onları talim ve terbiyeye girişti Batıdaki gelişmeleri oğrenmek amacıyla Fransa ve Almanya'ya elciler gonderdi Tıp ve Astronomi sahaları ile ilgili calışmalar hızlandırıldı
Karlofca Antlaşmasından sonra Osmanlı tahtına ust uste, devletin icine duştuğu durumu goren ve kurtarmak icin careler arayan padişahlar cıktı ise de, bunların onlerinde her zaman iki buyuk engel oluştu:
Bunlardan birincisi, Turk ordusunun esasını teşkil eden yenicerilerin modern askeri bilgi ve tekniğe kapalı ve uzak kalmaları, hatta eski duzen ve ananelerini de terkederek, askerlikle ilgilerini kesmeleriydi Bu durum onları, sadece savaş zamanlarında cepheye giden, askerlikten habersiz bir yığın haline getirdi Bu sebeple topcu veya humbaracı sınıfında yapılan değişiklikler, umumi neticenin elde edilmesini sağlayamıyordu
Bir başka husus, yeniliklere değer veren ve ilme acık bu padişahların yanında kendilerine yardımcı olacak değerli devlet adamları yoktu
Nitekim, Batının askeri tekniği Turkiye'ye girerken, 1768'de başlayan ve 1774'de sona eren Rus Harbi, Turk ordusunun (yeniceri kuvvetleri) mukavemet edemediğini ve perişanlığını butun dunyaya gosterdi Bu ağır yenilgi uzerine imzalanan Kucuk Kaynarca Anlaşması (1774), Kırım Hanlığını Osmanlılardan koparıyor ve bir Turk golu olan Karadeniz'de Rusya, donanma bulundurma hakkını elde ediyordu Modern bir ordunun cekirdeğini, topcu sınıfını teşkil ederek, geleceğe umitle bakan ve yeni hamlelere girişen Sultan III Mustafa, bu buyuk kayıplara uğradıktan sonra ve bilhassa asırlarca suvarileriyle Avrupa'yı titreten ve Rusları atlarının ayakları altında tutan koca Kırım Hanlığının elden cıktığını gorunce, cok muzdarip halde felc gecirdi ve az sonra da vefat etti (1774)
Osmanlı Devletinde Gerileme
Osmanlı Devletinde Cokuş
Osmanlı Devleti
Gerileme ve Cokuş (16991923) I
Boylece Tuna'yı gecip Turk kuşatma kuvvetlerinin uzerine doğru gelen Haclı ordusuna, bu defa da, Viyana kuşatmasının aleyhinde olan ve bu sebeple sadrazamla arası acık bulunan Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa yol verdi ve kendisi askerini toplayıp Budin'e cekildi Yetmiş bin kişilik duşman ordusu karşısında, yanında o sırada on bin kadar askeri bulunan Kara Mustafa Paşa, akşam vaktine kadar yiğitce carpıştı ise de, bunca ihanet karşısında herşeyin bittiğini gorerek, buyuk bir gayretle oradan uzaklaşıp darmadağın cekilen orduyu Yanıkkale onlerinde topladı
Viyana bozgunu aslında Turk kuvvetleri arasında fazla bir zayiata yol acmamış, ancak psikolojik etkisi buyuk olmuştu Macaristan'daki kaleleri takviye eden Sadrazam, Belgrad kışlağına cekildi Ancak bu sırada Sadrazama karşı olan, merkezdeki paşalar, Viyana bozgunu sebebiyle onun idamına ferman cıkarttırmayı başardılar Boylece Kara Mustafa Paşanın idamı, Osmanlı ordusunu derleyip toparlayabilecek ve muhtemel bir bozgunun onune gecebilecek kudretli bir paşadan, devleti yoksun bıraktı
Nitekim ertesi yıl, Venedik de kutsal ittfaka katıldı ve boylece Osmanlı kuvvetleri, Avusturya, Lehistan, Rusya ve Venedik olmak uzere dort cephede zorunda kaldı Osmanlı kuvvetleri, zaman zaman başarılar kazanmasına rağmen, savaşların uzun surmesiyle ağır kayıplara uğradı ve 1699'da Karlofca Antlaşmasını imzalamaya mecbur kalındı Osmanlı İmparatorluğu, bu hadiseyle ilk defa, buyuk eyaletlerini duşmana bırakmış ve artık devrin aleyhine donduğunu anlamıştı Nitekim bu antlaşmayla Turkler, hemen hemen butun Macaristan'ı Avusturyalılara, Ukrayna ve Podolya'yı Lehlilere, Azak Kalesini Ruslara, Dalmacya sahillerini ve Mora'yı da Venediklilere terk etti Sadece Timaşvar vilayeti, mudafilerin kahramanlığı sayesinde bir muddet icin kurtarılabildi Bu ağır yenilgi ve kayıplar, Turkler uzerinde o kadar acı bir tesir bıraktı ki, Aldı Nemce (Avusturya) bizim nazlı Budin'idiye feryat etmelerine sebep oldu
Karlofca Antlaşmasının imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti, bilhassa sınırların kuvvetlendirilmesi, idari, mali ve iktisadi durumun ıslahı, ordu ve donanmanın yeniden duzene konulması ile uğraştı Diğer taraftan, otedenberi Turkleri taklit eden Avrupa ve Rusya, ilim ve teknikte hızla ilerliyor ve Osmanlıları daha kuvvetli bir şekilde kuşatıyorlardı Artık, Avrupa karşısında Turkler, askeri ve teknik sahalarda onlardaki ilerlemenin sırrını araştırmaya tenezzul etmeye mecbur oldular Bu suretle 17 yuzyılda, Osmanlı Devletini kendi bunyesine gore ıslah etme duşuncesi, 18 asrın başında yerini Avrupa'dan iktibas etme fikrine bıraktı Sultan III Ahmed zamanında (17031730) Damad İbrahim Paşanın Pasarofca Barış Antlaşmasının verdiği huzur sayesinde giriştiği kultur ve imar faaliyetleri arasında, Avrupa'nın tesirleri de muhim rol oynadı Avrupa'nın onemli merkezlerine ilk defa elciler gonderildi Boylece Turkler Garp (Batı) medeniyetini sathi de olsa tanımak fırsatı buldular Yirmisekiz Celebi Mehmed Efendi ile ile birlikte Paris'e giden Said Celebi, orada matbaanın onemini kavrayarak, donuşunde bir Macar muhtedisi (İslama girmiş) olan İbrahim Muteferrika ile birlikte, İstanbul'da matbaa kurulması icin teşebbuse gecti Şeyhulislamın fetvası ve padişahın fermanı ile tasdik edilen rapor neticesinde, Batı'nın bu onemli buluşu Turkiye'ye girdi Matbaa ile, bir yandan buyuk ilim ve kultur eserleri cok sayıda basılıp dağıtılırken, bir yandan da padişah ve sadrazam İstanbul'daki ilim, kultur ve sanat cevrelerini yakından desteklemek suretiyle, bu sahalarda buyuk bir canlılık meydana getirdiler Yalova'da kağıt, İstanbul'da cini ve kumaş fabrikaları acıldı Ote yandan bu barış devresinde, devlet adamları arasında gorulen israf ve savurganlık genel bir hoşnutsuzluk doğurdu Nitekim, Patrona Halil İsyanıyla (1730) Lale Devri diye de adlandırılan bu devir sona ererken, ilmi gelişmelere karşı gruplar da isyanı destekleyerek pek cok ilmi gelişmenin baltalanmasına sebep oldular
Butun olumsuz şartlara rağmen fevkalade dikkat ve ihtimamla yetiştirilen Osmanlı şehzadeleri, tahta cıktıkları zaman, devleti icine duştuğu bunalımlı durumdan kurtarmak ve eski haşmetli devrine ulaştırmak icin azami gayret sarfediyorlardı Nitekim III Ahmed'in yerine gecen Sultan I Mahmud (17301754) ve III Mustafa (17571773) donemlerinde humbaracı ve topcu ocaklarının Batı tarzında teşkilatlandırılmasına girişildi Bir Fransız subayı iken Muslumanlığı kabul ederek Ahmed adını alan Comte de Bonneval, 1731'de humbaracı ocağının ıslahına başladı Ocağın ihtiyac duyduğu talimli askeri yetiştirmek uzere de 1734 yılında Uskudar'da bir hendesehane (muhendislik okulu) acıldı Nitekim disiplinli ve modern talim ve terbiye ile yetiştirilen bu askeri sınıfın Rusya ve Avusturya ile 17361739'da yapılan savaşlarda buyuk hizmeti goruldu Ancak, bu sınıf 1747'de yenicerilerin baskını sonucu kapatıldı Sultan III Mustafa da tahta gecer gecmez, Fransa'dan muhendisler getirterek Muhendishane ve Bahriye sınıfını ve mekteplerini modern usullere gore ıslah etmeye ve onları talim ve terbiyeye girişti Batıdaki gelişmeleri oğrenmek amacıyla Fransa ve Almanya'ya elciler gonderdi Tıp ve Astronomi sahaları ile ilgili calışmalar hızlandırıldı
Karlofca Antlaşmasından sonra Osmanlı tahtına ust uste, devletin icine duştuğu durumu goren ve kurtarmak icin careler arayan padişahlar cıktı ise de, bunların onlerinde her zaman iki buyuk engel oluştu:
Bunlardan birincisi, Turk ordusunun esasını teşkil eden yenicerilerin modern askeri bilgi ve tekniğe kapalı ve uzak kalmaları, hatta eski duzen ve ananelerini de terkederek, askerlikle ilgilerini kesmeleriydi Bu durum onları, sadece savaş zamanlarında cepheye giden, askerlikten habersiz bir yığın haline getirdi Bu sebeple topcu veya humbaracı sınıfında yapılan değişiklikler, umumi neticenin elde edilmesini sağlayamıyordu
Bir başka husus, yeniliklere değer veren ve ilme acık bu padişahların yanında kendilerine yardımcı olacak değerli devlet adamları yoktu
Nitekim, Batının askeri tekniği Turkiye'ye girerken, 1768'de başlayan ve 1774'de sona eren Rus Harbi, Turk ordusunun (yeniceri kuvvetleri) mukavemet edemediğini ve perişanlığını butun dunyaya gosterdi Bu ağır yenilgi uzerine imzalanan Kucuk Kaynarca Anlaşması (1774), Kırım Hanlığını Osmanlılardan koparıyor ve bir Turk golu olan Karadeniz'de Rusya, donanma bulundurma hakkını elde ediyordu Modern bir ordunun cekirdeğini, topcu sınıfını teşkil ederek, geleceğe umitle bakan ve yeni hamlelere girişen Sultan III Mustafa, bu buyuk kayıplara uğradıktan sonra ve bilhassa asırlarca suvarileriyle Avrupa'yı titreten ve Rusları atlarının ayakları altında tutan koca Kırım Hanlığının elden cıktığını gorunce, cok muzdarip halde felc gecirdi ve az sonra da vefat etti (1774)