Paranoid olarak bilinen kişilik bozukluğu birçok psikolojik hastalıklarda olduğu gibi hasta tarafından fark edilmezler. Yakınları tarafından fark edilebilmeleri ile tedavi sürecine başlanabilir. Aksi halde kendileri bu rahatsızlıklarını fark edemeyecekleri için tedaviye de yanaşmayacaklardır. Genellikle ergenlik ve çocukluk çağlarında başlayan paranoid kişilik bozukluğu kişilik bozukluğu sınıfında ele alınırlar. Her ne kadar çocukluk yaşlarında başlayan bir hastalık olsa da farklı koşullarda ve daha ileri dönemlerde ortaya çıkarlar.
Paranoid Kişilik Bozukluğunun Oluşma Sebepleri
Paranoid kişilik bozukluğunun oluşma sebepleri genetik, biyolojik veya psikososyal faktörler olmak üzere üç temelden oluşmaktadır. Genetik faktörler diğer aile bireylerinde de bu hastalığın mevcut olması ve DNA ile diğer nesillere iletilmesidir. Biyolojik faktörler arasında şunlar sayılabilir.
Alkol veya diğer maddelere olan bağımlılık,
Alzheimer veya epilepsi gibi nörolojik hastalıklar,
Beyin üzerinde meydana gelen lezyonlar veya enfeksiyon oluşumları,
Bazı vitaminlerin eksikliği olarak sayılabilir.
Psikososyal faktörler ise şahsın hali hazırda aşırı duyarlı bir kişilik yapısına sahip olması, güvensizlik ve düşük benlik bilincine sahip düşünce yapısı, sosyal çevreden soyutlanma isteği sayılabilir. Annesi gereğinden fazla denetleyici ve babası sadist bir yapıyı barındıran bireylerin aralarında da sorunlu bir ilişki yaşamaları çocuklarında bu hastalığa sahip olmalarında büyük bir etkendir.
Paranoid Kişilik Bozukluğunun Belirtileri
Kişilik bozukluğu sınıfında yer alan paranoid kişilik bozukluğunun belirtileri arasında ilk göze çarpan ve bu hastalığı taşıyan hastalarda görülen en temel belirti kıskançlık duygusudur. Diğer belirtileri ise şu şekilde sıralayabiliriz.
Kendini korumak adı altında aşırı derecede saldırgan bir tutum sergileyebilirler.
Kızmak, öfkelenmek ve agresifleşmek için hiçbir sebep aramazlar. Her an bu saydığımız duyguları yaşayabilirler.
Karşısındaki insanların hatalarını affetmek onlar için çok zordur ve bu sebeple büyük bir kin duygusuna bürünürler.
Gerçekleri çok sık çarptırırlar ve sık sık yalanlara başvururlar.
Çevresinde yaşanan her şeyi ve ona yaklaşılan her duyguyu kötü olarak algılarlar.
Her olumsuz sonucu bir başkasının üzerine atarlar, sorumlusu kendileri bile olsalar her durumun sorumlusu olarak başkalarını görmekle birlikte buna gerçekten inanırlar.