Son Konu

Panik Bozukluk

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
36
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Panik bozukluk, tekrarlayan panik ataklar (bakınız; merak ettikleriniz => panik atak) ile seyirli bir

hastalıktır. Panik bozukluğun yaşam boyu yaygınlığı %4-5, sadece panik atağının sıklığı %22 gibi

yüksek bir orandır. Kadınlarda erkeklere göre 2 ila 4 kat daha fazla görülür. Hastalığın en sık

başlama yaşları 25-30 ve 45-50 yaş aralıklarıdır. Genellikle başlangıçta psikiyatri dışı hekimlere

başvurulduğu için panik bozukluk tanısının konulması ve tedavi başlanması gecikir.

Panik atak sırasında yaşanan belirtilerin yanı sıra, bu hastalığın yarattığı en önemli olumsuzluk,

atak geçirme korkusu ile, daha doğrusu atak olursa yardım alamama endişesi ile ortaya çıkan

kaçınmalardır. Hastalar, bu endişe nedeniyle kalabalığa, kapalı mekanlara (alışveriş merkezleri,

restoranlar-kafe-barlar, asansör, araba, metro, vapur, uçak gibi ulaşım araçları, tünel) girmekten

kaçınmaya başlarlar. Evde yalnız kalamaz olurlar ya da işlerine giderken yol güzergahlarını

hastanelere yakın olacak şekilde ayarlamaya başlarlar. Doğaldır ki tüm bunlar hastanın

yaşamında önemli kısıtlamalara yol açar ve yaşam kalitesinin işlevselliğini belirgin olarak bozar.

Diğer taraftan panik bozukluk tedaviye cevabı yüksek bir hastalıktır, hem ilaçlar ile hem de uygun

psikoterapi yöntemleri ile tedavisi mümkündür. Yapılan çalışmalar, psikoterapi ve ilaç tedavisinin

birlikte kullanımının, bunlardan sadece birinin kullanımına göre daha yüksek tedavi ve kalıcı

iyileşme oranına sahip olduğunu göstermektedir. Panik bozuklukta en etkin psikoterapi yöntemi

bilişsel-davranışçı terapidir. Bunun yanı sıra gerekli durumlarda diğer psikoterapi türleri

(psikodinamik psikoterapi ya da destekleyici psikoterapi) de kullanılabilir, ya da onların da

tekniklerinden faydalanabilinir. Panik bozukluğun ilaç tedavisinde ise başlıca anksiyete giderici

ilaçlar ve antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır.


 
Üst Alt