Otoskleroz orta kulakta ve iç kulakta anormal kemik yapımı sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu yeni kemik oluşumu, sesin asıl işitme organı olan iç kulağa iletimini engellemeye başlarsa hastada işitme kaybı ortaya çıkar.
Otosklerozun nedeni nedir?
Otoskleroz hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, hastaların bir kısmında ailesel (kalıtsal) geçiş söz konusudur. Ayrıca kızamık virüsü ile otoskleroz hastalığı arasında da bir ilişki varlığı iddia edilmiştir. Hastalık daha çok orta yaşlı bayanlarda görülür. Ancak erkeklerde hatta çocuklarda da görülebilir.
Nasıl işitiriz?
Orta kulak, ses titreşimlerini kulak zarından iç kulağa güçlendirerek iletmekle görevlidir. Bu işlev orta kulakta bulunan 3 kemikçik yardımı ile gerçekleştirilir:
Malleus (çekiç), en dışta, kulak zarına yapışık olarak yer alır.
İnkus (örs), ortada yer alır.
Stapes (üzengi), inkus ile iç kulağa açılan oval pencere arasındadır ve diğer kemikçiklerin ona ilettiği titreşimi iç kulağa iletir.
Stapes kemikçiği tarafından oval pencereye ve iç kulak sıvılarına iletilen ses titreşimleri, iç kulak sıvılarında dalgalanmalara yol açar. Bu dalgalanmalar da iç kulağın işitme ile ilgili kısmı olan koklea (salyangoz) da algılayıcı organcıklar tarafından elektriksel sinyallere dönüşür. Bu sinyaller işitme siniri ile beyin sapı ve oradan da beyine ulaştırılır.
Otoskleroz nasıl işitme kaybına yol açar?
Otoskleroz hastalarında yeni kemik oluşumu sıklıkla stapes (üzengi) kemikçiğinin tabanına yerleşip onun hareket etmesini engeller ve iç kulağa ses iletiminde kayba yol açar. Bu durumda hastada iletim tipi işitme kaybı gelişir.
Bu hastalığın yol açtığı yeni kemik oluşumu bazen de iç kulak duvarında yerleşir. Koklea yı (salyangoz) doğrudan veya dolaylı etkileyerek iç kulaktan kaynaklanan ‘sensörinöral’ kayba da yol açar. İletim tipi işitme kaybına ‘sensörinöral’ kaybın eklendiği bu tür işitme kayıplarına ‘mikst’ tipte işitme kaybı denir. Hastaların yarıdan çoğunda aynı seviyede olmasa da her iki kulak ta hastalıktan etkilenir.
Otosklerozun belirtileri nelerdir?
Hastaların çoğunda doktora başvurmayı gerektiren yakınma tek veya iki taraflı işitme kaybıdır. Kayıp yavaş gelişir ve hasta başlarda sadece hafif sesleri (fısıltı gibi) işitemediğini fark eder. Hastaların bir kısmı gürültülü ortamlarda karşılıklı konuşmaları daha iyi işittiğini ifade eder.
İkinci en sık yakınma da hastalıklı kulakta çınlamadır (tinnitus). Daha nadiren baş dönmesi veya hafif dengesizlik yakınmaları olabilir.
Otosklerozun tanısı nasıl konur?
Hastanın bir Kulak Burun Boğaz hekimince yapılan muayenesinde kulak zarları genellikle normal görünümdedir. ‘Diapozon’ adı verilen bir muayene aleti veya ‘odyometre’ adı verilen ve özel cihazlarla, sesten yalıtılmış kabinlerde yapılan işitme ölçümleri tanıyı koydurur. ‘Odyogram’ adı verilen işitme ölçüm sonucu ile hastalığın ameliyatla düzelecek safhaya gelip gelmediği de değerlendirilir.
Ameliyat öncesinde yapılan tüm muayene ve tanısal (teşhise yönelik) incelemelere karşın, iletim tipi işitme kaybı olan hastalarda kesin tanı ameliyat sırasında konur. Bu demektir ki, otoskleroz ön tanısı ile ameliyata alınan bir kısım hastada ameliyat sırasında orta kulağa bakıldığında, işitme kaybına yol açan sorununun otoskleroz dışında başka bir kulak rahatsızlığına bağlı olduğu ortaya çıkabilir. Bu durumda işitmede ameliyatla sağlanacak düzelme daha düşük bir seviyede olabilir, hatta sorunun ameliyatla düzeltilmesi olanaksız dahi olabilir.