Osmanlıda Sanat eğitimi, Osmanlıda Sanat, Osmanlıda Sanat hakkında bilgi
İslam sanatının belirgin niteliklerinin başında Tevhit duşuncesi gelir Yaratıcının tekliği ilkesi en belirleyici unsurdurBu duşuncenin on yargılarla anlaşılması gucturİslam sanatı soyut, gorulenin kopya edilmesi ya da kopya edilenden rasyonel gerceklerle vazgecilmesinden cok cercevesi vahiyle cizilmiş tefekkure dayalı bir uslUptadır Ustelik bu cerceve, yalnızca susleme unsurları ile değil, mimari gibi oteki sanat unsurlarını da kuşatırİslam sanatı zaman icerisinde akımlarının etkisi ile değişen anlayış ve yaklaşımları kendi icinde kesin hatlarıyla reddetmese de kurallı tanımlanabilir esneklikler ureterek kabullenme yoluna gidememiş,nispeten icine kapanmıştır
Temelde İslam sanatı ile farklı yaklaşımlar gosteren Turk sanatı Selcuklular doneminde yakınlaşmaya başlamış,Arap kulturunden taşıdığı izlerle icine kapanan İslam sanatı simgelere yuklediği manaları soyutlaştırarak yansıtan Klasik Turk sanatı ile etkileşim icerisine girmiştirSanatın bir cok alanında Selcuklular ile başlayan bu birliktelik Osmanlı İptarotorluğu ile zirveye cıkmıştırEtkisini her alanda hissettiren Osmanlı İmparatorluğu sanatsal gelişim ve değişimlere duyarsız kalmamış,planlı ve sistematik olarak kendi icinde buyuyup gelişen ozgun bir sanat ortaya koymuşturNitelikleri ile İslam sanatı ve Klasik Turk sanatının bir sentezi olan Osmanlı sanatı imparatorluk ihtişamı icerisinde o atmosfere paralel eserler ortaya koymuşturSanatın tum dallarında sadece kendine has değerler butunu icersinde etkisini gostermiş ve kendi coğrafyası icinde olduğu gibi bu coğrafya dışında kalan toplulukları da etkisi altına almıştır
Osmanlı sanatı, İslam dunyasında gelişmiş, ceşitlenmiş temel ilkeleri izler Ote yandan, bu ilkeler Osmanlı beğenisine uyarlanmış, İmparatorluğun geniş coğrafyasının ve komşularının sanatsal gelişmişliklerini yorumlayarak beslenerek, Osmanlı sarayının kendine ozgu coğulculuğuyla koşut bir bicimde ozgun bir sanat dili oluşturmuştur Kurumlaşmış bir orgutun uyesi olarak saraya bağlı sanatcıların hazırladıkları eserler icinde hayat bulan calışmalar, ozellikle 16 yuzyılın ortalarında gerek uslup, gerekse konu bakımından diğer İslam ulkelerinin sanatından tamamen ayrılmıştır
17 yy sonlarına doğru İmparatorluğun askeri,siyasi,ekonomik ve kulturel gerceklikler sanatına da yansımış,bu tarihlerden itibaren başlayan ve cumhuriyet tarihi ile ivme kazanan bir gerileme icerisine girmiştirBilincsiz,kontrolsuz bir kopyalama ve tekrar sureci icerisine giren sanat diğer alanlarda da kendini gostermiş,Osmanlı İmparatorluğunun varisi konumunda ki Turkiye Cumhuriyeti Devleti Milli Sanat politikasından uzaklaşmış ,neticesinde elle tutulur nitelikleri ile fark edilir bir anlayış yakalayamamıştırKendi coğrafyası dışında olgunlaşan akımları sorgulamadan kopya eden sanatcıların elinde toplumsal olgulardan uzak ,kulturel etkilerden yoksun bir anlayış olarak tanımlanabilecek bu anlayış resimde,muzikte,mimaride,edebiyatta kendini hissettirmiş,geleneksel sanatından butun butun uzaklaştırılmıştır
Yakın tarihe kadar Osmanlı İmparatorluğuna yonelik sistematik olarak devam ettirilen karalama ve gormezden gelme politikası neticesinde tum yonleriyle gecmişinden habersiz bir toplum geleneksel yapısından yoksun bir sanat anlayışı ortaya cıkmıştırGeleneksel yapısından uzak olmakla birlikte o yapıyı reddeden ve bicimsel değişikliklere zorlayan bu anlayış surec icerisinde kendini iyiden iyiye hissettirmiş hatta zamanla “Osmanlı ibaresi iceren tum olgulara karşı planlı bir cepheleşmeye doğru gitmiştir
Geleneksel olan her ne varsa reddedilen,gecmişe karşı tukenmez bir kinle bilincli bir grubun etkisinde bilincsiz kitleleri peşinden surukleyen bu akım gunumuz Turkiyesinde siyasal,ekonomik ve toplumsal belirsizliği tutarsızlığı hatta kontrollu bir gerilemeyi hedeflemektedir