Son Konu

Otizm Nedir? Ne Değildir?

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
36
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Son yıllarda Otizm spektrum bozukluğu olarak karşımıza çıkan Otizm, doğuştan gelen yada yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluktur. Beynin yapısını yada fonksiyonlarını etkileyen,bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Özellikle bireyin duyusal problemleri ön plana çıkmakta olup çevre ile uyumunu azaltmaktadır. Denge ile ilgili problemleri olabileceği gibi,ömür boyu süren yüksek sese karşı duyarlılık,dokunma hassasiyeti,ışığa karşı duyarlılık gibi farklı semptomlar gösteren çok geniş bir yelpazedir.

Ne değildir?

Hastalık değil, farklılıktır. Tanı kaldırma özelliği olmayan eğitim ile semptomları minimize edilebilen nöro-gelişimsel bozukluktur.

Bulaşıcı değildir. Anne baba tutumlarıyla ortaya çıkamayacağı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.

  1. Otizmli bireyler çevrelerinde yaşanan olumsuz olaylardan etkilenirler mi?
Her canlıda olduğu gibi,kendini savunma,temel ihtiyaçlarını giderme,yaşamını sürdürme güdüsü, öğrenme isteği gibi temel gereksinimleri vardır. Duygularını ifade etmede zorluk çekmeleri,bu bireylerin olumsuz durumlardan etkilenmedikleri anlamına gelmemektedir.  Evet,olumsuz davranış ve yaklaşımlardan birincil derecede etkilenmektedirler ve bunu davranışlarıyla (stereotipik hareketlerle) göstermektedirler.

  1. Otizmli bireylerin kaynaştırma eğitimine dahil edilmeleri ne kadar doğru,ne kadar yanlıştır?
Son zamanlarda bir özel kanalda Türkçe versiyonu gösterime giren otizmli bireylerin eğitim aldıklarında ulaşabilecekleri noktaya güzel bir örnektir.

Atatürk’ün söylediği gibi ‘’Eğitimde feda edilecek tek bir fert yoktur’’ sözünden hareketle,bu bireylerin de eğitim hakkı Anayasal haktır. Kaldı ki,otizm spektrumunda yer alan orta ve hafif düzeyde etkilenmiş olan bireyler,kaynaştırma öğrencisi olarak eğitime dahil edilmektedir.

  1. Otizmli bireylere sahip ailelerin duygusal yapısı nedir?
Bu ailelerimiz,tanıyı aldıkları an itibarıyla bir çöküş yaşarlar. Önce inkar,sonra öfke,sonra kabullenme evrelerinden geçerler. Her evre kendi içinde, çevre desteği ile aşılır,yada bundan yoksun olan aileler içine kapanır veyahut çok zorlu mücadeleler sonucunda bu evreleri aşarlar.

  1. Otizmli olmayan bireylerin otizmli bireylere bakış açısı nedir?
Toplumumuzda son yıllarda sevindirici ancak doğruluğunu sorgulatıcı modern ifade şekli olan ‘’farkındalık’’ terimi ile hepimiz otizmi tanımaya başladık. Ancak bu bireylerin görsel olarak ‘’farkındalığında’’,fakat duygusal ve sosyal anlamda aynı şeyi söyleyemeyeceğimiz bir durum söz konusu. Toplumumuzda bu bireyleri yeterince tanımadığımız için bazen acıma,bazen korkma bazen de kaygı duymaktayız. Halen dışarıda otizmli bireylere ‘’cüzzamlı’’ muamelesi yapmaktayız. 

  1. Otizmli bireylerin gösterdikleri  başarılar var mıdır?
Literatür taramalarında  birçok dahinin (matematikçi,fizikçi,müzisyen ve ressam) otizmli oldukları bilinmektedir.

Doğru yönlendirme,doğru ve erken tanı sonrasında doğru eğitim ile ciddi başarılara ulaştıkları görülmektedir.

  1. Otizmli bireyler ve aileleri ile empati  kurulabilinir mi?
Otizmli bireylerin hassasiyet gösterdikleri noktasında olumlu çevre oluşturulabilinir. Ailelerine duygusal ve sosyal açıdan destek olunabilinir. 

  1. Okullardaki öğretmenler otizm konusunda yeterli mi.
Ülkemiz Üniversitelerinde  her ne kadar özel eğitim öğretmenleri ve PDR’ciler yetiştirilse de hala kadrolarımız yetersizdir. Okul hizmetiçi seminerleri çoğaltılarak bu konuda öğretmen ve veliler bilgilendirilmelidir.

  1. Bu tür sorunlar hangi birimleri doğrudan ilgilendirmektedir?
Başta MEB olmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımızın da doğrudan ilgilendirmektedir. Bu bakanlıkların koordineli ortak bilinç ile hareket etmeleri  ve bu yönde toplumu bilgilendirmeleri halinde sorun bir nebze çözülecektir.

  1. Son yaşanan Aksaray olayıyla ilgili toplum olarak ne denli duyarlıyız?
Bu olay,soyal medyanın da katkısıyla bu konuda oldukça hassas olduğumuzu göstermiştir.

Toplumda ortak bilinç,ortak hareket etme arzusu baş göstermiştir. Ancak hassasiyetimiz ne yazık ki gene ‘’farkındalık’’ teriminin sadece görsel kısmında ses getirmiştir. Problemin çözümü noktasında ciddi ve ivedi adımlar atılması gerekmektedir. 


 
Üst Alt